4 Mayıs 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——Cyuuupçcgprı BÜ ei Grn A k ei ea VERLAR ae Ç e LK F Ç İNANIL —H0 ——— A MEYACAK ŞEYLER — Kollarile İşiten Adam Ve Dünya Garibeleri Yaşadığımız hava içinde doe- laşan ses dalgalarından haberdar değiliz. Eğer kulaklarımız bütün bu dalgaları kapabilecek derece- de hassas olsaydı, belki de gü- rültüden yaşamamız — mümkün olmıyacaktı. Şimdi öyle — hassas sun'i | kulaklar yapıyorlar ki, 3-4 - yüz kilometre nzaktan bir top sesini, bir tayyare gürültüsünü işitmek mümkün oluyor. Yalnız sağırlar ve dilsizler, bu ses dalgalarına karşı daha hassas oluyor, ve bizim kulaklarımızla işitemediklerimizi — onlar — elleri, kolları, vücutlerile işitiyorlar. Bir gün dilsizin biri bir kapı zili almak Üüzere bir dükkâna girer. Dükkâncı ona bir zil ve- rir. Dilsiz zili eline alır, çaldırır. “Münasiptir,, der. Dükkâncı şa- şırır. Çünki sağır zili kulağile değil, elile muayene etmiştir. Sağır ve dilsizler ekseriya ellerinde tahtadan bir kutu ta- şırlar. Bu kutu bir kibrit kutusu büyüklüğündedir. Bu hutu ile ses dalgalarını alırlar. Bu sayede mesafeyi, tayin edebilirler. ' * 3028 Defa İp Atlıyan Çocuk Ingilterede bir mektepte ço- cuklar arasında ip atlama yarışı yapmışlar. 13 yaşında Kitty is- minde bir çocuk, durmaksızın, dinlenmeksizin 3028 defa ikinci gelen çocuk 1722 defa atlamıştır. v * Dünyanın En Küçük Ordusu Yeni Zelândda Tonga kırallı- gının jandarma, polis ve askerl kuvveti ceman yekün 30 kişidir. x Dünyada Mevcut Miskinlerin Mıktarı Dünyada miskinlerin mıktarı 2 milyondur. Bunların dörtte biri Çindedir. . W 21 Çocuklu Bir Aile Goöblenz şehrinde bir ailenin 21 çocuğu olmuştur. x 6000 Senelik Bir Bez İnginliz müzesine 6000 sene evvel yapıldığı halde, — bugün yapılmış gibi tertemiz ve mü- kemmel bir dokuma bez veril- miştir. . * 80 Yaşında Bisiklete binen Adam Bize, Anadoludan, bir kâfiimiz 80 yaşında Hasan isminde bir adamın bisikletle gezdiği ve 20 senedenberi bisikletten inmediği- ni bildirmiştir. e Bir Ağaç Ne Kadar Süratle Büyür ? Bir ağacın büyümesi, cinsine ve bulunduğu yere tâbidir. Ağa- cın bulunduğu yer, büyümesinde büyük bir âmildir. Meselâ bir yamaçte büyüyen ağaçlar, geniş bir ovada büyüyen ağaçlara nis- İ _.“ılf J"ğ:—x'l' e L M Ha YA içinde 4 Ölümüudeıı son- —» ra - orduya ku- manda eden a- Bu &damın ismi Baretttir Amerikalıdır. Bir saniye milyara kadar bütün rakamların hasılı zarplarını verebilir. edilmiş olan bir müessese bir Rakamla On bir. milyoj , On bir bin l4f On bir yüz k # Ve on bir yazabilir misi- niz. — | İ dam ( Erseyit ) fir, » BİLİR MİSİNİZ İstediğimiz Kadar Bulutlu Havada_Nğ;ıl_—v Uzıyabilir. Miyiz? İnsanların muayyen bir büyü- me devri vardır. Bu devir geç- tikten sonra artık — büyümek ümidi kalmaz. Bazı ağaç ve ne- batlar, bazı istikametlerde müte- madiyen büyüyebilirler. — Fakat insanlar mütemadiyen — büyüye- mezler. Vücudün uzunluğu bacakların uzunluğuna bağlıdır. Kısa - ve uzun boylularım belkemikleri ara- sında büyüklük itibarile çok bir Efark yoktur. Bacakların uzunluğu | ise, büyümek devrinde kemikleri ucundaki bazı hüceyrelerin faali- yetine tâbidir. Büyüdükten sonra bu hüceyreler kaybolur, ve bir | daha görünmezler. Boyumuzun kısalığı uzunluğu ailemizden bize irsen geçen ka- biliyete bağlıdır. Tabiatin müsa- ade ettiği derece uzunluğa varan kimseler pek azdır. Boylarını uzatmak istiyenler, sadece ken- dileri için muayyen olan uzama haddine varmayı düşünebilirler. Bunun için de büyüme devrinde bilhassa on iki ile on sekiz yaş- ları arasında, — sıhhatli — olmiya çalışmak lâzımdır. Bacaklarımızla idman yapmalı, koşmalı, sıçramalı ve bacak kemiklerine kan gitme- sini temin etmelidir. : e ——— betle daha kısa olurlar. " Bazı ağaçlar genç iken daha süratla büyür, bazı ağaçlar ilk senelerde gayet yavaş büyürler. LA Aydınlık Olur ? Hava bulutlu olursa, - gündüz ziya azalır, fakat tamamen - ka- ranlık olmaz. Ay, güneşle küre- miz arasına girdiği zaman ortalık temamen kararır. — Çünkü ay, güneşin ışığının geçmesine mani- dir. Fakat bulut şeffaftır. Güneş ziyası buluttan Ssüzülüp — geçer. Yalnız bazan büyük şehirlerde fabrikalardan çıkan siyah kömür tozu ve kömür dümanı havada öyle kalın bir bulut tabakası yapar ki, güneşin . nüfuzuna mani olur. O vakit hava akşam gibi kararır. Ölmek Ne Demektir? Fakat ne kadar korunursak ko- runalım, bir gün ölümle karşılaş- mağa mecburuz. Filvaki hastalık- tan ölmekle ihtiyarlıktan ölmek arasında fark vardir. Fakat ikisi de nihayet ölümdür. Ölümün ne olduğunu anlamak için yalnız insanın hayatına değil diğer canlı mahlükların da haya- tına bakmak İâzımdır. O vakit anlarız ki ölüm hayat için adeta İâzım olan bir şeydir. Her ölüm, dünya üzerinde diğer bir. bayatın başlangıcıdır. Yer yüzünde hiçbir şey kaybolmuyor. Eğer ölüm olmasaydı, hayat en basit şeklinden başlayıp ta bu- günkü kemaline varamıyacaktı. Hayatta en güzel şey çocuk- luktur. Halbuki ölüm — olmasaydı doğmak ta olmıyacaktı, çünkü o vakit yeni doğan çocuklara yer yüzünde yer kalmıyacaktı, NİÇİN? Niçin Ölüyoruz? İnsanlar arasında ölümün en mühim bir sebebi hastalıktır. Bu, mühim bir meseledir. Çünkü hay- vanlar arasiında hastalık bu ka- dar çok değildir ve hayvanların ölümüne sebep daha ziyade has- talık değildir. İnsanlar zekâları ile açlıktan ölmemenin yolunu bulmuşlardır. Binaenaleyh bir ka- za olmazsa, ancak ihtiyarlık se- bebile ölebiliriz. Halbuki hasta- lhık yakamızı bırakmaz. Bir vesile- ile vücudümüze girer ve bizi öldürür. İnsanlar şimdi öğreniyorlar ki, hayvanların ve nebatların yapma- dıkları bazı şeyleri yaparak has- talığı kendimiz — davet ederiz. Meselâ aç değilken yemek yeriz. Lüzumsuz şeylerle midemizi ba- zarız. Hazimle uğraşacak cihaz- larımızı yorarız. Sonra küul içeriz. Halbuki hayvanların — hiçbiri küul nedir bilmez. Hayvanlar açık havada ve güneşte yaşarlar. Biz kapalı ve güneşsiz, havasız yerlerde ya- şarız. Teneffüs ettiğimiz havanın temiz olmasına bakmayız. Uyku- muza dikkat etmeyiz. İntizamsız yaşarız. Bütün bu fena şeylerin cezası hastalıktır. Tabiate baka- rak öğreneceğimiz en mühim ders, hastalığın insanlara mahsus birşey olduğudur. İnsanlar tabiatten ders alarak, tabii bir surette yaşamağı öğrenirlerse o vakit hastalık yü- zünden ölmekten de kurtulacak- lardır. İnanılmıyacak Derecede Mühim Ve Küçük İhtiralar Bankalarda Hırsızlığa Karşı Bankanın biri, hırsız girmesi- ne mâni olmak için duvarlarına öyle bir preskop koydurmuş ki dışarda bulunan polis bankanın | içini görebiliyor. Bu suretle dı- | şarıdan içeri girebilecek herhan- | l i ( gi birini görmek mümkün oluyor. * İslanmıyan Kibrit Suya batırıldığı zaman - ıslan mıyan ve sudan - çıkarıldıktan sonra sert bir şişeye sürtmekle | yanan yeni bir kibrit icat edil- | miştir. | * Katlanmıyan Bayrak Bayrak direkte düz durmaz. Rüzgâr varsa uçar, yoksa katla- nır, hatta direğe sarılır. Bayrağın daijma açık durmasını temin için bir bahriyeli top şeklinde birşey icat etmiştir. Bu top rüzgârla açılıyor. Ondan sonra rüzgüâr nereden eserse essin, daima açık kalıyor. * Telsiz Sinema Amerikada — telsizle — sinema alıp sinema gösteren bir makine yapılmıştır. Bu makine sayesinde uzak mesafede bulunan bir vak'a veya manzarayı, oda - içinden çekmek ve yine studyoda filmi çevirerek bütün sinemalarda gös- termek mümkündür. Bu makine ile beş mil mesafeden birçok resimler almmış ve sinemalarda gösterilmiştir. * Radyolu |Trenler Almanyada Hamburgla Berlin arasında işliyen trenlerde telsiz telefon vardır. Vagonda telefonu açarak şehirde istediğiniz nu- marayı bulmak ve aradığınızla konuşmak mümkün olduğu şibi trende giderken evinizden sizi arayıp bulmaları ve sizinle ko- nuşmaları mümkündür. j . BA Zayıflatan V Elektrikli Sandalye İngilterede geçen hafta açılan sıhhat sergisinde günde bir kilo “eksilmenin yolunu göstermişlerdir. Zayıflamak için şişmanlar bir elektrik sandalyesine o or. Bu sandalyede küçüktutl:l:zun! levhalar vardır. Bu levha belli başlı adale merkezlerini kaplıyor, sonra elektrik cereyanı veriliyor. Bu cereyan adaleleri gerip top- luyor ve birkaç dakika içinde vücuttâ bir kilo yağ eritiyor. ao M— | Herşey Kaynayınca Yumuşadığı Halde Ynmurta Neden Sertleşir ? Yumurtanın — içinde — tutkala benziyen kimyevi bir madde var- dır. Bu madde birçok atomlar- dan mürekkep büyük cüzlerden yapılmıştır. — Isıtıldığı zaman bu madde sertleşir. Yumurtanın be- yazında albomin vardır. Albomin kaynayınca sert olur. Kandaki albomin de ışıtılırsa sertleşir. Ça € d ha _.—;—J_J _.' AMT A Gi ' LER gC4 F | M İ a Teti i )

Bu sayıdan diğer sayfalar: