25 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1

25 Mart 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAbKIN GÖZD HAFKRINKULAĞI RABGKN DİRİ v ğcne 2 — No. 599 Yazı işleri telefonu İstanbul — moa Yeni Sanayı Kanunu Karşısında Büy cıler Heyet Gönderiyorlar Yeni kanun projesile tehdide uğradığı iddia edilen küçük snaayle ait faaliyet Hükümetin yeni bir Teşvikı Sanayi Kanunu ile bir Banka kanunu hazırladığını evvelce yaz- dık. Bu kanun projelerinin kü- çük ve büyük sanayicilerimizi ve umumiyetle — halkı ehemmiyetle meşgül ettiğini söylemek zaittir. Bu münasebetle gerek küçük ve gerek büyük Fabrikacılar yakında Ankaraya bir heyet göndererek bu kanun projelerinin şimdiye kadar intişar edip te noksan gö- rülen kısımlarının tadili teşebbü- sünde bulunacaklardır . Kendisile görüştüğümüz bazı küçük sanayiciler bize - şunları söyledilir: “ — Eldeki, Teşvikı Sanayi Kanunu 1 haziran 942 tarihine kadar muteberdir. Sanayi bu kanundan aldığı kuvvet ve itimat üzerine — teccessüs —ve inkişaf etmiştir. Yeni Teşvikı Sanayi ve Banka Kanunu çıkarıldığı takdirde küçük Ecnebi Esnafın Lis- ük Ve Küçük Sanayi- sanayi tamamen mahvolacaktır. Çünki, hariçten getirtilecek ipti- dat maddelerden gümrük resmi alınacağından küçük sanayi artık büyük sanayile rekabet edemi- yecektir. Büyük sanayi — tesis edilecek kredi bankasından, va- ziyeli itibarile, daha ziyade isti- fade edecektir. Yakında Ankaraya bir heyet göndereceğiz, hükümetten, ipti- dal maddeler ve fabrika imalâtı özerinden alınan muamele vergi- sinin yalnız gümrükte alınanının ipkasile diğerinin ilgasını - isti- yeceğiz. (Devamı 8 inci sayfada ) teleri Yapılıyor Ecnebi OlupTa Çalışamıyacak Şoförler Ancak 107 Kişidir Yeni iş kanununun ecnebilere menettiği mesleklerden biri de şeförlüktür. Mevcut istatistiklere göre, İstanbulda, ehliyetnameli (3459) şoför — vardır. Bunların (2990) u Türktür. ( 136 ) sı Türk tabüyetinde Ermeni, yüz ellisi Rum, (70) sevi. Bunun hari- cinde kalan ecnebi — şoförlerin miktarı (107 ) dir. Bunlar şo- förlük yapamıyacaklardır. Milliyet itibarile şöyle taksim olunmaktadırl r: (17) Yunanlı, 20 İtalyan, 17 Fransız, 4 Alman, 4 Sırp, 45 beyaz Rus mülteci ve 6 muhtelif milliyette şoför. Şu he- saba göre işten menedilecekler, ancak 107 ehliyetnameli ecnebi şofördür. Yeni Kanunit kararı meserretle karşılıyan Türk Şoförler Diğer meslek erbabının cetveli henüz tamamlanmamıştır. »son Posta — CUMA — 25 Mart 1932 Kâğıt Para Basmadığı İçin Devlet Matbaası Aleyhine Açılan Dava Ceçenlerde adli haberler ara- sında yazdığımız bir fıkrada Ali Rıza Efendi namında bir zatin on bin liralık kâğıt para basma- dığı için Devlet Matbaası aleyhine bir dava açtığını yazdık. Epeyce kahkaha davet eden bu dava usu- ü muhakeme icabı olarak tabii yolunu takip ettikten sonra dün tahkikat hâkiminin kararile müc- temi hâkim celsesine — intikal etmiştir. — Nisanın dokuzuna müsadif İkumartesi günü — saat on dörtte ikinci hukuk mah- kemesi Ali Rıza Efendi ile Dev- let Matbaasını muhakeme ederek daha ziyade Bakırköy müessese- sini alâkadar eden bu dava hak- kında hükmünü verecektir. Dün muhakeme gününün ta- yini esnasında hazır bulunan bir arkadaşımız ile davacı Ali Rıza Efendi arasında şu muhavere geçmiştir: — Bu davayı açmıya neden lüzum le yapayım? Vilâyet ma- kamile diğer makamlardan emir geldiği halde Devlet Matbaası istediğim evrakı naktiyeyi — bas- maktan imtina etti. — Kaç liralık para bastıra- caktınız? — Ön bin lira. —Peki.. Teker Jlirahk mı, yoksa iri para mi? — Nasıl isterlerse... Tek bas- sınlar da!.. — Masrafını verdiniz mi? — Bu masraf, basacakları pa- ranın nevine göre değişi.. para basarlarsa bittabi masraf az olur , — Bu paranın karşılığı ne olacak ? — Bronz madeni, filân... Bu- nun ne ehemmiyeti var ?.. Ben hem doktor, hem dava vekiliyim.. Kemalâtım ona bir karşılık teşkil etmez mi? — Davanızın — neticesinden emin misiniz — Tabil.. Yalnız uzak güne koyuyorlar. Bense bayramdan evvel bitmesini istiyorum. Malüm- ya bayram masraflarinı önceden karşılamak lâzım. * Bu muhavereden sonra kema- lâtı mukabilinde ve masrafını vererek kâğıt para bastırmak tesellisile hareket eden Ali Rıza Efendi — davetiye — çıkartmakla meşgul olmıya başladı. Martın sonuna geldik. Fakat hava tekrar kara bulandı. Dün kar yağması ihtimalinden bah- setmiştik. Filhakika gece yarı sından sonra başlıyan kar de- vamlı bir şekilde yağmış, bugün saat dokuzda kesilmiştir. Yeşilköy —rasat — merkezine göre, bugün de hava tamamen kapalı olacak, rüzgâr kara yelden esecektir. Akşama kadar fasılalı şekilde kar yağacaktır. Dün en çok ha- raret 4 derece ve en az sıfır idi. İdare işleri telafonu: — İstanbul — 20203 Fî-lhâkunıı Mühürcülük San'ati Ar- tık Tarihe Karıştı Bu Aydan “İibaren Hiçbir Resmi Muamelede Mühür Kullanılmıyacaktır Bugünkü hayatın icabı ola- rak bir meslek ve san'at daha : [ tarihe karışıyor. Bu san'at mü- hürcülüktür. Vaktile, Yenicami | | meydanına bir şerit halinde hudut | çizen mühürcüler, esasen yeni harflerden sonra kismen - terki meslek etmişlerdi. | Maliye Vekâletinin son bir ka- rarı; mühürcülerin hayatına hatime çekmiştir. Maliye Vekâletinin bu kararında istida ve resmi evraka mühür basılması sureti kat'iye- de menedilmiş, basılacak mühür- lerin muteber olmıyacağı bildirik miştir. Her türlü evrak, bundan böyle ancak imzalanacaktır. Mü- hür kullanabilecek kimseler âma- larla okuma yazma bilmiyenlerdir. Bunların mühürleri de ihtiyar he- yetleri tarafından tasdik edile- cektir. Bu karar, bu aydan itibaren | Son karar ile mesleklerine hitam — verilen — mühürcülerin tatbik edilecektir. İmzaların mü- seneler görmüş bir timsali hür halinde — kazılmış olması- | re kıymet vermiyordu. Maaş na da cevaz verilmemektedir. | alanlar, badema — muamelelerini Esasen Borçlar Kanunu da mühü- | imza ile yapacaklardır. Bandırma, 24 (Husust) — Bandırma Belediyesi fidancılarından Sü- leyman Çavuş, beraberinde Eyazel ve Yusuf namında iki amele ol duğu halde fidan kesmek için Bandırmanın Karadağ mevkiine gider- lerken sahilde bir cesedin yatmakta olduğunu görmüş ve hemen yanma koşmuşlardır.Fakat yerde yatan adamın ölü değil bayılmış ve dudaklarının susuzluktan çatlamış olduğunu, yanında bir sandal bu- lunduğunu, dalgaların tesirile bu sandalın adama çarpa çarpa ayak- larını soyup bacaklarını kan içinde bıraktığını görmüş, hemen ilk tedavisini yapmış ve civardaki Yenice köyüne nakletmişlerdir. Orada kendisine gelen meçhul adamın kim olduğu anlaşılmıştır. Bu, İstanbul limanına mensup (3) numaralı sandal sahibi Azizdir. Pazar günü İstanbuldan Kadıköyüne kereste nakletmiş, Unkapanına dönerken dalgalara kapılarak Marmaraya açılmiş, iki gün, iki gece dalgalarla çarpışmış ve nihayet bitkin ve baygın bir halde Bandırma sahillerine düşmüştür. Aziz biraz iyileşmiştir. Dönebilmesi için İstan- buldaki akrabasından yardım istemektedir. Bahtiyar Kâmil — Usta barba, bu ne yahu, şarap değil sirkel — Fena mı, salataya dökersiniz!

Bu sayıdan diğer sayfalar: