19 Eylül 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4

19 Eylül 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hayatı — Eserleri — Sistemi — 2297 nci sayıdan devam —- evvel insani bir şahsiyet olarak mey- dana çıkarmak lâzımdır. Hocam «Üonnais-toi, tol-mdme> veoizesini başlık yaptığı Ruh meselesi faslına çok eski bir vecize ile «8iemin mihrakı insandır» vecizesile baş- iyor. İnsan «ihtirsslarınının teşkil ettiği şahsiyeti ile insandır, o ni- hayetsiz bir mevzu kudretidir. Bu mütemadi bir faaliyet, büyüyen bir ağaçtır ki, kökleri uzviyetie uzanır ve çiçekleri cemiyefin için- de fikirler halinde inkişaf eder>»|”7. İnsanın şahsiyet olarak meydana çıkması için ruha kıymet vermek ve ruh için yapılacak olan izafın Zamanımızın ilmi mutalalarına zıd düşmemesi lâzım gelir. Hilmi Zi- yanın kabul ettiği ruh, eskilerin «Ruh duyan, düşünenin ezeli ve ebedi bir cevherdir» tarifile ifade edilmiş olân ruhu değildir, bilâkis modern psikolojinin ileriye sürdü- Bü: «Ruh bir cereyan, bir nehir, bir fiiller ve haller silsileşidir», tarifinin verdiği ruhtur, Hilmi Ziyanın istediği sşk ah: Akı: «İnsan ruhunun &onauz bir ihtiraz içinde kemale iştiyak» diye tarif edilebilir. Bu tarif aşk ahlâ- kını mistisizmden tecrit ettiğini söyliyen müellifin haklı olmıyaca- ğını ortaya koyuyor, şu sebeple ki (Kemal) maneviyattan, iştiyak ve İhtiras ruhilikten biç bir vakit ay- rılamazlar. Aşk Alâkı müellifinin (ihtiras)ı klâsik pisikolojinin izah etmeğe çalıştığı ihtiraalardan de- Kildir, Hilmi Ziyada (ihtiras) yal nız iç bünyesi itibarile değil fakat müspet ilim olmağa gayret eden Psikolojiye dahil olmameaşile de -dış bünye - metafizik ve mistiktir, Hocamın .âşk ahlâkı biç şüphe yok ki realist biç ahlâktır. Fakat bu rivayete Realist sözü felsefi ma- naşile değil bilgi aksiyona müte- veccih bulunan bir ahlâkın tahak- kuka için lfizım gelen cemiyetin yarilarına «ed düşmemek, insanı katyatta muvaffak aver olmak şe raliidi beis bulunması manâsına alınmaluılır. Bu manâdn alındığı (9) Aşk ahlâki sahife 8. vi L M “ Yazan : Hasan Tanrıkut zaman en koyu bir Mistisizm ile karışık olan ahlâklar bile realistir, Budda. İsâ ahlâkları gibi... Bunla- rın realizmi cemiyetin bir ihtiya- cına cevap olabilmelerinde ve fer- âİ unsurlardan sıyrılarak sosyal şekil alabilmelerindedir. dak akldkı içinde böyle düşünmek zaruretin- deyiz çünkü eser bütün insanı ra- hi kıymetlerin iflâhına şahid oldu- ğumuz bir asırda, ahlâk iştiyakını duymağa başlıyan sosyal şuura ©6- vab olmak üzere yazılmıştır deni- lebilir. Böyle olmakla beraber eseri idealist görüşe tamamen idhel et mek te mümkün değildir. Evet idealizm eserde en bariz vasıf ol- duğu halde aşk ahlâkının idealiz- me idhaline mezun değiliz. Eğer eser bir mukaddime ihtiva etme: seydi zannediyorum ki hiç bir mü- nekkit bu mükemmel eser için: realisttir | hükmünü veremiyecekti. Bir kül olarak gözden geçirildiği vakit aşk ahlâkı reslizm ile kabili telif unsurlar ihtiva etmez. Fakat hocam behemehal realist olmak istiyor diğer taraftan ruhunun de- rinliklerine kadar işlemiş olan an- anevi Türk idealizmi kendisini terk etmiyor. Bu mütenakuş cere- yanların arasinda kalan Hilmi Zi- ya nihayet Fenomenoloji'ye istinat ederek bir ideo - realizm ile buhrandan kurtulmak ister, İde- slizm ile realizmin bu telifi maa- lesef muvaffak olamamıştır. Bunu hocamın (telifciliğin te- nakuelar)ını yazmasından &nlıyo- ruz. İçine ilüştilüü buhrandan Fe- nomenoloji'ye “layanariik yaptığı I Y A telif ile kurtulamayınca bu sefer Ya idealizm - ya materyalizm, zihnimizi idealizm - realizm kav gası kuroalıyacak değildi. Fakat m kadimede Ziya Ülge <aşk ahlâkı mistik değildir: (1 diyor. Bu ihtarlar üzerine silkiniyo ahlâkında mevcut değildir. İtirafen olarak hocamın Feno menoloji'ye istinad ettiğini Feno menoloji'nin ise dış âleme iç #lem- den daha - Heideger'in hisçi metafiziğini şik redebilirim, Aşk ahlâkı orta çağda yazılmış olsaydı, hiç bir orijinallik taşımız. yaoak ve unutulup gidecekti: Orta çağ daima dini manâda olmak üzere ahlâk, doğruluk, iyilik.. söz- lerinin herkesi bıktıracak kadar bol kullanıldığı bir devirdir, hele ifadesinde mukaddes kitapların ha- vasını taşıdığı için Aşk ahlâkına (taklit) deyip geçeceklerdi. Halbnki Aşk ahlâkı yirminci asırda yani bütün ingant (ahlâki) mefhumların iflâs etmiş olduğu bir asırda ya- zıldı ve dünden farklı olması tabii bulunan ahlâki yarını (Yeni İnaan- lığı) müjdeledi. Muharririn yirminci surda bir ahlâk kitabı yazmak — Mlsisimi car — İl Yeri insatdık, Sayı 1. Aşk ahlâk; müsililile konuştum, i

Bu sayıdan diğer sayfalar: