- a a e— « e B T MA n a G G gl Ş em MA A a 'ıl’ oı'u ı: N BıZı İDARE EDENLER -.. _;;fı';':'.'—g-l'l' . el l bi * 48 :-::vv : —SON POSTA Agıı!toı l2 aa MA ıqur h.; Bir Kurban Bayramı Günü Dolmabah- çede Bayram Merasimi Yapılıyordu Birdenbire Mü ithiş Bir Gürültü Her Tarafı Sarstı Muharrirt * Her Hakkı Mah” ızdur . vi Yine bir defa paşa çok büyük bir tehlike geçirmiş ve şimdiye kadar göüörülüp — işitilmiyen bir üç kardeşi vardı. O, bunların üçünü de saraya yerleştirmiş ve kendilerine mühim mevkiler temin etmişti. Biri (mabeyin) doktorla- rından Müşir Arif Paşa, Diğeri ( Rütbei Balâj ricalinden Raif Bey, üçüncüsü de Cemil Paşa.. Büu üç kardeş, nail aldukları bu büyük ve dalgun maaşlı mev- kileri kâfi görmiyerek üçü bir- leştiler ve Ragıp Paşamın serve- tindem birer hisse intediler. Paşa, vücuda getirdiği paradan om para.: hkile veremiyeceğini söyle- yince bunlar; — Pekâlâ.. Bak, nasıl aliyoroz. Dediler- ve derbal ( Adliye (Hezareli | ne, müracaat ederek bir istida verdiler. Bu istidada: ( Biraderimiz Ragıp Mektebi Mülkiyeden — çıktıktan sonra; Hazinet Hassadan tahsis olunam öç bin kuruş maaşla (Ma- beyinci) oldu. (Zati Şahane) ken- dine her ay ayrıca yüz lira veriyor- muş: Mabeyinde istihdam. olunali şu kadar sene olmuştur. Evvelâ, buradan: aldığı maaş hesap edil- sin. Sonra da, bugüne İtadar ailesinim sarfettiği para da hesap olunsun. Görülecektir ki, başbaşa bugün büyük bir serveti vardır. Bunu nereden — bulmuştur ? Kimden almıştr?. Bunların mem- baımı güöstersin. Gösteremediği takdirde, demek ki: bu paralar, babamızdan intikal etmiş ve bi- raderimiz. tarafmdan da gaspoalı- narak hakkımız ketmedilmiştir. Binaenaleyh, davamıza bakılma- sın ve bizim de hakkımız olan bu servetin aramızda müsavatan taksim olunmasını talep ederiz. | Diyorfardı. Vaziyet, çok mazikti. Büyük bir skandal çıkacak ve Adliye karidorlarından — taşacak — olan dedikodu, — Avrupalara — kadar gidecekti. Ragıp Paşa, isti- danın — sürelini Calarak — derhal Abdülhamide — müracaat — etti. Yana yakıla- vaziyeti anlattı. Abdülhamidin en zayıf damar- larinı okşadı. Hünkâr araya girdi. Beher kardeşine (kırkar bin Hra) verdi. Bu suretle bu işin de önüne geçildi. * Ragıp Paşa ekseriya, Abdül- hamidin ahyval ve harekâtını ve hatta bazı verdiği iradeleri bile tenkit etmekten — çekinmezmiş. Pek fazla cüretkâr olmamakla beraber, icap ettiği zaman bü- yük cüretlerde göstermiş. Bir Kurban bayramı günü hiz senden Paşa, | —a ” (Dolmlbıhçe) sarayında muayede merasimi yapılmıya başlamıştı. Bütün salon, Vükelâ, Vüzera güruhile — dolu idi. — Sefirlerle ailelerik bu muhteşem — mera- simi seyrediyorlardı. Birdenbire o koca bina, ilâhi bir kudretle ' J i Grmin tahdik. edilinişti.. Paşamu | sarsılmıya başladı.. Koca yekpa- re camlar, büyük bir gürültü ile zangırdıyor; kuübbeye asıh olan avizenin billörları şangır şangır biribirine çarpıyor; tavan ve du- varlar, ayrılacak gibi çatırdıyor- du. Bir saniye evvel, Abdülha- midin huzurunda derin bir bhür- met ve tazim ile el bağlıyarak saf saf duran vükelâ, devlet ricali, erkâm askeriye ve saire, şimdi Allahm bu azamet ve kudreti hkarşısında — birdenbire şaşırarak biribirine karışmışlar ve sanki bir anda Âbdülhamidi umn- tuvererek — kaçışmıya başlamış- lardı. (Arlnıı var) En Kazançlı Meslek Hangısıdır’ _',__ —— e ea ( Baş tarahı © inci sayfada ) ! genç için, hayatia muvaffak aobk mamak imkânsızdır. Elhkverir ki hayata ve mesleğe — atılırken, | çocuklarımız. bu cevheri, bu aş- kı gönüllerinde duysunlar. Atala- rimizim güzel Bir sözü vardır: ( Aşk almayınca meşk olmaz ) ı'w:arhdıdennhvefaı&:â şekilde çalışmak ve okumaktır. | | Nasıl ki mektepten — malümatla demişlerdir. Herhangi şekilde | olürsa aksun,, işte, hayatta nekadar aşk, nekadar kuvvetli bir arzu ' olürsa muvaffak olmak ümidi de , okadar büyük ve kuvvetlidir. Şu Halde ben, istikbalimizin bütün Ümidini kendilerine bağla- * dığımmz 1=çlere diyorum ki: (Ex genci! Sana dator ol. mühendis oal, tüccar ol, de- miyeceğim. Sen, sevdiğin, bü- ! diyeceğim. Çünki sen, ancak ondı muvaffak olacaksın! Hiçbir meslek, çalışmamış ve ' uğraşmamış bir adamı muvaffak etmemiş ve kazandırmamıştır. Meselâ: Üstat Akil Muhtarı daktorlukta muvaffak ve yüksek yapan mesleki — değil, — belki - hayır şüpkesizdir ki- — mesle- ı gine karşı duyduğu fazla merbu- | tüyet ve bu rabıtanın sevkile devamlı — gayret — ve Uzun ve - mesaisidir. d otün hayatta aşk ve şevk ile | Şın ve ! çüışabılecegı mesleğin sahibi Muvaffakıyetin Sırrı, İsti- dat Ve Meslek Sevgisidir Nötekin ' zf wekendekade | diran ( vatam müdafaa mes- leğinim )| aşkı ve heyec:ıııdu Hayat mücadelesinde meslekte olursa olsun, muvaffak | olmanın birinci şartı, istidaf ve | kuvvetli merbatiyet ise, böüyük bir çıkılmaz. İektep. yahatta okumak ve anlamak için bir anahtar gibidir. olan kuvvet ve iktidarı alırız. Üçüncü şarta gelince: Mek- : iıiıphr& habikat daha var : O da ha v hâdisatın mantığıdır. Bı mantığa akllını uvdurur, buna intibak ede- bilecek kudret ve kabiliyeti de gösterirsen, kâinatta senin kadar kimse muvaffak olamaz. Dördüncü şart, sana söyle- miye hacet görmüyorum. Ö sana —. | büyük ve şerefli ecdadından ve milletinden miras olan namus ve fazilet kuvvetleridir. Haydi, ey Türk genci, hayata cesur ve imanlı atıl, ııtıkbıl senin ve Türkündür!, >*.— . ? #üjerer * * 12 Ağustos Cuma Istanbul ( 1200 metre ) L8 Gra- mofon, 19;5 birinci kısım alatarka kon- ser, Vedia. Rıza ve Cennet Hanımların iştirakile 205 gramefon, 91 ikinci kısım alatarka konser, İnci ve Balkıs Hapımlarım iştirakile 22 Tango orkes- trust . Bükreş rans, SÜÖ piyamo konseri, (Lida) dan naklen dans havaları. Re:grat — (429 metre) 30 Salzburg- dan naklan Öbleron oporası. Roma — ( 4i matra ) 20(15 grama- fon, 21,45 Milânodan nakil. Prağ — ( 458 inetra 120 Salaburg operasından naklen Öberon operası. Viyana — (7 metra) 20 Salzburg operasından mnaklen Oberon operası, 93,45 akşam koönseri . Peşte — (öö50 metra) 20 Salzburgdan naklen Öberon aparası. Varşova — (14l1i metra) 90 Überon — (B94 matre) 20,30 kanle- 2125 KSL . ıı’mlıiııı-!lıı — (1635 metra )20 Obaron operası' bi SA RAMİ N garia 13 Ağustos Cumartesi İstanbul — (1200 metre | 18 grw- mofon, 19,5 birinci kısım alaturka saz, 2055 gramofoen, 21 ikinci kısım alaturka saız, 32 orkestra. Bükreş — ( 394 metre )20 Studyo tiyatrosu, 2045 Lüka orkestası tara- fından Romanya havaları. Belgrat — (429 matre) 91 Kuvartat, 91,5 halk wkuıı:ı, 22 askeri banda. Roma — ( 441 metra ) 21 gramoflon, 21,45 polis mektehinin orkoestrası. Prag — ( 488 motre ) 20 şen gece, 21 gramofon 21,45 salon orkestrası. Viyana — (5İT metre) 21 Zither kon- ser, 21,20 komedi, 23,45 Çigan or- kestrası, Peşte —( 5ööü metra ) 91 konsör, son- | ra Çigan. Üupvı —CI14LE metre ) 21 Tener Maneç taralından halif şarkılar, 23,05 Şopen koönseri. Berlin — (1633 metre) 20 İugilizce ders, 20,5 hayat no vakit başlamıştır, mevzuu etrafında bir musahabe, Si | konser, 22 Lüypçığdan mnaklan blyıh dınım " Davil'e vasıl olduk. ' Çüks otellerinden | fediyorlarmış. | San'atler Mekte- “Kim Daha Güzel: Kadın Mı, Erkek Mı? Diyorlar Ki: Türk Erkeğ ı, Klâsik Manasıle Kadından (Baş tarafı | inci ııy&'ndı) sonra 929 Güzellik — Kraliçesi Feriha Tevfik Hanıma da sor- duk. Tabiatin kendisine bah- şettiği güzellik vasıflarımı el'an bariz bir kudretle muhafaza eden Feriha Tevfik H. şu mütaleaları serdetti: “— Bence Türk kadınlarile Türk erkeklerinin güzelliği ay- ni ayardadır. Arada büyük bir fark yoktur. “Evvelce de söylediğim gibi bu hususta hiçbir tefrik caiz değildir. Türk kadınlarının gü- zelliği, Türk erkeklerinin güzel- lğile —tamamlanır.. Ve yine Türk erkeklerinin yakışıklılığı, Türk kadınımın zarafeti ile biribirine bağlıdır... | Daha Güzeldir “Tü-rkiyede Türk erkeklerinin vücut ve yüz güzellikleri diğer memleketlerle mukayese edile- cek derecededir. “Yalnız, bence, Türk kızları, bazı husust farklarla, bu mese- lede ayırdedilebilir... “Sonra, Türk kızlarının gözleri bence erkeklerin gözlerinden da- ha cazip ve daha güzeldir. Matmazel, Marsellanın söyle- diği daha ziyade bir ecnebi gö- zile ve Türk kadınlarından ziyade erkeklerile temas ettiğinin neti- cesidir. “Velhasıl bizde erkek ve ka- din güzelliği biribirinden ayırt edilemez.,, Dünya Gı;;;:l_ınden An- nesine Yeni Bir Mektup Dünya Güzeli Keriman Ha- pımdan annesi Ferhunde Hanıma yeni bir mektup gelmiştir. Zarfın şu adres vardır: “ Fer- hunde Halis Hanım. Türkiye | ' Güzelinin ve Dünya Güzelinin Oannesi. Fındıklıda Findıklı apar- tımanı İstanbul.,, “Sevgili anneciğim, “Çok yorucu bir otamobil se- yahatinden sonra iki güm evvel Buranın en birinde bize tahsis edilen apartımana yerleştik. “Anneçiğim, gorsen Dovil ne güözel bir şehir... tane muaz- zam otelden başka Şln katir bina yok. Tekmil şehir - villâlardan mürekkep. “Hele çiçekler... Bunların. gü- zelliğini tarif edemem. . Burada — oturanların hemen hepsi milyonermiş, İngiliz, Ame- rikah, Fransız, ve Hintli zengin- ler. Zıleı bu şehir ahalisi sene- de iki ay çalışırmış ve bütüm .eçıııcluı de burada bulunan 'ç ah buı-ıdı yapılan eglmelaı' günen. hısan hayret iyor. Her gece elektrikle ve havat fişeklerle yapılan eğlence- ler için iki üç yüz bin frank sar- “Bu sabah ıiğ bc:fı b= sok k. Ki ve hnlkmtıhıkwçkh etrafımızı aldı. Yürümek güçleşti. Hemen . geri dönerek otelin tarasasına otur- daük. Meraklı bir halk kütlesi Dehşetli bir allq tufanı başladı. Her lisanda “ Yaşa Türk kızı , diye blim!“h“d'- ça “Ah, anneciğiml — Bilsen bu memlekette Türkleri ne kadar seviyorlar. Her ziyafette, her toplantıda yeni Türhyedon, Ulu Gazimizden, onun m yaptığı inkılâptan bıhıodiyuhr l | Alis Diplarakunun Buraya gelirken güzergâhta Fransız köylüleri tarafından Büyük Gazimize karşı gösterilen caşkun hürmet ve sevgiyi nasıl anlatayım. “Benim güzel diye seçilişim o kadar küçük bir vesile iken gez- diğim yerlerde Türk milletine ve onun Büyük Reisine gösterilen ne büyük coşkunluklara şahit oluyoryz.Doğrusunu istersen içimde şimdi gayrühtiyari bir kıskançlık başladı. Sevgili Gazi Babamızi ne için başkaları da seviyor ? O yalnız bizim değil mi ? “Anmneciğim şimdi yemeğe git- mek üzereyiz, Fazla yazamıyaca- ğim. Gelince bunları size mufas- salan anlatırım. Ellerinden öpe- rim anneciğim. Kazınız: Keriman Halle Yunan Güzeli Meşhur Bir Fransız Milyonerile Evleniyor Atina, 12 ( Hususi ) — 1930 Yunan güzeli olup Avrupa güzellik birinciliğini kazanan Matmazel bir Fransız milyoneri ile avlenmek — Üzere bulunduğu haber veriliyor. Bu milyoner, beynelmilel hava Seferleri Şirketi Müdürü ve mu- rahhas azası M. Pol Lui Veyler- dir. Yunan güzeli ile nişanlan- maları münasebetile Fransız mi- yoneri, Yunan güzeline beyaz bir tayyare hediye etmiştir. Tayyare, Matmazel Piplaraku- nun küçük ismi olan Aliki ismile - fesmiye edilmiştir. Yunan güzeli, - Aynaroz manastırma giren ve yüzden g lıipıpııııı istikbali- ni kürleten meraklı bir dilberdir. Talebe Kampları Sılüıh(l'lu— binin kamp has © yatına ait bir vaffak olmuşlardır. Resimde, dördüncü, beşinci sınıf talebeleri, muallimlerile bir arada görünmektedirler. geçenlerde, . ı