19 Eylül 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9

19 Eylül 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tışdırmaksızın ayni geyi yaptılar. Hâlâ Romsda Kompidaliyo meydanını süsleyen yaldızlanmış bronzdan yapılan Marko Avroli- yonun atlı heykeli Jul Sezatın, Avgustun, Fitonun Tralyanonun heykelleri muhtelif müzelerde bu- Junuyaorlar, Romada Kamya Dolyo müze- sinde muhafaza edilen Cermanı- konun zevcesi Agripanın iki hey- keli fevkalâde nadir güzellikte papılmış eserlerindendir. Vatikan müzesinde bulunan Hi- pap heykelide bu cinsden eserlere mittir. Heykeitıraşlık tarihi sahneleri fasvir ederek ilerliyordu. Bunların icrası Romalılarda plastik san'atın Miğer bir cephesini ifşa ediyordu. İşi hakikate uygun olarak temsil “»tmek Roma mesziyetiidi. Bir çok figürler arasında en tanınmışını daha südlemek gayesini tatbik edi- porlardı. Böylelikle Yunanlıların tatbik i pitikleri kabartma usulünden ay- #ıldılar ve kendi kendilerine ayrı bir tarz tatbikine başladılar. Plastik san'at, Bslarapo İigür- lerini modellere nazaran muhtelif patıkhlara tevzi ederek resmin he- İkimiyeti altında kendini kaybedi- gordu. Apollon heykeli - ESKİ YUNANLILARDA HEYKEL SANATI Eski Yunanlıların tahayyülleri yaratıcı idi. Bu bali onlara ikli. min munis havası vermiştir. Gü- zel san'atlarda en çok muvaffak oldukları saha plastik san'atlardı. Yunanlılarda şahsi resmi ve halk hayatına ait olduğundan bil- mecburiye artistin hayatı daha geniş bir hakimiyet altında ekzer- siz yaparak daha derinleşdi. Bu- bun neticesi ialettayin kimselerin hususi hayatları yerine kabraman- ların ve allahların hayatlarını alğ- kadar eden mevzular güzel san'- atlarda yer aldı. Allahların temsili nihayet öyle bir hususiyet aldı &i, buna Yunan plaatiği diyerek ayır- mak daha doğru oldu, Omer Al- lahlara insan hayatı atfediyor ve onlarında insanlar gibi hak vazife mefhumlarile mükellef olduğunu ayni zamanda iyi ve fena itiraz- lara malik bulunduğunu söylüyor. Şarklılar hikâyelerinde heyecana- ver itiyatları havidirler. Onun için bu fikrin tesirile llah figürlerin! korkunç olarak tasvir ediyorlardı, Halbuki Yunanlılar imkântiz ve batıl tasvirler yerine Allahlara iv- san hayatına uygun olarak tasvir ediyorlardı. Bilhassa vücüt kıdmı- nın mükemmel bir ahenge malik olması Yunanlılarda esaadı. Vi cüdün güzelliği Yunanlılarda şart olduğundan başka Yunan profili denilen şekli veriyorlardı, İnsanla- rın pek mütenevvi olan tipleri bu suretle tek bir tipe irea olundu. Yüzün şeklinde plastik karakter gözükür. Dini fikirden çıkarılan plastik samat en mühim yerini mabetler- de buldu. O zamana kadar kaba bir suretle yapılmış olan ilah tem- dilleri hayatla dolu bir varlık şeklini aldı. Bu terakki yeni mal- zeme kullanmakla elde edildi. Tahta üzerine oyulan ve renkler- ie süslenmiş heykeleiklerin yerini heykeller aldı. Bunları yaparken altın ve fildişi kuilanılıyordu. Fa- kat sonra bu tarzda yerini mer- mer ve bronza bırakdı. Buniardan başka plastik süslerle mabetler süslendi, Mabet Frontonlarına hey- kel grupları konmağa başlandı. Mabetlerin duvarları kabartma resimlerle süslendi. Binaların freak- leri bu niyet tarzında yapılmasına rağmen üzerine pek çok kabari- Eski Yunan mabetlerinden: Pantheon ma resimler konuldu. Mamafih Yunan plastik san'ati kendi ks- rakterini saklıyarak her hangi bir mimari tesirinden hariç ve müs- takil olarak kaldı. Daha Omer devrinde şayanı dikkat eserler yapılmışdı. Buuların arasında Mi- seni arslanlar kapı bugün bile zergfelini muhafaza etmektedir. Sehliemann, Trova ve Misene topraklarını örten harabelerinde bunlardan pek çoğun tesadüf olunur. Bu işlerin dekorasyonu bilhassa pek büyük değişiklik ve güzellik gösteren hatti resimlerle yapılmışdır. Renklenmiş killerle yapılan figür, vazo gibi eserlerle altından, gümtişten, bronzdan, ba kırdan yapılmış pek çok eserler ve ayni zamanda Londra Britiç müzesinde bulunan Arpiye, Ak- santo heykelinin kabartma resim» leri Anadoluda bülunmuşdür. Bu kabartma resiinlerin biri Arpiye- Din kolları arasında çocuk çekil- leri tuttuğunu ve bit tahtada otu- ran Allahın onu kabul ettiğini tas- vir eder. Heykel san'atını tarihi inkişaf devirlerinde mütalan ede- lim, BİRİNCİ DEVİR Birinci devir bizi Isa'dan altı asır evveline kadar gönderir. Ha- len bulunan muhtelif eserlerden bu devirde san'atın elde ettiği yüktekliği görebiliriz. — Devamı son sayfada — 3 — Servetifünun -—- 2300

Bu sayıdan diğer sayfalar: