4 Kasım 1930 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

4 Kasım 1930 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> SON: POSTA Almanyanın, Altında Ezildiğiri İddia Ettiği Muahedelere Karşı İsyan Bayrağını Çekmesi Okadar Uzak Görün- Gözüle Gördüklerimiz ı Bir Kadın Kaç Kişiyi Sevebilir? | Tabii Kadının Ancak Bir Şikâyet Müna- sebetile a, ma, ve “Melâhat,, imzalarile dün talebe mektubu neşrettik. Mektup uy leri İMAR elnonenisa yil Büli- İstedikleri | halde reddedildiklerini Hiyorlardı. Biz bu hadiseden sinema derki is haberi olamıyacağım, olsaydı Kal ğe kaydetmiştik. Hadisai VEN tamamen teslim etti. Ferah Man eski Darülbedayiden Şadi Beyi ni altındadır. Bu mektup münase- ii Şadi Bey bize şu irahatı verdi: tada lili güln, Sinemamız talebeye " ve tensilâtlidir.. Kaldı ki A, P İdaresinden getirdiği bir vesika Mara, Mebeyi retini ispat eden her fakir de meccanen alırız. Aynca Yan, Winde talebeye tenzilât yapılır. er adr ahvalde sinemamız başka- e. Hadise, belki böyle bir Mig, © olmuştur. Haberim olsaydı, Yaaa — Herhangi bir şikâyet Mey 2 evvel bir milensenenin salâ- v rüknü ile görüşülürse elbette Naz, Bibi anlaşamamazlıklar hasıl ol- izden bu noktalara bil- etmelerini rica ederiz, Gardöfren Olmak İstiyorum demiryollarında çalışıyorum. öm imtihanına kabulüm işin aa da Vardan e Bir vive Mağdurluğumun sebebi dei. aşa “İmamdır. İltimasılardan bana “, » Daha büyük makamlara ai an merelimi tecavüz etmiş e Kâmil taç, Posta — Daha büyük makamlar İdârenisin büyük © makamları Sin Dentaş mat ediniz ve hakkımızı inde İsteyiniz. En Talisiz Semt Bendeniz Gedikpaşada, Saraç İshak de oturuyorum. Eğer bana “ik en talisiz mahalleri mere- Meke sorarsanız, size derhal cevap a, Bizim mahalle, kaş TÜN boş vaktinizde, Saraçishak- e, olursanız bozuk kaldırım. ti atılmış süprüntüleri, bir iy, MİNİ almış olan çamur yağmur. liz. İstanbul gehremaneli A iye oldu; bari bunları 5 olmaz mı? Saraçishak mahallesi No. 4 Ali Cevaplarımız mayan ha, De Zamanında buna ait Bep Zönderen sata Devlet N olası memurlar için bir ka- edilmiştir. Eğer vaziyetini Müyi, llna, ümirlerinize beya bal Ma eti ki sizi müşkül vaziyete ma hlasedar Mdilmmez., CN İSE mamalarımdan dap e ho olmamız Rumarası : jmemektedir. AN ağla Ri Hitler partisinden (Her Gobel meclise girmek için acele ediyor. Alman milliyetperverleri | hep bu kıyafette dolaşı- yorlar. Nümayişlerde ise kısa gömlek giyiyorlar.. Harpten sonra Almanyaya yükletilen tamirat ağırlığı gün geçtikçe şiddetini daha fazla hissettiriyor ki bütün Almanya bu yüklerden kurtulmıya çalı- şıyor. Şimdiye kadar az çalış- madı değil, Fakat bu çalışma, şimdi, daha bariz bir surette görünlyar. “ Bmuiiiçin sökek> larda nutuklar veriliyor, gaze- telerde yazılar yazılıyor, Millet Meclisinde çok şiddetli sözler söyleniyor. Bu hareketin başlıca âmili müfrit milliyetperverlerin reisi olup son intihapta büyük bir kuvvet kazanan (Hitler) ismin- deki adamdır. Tahrikâtı, Al manyayı müsellâh bir ihtilâfa kadar sürüklemesi mümkün olan Hitlerin gazeteleri son bir karikatürle vaziyeti şöyle ifade ediyorlar: Almanya, sırtma dünyayı PEYAMİ SAFA SON POSTA'nın Edebi Romanı PATİH. HARBİYE en için yaprak araya ra ir kısmı dışarıda Fuşmuştu. o Yaprağı Süt, Sekerek bir daha ve ; by, erleştirmek istedi, mk rağ sekti ve kopardı. dinden yere ata- Mak nepeye döğrü gitti, a ey, sina kendini attı, iy Ya bırakarak öylece Kv kas başındaydı ; a Mary hissetti, “şap- ndan çıkardı ve .. bir tarafa attı, yakalığını ve boyunbağını çözdü; bu hare- ketleri o kadar şiddetle ya- pıyordu ki yanında duran notalardan birkaçı daha yere Alnına bir ağrı yapışmıştı. elini başına götürdü ve saçlarının arasına soktu; Nerimanın ok- alarım hatırlatan bu hare- İst onu daba çok azaba sevketti. Elini çekti ve iki ko- lanu da uzatarak bıraktı Artık, kelimelerle hiçbir şey düşünmiyordu. Bütün ruhunu bir takım Lahinler ve nağme- Alman Rayhştag — Nümayişler esnasında polis memurları talimat alıyorlar... meclisinde muahede müzakerelerine ait gürültülü bir celse.. “ Milliyelperverler o aleyhinde bulunan bir mukabil nümayiş- gi ievkifaneye götürülüyor.. » Alman Milliyetperverleri reisleri, olan Hitleri selâmlıyarak önünden geçiyorlar. yüklenmiş, altında ezilmekte- dir. Bu dünyanın bir köşe- sinde İngiliz, viski içip key- fine bakıyor. Fransız, açık, saçık bir kadn kıyafetile kucaktan Oo kucağa (koşuyor. İtalya eğlence içindedir. Bütün bu manzara karşısında ezi- lip terliyen ve bu eğlence- lerin masrafını gören Alman- yadır. Almanlığın büyük bir ekseriyetinin bu firkide oldu- ler sarmaya başladı. Ayni ma- kamdan birçok şarkıların par- çalarını birbiri ardı sıra içinde mırıldanıyordu. Bunların arasın- da, yepyeni, kendiliğinden doğma o nağweler de vardı. Onları zaptedebilse bir veya birkaç şarkı besteleyebilirdi. Kemençesini o eline (alıncaya kadar bunları unutmaktan kor- kuyor ve yerinden kımıldaya- mıyordu. Hem kendi kendine bir suali de vardı: “Neye ya- rar?,, Bütün bu İahinler ve nağmeler tevalisi içinde, ruhi bir baygınlık geçiriyor, fazla bir şey istemiyordu. Merdivende bir ayak sesi işitti ve canı sıkıldı. Annesi veya kızkardeşi (o tarafından görül miye biç razı değildi. Fakat biraz dikkat edince, iki kişinin ğunu, son yapılan muahede aleyhindeki şu tezahürat re- simleri açıkca gösteriyor. Bu hale karşı da Fransa mü- E hudutlarında tah- k imat yapıyor, ordusunu ten- sik ediyor ve bir (senelik askerlik o müddetini on sekiz aya” çıkarmayı ( düşünüyor. Bütün bu hallerin sulh ve selâmet namına iyi alâmetler olmadığını o söylemiye lüzum var mıdır? de ayak seslerini tanıdı, biraz doğruldu. Kızkardeşi, Nerimanla be- raber içeri girmişti. >< yerinden hiç kımılda- madı. Yalnız, bu sevincin ver- diği kuvvetle, biraz evvelki ruhi dalgınlıklığını belli etmemek için yüzünü topladı ve mübhem görünebildi. Neriman, şen bir sesle: — Haydi, kalk, bize gide- lim... dedi, Nezahet de gele- cek. Şinasi, evvelâ, Nerimanın sırf kendisini çağırmak için evinden geldiğini sandı ve bu davette, kızın yakın mazisine karşı azabından uzak bir is- tikbale kadar giden kuvvtli bir teminatını bulur gibi oldu. Fakat şüphesi derhal uyan- mıştı ve sordu: i Bir Kalbi Vardır. Hercai Kadın... Adanadan bir kariim yazı- yor: “Yirmi yaşındayım, iki senedenberi on sekiz yaşların- da bulunan bir kızla sevişiyor- dum. Son zamanlarda başka kimselerle de alâkadar olduğu- nu bhissetliğimden kendisine karşı o duyduğum © muhabbet hissi tamamen zail olmuştur. Bu yüzden alâkamızı kesme- mize dair kendisine bir mek- tup yazdım. Verdiği cevapta diyor ki: Senden ayrılırsam bir gün bile yaşamam, o takdirde beni ölmüş göreceksin. Haki- katen beni çok sevdiğini bili- rim.. Ağlamaktan gözlerinin kıpkırmızı olduğunu da görü- yörum, Bu hal karşısında ta- mamile şaşırdım, müşkül vazi- yelteyim ve ne yapmalıyım?, Oğlum, Seni sevdiğini iddia eden bu kızcağızın sözleri muhte- meldir ki doğru olsun. Hatta muhtemel değil, buna muhak- kak nazarile bakabiliriz. Fakat seninle alâkadar olduğu halde başkalarile de mün. “bei pey- da etmesinin, veya eder gö- rünmesinin ancak iki sebebi olabilir: I — Seni kıskandırarak kendisine daha fazla yaklaş- tirmak. 2 — Hercaimeşreplik. Frenklerin( Koket ) dedik- leri hercaimeşrep kadın, ba- zan iki, bazan ikiden fazla erkek te sevebilirmiş derler, Birinci şık bir tarafa bıra- kırsak ikinci şık kabul etme- miz lâzımdır. O takdirde sen, meşrebi çabuk değişen bir kadın ile karşılaşmış oluyorsun. Bu işin içinden kurtulma- nn en muvafık çaresi, o ka- dınla münasebeti kesmektir. Çünkü iddiasında samimi ok saydı başkalarile alâka peyda etmezdi. Senin tarafından bı- rakılmadan doğan izzeti nefis yarasıdır ki ona o tehditli sözleri o söyletmiş (olmalıdır. Vaziyetin mantıki tahlili böy- — Evden mi geliyorsun? — Hayır! Eve gidiyorum. Şinasi derhal bu davetin manasını anladı, eve geç git- mekten ürken Nerimanın şe- faat aradığını hissetti ve ilk banaa niz verdiği i güç tutarak sert cevap verdi: Ben gelemem, Nezahat- Ie beraber gidin. Şinasinin kız kardeşi de reddetti : — Ben de gelemem. Yal- nız başıma dönemiyorum, yol ar ama, korkuyorum. Neriman bir şey söyliyeme- di ve odaya baktı. Bütün bu karışı! bu hal, pe bap saçları, çözuk boyun bağı, yerde şapkası, duruşu, e ğn diye mırıldandı, ve birden bire odadan çıktı, bızla merdivenleri indi, Şinasi Şık ve pratik bir iç çama- şiri nümunesi. le olmak ip eder. * C. İ. imzalı kariime: Mat- baamıza teşrifinizi rica ederiz. Mektubunuz her ikimizede hitap ettiği için istediğiniz malümatı Selim Ragıp Beyden alabileceksiniz. Hanımteyze — TAKVİM — Gün 313 “Teşrinisani -930fhnr 182 Arabi 11- Cem.elahar-1349 Vakit-Ezani- Vasatı Güneş| Öğle İkindi Rumi 21-Teşrinlevvel-1346 Vakıt-Eranl-Vasati Akşam) 12.— |1Z. 4 Yatsı | 132/1838 İmsak (11.47) 42 1.28 653 Sa 45 1158 445 yalnız kalınca, kendi kendin taşıyamıyacağını (| hissederek herhangi bir hareket yapmak için yerinden fırladı ve ke- mençesini kaptı, Neva teli akortsuzdu. Anah- tarı o kadar şiddetli çevirdi ki tel koptu. Artık. evde durabilmesine imkân yoktu, odada bir iki dolaştı, boyunbağını dü- zeltti ve şapkasını U giyerek dışarı fırladı. Teşrinisaninin son geceleri. Hava kuru ve rüzgârsız. Yü- rüdü. Yokuşun başında bir hayalet: Bekçi. Öksürdü. Işık- mx bir evde çocuk viyaklama- sı ve hafif bir beşik gıcırtım. Şinasi yokuşu bir solukta (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: