25 Mart 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

25 Mart 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HAİNLERİN ıç YÜZÜL Yüz ElliliklerNasıl Gittiler, NeYanptılar SON POSTA ONLAR, MlSIRDA HÜRMET VE MUHABBET GORECEKLERİNI UMMUŞLARDI SNB n Riza Tevfik, otelcinin yaptığı tercüme ile ancak mefhumunu anlıyabildiği bu resmi teselli ve tavsiyeyi alık alık dinledikten sonra mırıldandı : — Kale bent oluyoruz. bakalım pirincin taşımı! Polislerin ve polislerle hara- retli bir münakaşaya girişmiş, firarilerin başka yere kaldırılması için yalvarmıya başlamış - olan otelcinin odadan çıkmaları, tehli- kenin de bertaraf edildiğinin tahakkuk etmesi üzerine yine karyolalarına — yığılan — itilâfçılar, bir müddet sustular, helecanlarını gidermiye savaştılar. Hoca Sabri ile Zeynelâbini de kendi günahlarının cezasına se- bepsiz iştirak etmekte olan za- vallı kadınları uzun uzun teselli ederek, — bayılanlarını — ayıltarak geri geldiler ve yine macerayı tahlile koyuldular. Onların hiçbiri, 338 senesi ağustos, eylül, teşrinievvel ve teşrinisani aylarında İslâm — âle- minde uyanmış olan büyük ve sürekli heyecanı takdir ve hatta tahmin edemiyorlardı. Biz de o muazzam heyecanın psikolojisini bu sütunlarda göstermiye lüzum görmüyoruz. Yalnız şunu söyliye- lim ki Mısır, Sudan, Tunus, Ce- zair ve Hint, o dört ay içinde ıiyıııı bir muhabbetle, dindarane bi ıııcıı.ıp ile gece ve gündüz Türk ismini tehlil etmişti. İzmir zaferi, esir edilmek — istenilen kahraman Türke değil de, bir- çoğu esaret istırabı. taşıyan o büyük kıt'alara Iıuınyet getirmiş gibi milyonlarca insan günlerce ve günlerce bayram yapmışlardı. İskenderiyenin, Tantanın, Benhamn, Portsaidin, İsmailiyenin, Reşidin ve nihayet Kahirenin bütün duvar- larında İzmir zaferini tebcil eden cümleler yazılı idi. Mısırlılar, Su- danlılar, Hintliler ve hatta Faslı- lar, eski ve yeni şairlerin tanman kasidelerini dillerinden atmışlar- dı, Türk zaferini terennüm edi- yorlardı. mektep çacukları, ka- dınlar, münevverler bu meyanda minimini feliâhlar, garp emperya- lizimine kahkari bir inhizam ve ebedi bir hicap hediye etmiş olan Türkün bu kutsi muvaffa- kıyetile iftihar etmekte yarışa çıkmışlardı. Firariler, bu muhteşem haki- katten gafil idiler. Vaktile Ab- dülhamit — idaresinden - kısmen samimi, kısmen intifai vaziyetle - hoşnutsuzluk — göstererek Misira kaçan Türkler gibi kendilerine de hürmet ve muhabbet göste- receklerini, el üstünde gezdi- rileceklerini, — beslenip — giydiri- leceklerini ummuşlardı. Halbuki © devir ve ©o geliş başka, bu devir ve bu geliş başka idi. İs- tibdada — hbusumet — gösterenler memleketlerinin iyiliğini istihdaf ediyorlard. — Bu —sebeple de vatanperver sayılıp — Mısırda, Avrupada muhabbet ve himaye | görüyorlardı. Halbuki bunlar?.. | Ayır Tıpkı, Abdülhamit dev- rinde olduğu gibi kıs- men samimi, kısmen in- tifat vaziyetlerle hoşnut- suzluk göstererek Mısıra kaçan Türkler gibi!... Halbuki o devir ve o geliş başka, bu devir ve bu gidiş tamamen başka idi. metin en büyük derecesini göz- lerinde parlatarak cevap verdi: — Azizim, hikâye düzmüyo- rum. Geçmiş günlerin bugüne uygun maceralarını hatırlatıyorum. Tarih, nihayet bir tekerrürden ibarettir. Şaban Ağa hemen atıldı: — Tamam, dedi, ben de onu söyliyecektim. Tarih, hakikaten tekerrirden — ibarettir. Nitekim demin, eski bir vak'a aynen tek- rar ediliyordu ve biz diri diri yakılıyorduk. | ( Arkam var ) Firariler yine o derin gaflet | ve o büyük sersemlik içinde va- ziyetlerini münakaşa — ederken dönüyorlar, dolaşıyorlar, Mısırda kendi aleyhlerine müteveccih teş- kilât olduğu noktasında — ısrar ediyorlardı. Fakat bu teşkilâtın otele hücum etmek, kendilerini yakmak istemek — derecelerinde kuvvetli ve cesur olmasını tuhaf buluyorlardı. — Maamafih — Riza Tevfik, — tarihi — misaller — ile bu feci vaziyeti de tatlı bir zavi- yeye nakletmiye çalışıyordu. O- nun Üstünü altını değiştirerek ortaya attığı söz de tarihi misal- ler, dinliyenleri — düşündürüyor. Fakat Şahan Ağayı kızdırıyordu. Sabahleyin pislik yağmuru altın- da enikonu bunaldıkları, biraz evvel de diri diri yakılmak tehli- kesile karşılaştıkları halde filozo- fun hâlâ istikbali mamur göster- miye çalışması, yani sayıklaması o ümmi diplomatı sinirlendiri- yordu. Nihayet dayanamadı: — Yahu, dedi, adam olacak çocuk beşiğinde belli olur. Bizim sonumuz da şu başlangıçtan am- laşılıyor. Artık bikâye dilıüç ka- fa ağrıtmakta me mana var Rıza Tevfik, bir âlimin bir cahile karşı duyabileceği merha- 60 Kuruşla Tablıdot mms 3 Yemek — | Tatlı — 1 Kahve İçkiler: Raki 100 Dr. — Şişe 1 KÜ BAA v tek v Biza E Zengin, nefis ve mütenevvi mezelerle beraber. 60 80 20 * İstasyon lokanta ve birahanesi Sirkecide: İstanbul 4 üncü icra memur- luğundan: Hacı Sarandi Efendi- nin Nikola veledi Dimitriyadis Efendi varislerindeki alacağından dolayı mahcuz — ve furuhtu mu- karrer bulunan Bakırköyünde Zeytinlikte İstasyon caddesinde bir sıkıf altında 23 ve 25 No. li iki bap hane otuz gün müddetle ihalei — evveliye — müzayedesine vazolunmustur. 23 No. li haneye kapıdan girildikte zemini malta döşeli bir aralık Gzerinde bir oda mezkür aralıktan camekânlı bir kapıdan girildikte zemini tah- ta bir sofa üzerinde bir oda bir methal ile bodrum katı- na inilir burade zemini malta döşeli bir oda ve bir kömürlük mevcuttur. Sofadan bir methal ile mutfağa girilir. Zemini malta döşeli bir çamaşırlık tekne ve bir maltırz. ocak ve sabit dolap ve bir kuyu vardır. Buradan ke- za bir kapı ile bahçeye geçilir. Bahçede üç adet erik ağacı ve mutfağın yanında bir de helâ vardır. Birinci kata çıkıldıkta bir sofa üzerinde karşılıklı iki oda ve bir helâ ve bir kiler sokağa mazır odada bir şahniş vardır. Üst katta bir sofa üzerin- de iki dolap bir oda olup bir kapı ile zemini çimento döşeli ve etrafı demir parmaklıklı bir tarasa çıkılır diğer 25 numaralı hane 23 mumaralı — hanenin tamamen aynidir. Mozkür haneler ahşap ve sokağa nazır alt kat pencereleri demir parmaklık olup muhtacı tamirdirler 25 N.lu ha- nede Murat Bey mahiye 18 lira ile kiracı. 23 N. lu hanede kutucu 7 lira Hayriye Hanım 7,5 lira ile müstecir ve kısmen de borçlular: dan İspiro efendi — sakindirler. Hududu elyeym 21 N.lu dükkân bir tarafı Katina banesi ön tarafı istasiyon caddesile mahduttur. Her iki haneninde mesahası be- herinin bina 56 bahçe kırk metre mürabbar olup keza beherinin kıymeti muhamminesi 1650 lira- dır. Mezkür hanelere talip olanlar kıymeti muhammesinin yüzde onu nisbetinde pey akçelerini alarak 926-4885 N. lu dosya numarasi- le 25 nisan 932 tarihinde saat on dörtten on altıya kadar İstanbul Dördüncü İcra memurluğuna mü- | racaat eylemeleri ilân olumur. Kulak, Boğaz, Burun Mütehassısı ; Dr. Ekrem Behçet Beyoğlu, Mektep — zokak 1 Te afer : 2196 Muharriri: ' AA Bu Akşam Radyoda Neler Dinliyeceksiniz 25 Mart 932 Cuma Istanbul — (1200 metre, 5 kilovat) 18 gramofon, 19,5 Vedin Rıza H,, 20,5 Habibe Molla, 21; Inci H., 22 tango orkestrası. Mühlaker — (360 metre, 75 kilovat) 21,30 Frankforttan naklen Heilig Zelt. Hellsberg — (276 metre, 75 kile- vat) 20 Verdinin “Regulem,, i. Bükreş — ( 394 metre 16 kilovat ) 19,45 gramofon, 20 ezki musiki, 21,45 Porrsifal. Roma — (441 metre, 75 kilovat) 20,45 piyano konseri, 21 senfoni geminiani. Prag — (488 metre, 120 kilovat) 20,45 kiliseden naklen dua ve org, 21,30 piyano konseri. Viyana— (517 metre, 20 kilovat ) 19,22 Mathaus passion Layiprzigten, Tomas kilisesinden naklen. Peşte — (SS0 metre, 23 kilovat ) 19,45 yüksek musiki mektebinden naklen konser. Varşova—( 1411 metre, 158 kilovat) 19,30 gramofon, 20 musahabe, 20,15 dini musiki Szamotulaki. Berlin — (1638 matre, 7S kilovat) 18 Layipzigde Tomas kilisesinden nakil. Dikkat: Dercetmekte olduğumuz programların olan kasmı vasatl Avrupa saatine göre tanzim edilmiştir. 26 Mart 932 Cumartesi Istanbul — (1200 metre 5 kilovat| 18 gramoton, 19,5 Darüttalim beyeti, 20,5 opera parçaları, 21 Darüttalim beyeti, 22 orkestra. Mühlaker — (360 metre 75 kile- vat) 19,45 tarihi fıkralar, 20,45 Mar- kus kilisinden naklen Misterionso- naten. Bükreş — (394kilovat). 16 kilovat 19 Göthe hakkında bir konferans, 19,40 gramofor,20 Faust operası. Belgrat — (429 metre 2,5 kilavat) 20,05 gramofon, 20,45 oprradan nakil. Prag — (488 metre 120 kilovat ) 19 komedi, 22,20 mektup katusu. Viyana -- (517 mctre 20 kilavat) 19,45 komeai, Barometermahen, 21,30 akşam konseri, Landstreiher opere- tinin uvertürü ve Staurdan bazı par- çalar. Peşte — (550 metre 23 — kilovat) 19,40 dint kanferans, 20 opera or- kestrasınım konseri, sonra çigan ha- vaları, —— Varşova — (1411 metre 156 kilo- vat) 19 komedi, 20,15 akşam kon- Beri, Berlin — (1933 metre 75 kilavat) 20 Münihten naklen konser. Avrupaya alt İstanbul saatine tatbili için Avrupada saat(12) olduğu zaman İstanbulda () e geldiği farzedilmelidi. Köyde Ilk Gecem (Baş tarafı 10 uncu sayfada) — Muhtar Efendi, dışardan birkaç kişi çağır, şu kerataları bağlatalım, dedim. Muhtar, gayri- ihtiyari sokak kapısına koştu. Bir iki kuru mırıltı.. Konuşmalar.. Ve biraz sonra da beş altı köylü etra- fıma daldu. Yanaşmıya cesaret edemiyerek “ fosforlu cinler ,, e! bakıyorlardı. — Ne duruyorsunuz? Dedim, yanaşsanıza.. Köylülerde ayni donukluk.. Cesaret edemiyorlar.. Ve tabak, canak — kırıntılarile darmadağın olan mufaga, fosforlu iki sahte- kâra bakıyorlardı. Muhtara lâmba getirttim. Ve nurlu cinlerin yüzüne tuttum.. Köylüler hep bir ağızdan; — Aaal,. Hocanın oğulları! -— diye bağrıştılar. * Meğerse bu iki adam, baba- larının köye muhtar - olabilmesi için, her akşam bu oyunu oybar- larmış.. ekseriya muhtarın evine girerek ihtiyarı korkutmağa, bu | suretle köyden kaçırmağa çalışı- yorlarmış.. Yüzlerine sürdükleri fosforu bilmiyen köylüler, bunun bir nur olduğunu zannediyor- larmış.. Ertesi sabah yataktan kalkar kalkmaz, bana garip bir haber verdiler: Hoca ve oğulları, daha gün ağarmadan köyden çıkıp gitmiş- ler ve evlerini ucuzca, Tosun Ağaya satmışlar. Köyde ilk gecem, hayatımda unutamıyacağım, en canlı gece- lerin başımda geli Resmi Mühürü Sökmüş! Yani isminde birisi evvelki gece Şehremininde bilâvaris ölen ve mahkemece mühürlenen Yuvan ağanın evine girerek öteberi ça- Jarken yakalanmıştır. Çimento Fabrikaları Kış münasebetile faaliyetlerini tatil eden çimento fabrikaları yakında tekrar faaliyete başlı- yacaklardır. AYAKKABICI San'atkârlar Cemiyetinden: Ticaret ve Sanayi Odaları kanununun dürdüncü maddesi hükmünce cenaf, san"- #ikür ve küçük tacirler Odaya kaydolm- mağe mecburdurlar. Kayit — muameleri ce- miyetie £ vasitasile yapılacaktır. Kayıtla- çını yaplırmıyanlar cezaya — uğryacaklardır. Cemiyetimizlâ manzumesinde dahil — bulu- nan bilümum ayakkabı. yapan ve satan- larla kundura kahbı yapanlara ve - kundura levazımı setan rekaptecilerin cemiyet mer- kezine müracaatleri lürveu üke olunuz. Tıbbı Adliye llllracaatler Geçen 931 senesinde muayene için Tıbbı Adliye 7000 kişi müra- caat etmiştir. Bu sene ilk aylarda müracaat edenlerin miktarı geçen senenin ayni aylarına nazaran iki misli fazladır. Tabiatimizi öğreamek İstiyorsamı fotoğrafımıı 5 #det kupoa ile bir- likte gönderiniz Foteğrahaı mrayı tabidir. ve İade edilmen. Fotoğrafın kllşes! ZOkuraylu 4, mukabilinde gönderiebilr.

Bu sayıdan diğer sayfalar: