30 Kasım 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

30 Kasım 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— YANGINV KARŞISINDA ASRİ KADIN Erkek — Yangın var, yanıyoruz, çabuk yataktan fırla, |'lylıi.. Kadın — Acaba mavi kreplerimi rengi kostüm tayyörümü mü?.. gider? Kestane Şekerleri Annesi, küçük Fevziye altı tane kestane şekeri yerdi: — Bunun üçü senin, üçünü de kardeşine vereceksin, dedi. Yarım — saat küçük Fevziyi yakaladı: sonra — Kardeşine kestane şeker- | lerini niçin yermedin? — Anne, kaybettim. — Nerede kaybettin? — Ağzımın içinde. Yumurta Kaça? Muhsin B. yumurta alacaktı. Sordu: — Kaça? — Beğim çatlamış yumurta- ların tanesini birer kuruştan ve- ririm, ister misiniz? — Hay hay... Öyle ise bana beş düzüne kadar çatlat! Cenazemde Bulunur Musun? Bir gün ahbaplarından biri Faik Beye sordu: — Ben ölürsem, mısın? Faik Bey kaşlarını €evap verdi: — O da nmaşıl söz! Elbette acırım. — Peki cenazeme gelir misin? Faik Bey düşündü: — Eh, dedi, işim olmazsa gelirim. İstersen ne gün öleceğini şimdiden haher ver de ogün için başkasına söz vermiyeyim! bana acır çatarak adnesi | mi giysem, yoksa kahve Yeni şapkamla hangisi daha iyi 'kurilu Elma | Müşteri Lokantada elma ge- | tirtti. Kesti. Elma kurtlu. Müöşteri kızdı. Vezneye gitti. Lokantacıya dedi ki: — Bir elma yiyeyim dedim, |e da kurtlu çıktı. Lokantacı omuzlarını silkti: Ne yapayım efendim ? elmanın — içinde ben |. dedi, | yokum ya? — Zaten eksiktin ! Bir Sene Perhiz Bir mecliste Ahmet Rasim Bey üstadımız var. İçkiden bah- solunuyor. Gençlerden biri, Ahmet Ra- sime sormuş: — Üzstat, hayatınızda içme- | diğiniz aylar var mıdır? Üstat düşündü: — İnanır mısınız? dedi, ha- yatımda, bir damla rakı koymadım. — Sahi mi söylüyorsunuz? — Evet. Hattâ | içtim. ’ Genç bu işe hayret etti: orada bir sen — Allahallah... dedi, hangi sene bu üstat? Ahmet verdi: — Anamdan sene ! Rasim — şu cevabı süt emdiğim ŞARKILAR Sevmekte, sevilmekte gönül kısmetin azmış; Tali!. Kimi sevdinse ezelden yaramazmış; Kurtulmadı gitti yine gönlüm ©o belâdan; Rabbım kara sevdayı benim alnıma yazmış! n SÜ Bir gün geleceksin diye sevdamı — avuttum; Bağrımda bir öksüz gibi aldattım, uyuttum; Göz yaşlarımı ninni yapıp kalbime döktüm; tam bir sene ağzıma yalmız süt | ı ki Ayyaş Meyhaneye girmeden, iki ay- yaş müttefikan şu kararı vermiş- lerdi: En az sarhoş olan, fazlaca sarhoş olanı evinin kapısının önü- ne kadar götürecekti. Nispeten az sarhoş olan,mey- | hanede arkadaşmın koluna girdi, | beraber çıktılar, | Sende!leye sendeleye, oturduğu evin kapısının önüne geldiler. — Evine geldik, arkadaş! — Aman beni içeriye sok, yalınız beceremiyeceğim! — Peki, amma hangi katta oturuyorsun? — Zemin katında. Şu pence- reyi görüyormusun, orası benim odam. Al şu anahtarı da kapıyı aç! Arkadaşı anahtarı aldı, kapıyı açtı, odasına girdi, sarhoşu içeri itti, ve: “ Allaha ısmarladık!,, diyerek — tekrar sokağa — çıktı. Pencerenin önüne gelince, bayret etti: Arkadaşı pencerenin önünde yüzü koyun uzanmış. — Bu berif galiba tekrar meyhaneye dönmek istiyor, fakat yağma yok! Diyerekten, arkadaşını tekrar odasına götürdü. Dönüşte ayni manzara. Bu sefer kendi ayıklığından şüphe etmiye başladı. Bu muamele üç defa tekerrür etmişti. Sonunda çok arkadaşına yalvararak: — Aman ' dostum sen - beni odamdan içeri koyduktan sonra, neden bir de pencereden atıyor- sun? diye sordu. Meğer, az sarhoş olan adam, çok sarhoş olan arkadaşı hep yanlış bir odaya sokuyormuş ve zavallıyı pencereden dışarı atı- yorlarmış. KAVGADAN SONRA sarhoş — olan İ Ayyaş — Karıcığım, rakı ba- şıma vurdu. Kadın — Bu pek rakıya ben- zemiyor. Birile kavga mı ettin? Ayyaş — Vallahi rakı başıma vurdu, fakat şişe ile beraber! İncelik Tüccar Zihni Bey daktilo ha- nimiı çağırdı : — Meliha Hanım, dedi, ben biraz hususl işlerimle uğraşaca- ğım, beni arıyan soran olursa *Yok,, deyiniz. — Başüstüne efendim, — Fakat soranlara inandırmak için, siz de, bir taraftan şarkı söyleyiniz ! HATA KİMDE İMİŞ? — Amanl!.. Bu götü sesli kadın kim? Taniyor mısınız? — Karım! — Eyvah... Ne büyük pot kırdım... Ne büyük hata ettim! — Merak etme, bu kadımı aldığım için asıl hata bende. Bulıran Yüzünden Buhran dolayısile Ali Beyin | işleri iyi gitmediğinden karısı, | Nehire Hanım, evin bütçesine medar olmak için çalışmak istigyor. Fakat ne yapacağını bilmi- yor. sizlik! altı aydanberi - çalış- tığım kömür işi suya düştü. Bu hal devam ederse yakın- da sokağa düşeceğiz. Nehire Hanım — Merak etme kocacığım, ben burudayım. Ali B. — Doğru amma bu işimi - düzeltmez. Nehire H. Bana yok mu? Ali B. — Var, fakat bu beylik sözler cebimizi doldurmaz. Nehire H. — Alicim! Ben çalış- mak istiyorum! Ali B. — Çalışmak mı? Nehire H. — Evet çalışmak. Bana bir iş bul da para ka- zanayım. Ali B. — Güzel, fakat hiçbir şey yapmak bilmezsin! Nehire H. — Lisan bilirim, bir seyabat acentesine tercüman olurum. Ali B. — Seyah yok ki, tereli- mana ihtiyaç olsun. Nehire H. — Bir mağazada sa- tıcı olsam? Bütün tanıdıkla- rımız bana gelirler. Epey maaş alırım! Ali B. — Öyle şeymi olur! Tahdit devri geldi, mağaza- larda mal yok ki., Satıcısına lüzum olsun! itimadın Ali Bey — Ne felâket, ne talih- | Pirzola Yerken Mehmet Bey lokantada zola yiyordu. Et çok ıef* Mehmet Beyin takma ı:ll!J İ “çat, diye kırılmaz mı? Adamcağız — fena öfkeletir garsonu çağırdı: — Ayol, dedi, pirzola ya% takma dişim kırıldı. Garson başını sallayarak: — Ah bu dişçiler, ah Bf dişçiler... Sağlam iş yapmazlar” | dedi. Z y A Nehire H. — Ya öyle mi? e nema yıldızı olsam? j Ali B. — İyi amma, Holivoii gitmek için para ister, Bu 2 bende yok! Nehire H. — O halde ne VY payım? 4 Ali Bey — Bana kalırsa hiçbif şeycik yapma. dör Nehire H. — Ben de onu © şündüm amma, para meselet” ! ne yapacağız? Ali B. — Ne mi yapacağız? Nehire H. — ... Ali B, — Bak, Nehireciği: akıllı bir kadınsın. rahat otur. Yalnız şapka, manto, rop, isteme, Nebire H. — Bu istediğin p: zor. Seni sevdiğim . ( abraf işe çalışacağım. Fakat b! yre geçtikten sonra mül 1 isterim, değil 'mi kocacığ't | AliB. — Gördün mü ı::’l' zanacak işi? A(eıi:/ yir Aşkım beni çıldırttı mı, ŞARKILAR -y- Yüklense bu sevdamı felek, güçle taşırdı; Yer göklere, gökler yere birden dolaşırdı; Öldüm de dirildim mi, dirildim de mi öldüm? âlem mi şaşırdı? Nai deş Sevdadan eser yok © balâvetli sesinde, Gönlüm neye hâlâ seni sevmek hevesinde; Yarap bu mu dünyada nasibim diye eyvah Biçare gönül ağlıyacak #on nefesinde! Hüseyin Rif4

Bu sayıdan diğer sayfalar: