19 Eylül 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13

19 Eylül 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Gelirim, yarın bankadan er- ken kurtulurum, dedi. Bankada, memur falan değilim Benim. Ufak bir şey.. Küçük iktisat evi... Sekten bin lira sermayesi var. Ortalık kararımıya hazırlanıyor- du. Duvardaki reilme yan bir ba- kış attıktan sonra Haydar yine çekilmek istedi, fakat Suat kalması için israr ediyordu, birden dışarı- dan bir kadın sesi duyuldu. Suat sevinçle kapıyı açtı ve bağırarak: — Seniha, bir misafir var ve bil bakalım misafirimiz kimdir, diye sordu. : Kadın kocasını böyle bilmece gibi sualler soracak kadar neşeli görmesinden ona gseayip acayip baktı, Buat israr etti; — Bil bakalım misafirimiz kimf Seniha cevap vermeden misafi- rini karanlıkta tuttuğu için ona çı- kıştı. Elektrik yandığında kadın, Suatın omuzu üzerinden bakarak tanımadığı bir erkeği görünce çık- mak istedi. Suat unun boynuna sarlarak bürosuna kadar sürükledi ; — Beyin, kim olduğunu bili- yormusun? Ali Haydardır... Canımı kurtaran adam. Seniha kıpkırmızı bir yüzle: — Aaa... Bey miydi 9 diyesordu. Ve ilk anı unutması için Hay. dara derin bir bakışla baktı. — Haydar ve karısı yarın öğleyin davetlilerimizdir. Seniha kabul mâ- nasiyle başını indirdi. Ali Haydar, veda edip gitti. Se- niha çehre ve sesinde lâkaytlik ile; — O da avukat mıf diye gordu. — Hayır, bankacı. Küçük İkti- sat Evinin sahibi. Harikulâde bir adam, — Biliyor musun Suat,dedi, bu adamıh kim olduğunu öğrenmelisin, her ne de olsa onu ilk defa görü- yorann. Boat dapılmaya hazırdı; — Haşız, Kim ve ne oldnğu beni alâkadar etmez. O benim için en büyük insandır. Canımı kurta- ran insan. Böyle konuştuğuna tee& süf ederim, Seniha. Seniha cevap vermemeyi tercih etti. O akşam yemekten, Seniha her vakitten daha erken hasta ol- duğunu bahane ederek, kalktı, Suat bürosuna geçerek ertesi gün- kü davâlarını başka güne bırak- mak için sebepler aramağa koyul- du. Dosyayı açarken birdenbire karısının Haydarla tanıştığı anda- ki irkilmesini hatırladı, karısı utan» mış hattâ kızarmıştı, Gözlerinde korku ve ıztırap vardı Haydar Roman: Mukaddeme «Her gönülde bir arslan yalarmış» * #* Sana uzun bir masal söyliyeceğim Belki de Ölmüş dünyaların hatıralarını özliyeceğim Yaceralar dolu hayatımdan bahsedeceğim Gana uzun bir masal söyliyeceğim Dinle.. Hikâyemi kara taşlara yazdım Beyaz sahifalara damladı kanım İçimden kopan ses Minareler boyunca yükseldi An be an Aldığım nefes İçime damlıyan Eşsiz bir kederdi.., Arsum, beni yollar boyunca sürükleyen seldi... £ * » Hiç durmadan Akan Kan Rengi sularda yıkandım Kendimi kaldırımlara bıraktığım zaman, # Lİ Tükendi sabrın basamağında mermer Yılların sahifaları açılsa birer birer, i * 4 Lâhzada eriyen bahtım Çileler dolusu gamım Tenime mıhlanan canım Gönlü garib insanım İsyan Ye kan Dolu bu yerde Aradığımı bulamadım Kilaplar dolusu romanım A. Süavi KOÇER ise pek tabii bir halle, mütebes- sim, elini Senihaya uzstmıştı. Suat mırıldanarak «Böyle divane- likleri de düşünebiliyorum, ne çir- kin şey» dedi ve koltuğa yaslandı. Böyle kaba ve pis şüpheden sonra Haydarın yüzüne nasıl bakabilirdi. Böyle şeyler doğru olamaz, Ka- rısı zaten ondan bir şey gizleye- mez. Evlendiklerinde Seniha ona hayatında yalnız bir defa bir er- — Devamı gelecek sayıda — 227 — Servetifünun — 2300

Bu sayıdan diğer sayfalar: