10 Ekim 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

10 Ekim 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e ÇAT SON' POSTA " HÜNKÂR, ODANIN MI, YOKSA GÜLNİHALİN Mİ PERİLERLE ALÂKALI OLDUĞUNU ANLAMAK İÇİN BAŞKA BİR HALA- YIKLA “Valde alayı,,, şimdi Da- rölfünun ittihaz olunan eski serasker — kapısından — başlar, Divanyolu — tarikile — Topkapı sarayına kadar uzanırdı. Ölen veya — hal'olunan padişahın anası, kadınları, kalfaları, öpü- lüp okşanmış halayıkları daha cenaze defnolunmadan kapalı arabalarla eski saraya gönde- rilmek âdetti. Ertesi gün de eski saraydaki yeni valde, gü- müş tekerlekli bir arabaya bindirilerek ve hizmetinde bu- lunan cariyeler de, tahtıravan- lara irkâp — olunarak sulakla- rın, zülüllü, zülüfsüz baltacıla- rın, bostancıların, çavuşların teşkil ettikleri rengârenk saf- lar arasında karınca yürüyüşile Topkapı sarayına getirilirdi. Padişah anasını orta kapı- dan karşılar, elini öperek dai- resine — götürürdü. — İstanbul halkı, bu alay münasebetile de istekli, isteksiz, sokaklara dö- külür, nümayişler yapar ve geceleyin evlerini kandillerler süslerdi. — Valde — alaylarının — tarihte bir hususiyeti vardır. Devlet ricalinden birçoğunun — saray kadınlarile muhaberesi mesbuk olmakla beraber rüşvet vermek, memuriyet istemek, şunu ve bunu gamzetmek — maksadile vukua gelen muhabereler, res- mi bir mahiyeti haiz değildi. Kadın imzasını taşıyan yegâne resmi teskere, işte bu alay sonunda Valde sultanın Sadra- zama yazdığı “hükümname,,dir. Mahpesten kurtulan ana, oğ- lunun yanında yer tutar tutmaz hükümet reisine bir hil'at ve bir de mektup göndererek (valdelik) makamını işgal etti- gini resmen tebliğ ederdi. Üçüncü Osman, yetmiş ya- gşını biraz geçmis, fakat ken- disinin tahta çıktığını görme- den ölmemek metanetini gös- termiş olan anasını karşılamak için hazırlanırken hayli endişeli görünüyordu. O geceyi uyku- suz geçirmişti. Hafız Beşirin tavsiyesi üzerine yatağımı, hün- kâr sofasındaki büyük salona naklettirmekle beraber uyuya- gaamıştı. Filhakika ©o müdepdep sa- londa mahut sesleri işitmemiş- ti, tabiilik haricinde bir hadi- se ile karşılaşmamıştı. Fakat salonun ortasında sallanan bil- lür top, parlak bir muhtıra kuvvetile mütemadiyen o ma- cerayi hatırlatıp durmuştu. Şiş- man adam, sabaha kadar göz- lerini o toptan ayıramamış ve onun, biraz da müstehzi gö- rünen, — delâletile — Gülnihali, öbür odada akim kalan vus- lat oyununu düşünmüştü. Mahpes hayatında bol bol cari- ye istifraş eden ve her hangi bir kadın için bütün ömründe cüz'i bir iştiyak beslememiş olan üçüncü Osman, uykusuz göz- lerini yumdukça veya açtıkça, billür. topa baktıkça veya bakmak - istemedikçe kumral halayığın dilber endamını görü- yor, mütecakiben de o meşum seşleri işitir. gibi oluyordu. Bir halayık parçasını bu ka- dar düşünmek sinirine doku- nuyordu. Lâkin onu bir türlü gözünden uzaklaştıramıyor zih- lll TECRÜBEYE GİRİŞMEYİ — Hiçbiri Ona Benzemiyor... t | ninden silemiyor, yüreğinden | kovamıyordu. Acaba kıza ta- aşşuk mu etmişti, yoksa yarım kalan bir zevkin ikmali arm- siyle ni teheyyüç ediyordu?.. edememekle baraber kıza kar- şı küvvetli bir incizap duydu- gunu anlıyordu. Ayni zamanda onunla karşılaşmaktan da ür- | küyordu. Kölelerin hikâyele: Hafız Beşirin sözleri kendisini ikna edememişti. Mülâhazasını derinleştirdikçe işin içinde da- ha başka türlü esrar seziyordu. Meselâ: Güzel halayığın bir peri azmanı olabilmesinden kuşkulanıyordu. p Onun yürüttüğü muhake- meye göre: Saray tekin degilse şimdiye kadar bir eser görül- mek İâzımdı. Halbuki glçblr hünkârın hala; la cik Mti yıklarla cilveleşir- edildiği — işit mişti. Kendin- den & gelen devletliler, saray içinde yatak serilmemiş köşe bırakmamışlar, en irbe yerlerde — sevişmişler, — tavan aralarına kadar girerek cümbüş yapmışlar, — fasılasız. çocuk doğurtmuşlardı. Bu hale naza- ran sarayın değil, şu kızın tekin olmadığını kabul etmek daha makul görünüyordu. Üçüncü Osman, saatlerce süren Üüzüntülü mülâhazalar- dan sonra işte bu kanaati hasıl etmişti ve artık Gülni- halden — şüpheleniyordu. Onu kuvvetle isteyişi de şüphesini ayrıca teyit eden bir amil (409) lira Ve (5) Bono Çalındı Galatada Voyvoda cadde- sinde “Rus Pazarı,, müsteciri İsrail efendinin — dükkânına müşteri sıfatile gelen iki kişi dükkânda asılı ceketinden (67) dolar ve (27) İngiliz evrakı naktiyesi ile (50) Fransız fran- gi ve (5) bonoyu çelmıştır. Hırsızlığı Bekçi Mi Yapmış? Valde hanında oturan İraı h Hüseyin Ef. Sultanhama- mında N(ı:nhmutp:ışı hanına b- raktığı (25) duzüne çorabın bekçi Ali tarafından çalındı- ğını iddia ederek polise mü- racaat etmiştir. Bir Okka Esrar Galata'da Alipaşa caddesin- de oturan deniz amelesinden Mehmet çavuşan odasında bir okka esrar bulunmuş ve mü- sadere — edilerek — tahkikata başlanmıştır.f e DÜŞÜNÜYORDU!.. oluyordu. Çünkü hiçbir. kaz hakkında —meftuniyet — hisset- mediği halde bu kızı müte- madiyen ve iştiyak ile düşü- ğüşünü başka bir şeye ham- Şimdi bir samur kabaniçe (1) giymiş, Üç sorguçla müzeyyen Yusufi bir destara sarınmış olduğu halde çeşmeli sofada ı dolaşıyor, anasının vürudu ha- | berini bekliyordu. Fakat zih- ninde dolaşan annesi değildi, Gülnihaldi. Binnefis peri değil- se bile uzaktan, yıkng'u. karabeti olduğuna kanaat ge- tirdiği bu kızı, nasıl edip te biletraf deraguş - edebileceğini düşündü. Be sıkmtıli “düşünce -hayli imtidat etti. Çirkin ihtiyar, birkaç kere, anasını bekleme- den fariğ olmayı tasarladı; gündüz gözile Gülnihali yâka- lamak, onunla baş başa Kal- mak, geceki husranın acısını çıkarmak istedi. Lâkin mahut seslerin gene araya girebilmesi ihtimali zihnine çarpar çarp- maz bu emelden vaz geçti, içini çeke çeke beklemiye ve kumral halayığa tasarruf için müessir çareler aramıya ko- yuldu. PArkası var ) D Kabaniçe, kolsuz bir kürktür. Önü çaprastvari gaytanlı, yakası da Enli olur, kürk — omuzlara gelir, omrun dışarısma da biraz kürk konulurdu. Düğüeleri murassa yapılırdı. Şehremininde Hırsızlık Şehremininde binbaşı Tevfik Beyin evinden yağ, şeker ve saire çalınmıştır. Tahsan Sefareti Kâtipliği Hariciye vekâleti memurla- rından Ahmet B. Tahran sefa- veti kâtipliğine tayin edilmiştir. İki Kadının Kavgası Kasımpaşada Nazlı ve Ne- zihe hanımlar kavga etmişler. Nezihe hanım yediği tekmenin tesirile iki buçuk aylık çocu- ğunu düşürdüğü iddiasile po- lise müracaat etmiştir. Balkan Olimpiyadında Atina, ( Neo - Faleron ) 8 (H. M.) — Sedat ve Şirinyan Dablda Yunan takımımı 6 - 3, 3-0, 6-3, 6-3 ile yenerek Ro- manya ile finale kaldı. | 3 Perdelik Son Posta'nın! Bilmecesi Halledilen Bilmecemiz 12345678B91011 | U TİYA Soldan Sağa, Yukardan Aşağı: 1 — Okuyan (4) nam, ad (4) 2 —Ham üzüm (5) büyük ev (5) 3 — Namusa dair (2) sü- künetli (5) nota (2) 4 — Bir millet (3) parlak- tık (3) 5 — Vuku bulmak (3) be- raber (3) 6 — Uçan (3) unvan (3) 7—Sayı (3) iskambilde bey () 8 — Nihayet (3) delilik de- recesi (3) 9 — Yuva (2) rica (5) bir hece (2) 10 — Pişirilmeden (5) soğuk değil (5) 11 — Defa (4) tırpan (4) IRAK KOMİERİ GAZİYE HAYRANDİR yenem ot Şarli Şaplen Balık Avını Çok Severv Bu Sevginin Sebebi Fa- #kirlikten Korkmasıdır.ls. Şarli Şaplene sorulmuş: — Niçin bu kadar balık avlamayı seviyorsunuz ? Şarli Şaplen, bu suale cevap vermek için epey düşünmüş. Sonra hiç beklenmiyen bir cevap vermiş: — Fakirlikten korktuğum için.. O suale bu cevap garip görünmüş. Fikrini daha açık onlatmasını — istemişler. O da ilah etmiş: — Küçükken Londra'da idim. Çok fakirdik. Evi beklemek için sokağa çıkamazdım. Her- gün, ertesi günün yiyecek em- dişesini çekerdim. O kara gün- ler şimdi çoktan geçti. Fakat o vakitten kalma bir ruh sıkıntısı var, Bazan bana öyle gelir ki ertesi gün aç kalacağım, yiyecek bulamıya- cağım. İşte böyle sıkıntıya düş- tüğüm zamanlardır ki kendimi lamıya veririm. Bu endişeyi gi- deren tek eğlence işte bu av- dır. Önün için balık avım bu kadar çok severim. MUHARRİR PRANDELLO Maruf İtalyan piyes muhar” riri Prandelloya sormuşlar: — Sesli ve sessiz filimler hakkında fikriniz nedir? — Sessiz filim bütün dün yayi alâkadar ediyordu. Çok mükemmeldi. Pek azı müstes” na olmak üzere, sesli filimler fena tiyatro piyeslerini andı" rıyorlar. Sessiz filim tiyatrodan n6 nt derece uzaklaşmak ııocbıı'i' yetinde ise sesli filim de © y nisbette sessiz kurdele ve tiyi 4 rodan uzaklaşmak zaruretinde” , dir. Ben sessiz sinemanın öle“ ceğine kani değilim. erimi” || zin en bedüleri olan görüş işitiş hassalarımız ayni yükse heyecan içinde birleştirildik” | leri gün sesli sinema zafef A İngilterenin irak komiseri Toros |deniz kenarına atar, balık av- İkazanmış olacaktır. Ve illâ felâl- treni ile şehrimizden — hareket etmiştir. | Komiser, tarafından Reisicümhur kabul — edildiğinden dolayı pek memnun ve minnettar olduğunu ve Gazi Hz, nin kendi- lerile iki saatten fazla görüşmek lâtfunda — bulunduklarını - ve bu mülâkat esnasında Reisicümhur Hz. nin dehasını gösteren zekâ- larına, vasi malümatlarına ve alâ- kadar bulundukları — meselelerin bipayan tenevvüüne karşı hayran kaldığını beyan etmiştir. Belediye Oh Dedi Yağmur mevsimi geldiği için belediye “oh,, demiş ve caddelerin zaten pek mahdu- duna nasip olan yıkanma işi- ne nihayet verdirmiştir. DARÜEBEöAYI TEY&;SİLALER: İSTANBUL. BELERİYESİ T l :ıııil CÜN Terceme eden A. Muhtar nBıu! 'Zlı.kö(.).:n “n 'a Piyes Yazan: W.S.Maugham Üsküdar Hâle sinemasında Küçük Hırsız Mümessili Lilyan Harvey, iği- veten sevgili donanmamız ile Yavuzun büyük harp manev- raları filmi. Koşunuz, görünüz. ERA Sinemasında İlk — defa alurak HOLLYWOOD'DA Bi ilen İZDİVAÇ Bilhassa mest ve geşyedici Viyama melodileri pek ziyade takdir edilmişlir Musikisk OSCAR STRAUSS' un Heyeti temsiliyesi başında: HAROLD MURRAY ve NORMA TERRİST vardır.. İlâyeten gösterileni “FLIG ve FROG BOKSÖR,, eğlenceli sesli canlı resimler ise pek riyade haşa gitmiştir. Dün ber #eansta — salonun Jebalep dolduran ve yüzlerce kişiyi Tet mecburiyetinde kalan KAZAR SiNEMASıND. İlk defa olarak gösterlimekte olan BİR FAHİŞENİN HATIRATI Simdiye kadar görülmlüş film'erta cn açık ve en serbesi filmidir. İstanbul Radyosu İstanbul radyosu düti akşam neşriyat yapmadı. Tahkikatımı- za göre bunun — lodos fırtı- nasının — Osmaniye merke- zindeki antenierde yaptığı tah- ribat yüzünden olduğu anlaşıl- Mevsimin en büyük sinem3 İf mıştır. Tamiri için dün akşam ( SEz karanlığına kadar ise de yetiştirmek mümkün ol- mamıştır. Bu akşam neşriyat | gene mutat saatlerde devam edecektir. MISIR, POLONYA, NORVEÇ | SEFİRLERİ Mısır, Polonya ve Norveç sefirleri dün Reisicümhur Hz. nin huzurlarına kabu! edilcrek itimatnavelerini arzet < işlerdir. t .a. uğraşılınış (i Sinemasını çift sesli makine İ!6 | techir — eden bugün Tik matineden itibaren üNü min her- tarafında büyük - bir #füz bırakan ve emsalaiz artir? DOLOR İN KOSTELLO ve JORJ O'BRİEN fından tesnsil - edilmiş bulunat? ; senli, sözlü B NUHUN GEMİS fi'miai İrzneye Laşlıyacaktır, HARİCİYE VEKİLİ GİTİ Hariciye vekili Tevfik tü B. dün Ankaraya git

Bu sayıdan diğer sayfalar: