May 24, 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

May 24, 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

D : . v.m Yo V' Ta ee Dünya Havadisleri Bir Leh Komünistinin Muzipliği Varşova, 21 (Hususi)— Geçen akşam Varşova tradyosu* “ Kafe Jorj , un cazbandı tarafından ça- hnan dans havalarını - müşterile- rine dinletmekte idi. Musiki sesi birdenbire kesildi, onun yerine kalın bir erkek sesi bir takım küfürler savurmıya başladı. Sonra komünistlik lebinde uzun bir nu- tuk irat ettir. Nihayet : “Kahrolsur. pilsudaki ve ar- kadaşları, yaşasın komünistlik yaşasın Sovyet Rusyal, diye bağırdı. Yapılan tahkikat neti- cesinde, meçhul bir şahsın kuv- vetli bir mikrofon ile Varşovaya 20 kilometre mesafede yerleşerek bu muzipliği yaptığı anlaşıldı. Meçhul adam kaçarken eldiven- lerini ve söylediği nutku yazdığı kâğıdı düşürmüştür. Zabıta bu izle meçhul adamı yakalıyabile- ceğini Ümit etmektedir. (Son Posta: Bu hüdiseden geçen gün, ajans telgrafları kı- saca bahsetmişlerdi. Fakat ma- biyetini tafsil eylememişlerdi.) Belçikanın Nüfusu Brüksel ( Hususi ) — Yapılan tahriri nüfus neticesinde Belçika- nın umum nüfusunun 8,092,044 olduğu anlaşılmıştır. Belçikanın nüfusu 1922 de 7,478,000 idi. Amerikada 8.0090.000 İşsiz Var Nevyork 20 ( Hususi ) — Tu- tulan bir istatistiğe göre Ameri- kada hükümetin yardımına muh- taç 8,000,000 işsiz. bulunduğu anlasılmıştır. Gandi Hapishanede Makine İle Dikiş Dikiyor Bombay (Hususi) — Evvelce boş zamanlarında el ile örücülük yapan Gandi şimdi hapishanede boş zamanlarında makine ile dikiş dikmektedir. İtalyada İşsizlik Roma, 21 (Hususi) — İtalyada işsizlerin adedi gittikçe azalmak- tadır. Halihazırda işsizlerin adedi 1,025,000 dir. Bir Katil İdam Edildi Mançester 20 ( Hususi ) — Bir müddet evvel genç bir kızı ö dürdüğü —için idama mahküm elan 18 yaşlarında Çariz Koti idam edilmiştir. Hitler Ve Ludendorf Berlin 20 ( Hususi ) — Gaze- teler, Jeneral Ludendorfun Hitler partisi hakkındaki fikirlerini neş- retmektedirler. Jencral Luden- dorf: “Hitler partisi, Alman milleti için müthiş bir tehlikedir, bu partinin bu kadar taraftar kazan- masına sebep iktısadi buhrandır, buhran bertaraf edilince bu teh- like de bertaraf edilmiş olacak- bır! ,, diyor. hgilterede Bir Musevi Düşmanlığı Londra 20 (Hususi) — Meç- hul şahıslar Litsdeki Musevi sina- ğonuna girerek mukaddes kitap- ları yırtmışlar, yerlere pislemişler ve duvarlara yağlı boya ile bir #ürü küfürler yazmışlardır. Zabıta meçhul adamları aramaktadır. Tarihi Musahabe ÖZRÜ KABAHATİNDEN Çarlık Rusyasının yıkılmasında Türklerin, dolayısile olsun, büyük bir rol —oynadıklarında “şüphe yoktur. Cihan harbinde Çanak- kaleyi kapamak, Çarlığım 'sarsıl- masına ve ihtilâlin zafer bulma- sına yardım etti. Bu, nasıl müs- pet bir hakikat ise eski Rusya- nın vaktile kuvvetlenmesinde de Osmanlı idaresinin gafilâne yar- dımlarının sebkettiği o derece sabit bir keyfiyettir. Çarlığın — istikrar bulmasına ilk yardım, Baltacı Mehmet Paşa- dan vaki oldu. Musahabemizde, tarihin çok meşhur olan sahnesini tasvir edecek değiliz. Herkes, Baltacı Paşanın Prut bataklık- larında Deli Petroyu sıkıştırmış- ken Katerinanın herşeyi vadeden cilvelerine terdif ettiği altınlara kapılarak parlak bir zaferi berbat edip — bıraktığını bilir. Baltacı Paşa, sıkı bir çember içine düşen Petroyu yakalamış ve ordusunu da imha etmiş olsaydı çarlık ya kö- künden yikılacaktı, ya birkaç asır belini doğrultamıyacaktı. Biz bu Baltacının bu umulmaz gafleti nasıl tevil veya tefsir ettiğini yazmak istiyoruz. Birçok tarihler, onun kabahatinden dahu büyük olarak ortaya attığı özrü kaydetmemişlerdir. Fakat kılıkırk yarmaktan üşenmiyen bazı Frenk müverrihleri, bu özrü (!) de tevsik ve teşhir etmekte güçlük çek- memişlerdir. Hakikaten güldürücü, iğren- dirici bir söz olan bu eşsiz her- zeyi kaydetmezden evvel baltacıyı gözden geçirmek lâzımdır. Ta ki o sözün nasil bir ağızdan çık- tığı anlaşılmış, daha doğrusu o ağza ancak bu sözün yakışacağı görülmüş olsun ! Baltacı Mehmet Paşa, Kasta- monili idi. Topkapı sarayına ka- yırıldıktan sonra gençliğini bal- tacılar ocağında geçirmişl. Ha- yat üzerinde muhitin çok büyük tesiri vardır. Baltacının idraki de BÜYÜK yıllarca içinde — yaşa- dığı ocaktan vasi mik- yasta müteessir oldu. Bu ocak, sarayın gayet derin ve rutubetli bir yerindedir. — Haremin görülmemesi için çukurumsu ve izbemsi inşa edilmiştir. Oraya kaba ve adi merdivenlerden ini- lir ve ilkin loş, kasvetli, yürek üşütücü bir avluya tesadüf olu- nur. Avluda birçok şeyler, çirkin bir karışıklık göze çarpar. Kitabe- ler, çeşmeler, koyuşlar, levhalar, peykeler, ağaçlar ve bir cami, üst üste bindirilmiş gibi berbat bir perişanlıkla oraya yığılmıştır. Baltacı paşa işte burada bü- yüdü, o kuyu gibi yerden muzlim duygular ve düşünceler edindi. Fakat entrikacı bir zekâya ma- likti. O zekâ kuvvetile çevirdiği birçok dolaplar dolayısile sadaret mevkiine yükseldi. Baltacılıktan sadarete çıkmak o devirlerde mümkündü. Lâkin dümen tutmamak — derecelerine gelmiş olan devlet gemisini idare etmek müşküldü. Baltacı kısa bir müddet içinde aczini anladı, pa- dişaha yalvardı: — Boş kafama şimdi dank dedi. Ben bu işin ehli değilim. Bir çift öküzle bir tarla bana kâfi. Üst tarafına liyakatim yok. Üçünelüü Sultan Ahmet, ancak SON POSTA Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi — « İstanbul: Eski Zapliye ldare. Satalçeşme sokağı 25 y 'Telefon — İstanbul - 20203 Posta kufusu: İstanbul - 741 Telgraf: İstanbul SÖN POSTA ABONE FİATİ TÜRKİYE Eenebi 1400 Kr. 2700 Kr. 750 > 1400 » ç 400 > 160 » 1 Sene 6 Ay 8 > ACI Gelen evrak geri varilmez. İlânlardan — mes'uliyet —alınmaz gevap için moktuplara 6 kuruşluk Pul ilâvesi Iâzıumdır . Aâres değiştirilmesi (20) kuruşlur. $ basit bir çiftçi olabileceğini itiraf eden vezirini azletmekte tereddüt göstermedi. Lâkin birkaç yıl sonra sadrazamlığa yine onu ge- tirdi. Çünki: “Sarayımdan yetiş- miş, hiç olmazsa söz dinler, ka- fa tutmaz,, diyordu!.. Prut harbi Baltacının bu ikinci sadrazamlı- ğında vukua geldi ve onun askeri maharetinden değil, Türk ordu- sunun — kudretli — hamlelerinden dolayı Deli Petro tehlikeli bir vaziyete düşltü. Baltacı Vezir, tesadüfün önü- ne koyduğu şerefli fırsatı hayvani bir gafletle kaçırdıktan ve kötü, çok kötü bir muahede imzala- dıktan sonra İstanbula dönerken, evvelce Deli Petrodan müthiş bir darbe yemiş ve Türklere il- tica etmiş olan İsveç Kıralı De- mirbaş Şarl ile karşılaştı. O as- rın en iyi kumandanlarından biri olan kıral, bir mülteci olmasına rağmen, dayanamadı, Baltacı Pa- şayı şiddetle muahazeye girişti: — Paşa, dedi, Moskof ordu- sunu niçin bıraktın? Böyle fırsat kaçırılır mı, böyle şeref tekme- lezir mi? Saray ağalarından gençliğin- den beri azar işitmiye alışık olan Baltacı, bu sert sözlerden alın- madı, hikmet taslamıya kalktı, ağzını yaya yaya Arapça bir cümle geveledi: — El'afvü zekâtüzzafer! Çadırda hazır bulunan divan tercümanı, hiç te yerinde sarfo- lunmıyan bu cümleyi tercüme edince Demirbaş Şarl, istikrah gösterir bir hareket yaptı ve haykırdı: — Haydi orduyu - bıraktın, Petroyu niçin tutmadın? Baltacı, en büyük belâhat ve- cizesini işte bu sual üzerine or- taya attı, kabahatini tamir için şu özrü gösterdi: — Kıralı tutsaydım memleketi başsız kalırdı. Moskofçuklara acı- dım, herifi yurduna gönderdim ! Yıkılan çarlık, kısmen bu alık vecizenin üstünde yükseldi ve yıkılıncıya kadar da kuvvetini, Baltacının şerefsiz haleflerinden aldı. Çünkü çarlığın büyümesi, Osmanlı saltanatının küçülmesi demekti. Birçok baltacılar, o bü- yüyüşe hizmet için bu küçülüşü terviç etmişlerdi ! M. Turhan | ediyorsunuz. Konya Muallimlerinin Maaşı Herkesin mesut ve istikbali- nin temin edildiği şu devirde biz Konya ilkmektep muallimleri ya- rna korku ile bakıyoruz. Her sene haziranda başlıyan maaşsız- hk bu sene baharla beraber gel- di. Mayıs bitmek üzeredir. Henüz nisan maaşını alamadık. Nisan maaşının mayıs sonunda verilme- #i de gayri muhtemelmiş. Konyada bir munllimt Bir Malülün Arzusu 27 Nisan 330 da Arıburnun- da başımdan yaralanmıştım. 330 Mayısında — Maltepe — hastane- sİ ve sonra — mezkür hastane doktoru Hüseyin Hakkı Bey tak rafından tedavi edildim. Askeri doktorların — şehadeti — evrakım arasındadır. Halbuki malüliyetin tesbiti için alay zabitanım — şahit olarak istenmektedir. Bu zevatın insaniyet namına adresime mü- racaatlerini rica ederim, O vakit beşinci fırka, 14 üncü alay, 2 inci tabur, 2inci bölük 2 inci takım efradından idim. İstanbul cevahir bedesteninde bedestan süpürücüsü Sürtli Şaban oğlu Halil Cevaplarımız Kırklarelinde A. Recai Beye, Mektepliler — arasında — smıf süslemek hususunda âdeta re- kabet edercesine yapılan masraf, lardan ve tezyinattan — şikâyet Mekteplileri tasare rufa — alıştırmak için — ciddi şekilde — çalışılması icap eden bugünlerde —duyduğunuz endişe tamamile yerindedir. * Ahmet Edip Beye: Şiir dercetmiyoruz. Maalesef şiirlerinizden istifade edemiyece- ğiz, eski şiirleriniz de bu yüzden dercedilememiştir. efendim. * Tıp — talebesinden — Mustafa Efendiye: Mevzubahs ettiğiniz rübai bir klişe yanlışlığı olarak konmuş ve ikinci defasında da tashih edilmiştir. Tevecühlerinize — te- şekkürlet ederiz. x Büyükada, — Nizam, No: 80 Doktor Bürhanettin Beye: Mektubunuzda, — - doktorlara haklı haksız çatıldığından bahse- diyorsunuz, bir avukatla kendini- zi mukayese ederek avukatların daha maddi adamlar olduğunu söylüyorsunuz. Doktorlar arasında sizin gibi feragati nefis sahibi olanlar bulunduğu gibi, avukatlar arasında da bahsettiğiniz zat gibl hodkâm ve maddi adamlar bulu- nabilir. Siz bütün doktorları, o da bü- tün avukatları temsil edemiyece- ğine göre mukayese ve neticede- ki hüküm kat'i mahiyette deği- dir. Doktorlar aleyhinde arada sı- rada ortaya atılan fikirlerin bir kısmında isabet olmakla beraber mühim bir kısmı ferdi ve iendi hükümlerden ibarettir. * Mehmet Nuri Beye: Mektubunuzu — aldık, birkaç nümüne göndermenizi rica ederiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: