17 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Diyorlar Ki ... Memleket Gazetelerinden Mütalealar Hakimiyeti Milliye “ Bugün , başlıklı bir makalesinde halkev- lerinin teşekkülünden bahsedi- yor, bilhassa bu yeni teşekkülün nizamnamesinde spor İşlerine ve- rilen ehemmiyeti anlatıyor ve mihayet diyor ki: *Milleti temsil eden her spor tezahürü büzün içinde kapanı- yordu. Halkevleri bu milli meseleyi; fenne, ihtisasa, plâna ve sisteme dayanarak en geniş mikyasta halletmiye hazırlanıyor. Dünyanın adale, sıhhat ve kafa itibarile en yüksek bir mil- | letine yaraşacak olan beden ter- biyesi teşkilâtını burada kuracak ve yeaiden doğan bir milletin ev- lâdı olduğumuzu az zamanda dünyaya ispat edeceğiz. Halkevleri talimatının spora vwerdiği ebemmiyetten — cesaret alarak bu sözleri söylüyoruz.,, * Adanada çıkan ( Türk Sözü ) gazetesi (Kudüsteki kongre) den bahsederek bilhassa şu mütalca- ları yürütüyor : * Kudüs toplanışı siyasi ve bizim rejimlerimizi ızrar edecek hareketler göstermedikçe, asla bizi alâkadar edemezdi. Fakat bu defa Suriyeden ge- len gazetelerden öğreniyoruz ki, Kudüs müftüsü inkılâbımızın ve istiklâl mücadelemizin düşmanları olanlarla teşriki mesai ediyor. Bir defa Kudüs bir İngiliz müstemlikesi ve Müftü Efendi de İngiliz tebaası sayılı. En şayanı dikkat olan nokta İngilterenin bu koöngreye karşı vadettiği has- sasiyeti göstermek — hususunda lüzumu kadar dikkatli bulunma- masıdır. Esasen ilk toplandığı gün bir takım feci ıskandallarla kar- şılaşan bir takım şuursuz hatta sarhoş azalardan mürekkep bir koöngrenin İslâmlar için faydal, İslâmların hürriyet ve inkişafı için müsmir olabilecek bir ka- rara asla vâsıl olamıyacaklarını gösteriyordu. Müftü efendi biraz dünyanın bakik! gidişine bakarak bakikata yaklaşsa hudutlarımızdan koğu- muş — kimselerin — arkadaşlığına intizar etmese daha iyi olurdu.., x* İzmirdeki ( Yeniasır ) gazetesi *“Donan sermayeleri harekete ge- tirmek için.. , başlıklı bir maka- lesinde hükümetin, köylünün elin- deki — satılmamış — tütünleri satın almıya karar verdiği haberinden Bahsederek diyor ki: “Bizim piyasamızda şimdi gö- ze çarpmakta olan sıkıntılar köy- Tünün eline gelen paranım azal- masından ileri gelmiştir. Müstah- 'gilin elinde, piyasada dönecek pa- ra yerine, /hareketsiz bir serma- ye halinde tötün istokları kalırsa tabiidir ki bütün piyasa ondan mütecasir olur ve olmuştur. Bu noktal nazardan, satılma- mış İstokların satın alınması mü- zayekada olan köylülerimize en ' SON FOSTA Harp Ve _E_âı;gı Harp Bir NeviTicarettir,Bu Zihniyetle Hareket Etmiyen Kayvbeder Tayyaresi En Tehlikeli Uçuşlarda İken Tayyareci Dikkatle Hedefine Bakar, İtidalini Kaybetmez Bir şehir üzerinde keşif yapan tayyare Geçen gün, istikbalde patlak verecek olan harplerden bahse- derken en mühim sözün tayya- relere ait olduğu noktasında bilhassa ısrar etmiştim. Harpte, en mühim sözün tayyareye ait olduğunu söylemek, bu sözün herşeyden evvel paraya ait ol- duğunu kabul etmek demektir. Havaların yüksekliklerinde, gö- rünmez bulutların üstünden yüz- lerce — kilometrelik mesafeyi aşarak hücum — yapacak olan tayyarelerin bu faaliyeti, clbette ki bedava yapılır bir iş değildir. Bu, meselenin bir safhasıdır. Tayyarenin vazifesi, böyle bir seyahat ihtiyarından sonra çeki- lip gitmek değildir. Ziyaretile ehemmiyet verildiği kendiliğinden anlaşılan bu şehrin tahrip edil- mesi tayyarenin başlıca vazifesi- dir. Bu vazifesini yapabilmesi için de bomba kullanması lâzım- dır, Paranın rolü, işte, burada daha ziyıde ehemmiyet kesbeder. bardıman , — kelimesile kolayca ifade ettiğimiz va bir takım patlayıcı cisimlerin yukarı- dan aşağıya birakılması demek elan hâdisede, bir bomba, ne gibi bir kıymet ifade edebilir? Bu, bir hesap işidir, yapilan her bombardıman akını için bir çç müsbet bir yardım olacağı gibi umumi faaliyetlerin artmasına da saik olacak ve içinde bulunduğu- muz çok sikantılı vaziyeti hahif- letecektir. Bu sermayenin tekrar piyağ saya akması o kadar kuvvet verici bir hareket olacaktır. ki bu uğurda bir fedakârlık ihtiyar etmek bile lâzımgelse hükümet bunda tereddüt edemezdi. Bunun içindir ki tütünlerin satın alm- masına karar — verildiğini — biz doğru bir haber addediyor ve tabakkukunu, sabırsızlıkla bek- liyoruz. , a v t#lccar zihniyetile şu noktaların tesbiti lâzımdır: 1 — Beher ton bombanın bedeli 2 — Uçuş yapan tayyarenin amorti bedeli. 3 — Benzin ve saire masrafı Bir ton bombanın ticari kıy- meti takriben (8) bin liradır. (150) kilometre uzakta bulu- nan bir hedefe atılacak bir ton bombanın bilhesap (10) bin liraya mal olduğu tayin edilmiştir. Hafif bir bombardıman tay- yaresinin kıymeti (40) bin liradır. Bunun amortisi de - (200) uçuş saali üzerinden besap edilmiştir. Benzin ve saire masrafı da »va- zarı dikkate alınmıştır. Ayni esas dahilinde olmak üzere (600) kilometre mesafe dahilinde bulu- nan bir şehrin bombardıman edilmesi mevzubahs edilince bir ton bomba takriben (23) bin Hra tutmaktadır. Garbi Avrupada, birçok mem- leketlerin hektar başına, serveti tramvayda, vapurda, rasl- geldiğiniz küçük, — sevimli mahlök,.. Elinde — çantası veya yemeklası ile işine gider. Evinde hasta anne- sini, yaşatmak için bütün gün parmaklarile çalışır. Onun ıztıraplarını, elem- lerini, — tehassüslerini bilir isiniz ? Pek — yakında * Son Posta ,, sütunlarında onun hayatım — kendi takriben (5- 10) bin liradır. Bu itibar ile —yapılacak — tahribat bombardıman — masrafına muka- bele edebilecek bir derecededir. Halbuki şarka doğru ilerlendikçe bu servet nisbeti azalır. Buralar- da, mühim ve büyük şehirlere yapılacak akınlardır ki, ihtiyar edilen masrafına değer. Yapılan tetkiklere göre, sa- nayü ilerilemiş Avrupa hükümet- leri, bir harp zuhur edecek olursa, fabrikalarını derhal faa- liyete geçirerek bugünkü hava kuvvetlerini beş misli daha art- | tırabileceklerdir. Ve bugün mü- temadi surette biriktirildiğini gör- düğümüz, büyük bankaların çe- lik — kasalarında — hifzedildiğini işittiğimiz sarı altınlar, bir gün gelecek, büyük ve sakil cisimler hâlinde, havalardan cehennem ateşi gibi —insanların Üzerine yağdırılacaktır. Umumi harp, bu besaplara fazla dikkat edilmemekle bera- ber, tesbit ve tayini için bir tec- rübe safhası olmuştur ve harpte bomba ve vesaiti harbiye iktısadı, ancak — muharebenin — sonlarına doğru — gözelilmiye başlamıştır. Kütülemarede bile birçok defalar, giliz tayyarelerinin bu esasa dikkat ettikleri ve ânlettayin bomba — savarmadıkları — görül- müştür, Bundan dolayıdır ki - tayyare- nin bomba bücumu, daha ziyade garbi Avrupada tehlikeli bir şekil alabilecek, şarki Avrupada ise, şişeler içinde zebirli gazler kullanılacaktır. Bu - silâbh, hafif ve daha ucuzdur. Denilebilir. ki — Napolyonun meşbur: “Para, yine para, daima para,, sözü her rzaman hükmünü ve kıy- metini muhafaza ediyor. Harp bir nevi ticaret oldu. Kıyas ha- zin olmakla beraber ticari zihni- yetle hazeket etmiyenlerin kay- bedeceğini peşinen kabul etmek Vâzımdır. Tayyareci Mitat Nuri Kimnusan 17 Si eyri;';inde Kömür Sutistimali (Baştarafı 1 inci sayfa da) vapurunun b ısıda vazife ıinF:i ıyııldı.qş::âğmu tahki- kata göre bu kömür meselesi şu suretle meydana çıkmıştır: İzmir — vapuru İskenderiye seferine çıkarken, mutat kömü- rünü almış, gemi seferini yapmış, dönüşte Pireye gelmiş ve kömürü bitmiş, İdarenin Karadeniz seferlerini yapan bazı vapurları da — hiç ümit — edilmedik —zaman ve mevkilerde kömürsüz kalmışlar dır. Her zamanki gibi yapacak- ları sefere kifayet fâe: K :ışlıı kömür alan vapurların bu suretle kömürsüz kalışları nazarı dikkati celbetmiş, tahkikat yapılmış ve ilk safha, müteahhitten alınan kömürlerin fazla gösterildiği ne- ticesinl vermiştir.. Bu noksan ( ton kadardır. u kömürler kendisinden ah- nan tacir de Topal Ahmet zade Şamil Beydir. Bu zat, müfettişleri tarafından davet edi- lerek malümatına müracaat edi-- miştir. Bir muharririmiz, bu me- sele münasebetile Şamil Beyle EMWN. Bu zat, şu şayamı i sözleri söylemiştir: —“Ben Seyrisefain İdaresine ara sıra kömür veririm. Geçen sene de birçok kömür verdim. Hatta bir kısmının parasımı da henüz alamadım. (35) gün evvel İdare bana müracaat etti. Ben eski paralarımı alamadığım için bu — teklifi — reddettim. — İsrar gösterdiler. İdarenin hiç kö- mürü kalmadığını, hatta ban vapurlarının bile — kömürsüzlük yüzünden — Haydarpaşada bile kaldığını söyliyerek benim milli hissiyatımı tahrik edici sözler söylediler. Eski paramı vermek şartile ancak (600) ton yıkanmış kömür verebileceğimi söyledim. Mutabık kaldık. Bunun parasını da üç ayda — ödiyeceklerdi. İlk parti- de Kurüçeşmedeki — depomden bu mikdar kömürü altı me- murları vasıtasile tesellüm ettiler. Sonra (200) ton daha istediler. Bunu da verdim. Muh-» telif zamanlardaki talep ve ısrar- ları üzerine bu miktar tam (1144) tona çıktı. Tonunu (1375) kuruşa verdim, Şimdi bu kömürün (300) ton noksan ve ayni zamanda da şartnameye mugayir olarak ye- kanmamış — cinsinden — verildiği iddia ediliyor. Halbuki ben kömürü tamam ve şartnameye muvafık — olarak teslim ettin ve bu kömür de çoktan istihlâk edildi. Ticaret rakiplerim — tarafından — İdareye böyle bir mektup yazılmıştır. Hakikat yakında — tecelli ede- cektir, , * Şamil Beyin İdareden alacağı ilk aylık taksitin günü dün geldiği balde İdare bu taksiti vermemiş- lir. Müfettişler Şamil Beyin İdare- den alacağı olan ( 16730 ) liraya avmıyet etmişlerdir. Seyrisefain İda- daha |çesi eski mütcahhitlerin de böyle bir şey yapıp yapmadıldarı hakkında tahkikat yaptırdığı şayi olması üzerine dün bir muharririmiz e- ki müteahhitlerden Hayri Beyle de görüşmüştür: Hayri Bey mu- harririmize şunları söylemiştir. —"“Biz geçen seno İdareye yüz elli, iki yüz bin Kiralık kömür verdik. Fakat idare bir kısım aramızı henüz vermedi, G şerdnde yine kömür Hedieeç_: biltabi vermedik. İdare bizden hiçbir şey sormamıştır.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: