16 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

16 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ankarada Genç Kızlar Çoğaldı Ankara, 14 (Husust) — Geçen sene “ Son Posta ,, ya yazdığım mektuplardan birinde burada Ye- nişebirdeki genç kız buhranından ! bahsetmiştim. Yenişehirim, yeni evlilerden mürekkep olduğumu, burada genç kız ve bekâr erkek bulunmadığımı yazmış, beş on sene sonra Yenişebirin — kurulaşa ile beraber doğan çocukların büyü- yeceğini, sokaklara dikilen ağaç- larm #itına gölge vereceğini ve yeni yetişen genç kız ve delikan- Harm bu ağaçlarm — gölgelerinde şen Kkahkahalarla — dolaşacağını tahmin etmiştim. | Şimdi tahminimde aldandığımı anlıyorum.. İktısadi, mali, ziral, fik- ri V.S. buhranının dünyada bütün | şiddetile devam elmesine rağmen elhamdülillâh Yenişebirdeki genç | kız bubramndan eser kalmamıştır. ,Bilhassa — geceleri, — Yenişehirin asfalt | | | | | genç kızlara sık sık tesadüf edi- liyor. Gerçi yeni evlilerin çocukları henüz bu çağa gelmemişlerdir amma, buhran kendiliğinden or- tadan kalkıvermiştir.. Bunun se- | bebi şu şekilde izah edilebilir: Yenişehir. genişlemiş, evler çoğalmış. Ev kiraları düşmüş, hayat biraz daha ucurlamıştır. Yeni evliler kardeşlerini, akvaba- larını Ankaraya davet etmiye başlamışlardır. Şimdi mevsim ta- tildir. İstanbulda tahsilde bule- nan gençlerin hepsi Ankaraya gelmiştir. Meselâ Yenişehirin asfalt yol- larında İngilizce konuşan, Ame- rikan fokstrotları mırıldanan kol- leğli kızlar ve delikanlılar Be- bekte gördüğümüz husust spor elbiseleri iİle —görünmiye baş- lamışlardır. Rişar Tavber, Mo- ris Şövalye, Mlarlen Dilrih ve Janet Makdonaldın meşhur şar- kılarını fısıldıyan genç kiz. ve erkekler pek çoktur. Geçen akşamı Yenişehri Çan- kayaya rapteden mefall — yolda yürüyordum. Gençler, grup, grup aşağı yukarı — dolaşıyorlar, karı kocalar — kolkola — ilerliyorlardı. Bistktetli kızlar ve erkekler pek çokta.. Mehtabm ve elektriğin aydınlatlığı asfalt cadde güzel bir piyasa yeri olmuştu. | Gerçi bu caddenin Büyükdere | asfaltlı gibi yanıbaşında muhte- | şem bir denizi yoktu. Sandalı yoktu. Karadenizden kupup ge- len çılgiın bir bu caddenin Büyükderede bulun- mıyan bir hususiyeti vwardıe Bu- | rada Rumca, ermenice, yahudice | ve Fransızca konuşan da yoktu.. | Ecnebi mekteplerine devam eden bir iki züppe istisna edilirse saf ve temiz Türkçeden başka bir yey komuşulmuyorda. — Sabah Denizli Halk Evinde Denizli, 14 (A. A.) — Halk | Evinde tetkik heyeti Honaz da- | ğında iki buçuk gün kaldıktan sonra bugün —avdet — etmiştir. Yapılan — tetkiklerde — birtakım şeolojik malümat elde edilmiş ve buna ait vesaik toplanmışlır. Bu savakaite dağm rakımımnın tam 2500 olduğua görükmüştür. ; çok — meşhurdur. SBUN “FUYTA Tabak Pazarı Ve Saire Bahkesir (Hu- susi) — Yükvek- çe bir tepenin eteğinde uzanıp giden kasabamız şo günlerde en sıcak — günlerini ya şa mak ta der . Vilâyetimiz zira- at — cahasındaki cömertlik husu- sunda Ön safta bulun mak tadır , Şehrimizin uzak- tan — manzarası çok — cazip ve çok — güzeldir. İıtuyon her za- man kalabahk ve faaldir. Bu kalabırlık ekspres günleri ve bik hassa cuma günü daha fazladır. Vilâyetimizin — toprağı çok münbittir. Her türlü mahsulât ve bifhassa hububat, pamuk, kavun ve karpuz çok yetişir. Balikesirin “Hlasanbey ,, ismindeki kawvunları Bu — sebeple memleketimizin iktısadi faaliyetini ziraat mahsulât «im ve satımı teşkil eder. Elyewm burada tam manasile bir ucuzluk |hüküm sürmektedir. Meselâ bir eşek yükü kavun veya karpuz otuz. kurüuşa - sat- hyor. Sebze, meyva, yoğurt gibi maddeler de çok ucuzdur. Fakat mahrukat âle ev kiraları oldukça pahalıdır. Orta halli bir evin Kütahgyanın Meşhur Mesireleri Kütahya (Huswsi) — Şehrimiz civarında gerinti ve seyir yerleri medoluğu — çay İkenanı, — İlica, Yoncalı, Demlupmar, Kunduk- veran, Kumarı, Sultan dağı, Hisar, Menderes bahçesi, Kuru- çayırı, Hacıbekir çeşmesi, Fettah- sökütleri, Bülbüllük, Felent çay kenarı. Bu mesirelerden Çamlıca denilen yer gayet büyük ve sık çam — ağaçlarile doludur. Yaz mevsiminde gerek Kütahya halkı, gerekse diğer — kasabalarımızm hallı buraya gelerek - tatil ve | istirahat müddetlerini temiz bir hava içinde geçirmek fırsatına nail olurlar. Çamlıcanın — biraz — ilerisinde (Acep) denilen bir mevki vardır. Burada çoşkun bir su akar ve içenlerin iştahlarını arttırır. Bu te- miz su, insana günde beş defa yemek yedirir. Havası çok güzel ve mutedil olan Çamhcada bir sanatoryom tesis edilecek olursa birçok hastalarımız — şifa kaza- nırlar, — A. Naci Ziraat Vaziyeti Nağla, 14 ( A.LA. ) — Vilâyet | dahilinde hasat bitmiştir. Harınan | amefiyatı devam ediyor. Sahil mahallerdeki mahsulâtta feyiz ve bereket iyidir. Yazlık mahsulât- tan darılar yağımura muhtaçtır. Balıkasirdan bir manzara kirası yirmi kradan aşağı değildir. Bu sone mahsulât çok boldur ve bu bolluktan herkes memnun- dur. Vilâyetimiz dahilinde sanayi bayatı Üç tane un fabrikasile bir iplik ve bir de marangoz febri- kasına inhisar etmektedir. Ay- rıca ilâ tane de matban vardır. Belediyenin faaliyeti oldukça iyidir. Şehrin büyük caddeleri te- mizdir. İhtiyaca kâfi bir itfaiye teşkilâti mevcuttur. Belediye, fa- kir halkan sıhhi varziyetini düşü- nerek bir meccani muayene evi tesis etmişlir. İlâç parası olm- | yanların ilâcım belediye temin ediyor. Ağır hastalar da memle- ket hastanesinde bedava tedavi edilmektedir. Şehrimizde Maarif hayatı son derece — inkişaf etmiştir. İhtiyaca tekabül edecek derecede — tam | teşkilâtlı mektep- Jerimiz vardır. Lise, — Muallim Mektebi, Kız Or- tamektebi ve Erkek Ortamek- tebi bu meyan- dadır. Bu arada um- ran — faaliyetini zikretmeliyim. Son zamanlarda şehir — dahilinde birçok yeni bina- lar yapılmış, bu suretle şehrin manzarası gözelleşiniştir. Spor itibarile de şehrimiz çok ilerdedir. Şehrimizde her zaman faaliyet —halinde bulunan tam teşkilâtlı döri spor klübü var- dır. Ayrıca güzel ve temiz bir futbol sahası, tenis kordu ve bir mahfel mevcuttur. Mektubumu bitirirken şunu da ilâve edeyim: Burada haftanın birkaç günü yerli halk tarafından başka türlü telâfluz —edilir. Meselâ pazara girez, pazartesiye yolcu, salıya pazar, çarşambaya tabak pazarı, perşembeye cuma akşamı derler. Şimdiki halde 'Balıkesirin en mü- him derdi su ihtiyacıdır. Bunun her şeyden evvel temini İâzım- dir. — M, Niyari ' -Amasyada I_Vlîşarifr İ;lerı Bu Güzel Kasaba Yeni l Himmetlere Muhtaçtır Amasya (Hususi) — Geçen mektubumda şehrimizin umumi va- ziyeti hakkındağ “Som Posta,, sevimli ekuyucularına bazı n.ff: da Maarif vaziyetini anlatacağım. Şehrimizde ©en Üüç bin müfus mevcuttur. Şehirde muhtelit ortamektep, tane tam devreli ilkmektep : bir de iki sınıflı bir ükmektep vardır. Ayrıca bu seneye kadar burada bir de şehir yatı mektebi vardı. Fakat ders senesinin so- nunda lağvedilerek talebesi İstan- bula gönderildi. Bugün Ortamektepler de dahil olduğu halde şehrimizin talebe | mevcudu — iki bini /durma- maktadır. Halbuki burada ilk tahsil çağında bulunan - talebe miktarı ehemmiyetli bir yekün tutar. mat vermiştim. Bu mektubumda ; Amasyanın umum! manzarası Eğer bunların mektebe devamı temin edilirse talebe adedi arta- cağı gibi yeni mekteplere de ihtiyaç bâsıl olacaktır. Köyleri- mize gelince: Buraya merbut olan köylerin birçoğunda yeni mek- tepler inşa edilmiştir. Fakat son zamanlarda bu mekteplerden ba- ziları kapatılmıştır. Köy mektep- leri munhasıran köylünün eseri- dir. Şehrimizde bir de umum! kü- tüphane vardır. Fakat buraya dnvııııd ıdeanıiıı ıd.:i â:k azdır. u da vamsız- îığ.ın ıebepılı:tiz.drunbili de kütüp- hanede yeni kitaplarin çok az olmasıdır. 'Umumi vaziyeti hulâsa edecek olursak hiç çekinmeden diyebi- Hriz ki yeşil ve güzel Amasya- mız Maarif faaliyeti hususumnda inkişafa, yeni gayret ve himmet- lere çok muhtaçtır. — E. F. “Mendel,, - BalıkesirdeHaftanın Günleri Kerunundan Pazar: Girez, Salı: Pazar, Çarşamba Evvel! Bir dost bezeyeler üzerinde Mrsl kırk sene tetebbuatta bulunarak bazı ilmi nazariyeler tespit eden | meşhur Mendelden ve kanunla- rından bahsediyordu. Sözünü bi- tirdikten sonra şu fıkrayı anlattır “Selçuklu Tuğrul Bey, Türk elinden Fırat ve Dide kıyılarına yalnız parlak bir şehamet değil, engin bir fikir hürriyeti de ge- tirdi. Düşünmeyi seven ve bilen zümre, onun Bağdada gelip Ha- Hifenin şahsından bütün İslâm dünyasını Türk kuvvetine inkıyat ettirmesinden sonra — serbestçe yazmıya ve serbestçe münakaşılar yapmıya muvaffak oldu. Daha evvel, kürenin öküz böynunda — oturduğunu — kabul etmiyenler, kafalarını — tehlikeye koymuş olurlardı. “Tuğrel Bey, siyasi bir taryik İle halifenin kızım kendisine ni- yapmuştı. bu fırsattan istifade etti, tel- sefi bir risale kaleme — aldı, saraya götürüp Beye sundu. Bu risalede “ Mahlükatın ademden yaratılmayıp mevcut olan biror suretten in ve mülese'- sil olduğu ,, izah olunuyor. Müel lifin kavlüme göre ilk mevcut madendir. Madenin basit mer- tebesi toprağa ve mültekâmil mer tebesi nebata merbuttur. Ne- batın basit derecesi madene, mü- tekâmil derecesi hayvana bağlıdır, Hayvanın basiti nebata ve mü- tekâmil nev'i insana muttasıldır. tın büyük kadısına verdi, müel- Efe nasıl bir ikramda bulunulmak Mmmgeleceğinin tayin edilme- sini İstedi. Kadı da müteassıp bir adamdı, risaleyi okuyunca küplere bindi ve kudretli Türkün | huzuruna koşup b: ağırdı: — Küfür, baştanbaşa küfür. Müeflifin kafası kesilmelidir. * Tuğrul Bey, telâş gö meden istizah ı:tı ve küfür de- milen şeyin felsefi mülâkaralardan ibaret olduğunu — anlayınca — şu cevabı verdiz “— Sana göre o adam kâfir ise ona göre de sen kâfirsin. Birinizi asıp birinizi bırakmak nasıl doğru olur? “ Kadı Efendi, tabiatile hük- münden rücu etti, dilini çekip ye- rine gitti. İşte bugün tekâmül na- zariyesi dediğimiz derin düşünce, dokuz yüz sene evvel bir Türk emiri tarafından bu suretle iltizam edilmişti. Ben Selçuk oğlunun ba hareketinde yalnız fikir hürriye- fine muhabbet değil, hayatın sıv- ran iye savaşan bir müte- fekkir hassasiyeti de seziyorum.,, *A Ceviz Ağaçları Büyük Bir Suikastten Kurtuldu Sındırgı (Hususi) — Balıkesir Orman İdaresi Müdürü Eyüp Sabri Bey kazamızı mühim bir suikatten — kurarmıya — muvaffak olmuştar. Hâdise şudur: Burada ceviz ağacı çok boldur. Fakat bazı açıkgörler bu ağaçları az bir para mukabilinde satın alarak kesip götürüyorlardı. Eğer bu hareket biraz daha devam etseydi kasabamırzda bir tek eeviz ağacı kalmıyacaktı. Fakat orman idaresi meseleye müdahale ederek genç ağaçların kesilmesini yasak etti.

Bu sayıdan diğer sayfalar: