26 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

26 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir. Muhakeme Misli Nadir Görülen Bir Ahlâksız Paris (Hasa ni) — (10) uncu çeza mahkemesi bugün (20) ci Gsrın yarattığı, muhakkak ki na- dir, fakat mutlak surette mev- cut iğrenç bir erkek nümunesini mubakeme etti. Adamın adı Mariüs Barnudur. Bu adam ( 1927 ) senesinde, beş yıl devam eden bir tecrübe devresinden sonr Matmazel Ca- Mmard adını taşıyan hafif meşrep bir genç kızla evlenmiş, fakat bu kadın meşru zevce haline geldikten bir sene sonra kocasını bırakarak M. Ronzier isminde çok zengin ve namuslu bir şapka tacirinin metresi olmuştur. Garabet Başlıyor Hikâyenin bu noktaya kadar olan kısmında bir fevkalâdelik yoktur. Hergün gördüğümüz ve işittiğimiz maceraların tekrarın- dan ibarettir. » İşin garip noktası bundan sonra — başlamıştır: — Filhakika Marilüs Barun zevcesini kaybettik- ten sonra bir taraftan mahkeme- ye müracaat ederek talâk istiyor, Bbür taraftan da karısını alan M. “Ronzier, « başvurarak para talep ediyor. M. Ronzier de metresinin zevcine muhtelif de- falarda ceman ( 227,000 ) frank İş bu kadarla kalsa Mariüs Barnu daha fazla para koparmak ümidile karısının vak- tile başka bir adamdan yaptığı çocuğa kaçırıyor, geri vermek İçin (50,000) frank istiyor. Ar- tık bıçak kemiğe — dayanmıştır. M. Ronzier zabıtaya — müracaat ediyor. Polis memurları herifin | evine gittikleri zaman adamı iki haydut ile müzakere halinde bu- | kuyorlar ve yakalayıp mahkeme- ye veriyorlar. İğrenç Bir Herif.. Mariüs Barnu mahkeme sa- tonunda mazlüm bir tavır takın- mıştır. Müteessir görünmektedir. Hatta vaktile hırsızlıktan, yatak- hktan, carihlikten dolayı üç defa mahküm olduğunu unutmuştur. Maamafih reis hatırlattı. | Barnu; — Rica ederim Relis Bey, bunları bir kenara bırakınız, be- nim san'alim hbırsızlık değildir. Şarap tücareti ile meşgulüm. Mösyö Ronrler sıkıntılı. bir wariyetteydi. Başına gelen hikâ- yeyi itidal ile anlattı ve bilhassa büyük bir doğruluk göstererek Barnuya ilk kısım parayı onun tarafından talep vaki olmaksızın verdiğini söyledi: Reis ; — Sizi görmiye mi gelmişti? — Tabüi ! Mahkeme salonunda — çabuk zaptedilen bir gülüşme işitildi Reis ; — Tabil diyorsunuz, fakat bir zevcin zevcesini — elinden alan adamı görmiye gitmesi, ile on- dan para alması, bilâkis tema- men gayritabildir. M — “Ronzier , in anlatt- SON, POSTA —— Fen Âleminde —— En Kıy;netlî vEşryalariırıı"zı Bir Tarafa Emniyetle Birakıp Uyuyabılırsınız Geçen sene Londrada bu Şark sergisi açılmıştı. Bu sergi- de teşhir edilmek ve Türki- ye de dahil olmak Üzere, birçok ecnebi memleketlerin müzelerin- den çok kıymetli eşya getirtil- mişti, Bu eşyanın içinde çalın- ması güç, ağır şeyler bulunduğu gibi, yükte hafif, fakat paha- da çok ağır geyler de — var- dı., Bunların bilhassa İran — tahtına ait mücevherlerin ve nasıl muhafaza edilebileceği dü- | şünülüyordu. Nihayet bir elektrik | mühendisi güzel bir çare buldu: | Mücevherler camdan büyük bir sandığın — içine — vazedildi. Sandığın etrafına da bir parmak- hk çekildi. Seyirciler mücevher- leri bu parmaklığın dışından sey- | redeceklerdi. Fakat içlerinden biri meselâ elini parmaklıktan içeriye doğru uzattığı zaman salonun dört kö- şesinden şiddetli bir çan sesi gek meye başlıyordu. Çünki mühen- diş cam sandığın içini busus! bir elektrik ziyası ile tenvir etmişti, el uzandığı zaman bu eletrik zi- yasının İçine bir gölge düşüyor- du, bu gölge de başka bir cere- yan tevlit ediyor, ve bu cereyan da çanların çalmasını mucip oluyordu, İngiliz mühendisinin keşfettiği usul cidden dahiyaneydi, fakat sergi kapandıktan sovpra anlaşıldı ki bu usuül her vakit tatbik edi- legelmektedir. Cihazım şu veya bu sebeple harekete gelmemesi mümkündür. Maamafih — Avrupa lerinde — gördüğümüze Ferdind Dobosz adımı taşıyan bir Avusturyalı mühendis İngiliz meslekdaşının fikrinden ilham a- gazete- nazaran ğ.na göre tehdide maruz kalma- dan verdiği, paraların yekünu (90,0900 ) franktır. Üst tarafı kendisinden zorla alınmıştır. Ronzire: — Talebini kabul etmediğim takdirde derimi kurşunla dele- ceğini söylüyor, fakat bu tale- binin sonuncu olduğunu ilâve ediyor, mamaafih bir müddet sonra tekrar karşıma çıkıyordu, Bu son cümle mazaunu kızdırdı. Barnu: — Yalandır, tamamen yalan- dır, fakat Reis Beyefndi siz ne- den benim sözüme inanmıyorsu- nuz da onunkine inanıyorsunuz ? Rcis: — M. Ronrler'den - (227,000) frank aldığınızı naşıl izab edi- yorsunuz 7? Barnu: — Para verdiğini o, ben — size aldım rum ki.. Bu muhavereyi müteakıp hâdiseye sebep olan kadın ça- ğırıldi. Güzel ve zarif görünü- yordu. — Herşeyden evvel zevci ile müşterek hayat yaşadığı sıra» larda en fena bir san'at ile iştk söyliyen demiyo- larak, ayni şekilde, fakat bozul- ması ve işlememesi mümkün ol- mıyan başka bir cihaz keşfet- miştir. Bu cihaz gayrimer'"! bir tel ile istediğiniz bir maddeye raptedildiği zaman, bu maddeye yaklaşılınca tıpkı radyo hopar- Iörl gibi bir hoparlor: — Yetişin, imdat, bırsız gel- di! diye bağırmakta, ayni ra- manda da irili ufaklı çan sesleri işitilmektedir. Mariüs Barna gal ettiğini itiraf etti Madam Barnmu : — Fakat bu san'ate zeveimi tamımadan evvel başlamıştım. Kadın bu mukaddimeyij mü- teakıp Mösyö Ronziein ifadele- rini teyit etti. Şantajın nasıl ya- pildiğini - tafsilâtile anlattı. Mariüs Bornu: — Karımın şehadetini kabul etmekte mazurum. Sıra herifi tutan polie me- ! .— aA HŞaa üi ” Cihazm, istediğiniz maddeye şu kadar veya bu kadar yakla- gıldığı zaman harekete gelmesini eyar etmek elinizdedir. Çan, isterseniz mevzubahs maddeye, isterseniz bir santim, isterseniz de yüz metre yaklaştığınız zaman harekete gelmektedir. Bu, sade- ©e bir ayar meselesidir. Avusturya — bankaları - bekçi masrafını araltmak için şimdiden bu cihazdan birçok — satın ah mışlardır. Dercettiğimiz resimlerden bir tanesi bu elektrik cihazını gös- termektedir. İkinci resim İse bir tecrübe esnasında alınmıştır. Bu tecrübede cihaz bir kasaya bağ- lamıştır. Kasanın başında duran cihazın muhterii — olan mühem- distir. Elini kasaya yaklaştırdığı zaman hoparlör ile çanların sesi işitilmekte, elini çektiği zaman da bu sesler derhal kesilmek- tedir, murlarına gelmişti, komiser: — Borestin yanında, kendisi- ni tuttuğumuz zaman zabıtaca müeccel iki haydut vardı. Ben eminim ki M. Ronzieri bekli- yorlardı bir pusu kurmuşlardı. Müddeiumumi — şiddetli — bir ceza istedi. Maznunun vekili ise bir müdafaa yaptı: — Kadın biraz evvel burada zevcinin — aleyhinde — bulundu. Çünki tevkifinden sonra zevcine düşman kesilmiştir. Fakat daha evvel M. Ronzier ile yaşaması- na rağmen hergün gider, eski zevcini görürdü. Demek ki onun hareketinde, şayet bir hareket varsa müşterekti, dedi. Mahkeme kararını — gelecek hafta verecektir. Fakat size yar pılan tahminleri söyliyeyim; üç sene hapis cezası.. Maamafih cezanın bir. ay eksik, iki ay fazla oluşunun ebemmiyeti yok, beni asıl meraka düşüren mnokta şudur: — Mösyö Ronzier bu hâdi- seden sonra metresi ile yaşa- makta acaba devam edecek mi? Öğrenirsem — günüv — birinde size de öğretirim. Mk Kari Mektupları Muğla Tütüncülerinin Borçları Hacı bakkal oğlu Mebhmet imzasile Muğladan aldığımız bir mektupta — Muğla tütüncülerinin ? nkalara olan borçlarının alb ay maddetle tecil edilmesi iste- nilmektedir. Mektupta deniliyor kir *“ Bankadan tütüncülerimiz 120 bin lira almışlardı. Bunun 85 bi lirasını ödediler. 35 bin lira harç> ları kaldı. Şimdi müddet bittiği için tü- tünlerimizin yok pahasına satıl- ması — lâzımgelmektedir. — Eğer bankalar altı ay daha mühlet verecek olursa hem tütün xira- atine, hem de tütünçüler3 hizmet edilmiş olur.,, LokantacılarCemiyetineTeşekkilr Ben bir ahçıyım., Umumi mu- harebede düşman kurşunile aya- ğundan yaralanmıştım, zamanla bu yara azdı, ayağım kangıran oldu. Geçenlerde hastahanede bacağımı kestiler. Parasız, ayak- sız ve sefil kaldım. Genç yaşım- da koltuk değneğile dilenmekten başka hiç birşey yapmak kabil değildi. Mensup olduğum Lokantacılar cemiyetine müracaat ettim. Ces miyetin Yardım sandığı yetmiş beş lira sarfederek bana sun'? bir ayak yaptırdı. Yürümeğe alr gınca bir vazife bulacaklarım da vadettiler. Bana bu iyiliği yapan Cemk yete çok teşekkür ederim. Arap camisinde mukim: AHMET Cevaplarımız Beykozda Güzin Hanıma: Bahsettiğiniz mes'ele tamamnen şabsidir. Maalesef gazetede mev- zuu bahs edemiyeceğiz. Alâkadar makama şikâyet ve dava ikame edebilmek herzaman elinizdedir efendim. Tebrik Telgrafnameleri Mili günlerde, bayramlarda, do- gumlarda, evlenmelerde büyükleri- nize, dostlarınıza yazacağınız tebril telgrafnamelerini Himayel etfal Ce- miyetinin * Şafkat , te'graf küğıt- larile gönderiniz. Bu suretle bem büyüklerinize ve dostlarınıza lâyılk oldukları fazle hürmeti göstermiş, hem de büyük bir neşe gününde şizla himaye ve .ıl'lııunııl bekliyen binlerce yetime yardım etmiş alur- sunuz. “ Şafkal » telgrafnameleri her telgrafhanedea vardır. Zekât Ve Fitre b ğ Her sene olduğu gibl bu sene de sekât ve fitreler T-yyara Cemiyeti teşk'lâtı vasıtasile top- Tanacak ve hasılat Ta; © Hk mayel Etfal ve Hilâliahmer Ce- miyetleri arasında takslm edi- lecektir. Hava kuvvetlerimizin takviye- sine ve hayır İşlerine yardım için sekât ve fitre en güzel bir fırs sattır. Zekât ve — fitrelerimizi Tayyare Cemiyetine vermek bir vatan borcudur. Fitre miktarı aşağıda gös- terilmiştir: Âlâ Orta Edna Kıirdarı <K 208 0 185 78 16 13 1z 8 Hurma Üzüm Arpa Buğday

Bu sayıdan diğer sayfalar: