12 Mayıs 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

12 Mayıs 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FaraEEa A İ T T aa A DN Nai İhtiyaten ... Sadece resim yapmıya üzendi- ği balde adını ressama çıkartmış bir genç, geçen gün matbaada eline ka kalemi almış, bir geyler karslıyordu. saat kadar uğraştıktan mihayet ortaya bir şekil Soruuk: — Bu nedir kuzum?. Biraz canı - sıkıldı: — Görmüyor musunuz, sandal. Biribirimize hissettirmeden hafifçe gülüştük. O, tekrar sordu : — Yoksa sandala benzemi- yor mu ? Arkadaşlardan ciddi cevap verdi: — Sandala benziyor, amma, sen yine ihtiyacen bir kenarına *“sandaldır,, diye yaz! SoKak Bankası Bizim arkadaşlardan biri, altı yaşındaki oğlu için bankadan bir sopra, çıktı. birisi gayet kumbara almış. Çocuk, üç ayda | n biriktirdiği parayı götürüp ban- | da mahkemeye verilmiştir. kaya yatırıyormuş. Babası her fırsatta, bana bunu iftibarla an- hlatır, durur. Geçen gün, küçük kızımla beraber Sirkecide bir sokak — şekercisinden — çikolata alırken bu arkadaşa - rastladım. Kızımı biç görmemiş. Biraz sevip okşadıktan sonra sordu; — Nasıl, küçük hanım, sen de bankaya —para yatırmıyor musun? Kızım, b yere iğdi, onun yerine avucumdaki çikolataları göstererek ben cevap verdim: — Azizim, dedim, biz para- mızı şimdilik sokak bankasına yatırıyoruz! Çapa - Caba.. Topkapı tramvayı, bütün h- zile gidiyordu. Biletçi, dalgın yolcuları ikaz etti: — Haydi Efendiler, Çapal. Tramvayın arkasına — asılmış 'olan bacaksızlardan biri, derin bir nefes alarak arkadaşlarına müjdeledi : — Korkmayın artık.. Buradan Öötesi cabal Trabzonda Belediye İşteri Trabzon ( Hususi ) — Şeh- rFimizdeki parkın tanzimi karar- laşmıştır. Parkın tarh ve tanzimi İçin belediye bütçesine tahsisat konmuştur. Milyonerin Yeni Davası Adana ( Husust |) — Müflis milyoner Ağa zade Hulüsi beyin sabık sindik Feyzi, Sait ve Kâni beyler aleyhine Hukuk mahke- mesinde bir zarar ve ziyan da- vası açtığı haber alınmıştır. Halk Evleri Faaliyeti Afyon ( Hususi ) — Şehrimiz Halk Evi faideli faaliyetlerine başlamıştır. Bu meyanda fakir hastalar — meccanen — muayene edilecektir. Meyva Kıtlığı Konya ( Hususi ) — Bu sene bavaların ittıratsız gitmesi yüzün- den ağaçlarda meyve kalmamış- tır. Geçen seneyi meyvesiz geçi- ren konya bu sene de yemişsiz kalacaktır. Sıvasta Spor Sıvas ( Hususi ) — Spor Yurdunda aza kayt muamelesi bararetle devam ediyor. Bu hu- susta İş Bankası memurlarndan Celâl Bey bu işi başarabilmek için çalışmaktadır. Şimdilik ku- » Iübe yazılanların yektinâ yüzden fazladır. Kayt muamelesi devam ediyor. Böyle yarım | | bakışarak, ona | lâyet dahilinde tütün ve sigara | bulunmuş « | İ | | MEMLEKET el HABERLERİ | Silifkede Kaçakçılık Müca - delesi lçın Güz Bir Usul Her Tarafta Satış Teşkılatı Yapıldı Silifke (Hususi) — Bizim Vi kâğıdı kaçakçılığına karşı aman- sız bir mücadele vardır. Tütün İnhisar İdaresi kaçak tötün ve kâğit kullananlari tesbit etmiş isimlerini polise bildirmiştir. Otuz kadar evde yapılan (taharriyat neticesinde birçok kaçal eşya maznunları Adana günderil. havan, tüttün- yakalan: bir kadın mal “amesine Bir de bir bir yığın kaçak miş ve dört erkek ile ihtisas miştir. Kaçakçılık mücadelesinin neti- cesi olarak inhisar Idaresinin bu bavali için ihdas ettiği köylü cıgaraları çok rağbet bulmuştur. Bu hususta bura İnhisar İdaresi güzel bir usul bulmuştur. İdare Silifke Tütün İnhisar İdaresi Hegeti köy muhtarlarına veresiye olarak köylü tütün ve cıgarası veriyor, muhtarlar da bu mamulAtı köy- lülere satıyoriar. Bu suretle vilâ- yetin en uzak köşelerine kadar 'Tütün İnhisarının mamulâtı sevkedi- | lerek kaçakçılık yapılmasının önüne geçiliyor. Şunu da söyliyelim ki inhisar idaresi bu tarzdaki me- saisile köylü ile en çok temas eden bir devlet şubesi olmuştur. Her ay nihayetinde daireden tü- tün almak üzere akım akın köy muhtarları ve ihtiyar heyeti Aza- ları buraya gelmektedir. Köyler- de bayi teşkilâtı çok kuvvet idir. Silifke merkezinde — tütün satışı geçen senenin bu aylarına nis- petle hayli yükselmiştir. Geii SA a GEvicESİR. ÜRE Kırıkkale (Hususi) — 6 Mayıs bizim kasabada muntazam bir program dahilinde geçtl talebelerimiz tertip etmişler ve çok muvaffak ol- ııpılııı eğlenceler arasında üyük bir alâka gösterdiği talebe bayramı Bütün halkın celeri küçük muşlardır. Evvelâ küçhk talebeler tarafından (Mev- Trabzonda Meçhul Şerirler Bir Kam- yona Taarruz Ettiler Trabzon, (Hususi) — Evvelki gece Erzurumdan gelmekte olan ve içinde bir muallimle on yolcu bulunan bir kamyonet, Maçka ile Ma- taracı mevkiinde meçhul şahısların taarruzlarına uğramıştır. Meçhul şahıslar kamyonete bir yaylım ateşi açmışlar, kamyonet hurdu- haş olmuş bir kurşun muallimin Trabzon arasında bulunan cebinde bulunan bir deste ban- kanotu delmiştir. Şoförün soğuk kanlılığı kamyonet sür'atle devam ederek sayesinde yoluna yaylım ateşinden kurtulabilmiş- tir. Jandarmalar takibe çıkmıştır. İhtikâra Karşı 'Tedbir Antalya, (Hususi) — Şehri- | mizde bir müddettenberi kahve> sizlik hüküm sürüyordu. Güm- rükten tacirlere 98 kuruşa mal olan kahve (220) kuruşa satılıyor- du. Bu vaziyet karşısında Vali Bey tacirlerle temasa geçerek kahvenin bakkallarda 165 kuruşa satılmasını temin etmiştir.. Bu fiatten fazlasına satanlar kanun mucibince tecziye edilecektir. Üzintedeii vi Bir İnfilâk Faciası İzmir ( Hususl ) — Arapha- sanda Bülbül sokağında oturan Mürteza oğlu Mehmet isminde on iki yaşında bir çocukla Tahir ismindeki bir çocuk cıvardaki tarlada oynarlarken, yerde bir dinamit bulmuşlardır. Çocuklar dinamitin fitilini iki taş arasında ezerken dinamit birdenbire pat- lamıştır. Çocuklar ellerinden ve gözlerinden yaralanmışlardır. Güzel Bir Müsamere Eskişehir ( Hususi ) — De- miryolları - fabrikası emirspor klübünün pazar , günü verdiği müsamere çok parlak oldu. Mü« samere asri sinemada veriliniştir. Halk Salonu bincahımç doldür- muştu. Bu suretle güzel bir gece geçirdik. Konya Yemenisi Kousya (Hususi)— Şehrimizde imal edilen yemenilere rağbet artmaktadır. Karaman yemenisi ismi verilen bu yemeniler yazlık zarif ve hafif olduğu için genç kızların hoşuna gitmektedir. Dondurma Mevsimi Sıvas (Hususi) — Bagünlerde havalar ıcık ':itııektnü. İlk dondurma yapılmıya başlamıştır. Faimler) piyesi oynanmış, sonra küçük bir zümre tarafından zeybek dansları yapılmış ve çok alkış- lanmışlardır. Bundan başka İstiklâl marşı söylenmiş ve şiirler okunmuştur. Gönderdiğim resimler güzel geçen eğlencelerden üç intibadır. Ö, H. 230 Altın Kastamonuda Bir Adamın Allınlannı Çalmışlar Çankırı, (Hııwsi) — Geçen- lerde Kastamonuda bir hırsızlık olmuş, Aragil isminde birisi Ser- kis isminde birinin (230) altınını çalmıştır. Bu paraları Viktorya ismide bir kadının İstanbula gö- türmekte olduğu şehrimiz poli- sine Kastamonudan bildirilmiştir. Viktorya buraya gelen — yolcu kamyonlarında bulunmuş, fakat Üzerinde (90) kâğıt lira çıkmıştır. Bu sebeple kadının — cürümle alâkası olmadığı anlaşılmıştır. Umumhane Kapatılıyor Trabzon ( Hususi )—Belediye Meclisi tarafından umumhanenin kapatılması kat'l surette takar- rür etmiştir. — Mengende Bir Facia Mengen ( Husust ) — Bu c- varda Akçakoca köyünün kâhya- lar mahallesinden Lâz Osmanın zevceleri Hatice ve Azime ba- nımlar Arak köyüne — saman almıya gitmişler, dönüşte Men- gen deresinden geçerken suya |* Mı- 'ts I Edebi ı/rıf sİııp Nurullah ÂAta Buffon; “ Le style, c'est Vhmme möme,, demiş. Bizde V- lüp denince hatıra hep süslü söz ge'diğinden bu sade ibare Töürkçeye: “Üslübu beyan, aynile insandır,, diye lerceme olunmuş. Bımu, bir tekerlemeyi andırdığı için, aslına terc'li edenler elbette pek çoktur. Üslüp insanın ta kendisidir. Zaten, herhangi bir işte olduğu gibi yazıda da usıl malımız yalnız üslüptur. Parçalanmış bir kafanin size yalnız buraunu, kulağını gös- terseler kimin olduğunu bilir misiniz? — Bize yüzü — tanıtan, Azasından hiç biri değil hepsi- nin bir araya gelmesidir. Üslüp için de böyledir; — fikirlerimiz, hayallerimiz bizi belli etmez, or ların bDir araya gelmesi demek olan üslüp bizi- gösterir. Fakat sadece sakalı, hatta kaşı kesilmiş bir yüzü derhal tanıyamıyoruz. O halde azasın« dan hariç bir yüz yoktur. Bunun gibi fikirden, hayalden, yani ma- nadan hariç bir şekil, bir üslüp yoktur. Şekille mananın biribirinden ayrı şeyler olmadığı çok defalar Söylenmiştir. Böyle olması - zımgeldiğini — anlıyoruz, — fakat buna içimizden inanmıyoruz. Bir kitabı okurken: “İçinde güzel şeyler var amma muharrir iyi ifade edememi;, dediğimiz olk müyor mu? Şekilit mananmın bir olduğunu en çok söyliyenler bile bu tümleyi kullanınışlardır. Şekille mana biribirinden pe« kâlâ ayrı şeylerdir. Şeklini bula- mamış manalar olduğu gibi ma- nasız şekiller de vardır. Şekil yerine, eskiden olduğu gibi yine (lâfız, elfaz ) dersek, mana ile arasındaki fark — kendiliğinden meydana çıkar. Üslüp, şeklin değil, mananın bir vasfıdır. Bir muharrir içinı * Üslübu yoktur ,, dediğimiz zas man < adamın Üüslübunda İ4fız yoktur veya elfaz fenadır demek istemiyoruz kil Sadece © ada- mın kendine mahsus fikirleri, ha- yalleri yoktur, yani fikirleri, hayalleri biribirlerine görülmemiş bir surette bağlıyamıyor demek istiyoruz. Eski ve yeni Türk edebiya- tında en çok göze çarpan şey, lâfzperestliktir.. Mana pek ara- mayız, mana olmayınca üslüp yoktıır. sadece elfaza eheminiyet veririz. Bunun başlıca sebe plerin- den biri bizde nesir ,, in pek yeni olmasıdır. Kalıp, lâfız, naz- mın her şeyidir; çünkü mnazm söy- lemez, ahengi ile ihsas eder. Ne- sirde aradığımız vasıflar da na- zımda aradıklarımızdır. Bittabi en güzel eser, Üslüp ile şeklin — birleştiği — eserdir. Fakat üslüp görülmu. serilir, onun için onu herkes anlamaz. Manasız, yani üslüpsuz şeklin de kıiymetini inkâr etmiyorum. *Yıllar yarlardan, yarlar yıl- lardan vefasız!,, Ne hoş! Sade- ce şekil güzelliği; Iıkıt aç yerine “ seno,,, ar , yerine #dost,, diyin, b'mn sihri kaçar,. Yakup Kadri Bey, — kuvvetli bir — şekilcidir, — üslüp — sahibi değil. Meşhur Barrös ile d' Annun- zio da yeni bir. hassasiyet, yani bir üslüp getirmediler; hoş şe- | killer yarattılar. Şekil eskir, yuvırlınınışlır ve ikisi de boğu- ı tübtolur. “Binin < Pağa, “Conap Tüp ölmüşlerdir. Kadınları su 200 metre kadar sürüklemiştir. Şahabettin- Bey gibi anlar da geçecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: