26 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

26 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v — Andrews bana Burdwan ista- tiyonuna kadar rafakat etmişti. Yolda sordu: — Hindistanda da bir Hint bareketi uyandırmak, bir “ Menfi mukavemet , -kaidesi tatbik et- mek zamanının geleceğini zanne- der misiniz? — Bu smale cevap vermk müşküldür, dedim. Bir sene geç- meden evvel hiçbir şey yapamam Çünki Gokhaleye vadettiri: Hin- distanda bir devir seyahati yapa- cağım. Bazı tecrübelere girişe- ©eğim ve bu tecrübelerin ikma- linden evvel umumi meseleler bakkında mütalea beyan etmiye- ceğim. Binaenaleyh acelem yok- tur. Hatta bu bir senelik dervir ve tecrübe seyahatinden sonra da kstical etmiyeceğim, Hnlâsa tak- riben beş seneden evvel bir menfi mukavemet kaidesi tatbik edebileceğimizi zannetmiyorum. — * *“Paonnada,, da cenaze mera- &İminden sonra Hint Ceniyetinin Atisini ve benim bü cemiyete girip girmiyeceğimi — münakaşa ettik. Bu meselenin idaresi be- Bim için çok mpazik bir işti. Gokhale hayatta iken cemiyete kabul edilmekliğimi — düşünmer- dim, Benim için Gokhalenin Arzusuna — tebaiyet — etmekten başka yapılacak birşey yoktu. Halbuki şimdi Hintlilerin umumi bayatında kudretli bir klavuza muhtaçtım. Binaenaleyh cemiyete girmek istemeyi vazifem icabın- dan addediyordum. Cenaze merasimi münasebe- #le cemiyet azasından birçoğu Paonnada bulunuyorlardı, Kendilerile münakaşaya gi- riştim. Ve cemiyete girmekliğim ihtimali — karşısında besledikleri endişeleri izaleye çalıştım. Fakat derbal gördüm ki cemiyet azası arasında büyük fikir ibtilâfları vardır. İçlerinden birkısmı benim kabulüme tarftar, diğer kısmı da aleyhtardır. Ve fazla olarak bu iki kısımdan hiçbiri fikrinden vaz- geçmiyecektir. Maamafih arala- rında mevcut bütün ihtilâf sade- €e bir prensip meselesinden doğ- maktadır. Yoksa şahsım aleyhin- de berhangi bir husumet — veya iğbirar mevcut değildir. Vaziyeti bu şekilde tesbit ettikten sonra müzakerede ba- şından sonuna kadar hazır. bu- hkındum. Münakaşa bep prensip meselesi üzerinde ve sükün için- de cereyan ediyordu. Bana mua- rız olan tarafın iddiasına göre benim prensiplerim ile cemiyetin prensipleri arasında — şimal . ve eenup kutupları arasındaki kadar büyük bir fark vardı ve bu şe- rait dahilinde benim aralarına girişim cemiyetin teşkili sebeple- rini bile tehlikeye atabilecekti, Uzun müddet münakaşada bulunduktan sonra ayrıldık. Kat'i karar ikinci bir içtimaa talik edildi. Fakat ben bu İçtimadani çıktıktan sonra evime gelirken kendimi çok mütebeyyiç hisse, —— Yeni Nesillere Ne Okutacağız? Muallim Ve Münekkit Nurullah B. Diyor Ki: Şarkın Yeni — Peygamberi GANDİ KİMDİR Hintlilerin Umumi Hayatında Kudretli Bir Klavuza Muhtaçtım diyordum. Kendi yordum. — Ekseriyeti kazansam bile İr cemiyete mevcut reylerin ittifakile değil, fakat ekseriyeti ile dahil olmaklığım dürüst bir hareket midir? Ve müteveffa Gokbaleye karşı beslediğim sa- mimiyete muvafık mıdır ? Suale menfi cevap verdim ve vaziyeti tetkik ederken gördüm ki cemiyet azası arasında beni içle- rine almak hususunda bu derece sarih bir fikir mübayeneti mevcut cldukça benim için yapılacak en basit şey namzelliğimi geri a- maktır. Evet bu, benim gerek kendime soru- (Baş tarafı 1 inci sayfada ) “Arap harflerini — bilenlere ne okuluyorduk? Bugünkü şikâyet- ler 6 zaman da mevcut değil miy- di? O zaman kitapçılar zengin mi oluyordu? Lâtin harflerinden evvel senede binlerce kitap mı basılıyordu? Eski Kitaplar Diyeceksiniz ki Arap harfle- rini bilenler, yeni kitap bulama- salar da, hiç olmazsa eskileri okuyabilirlerdi. Bunu siz — söyle- meseniz de — başkaları — söy- İlüyor. Bu iddiann ae ka- dar yanlış olduğu meydanda- dır: Babıali kitapçılarının herbangi birine sorun, eski Maarif neza- retinin bastığı Yahya — divanı, Hersekli Arif Hikmet divanı ve bir de İkbal kütüphanesinin bas- tığı Nedim divanı müstesna, hiç- bir divan bulamazsınız. Bir. de belki — Fuzulinin, oldukça fena basılmış, yanlış dolu bir divanı Öbür — şairlerimizin — divanlarını Sahaflarda — dahi — bulamazsınız; ve yahot ki avuç — dolüsü para vermeğe — mecbur olursu- huz. Okumiya Meyil Yok Bu memleketin adamları oku- muyor. Arap bharfleri ile de oku- muyordu, — lâtin harfleri ile de okumuyor. — Okusaydı, — kitapçi dükkânın& — uğramak — &âdetinde olsaydı eski — divanlar da tekrar basılır, yeni kitaplar da yazılırdı. Yahaya Kemal Bey bir zaman Nedimden bahsetti, de o şalirin divanını arıyanlar oldu. — Böyle istenince divan da basıldı. Bakiyi, Nefi'yi, Nalliyi, Galibi, isteseler, onların — di olurdi ivanlarını da — basan Şimdi kitap basılmıyor mu? Kabaat kütüphanesine, Muallim Ahmet Halide, Semih Lütfi Beye ne zaman Üğrasam bana bir iki yeni kitap veriyorlar. Hem içle. rinde öyle güzel basılmışları var kil Kanaatin bastığı Sokrat'» gördünüz mü? Semib Lütfi Bey. de Nâzım Hikmetin ve Necip Fazılın yeni kitaplarına ne güzel bir şekil vermiş. Ben, itiraf ede- s y Bu kş 26 Kânunusani 932 Salı İstanbul — (1200 metre, 5 kilovat) 18 gramofon (ile opera parçaları 19 birinci kımm alaturka saz, 20 gramofon neşriyatı, Ajana haberleri, 21 ikinci lumum — alaturka sar, 22 orkestra, Heilsberg — (276 metre, 75 kile- vat ) 20,05 Dançigten naklen Beet- hovenin Nissa Lolemniz operas, Brüno — (341 metre, 36 kilovat)| 19,05 profesör Loubalin konferansı, #onra Peragtan nakil Mühlaker — (360 metre, 75 kilo- vat) 20 Frankfurttan naklen konser, 21 yine Frankfurttan naklen şarkı. Bükreş — (394 metre 16 kilovat) 20,30 konferans, 20,45 şerkı könserl, Belgrat — (429 metre, 2,5 kilovat) 20 enfoni, 22,30 Hotel Moskovadas naklen kabare. Roma — ( 441 metre 75 kilovat ) 20 gramolon, 21 senfooi, Viyana — (S17 metre, 20 kilovat) 19,85 hafif eserler, 20,35 Franz Sehmidt, 21,45 akşam konserl. Peşte — (550 metre 23 kilavat| 19,30 Macar operasından — naklen Madame Butterfly operası, Varşova—(1411 metre, 158 kilovat) 20 musahabe, 20,15 Finlandiya mu- sikisi, 22,50 radyo konseri, Berlin— (1635 metre, 75 kilevat) 19,30 şen Mmusiki, 20,15 —muhtelif havalar. cemiyete ve gerek Gokhaleye karşı vazifemdi, Binaenaleyh der- hal Sbastriye bir mektup yazarak cemiyeti benim için ikinci bir içtimaa davet etmemesini rica ettim, Benim cemiyete girmekliğime muarız olanlar verdiğim karardan çok memnun kaldılar. Fithakika kendileri için çok müşkül bir vaziyetten kurtulmuş oluyorlardı. Diğer taraftan bu karar bana Muarız. olanlarla aranda mevcut dostlük — rabıtalarını da — kırma- mıştı, bilâkis bu rabıtalara kuvvet vermişti. (Mabadi yarın) yim ki, lâtin harflerile basılan kitapları eskisine tercih ediyorum. am Radyoda Nelej; Dinliyeceksiniz 27 Kânunusani 932 Çarsamba İstanbul— (1200 metre, $ kitovat|| 18 gramofon plağı neşriyatı, 13 birinci kısım alaturka saz, 20 grar moefon meşriyatı Ajans haberleri, 21 orkestra. Hellsberg — (276 metro, 75 kile vat ) 20 Mazar » Verdi gecesi. 21 gün Baherleri, hava raporu, 2215 dana havaları. Brüno — (341 metre, 36 kilovat) 19.30 operadan maklen — Flamman “eperasının birinci perdesi, 20,30 Pe- rağdan nakll, Mühl, — (360 metre, 75 kilovat) 20,10 operadan naklen Ruslan und Ludmilla operan. Bükreş — (394 metre 16 kilovat) 20445 klâvye #olo, 21,15 keman ve klâvye, Belgarat — (429 metre 25 kilovat) 11,30 konferana, 21,30 klâvye konserl. Roms — ( 441 metre 75 kilovat ) 21 operadan nakil, Viyana — (SI7 metre, 20 kilovat) 20,45 tiyatrodan naklen Die Grosst Katerina, 22,15 dana havaları, Peste — ( 550 metre, 23 kilovat y 16,15 Wacar halk şarkıları, 20,30 radyo İstaryonundan komedi. Varşova— (1411 metre, 158 kilas vat) 19,46 radyo gazetesi. 21 ede- biyat sayfası, 2115 Lemberg ne söylüyor, 22,45 Lahistanda siyaset, 23 dana havaları, Berlin — (1638 metre, 75 kilovat) 20 orijina! halk san'ati ile 40 dakika 20,40 Berlin yüksek musiki mekte binden nakil. Vakıâ pek okunmuyor; fakat bu hastalık ta yannederim iddia edildiği kadar vahim değil. Hiç Dikkatr Dercetmekte olduğumuz Programların Avrapaya elt olan kısmı vasatf Avrupa saatlas göre tanzim edilmiytir. İstanbul saatine tatbikı İçin Avrupada saat (12) olduğu okunmasaydı bunlar basılır miy- dı? ları kadar basit olduğundan, kendilerine hemen birçok kari buluyorlar, Hani “ çürük para, sağlam parayı kaçırır, derler; kötü, basit, budalaca yazı da iyi yazıyı kaçırır. Öyleya! Halk kolayca anlıyabileceği, kendi dü- şüncelerine uygun, Âdem Aley- hisselâmdan beri gevelenen söz- Neşsiyat Buhranı Neşriyat buhranı.. Okuma buhranı... Böyle sözler duydukça hatırıma —Ahmet - Rasim Beyin çok güzel bir sözü geliyor : * Buhran, büyük varlıklara ariz olan bir bışdduleıidir; bizde ne zaman çok — kitap basıldı ki şimdi i?uhrındıı bahsediyo- | Jer dururken, anlaşılması - fikri ruz? , Diyordu. Hem — Ahmet | bir gayrete mütevakkıf olan ya- Rasim Bey bunu, lâtin harf- zıları niçin okusun ? lerinin — kal ok — evvel DrsalEli : Halkı Okumiya - Alıştırmak Arap harflerini hiç bilmiyen- lere de, bilenlere olduğu kadar kitap okutabileceğiz. Hem bun- ların içinde, &z da olsa, pek Halkı okumiya alıştırmak.., Av- rupa milletlerinin tarihleri iyice tetkik olunursa zannederim ki onların okumasını, onlarda çok GA iyikirl di var. kitap — basılmasını temin eden Edebi Zevk çareler — bulunur. ve — bunlar Edebt zevkin günden güne | bizde de, icap eden tadilâtla, bayağılaştığından da şikâyet edili- yor. Bu şikâyet daha haklı. Fa- kat buda yeni harflerden çok evvel başladı. Ben sade İisanı severim ve süslü üslüp denilen şeyden nefret ederim. Türk edebiyatında haki- Li san'atten €en uzak bulduğum eserler, Sinan — Paşanın “ Ta- zarruatı » leyman Nazifin ve Cenap Şahabettin Beyin dır. Mesele, arapça, acem- ce terkipler, kelimeler meselesi değildir. Cicili bicili söze, edebi üslüp denilen Şşeye — tahammül edemiyorum. Fena Yazılar “ Fakat itiraf etmeli ki yazının sadeleşmesinin — bir — fenalığı da oldu. Evvelden, bir gazetede dahi olsa, yazı yazan adamın ya bir mektepte, ya kendi kendine okumuş olması Tâzımdı. Şimdi ortamektepte türkçe dersinden sınıf dönenler bile ellerine kale- Mi alıp akıllarına geleni yaz- yorlar, Bunlar, kafaları da lisan- tatbik olunabilir. Fakat bu; be- nim umurumda değildir. Halkı güzel kitapları okumıya, teşvike alıştırmak, Bu, hiçbir yerde kabil olmamış ki bizde kabil olsun. Bugünkü — âlemin medeniyeti en uzaklara çıkanla- rından biri olan İngiliz milleti, Reşat Nari Beyden hiç te farklı olmıyan Maxwell'i, İnce ve zarif addolunan — Fransızlar, Hikmet Feridun Beyin ağabeysi Clement Vantel'i okuyor; Almanlar da gidip, dünyanın en bayağı ve en anlayışsız aktörü Emil Yanin- gs'i alkışlıyor. Ama diyeceksiniz ki o memle- ketlerde güzeli anlıyan, alkışlıyan bir zümre de var; bizde bu yok, varsa da pek küçük,.. Doğru; bence bunu yetiştirmek için de bir çare vardır; mekteplerimizi avrupalılaştırmak, yani nekadar zor ve pahalı olursa olsun, yı- nanca - ve lâtince derslerini bü- tön lizelerde mecburi kılmaktır. zaman İstanbulda (1) e geldiği İarzedilmelidir. - —e İngiliz Hapishanssindeki İsyan Söndü Prenseptovn 25 (İngiltere) — Dartmur — hapishanesinde çıkan isyan bastırılmıştır. Hiçbir mewvs kuf firara muvaffak olamamıştır, Hâdiselerin sonunda 61 mevkuf 12 gardiyanın yaralandığı tesbilt edilmiştir. Dahiliye Nazırının ifae desine göre yalnız (22 kişi bas- taneye kaldırılmıştır. Vaziyetleri him değildir. İngiliz Başmiddeiumumisinin İstifası Londra 25 — Başmüddeiumu- mi Sir Vilyam Jovit istifa etmiş tir. Muavini Sir Tomas Valkerin kendisine halef olacağı zannolum- maktadır , Yeni Naprsat — Kadro Çıktı (Kadro) ismindeki fikir meç muasının ilk nüshası çıkmıştır. Yakup Kadri, Vedat Nedim, Şevket Süreyya, Burhan Asaf, İsmail Husrev Beyler mecmuanın daimi muharrirleridir. Mecmuanin ilk nüsbası alâka ile okunacak yazıları ihtiva etmektedir, otoğraf Tahlili Kaponu Tabistinini Üğrenmek Lt'yorenma fatoğrafınını 5 adet kupes ile biz- İlkte gönderinle. Fotojrahaıs sraya Fetejraf imtişar çesecek ml ? Fetoğraha klişesi ) Kuruşuk P. mukabilinde gönderlebilir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: