29 Ocak 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

29 Ocak 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA 'BUYUK TARİHİ TEFRİKAMIZ SEN GÖNÜL e AĞ Ahmet, bu noktayı da tez geçmişti. Binaenaleyh — hünkür, yeni bir heyecan vesilesi bularak bağırdı: — Nice oldu anlat ! | Baki, cirit hâdisesini, Mirim | çelebinin hünerlerini, Rumeli va- lisinin memnun kalarak — yaptığı büyük ikramı hikâye etti: — Görüyorsun ya, hünkârım!- dedi- dedenin verdikleri yerde kalmıyor. Şimdi biz, bekliyoruz. Fakat gam yemiyoruz. Çünki Dede sözünün mutlaka yetine ge- leceğine inanıyoruz. Allah bilirya, cebimde üç akçe dahi yok. Lâ- kin kırk bin filöriyi koynumda serziyorum! Üçüncü Murat, bu sözler Tae- rine yerinden sıçradı: — Haklısın yeniçeri, dedi, haklısın. Dede sultan ne demişse olacaktır. İşte seni cizyedar ey- ledim. Yarin emrini al, tahsile giriş. Aklın sana yar ise çok geçmez, kırk bin filöriye mühür vwurursun, Yeniçeri Baki, küçük bir şaş- kınlık göstermeden kadehi kak- dırdı, son katreye kadar içti, teşekkür etti: — Sağol Hünkârım, — devletin çoğalsın. Beni sevindirdin! * ı galeyana gelmişti, meçhul dervi- şin borçlarını şevketlâ !hünkâr birer birer ödüyordu. Züpta Be- yi, Edirae sipah Kethüdayerliği- ne, Karanfil oğlunu Muradiye tevliyetine, Sinan zadeyi ihtisap ağalığına tayin etmişti. Fakat Ahmet için düşünüyordu. Dervi- şin ona vadettiği mesnet, yüksek görünüyordu. Bu, sadrazamlığa benzer bir şeydi. Halbuki bir si- pahiyi, defaten o mevkie geltir- mek mümkün değildi. Hüönkâr, uzunca bir lâhza teemmülden Usta Bohor, “bana bir şey yok mu?,,' der gibi hünkâra ba- kıp dururken o bir kahkaha ko- eksiği de ben tamamlıyorum. Babamın sevgili Yahudisi Yasef Nasiden kalma yalıyı kendisine | veriyorum. Haliçte meyhane İş- letmek hakkı da onundur. Tez- gâh işletip para kazansın. | Sonra Gülsüme baktı, içini | çekti: — Kızım, dedi, sana şen gö- nül verilmiş. Mümkün- olsa onun- la şu tahtı değiştirirdim. Çünki beylik te, paşalık ta, padişahlıkta biçtir. Dünyanın en büyük nimeti gönül şenliğidir. Onun İçin sen | Dede sultana rahmet oku. Bana- da arasıra dua - etmekliğin için şu küçük hediyemi all Bunua söylerken parmağından çıkardığı yedi, sekiz — kıratlık muhteşem — bir elmas — yüzüğü uzatmıştı. Gülsüm gözile koca- sından izin aldıktan sonra, kalk- tı. Hünkârın elini öptü ve yüzü- ğü parmağına geçirdi. Şimdi, ikram görmiyen üç bostancı kal- mıştı. Yeniçeri Baki oular için | şefaatta bulunmak istedi: — Şevketlü bünkâr, — dedi, şu delikanlıları da çırağ et. Bize takılıp buraya kadar geldiler. Üçüncü Murat, yüzünü ekşitti. ve düşündü. Saray adamı olduk- ları halde taraya yabancıların girmesine ve ağalarınm hırpalan- | masma göz yuman Bu adamlara lutufta bulunmak değil, ceza ver- mek istiyordu. -Fakat ©o gecenin keremkârlığını lekelememek için bu arzusunu yendi: — Bunları, dedi, beş akçe gündelikle tekaöt ettim. Köyleri- ne gitsinler, bana dua etsinler, Beş akçe günde o devre göre büyük bir şeydi. Çünki acemi Yeniçerilerin yevmiyeleri bir ve harpte yararlık gösterenlerin gün- delikleri nihayet yedi akçe idi. Bu sebeple Hünkâr, yolsuz yol- daşlara da büyük bir iyilik yap- mış oluyordu. Esasen Dede Sul- tan, onlara birşey vadetmemişti ve Üçüncü Murat ta kendisini borçlu mevkiinde görmüyordu. ( Arkası var ) HafızlarımızSultanahmet- te Türkçe Mukabele Okuyacak (Düçinrek 1 inci seylada Y 2 — Onlar bir mucize göre- cek olsalar onu düşünmeden yaz geçip “ bu, daim gösterilen bir büyücülüktür ,, derler. 3 — Onlar Peygamberi ya- İancı sayıp heveslerine uydular. Her bir iş kararlaşmıştır. 4 — Onlara, Kuranda gelip geçenlerin öyle haberleri geldi ki onları ma'siyetten ve inattan vaz geçirmiye kâfi idi. 5 — Kuran nihayete ermiş bir hikmettir, ona inanmayınca onları azapla korkutmaların ne faydası olur? 6 — Arltık onlardan çekil, davetçinin, hoşlanılmıyan birşeye, azaba davet edeceği günü bekle, 7, 8 — O gün, korkularından gözleri kararmış bir halde, nere- ye ğideceklerini şaşırmış, Ööteye beriye dağılmış çekirge gibi ka- birlerinden çıkacaklar, davetçiye doğru boyunlarını uzatarak şacaklar, Kâfirler “Bu ne çetin gündür!, diyecekler. 9 — Bunlardan evvel Nuh kavmi de peygamberleri yalancı saymışlar, Kulumuz Nuhu yalana gıkarmışlar, “ O, divanedir ,, de- mişlerdi de Nuh davetten vazge- çirilmiş idi. 10 — Bunun üzerine Nuh rabbine “ Ben kavmim arasında yenildim. Artık onlardan al , diye dua etti. n di, 12 — Biz de duasını kabul ettik, gök kapılarını açtık, şarıl şarıl sular akıttık, yeri yarıp pınarlar fışkırttık, artık takdir olunan bir iş için sular biribirine kavuştu. g13 — Nuhu tahtadan yapılmış, , | ah çakılmış gemiye yüklettik" 14 — Gemi gözümüzün önün- de yürüyor idi, nankörlük gös- terdikleri Nuhu, yalancı sayma- larına bir ceza olmak Üzere l onları boğduk. 15, 16 — Biz bu hali bir ibret olmak üzere bıraktık. Hani ibret alan? Artık benim onları azaba çarpmaklığım ve korkut- maklığım nasıl oldu? 17 — Biz Kuranı ibret almak için kolaylaştırdık. İbret alan yar mı? I İ ! 18 — Âd kavmi de peygam- berleri yalancı saydılar, bunun üzerine onları azaba çarpmak- lığım, korkutmaklığım nasıl oldu? 18,19,20,21 — Haklarında uğur- suzluğu hepsine şamil olan bir günde, Üzerlerine pek uğultulu bir rüzgür gönderdik. O rüzgür halkı sanki dibinden kopmuş hurma kökleri gibi yerlerinden koparıp atardı. Artık onları azaba çarpmaklığım, — korkutmaklığım nasıl oldu? 22 — Biz Kuranı ibret almak için — kolaylaştırdık, hani ibret alan? 23, 24, 25 — Semut kavmı da azapla korkutan Peygamber- leri yalanci saymışlar, şöyle de- mişlerdi.. “ O da içimizden bir adam değil mi? Biz ona mı tabi olacağız? Bu halde sapıklıkta, alevli ateşte kalmış oluruz. Biz vabye İlâyık iken ona mı vabl indirildi? Hayır o, yalana dadan- mış, kendini beğenmiş biridir,. 26, 27, 28 — Saliha dedik: ülme, yarın yalana dadanan ve kendini beğenen kişinin kim olduğunu anlıyacaklar. Bix onlara mibhnet olmak üzere bir dişi deve göndereceğiz. Artık onlarım ba- gaa gelecek Felâketi — gözetle, ezalarına da katlan. Onlara su- yun aralarında taksim alunduğu- nu haber ver, herkes su nöbe- tinde bazır bulunsun. 29, 30 — Bir. müddet bu halde kaldılar, — canları - sikılınca arkadaşlarını çağırdılar. O da iki elini uzattlı da deveyi sinerle- di. Artık onları azaba çarpmak- lığım, korkutmaklığım vasıl oldu? 31 — Üzerlerine korkunç bir ses gönderdik. Onlar, ağıla kon- muş kuru ot gibi yerc serildiler. 32 — Biz Kuram ibret için Bkolaylaştırdık, hani ibret alan? 33 — Lüt kavmi Allah arza- peygamberlerini taş yağdırır bir rüzgüâr gönder- dik, ancak Lüt ailesini tarafımız- dan bir nimet olmak Üüzere sa- Filme alınan büyük mizansenli VICTORIA « HÜSARI Meşhur operetinde: IVAN PETROVİTCH HÜSARD KOLTAY rolünde GRETL THEİMER RIOUETTE ERNST VEREBES JANCSI FRIEDEL SCHUSTER — Konteş VICTORIA HICHAEL BOHNEN JOHN CUNLIGHT PAUL ABRAHAN'ın. oynuyorlar. Musikisi: z ee ARTİSTİK Tzt Hoş eğlenceli Cuma geçirmek için aa MELEK'te ELHAMRA'da MARGUERİTE MORENO Üaresit'örüş Ünürküd - Hiddurş - gile içln ve JEAN HELBELİNG ÇZ eeT lııı!ıılıı]lo_l edilen gen, şuh, zevkli | MAURICE CHEVALIER'nin Aşçı Güzeli| Şen Mülâzim filmini görmeğe gidiniz. filmini görünüz. Zengin sesli varyete numaraları. Mevsimin en eğlenceli filmi. Tenzilâtlı matineler Elhamrada 1034 Melek'te 11 de <4 JÜ E> ferla muvalfakiyot kazanmış arllet sevimli WİLLİAM HAİNES sinema yıldızlarının Diğ Akşan A SR LESMAK z ASRİ PALYAÇO Te vaffakıyet kazandılar mücesir mevzuu, başdöndürücü — kalı lakdarl serzüzeştlerle dolu olan bı'_âılı temaşaklranın Üzerim ulaaz "...Lü.:y:ı. K de unut MUTLAKA GİDİP GÖRÜNÜZ Zengin varyete numaraları da filmin ihtişamım arttırıyor Buytia 16 1/1 matinesile suvaresinde varyete RIVIERA sahillerinde alınmış hakiktf bir vak'ayı MUAZZAM.... HEYECANLI... EĞLENCELİ... ZENGiNLiĞİLE.. GÖSTEREN MONTEKARLO Bombalaı_'_uAltında Filı ( DAKTİLO ) filmi kahramanı JEAN MURAT (PRENSES EMRİNİZ ) filmi; KATHE V. NAGY Ufa şirketinin Fransızca sesli, şarkılı süperfilminin mümessilleridir 3 Şubat Çarşamba akşamından itibaren ["-'A MELEK Sinemasında GLORYA Bugün, bu akşam ve yarın son | yakalamaklığımız ile korkutmuş- matinesine kadar tu, onlar ise Lütun korkultuğu Tunus Haydutları şeyler hakkında şüpheye düşüp (Ü ELEN RICHTER we THEO yalan saymışlardı. SHALL ve PUFFY tarafından 37 — Onlar kötü iş için ke- W temsil edilmiş ilk muazzam söz- nuklarla yalmıız kalmak — üzere korkutmalarımı tadın,, dedik. 88 — Onlar sabahleyin peş- | yada sapıklıkta, ahirette alevli lerini bırakmaz bir azaba duçar ! ateşte bulunacaklardır. O gün, oldular. yüzüstü . 39 — Onlara “Artık azabımı, M:d_'_s?:-î-d»k-— korkutmalarımı tadın,, dedik. na—"s-—m-ı'ııu.ııuuı 40 — Bir Kuranı ibret için | herşeyi mazbut bir ölçü ile ya- kolaylaştırdık, ibret alan var mı? | rattık. t .Cl—anıMnuh—&—quhn ile korkutan mucizeler gel- üm fermanımız yalnız mişti fermandır. Göz kıpması gibi ya- 42 — Onlar bütün mucizele- | pılması çabuktar, güçlüğü yoktur. rimizi yalan saydılar, bizde omr sı—mîdw:? ları yegâne galip olup güçlü, etmişiz. kalama ile yakaladık. herşey kayıt- G—I-Iekh“al Sizin kâ- -Klç&.b=uııp firleriniz, bu cemaatten daha ga | el e L l lar yok mu? iyidir ki size azap nazil olmasın? | Onler uçmaklarda,| irmaklar ke- Yoksa evvel gelen kitaplarda hakkınırda azaptan bir “Beraet, kararı mı var? 44 — Yok, onlar biz. biribi- rimize arka veren kuvvetli bir cemaatiz derler. 45 — Yakında © — cemaat Bedirde dağılıp arkalarımı çevi- recökler, 46 — Hayır, Bedirden sonra onların vadegâhları, kiyamettir. Kıyamet azabı İse bundan daha geniş bulusan Tanzının zorunda bulunacaklar. Fransa Bir Gemij Yaptırıyor Paris, 28 — Meb'usan Meclisi Babriye Encümeni, Bahriye Nazı- rzının izahatını dinledikten sonra nt tü Hpesfri İ |

Bu sayıdan diğer sayfalar: