7 Mayıs 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

7 Mayıs 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—T May Bir Ölünün Hatıra Defterinden : HAİNLERİN İÇ YÜZÜ Yüz Ellilikler Nasıl Gittiler, Ne Yaptılar| "ekinde San Hummadan Öldü Muharriri: Xx YOBAZ MUSTAFA SABRİ EN MEŞHUR ŞAİRLE MÜNAKAŞAYA GİRDİ — 74 — İşte bu sırada, Sabık Hidiv Abbas Hilmi Paşanın valdesi, İstanbuldan Mısıra geldi. Bu ih: tiyar Prensesin o hıttada büyük bir şöhreti vardı. Herkes, bilâ- İstisna herkes, kendisini severdi. Bu sebeple onun yaz mevsiminde İstanbula gidişi ve kış aylarında Mısıra gelişi âdeta bir hâdise olurdu. “Ümmülmulisinin, — diye anılan keremkâr prensesi, İsken- deriye limanına getiren vapur, limana girince bütün şehir ayak- lanırdı. ve onu taşıyan hususl! trenin uğradığı her istasyon, bir bayram — manzarası — “gösterirdi. Halk ile beraber Mısırın bütün şairleri de heyecana gelirdi, ka- sideler yazarlardı ve bu kasideler en büyük gazetelerin ilk sayfa- larını süslerdi. Şimdi de ayni sevinç, yani nümayiş ve ayni neşriyat vardı. Bu meyanda Mısrınm en — bü-ük alkışlamıştı ve bu yüksek — şiir, El'ehram gazetesinin baş sütununz konulmuştu. Şevki Beye Mısırlılar, *Sulta Nüşşuara,, derler, vücudile iftihar ederler. Kundurâ boyacılarından ve tarlalarda çalışan fellâhlardan tutunuz da yüksek tahsil görenle- re ve şerefli mevkiler işgal eden- lere kadar hiçbir Mısırlı yoktur ki Şevki Beyin birkaç şiirini hafızasına — nakşetmiş — olmasın. Herkes onu tanır ve herkes onu sever. Mustafa — Sabri, ve kudretli şairle Birişmeğe kalkışmasın mı?...Onun mmülmuhsinin için yazdığı şiirin bir beytinde güya nahvi hata varmış!.. Sersem yobaz. İşte böy- le bir hata bulduğunu — zanne- derek hemen kalemi eline aldı, El'ehram gazetesine uzun bir mek tup yazdı, emsileden bahsetti, binadan misaller gösterdi, Bir Sürü mügalâta yürüttü ve Mıs- bu şöhretli Möntaşıyo rin Sultanüşşuarasımı teçhil etmel cür'etinde — bulundu. Mektubun altında sabıksız ve esbaksız olarak “Şeyhülislâm,, kelimesi vardı. Şurasını haber - verelim ki ©nun böyle bir teşebbüste bu- lunması iki sebepten ileri geli- yordu. Bir kere Hıdivin annesine kızgındı. Ondan para ve yardım iştediği halde cevap alamamıştı. Şimdi, vehmi bir fırsattan isti- fade ederek Keremkâr Prensese hücum ediyordu. Güya, “ Üm- mülmuhsinin , tabiri, “ Ümmül- müminin , tabirini hatıra getiri- Yormuş ve Peygamberin zevcele- rine muhassas olan bu vasfın, Şöyle bir tahrif ile de, başkasına verilmesi caiz değilmiş. Mustafa Sabri, edebi bir tenkit yürütürken bu noktayı da kaydetmekten çe- kinmiyordu ve Prensesin sahi, fus karaperver bir hanrmefendi oldu: Zunu zımnan İnkâra yelteniyordu! İkinci sebep, mahut — ihtirası idi. Şevki B. gibi ble şalri tenkil İavaz v aüükÜlsrük örhya Bu cür'etkâr herif, em- sileden, binadan bahse- derek Mısırın sultanüş- şüarasını teçhile kalktı. korsa Mısir halkının parmak . isi- raıp “eyvah, bu kadar âlim leir adamın — kiymetini — bilemedik ,, diye — teessüre düşeceklerini, küme küme yanına gelip elini öpeceklerini umuyordu. Fakat bu hesap ta, onun di- ğer hasapları gibi yanlış çıktı. El'ehram gazetesinin “Ne Haya- sızlık? ,, başlığı ile o mektubu neşretmesile beraber bütün M.sır ayaklandı, şehirlerden, kasaba- lardan ve köylerden gazetelere telgraflar, —mektuplar — yağmıya başladı, hatta “ Tanta ,, da bir miting yapıldı. Mısrın en yüksek şairine tariz ve Ümmülmuhsinine de taarruz eden Şeyhüşşeyatinin hudut — haricine atılması - isteni- yordu. Halk, bu esas üzerinde ittifak etmişti. Telgrafların, mektupların son cümleleri hep bu arzuyu ifade ediyordu. Lâkin, o netice beyan kadar - neler söylenmiyordu neler?. Hotrerest herife tevcih olunan sıfatların en hafifi cahil, abmak, küstah ve utanmaz idi. Bu kelimelerin ihtiva mefhumları kâfi görmiyenler, daha ileri giderek, tabirler kullanıyorlardı. âdeta Misir hükümetini işgal edecek bir mahiyet almıştı. Gazete sü- tunlarının dörtte üçü, Şeyhüşşe- yatine ait manzum ve mensur beyannameler, hicviyeler ve tar- diyelerle dolu idi! Milliyetperverlik olununcıya ettiği kuvvetli lânetler — ve Mesele, çok ağır cereyanına vardır. İşsi sahipleri istediklerini bildirerek faaliyete t çalışırlar, Bir merlekette iş e zz — karşı mevkiini zaten zaif gören hükümet, bir vatansız yüzünden de halkın hücumuna uğramamak için işe müdahale etmek iztıra- rında kaldı, Mısır halkına elini öptürmek istiyen Mustufa Sabri- yi © halkın yumruğundan kurtar- dı, eline bir pasaport tutuşturdu, Romanyaya aşırdı. Bu hâdise, Lider geçinen di- ger firariler için bir ders oldu, hepsi birer mezbeleye sindi, sü- küt içinde mukadder olan akı- betlerini beklemiye koyuldu. Şeyh Recep takımı, zaten darmadağın olmuşlardı. boğaz tokluğuna en süfli işleri görüyorlardı ve her şeyi kabul ediyorlardı. Sâit Molla Sahnede Hürriyet ve itilâfın bir Sait Mollası vardır. Şimdi cismi top- rağa, ismi de tarihin, sefil insanlar için ayırdığı cehennemi çukurlara gömülmüş olan bu adam, eşi görülmemiş bir şenaal kumkuma- sıydı. Tasavvur olunabilen ve ta- savvur olunamıyan her türlü fe- nalıkları yapmıştı. Onu kısaca tarif için “Alçaklık örneği,, de- mek İâzımgelir, Fakat Hürriyet ve İtilâf Fır- kasını bir sima ve bir vücut ha- linde göstermek icap edince de Sait Molladan daha iyisini bul- mak mümkün değildir. Meş'um fırka ve meş'um Molla, 6 derece biribirlerine uygundur. Evet, Sait Molla, Hürriyet ve İtilâf fırkası nın müşahhas - timsalidir. Yalan, riya, iftira, hırsızlık, dolandırıcı- hık, sahtekârlık, muhabbet tellâl- lığı ve muhahbet cambazlığı gibi şeniaların üstadıdır, mütehassıs ve mütekâmil bir namussuzdur, üstelik vatan hainidir, (Arkası var ) —a —— —— Avrupadaki İş Sarayla- rında Ne İşler Görülıîr? lere göre taksim edilmiştir. Her odada kâtipler ve nıüd_urleı vızır. çızır çalışırlar ve işsiz. kalan |işçilere, san'atkârlara yeni iş temin ederler. Bu iş sarayı Fransadadır. Bugün yalnız — Fransa değil medeni memleketlerin hemenhepsinde böyle muazzam iş sarayları iz kalan ameleler, işçi istiyen fabrika veya müessese hiç düşünmiye mahal kalmadan doğru buraya giderler ve geri dönerler. İş sarayındaki memurlar derhal geçerek müracaat edenlerin arzularını yerine getirmiye hayatını tanzim etmek, daha doğrusü sanayiin inkişafına mazhar olmak İçin böyle teşkilâta çok lüzum vardır. î Afrika Ve _Ağyayı Oto- 'mobille Geçen Mühendis Hindistanda Otomabil kafilesi bulunan küçük bir limandan yola çıkarak, Himalaya dağları- nin eteklerinden geçerek Türkis tanı, şimali Tibeti, Gobi çölünü ve şarki Mongolyayı katederek - martin 26 sinda Pekine vâsıl Sitroen otomobil — şirketinin müdürü M. Andre Sitroendir. Bu zate “ Fransanmm Fordu ,, derler. Müteşebbis, faal ve daima in- sanların yapmıya cesaret etmedik- leri şeyleri deruhde etmesini seven bir iş adamıdır. M. Sitroen geçen sene kendi fabrikalarında hususi surette —imal ettirdiği zincirli ::ıw Fıkıf Md_ yelİr otomobil i| », Hard ora sar' omobillerle — Afrika — kıt'asını TELARİŞ HLi Ti boydan boya geçmişti. Otomobil kafilesinin başında M. Jorj - Mari Hard isminde genç bir mühendis vardı. Bu seyahat o vakit büyük alâka ile takip edilmişti. Afrika — seyahatinden — sonra M. Sitroen bu defa Asya kıt'ası- nı ayni surette katetmeyi gene gün sonra vefat etmiştir. Kıy- metli — mühendisin — bu — feci akıbeti — Fransada büyük bir teessür — uyandırmıştır. Resmi- miz otomobil - kafilesinin Tibetin şimalindeki Kürak dağın şarkm- da bulunan Turfan şehrini gös- Jorj-Mari Harda tevdi etmiştir. | teriyor. Bu şehirde — 14 üncü Teşrinisanide başlıyan —bu se- | asra ait Suku-Za ismindeki cami yahat martta hitam bulmuştur. ! görülmektedir. İngilizler Büyüklerini “Daima Tebcil Ederler TeT ü Bi : Fotoğraf Fahlili Kuponu Tabiatinizi — öğrenmek — istiyorsanız fotoğrafınını S adet kupon İle bir- likte gönderiniz. Fotoğrafınız sıraya tâbidir. ve iado edilmez. ismini — işitb . — İngilizler büyüklerini tanımak hususunda çok kadirşi- le İngiliz mil- hiç unutmazlar, Geçenlerde Madam Skot ismin- de bir san'atkâr Stratfort şehrin- de Şeksper namma büyük ve modern bir tiyatro binası vücuda getirdi. İngilterenin büyük mi- marlarından olan bu kadının vü- cuda ıılirdiâ eser hakikaten san'atkârane bir şekilde yapı- mıştır. Bu resimde gördüğünüz heykel de büyük üstadın heyke- lidir. Tiyatronun — küşat merasimi münasebetile Stratfort halkı mü- samereler ve eğlenceler tertip etmişler, akşama — kadar. büyük

Bu sayıdan diğer sayfalar: