Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
<. aa — —. — Tevel;k;i a * d A, n ge YA UB K M U aer! . 1 Sutfz *Ü re t F — SON POSTA » a y r Pati ”İ I-ng. Bu sebeple fena halde sinirlendi. Kadınları kovmak istedi. Fakat ev sahibi, ikramı reddolunduğu takdirde, hakareti reddetmiş ve aile şerefini muhafaza eylerziş olmak için silâha sarılacağını söyle- Jiğinden tamiri müşkül bir rezalet wukuundan çekindi, ister istemez inkıyat gösterdi, kadınların refa- katini kabul etmek mecburiye- tinde kaldı. Kafilenin başka ça- .dırlarda yatan diğer fertleri de ayni suretle izaz edilmişlerdi. Timur, bütün gördüklerini not ediyordu. —Avdetinde esaslı ve etraflı teftişler yaptırmayı, müc- rimleri cezalandırmayı, yolsuzluk- | ları kökünden gidermeyi tasarlı- yordu. Baştanbaşa gülşen san- dığı memlekette haylı dikenler bulunduğunu — göziyle — görmek onun hükümdarlık gururunu in- citmişti. Devlet işlerinde kanaat getirmek için kulağa değil, göze kıymet vermek İlâzım geldiğini bir kere daha öğreniyordu. İşte bu mülâhazalar ve duy- gularla yüklü olarak Hızır hoca- nın memleketine vardı. Bir yer kiralıyarak getirdiği malları piya- saya çıkardı, davullar - çaldırıp sürekli reklâmlar yaptırdı, büyük gürültüler kopardı. Yanında, fu- kara takımının değil, orta hâllile- rin de satın alamıyacakları kıy- mette eşya vard.. Bu — ne- fis eşya, açılıp ta teşhir edi- lir edilmez kasabada — muaz- zam bir dedikodu koptu, kambur bir bezirgânın hakanlara lâyık eşya getirdiği dillerde dönmeğe başladı. Oranın beyi olan Hızır Hoca, tabiatile keyfiyetten haber almış ve adamlar göndererek 'kervanda neler bulunduğunu tah- kik ettirmiştir. O, yakın bir zamanda impe- ratoriçelik tacını kızı Tevekkül Hanıma çeyiz ola- rak bir şeyler ve çok şeyler al- mak istiyordu. Binaenaleyh kafile reisile çarçabuk münasebet tesis etti, kendisini evine çağırıp ye- mek yedirtti, iltifat etti ve söz arasında münasebet düşürerek karılarile kızının getirilmiş olan eşyayı görmiye geleceklerini söy- ledi. Timurun istediği de zaten bu idi. Hızır Hocanın verdiği haberi sevinçle karşıladı, mallarını asil hanımlara feda edeceğini bildirdi “SON POSTA VÖ Halx idarg; İstanbul: Eskl Zaptiys * Çatalçeşma sokağı 23 Telefon İstanbul - 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgraf; İstanbul SONPOSTA H “ ABONE FiATİ Yevmi, Siyasi, H;w.ı!,g TÜRKİYRE Eecnab 400 » Ü » BÜJ » 150 » 1 »> ddd * — Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mos'uliyok —alttımaz cevap İçir mektuplara G kurujluk Ful ilüvesi Jâzımlır. N lroy -deç Fazilnk (40) ikaraytur: giyecek olan | d TİMURLENK Muharriri : 4 4 — 1Hanım Zamanın Güzeller __Güzeli İdi ve kendisine de hürmet ve mu- habbet nişanesi olarak güzel bir hançer hediye etti! Beklenen ziyaret çok gecik- medi. Bir gece bir tahtırevan, uydurdu ve beş kadının içeri girdiği görüldü. Bunlar hocanın haremleri - ve kızı idi. ! Timu, asil misafirlerini kapı- dan karşıladı, önlerine düşerek eşyanın teşhir edildiği odalara götürdü. Yanında arkadaşlarından kimse yoktu, kılavuzluğu tek ba- şına yapıyordu. Hanımlar, saçı ve sakalı kınalı aksak bir kamburun mecbudiyetini — mühimsemedikle- rinden yüzlerini açmışlardı. Ku- maşların, halıların ve mücevhera- tın önünde uzun uzun durarak tetkikler yapıyorlar, fikirler teati ediyorlar, münakaşalar yürütü- yorlardı. Ara sıra ev sahibine de hitap ederek izahat alıyorlardı. Mütefekkir imperator, basit bir satıcı gibi onların sorgularına cevap veriyordu. Her malın ne- reden alındığını, kaça mal olup kaça satılmak istenildiğini yorul- maz bir talâkatle — anlatıyordu. Ayni zamanda Tevekkül Hanımı da derin derin süzüyordu. Kız, hakikaten eşsiz bir sabate malik değildi. Gerçi, yobazların dediği gibi güldükçe yüzünde gül açılı- yordu. Lâkim yanakları her gül- den daha renkli ve daha cazibe- liydi. Gözlerinden ağladıkça inci dökülmediğine şüphe yoktu. Lâ- kin o gözler, bizatihi birer siyah inci idi. Dudaklarında hiçbir çileğin taşıyamadığı bir - şekil vardı. Gerdanında nür mefhumu- nu karartan bir beyazlık uzanı- yordu. Endamı, akıl alıcı bir za- rafette idi. Konuşması, yüreklere baygınlık getiriyordu. Ulcay Hatundan Turhan Hatu- na kadar bütün eski güzellik kraliçeleri, Semerkant sarayının göz kamaştıran hatunları Tevek- kül hanımla mlüsabakaya girişe- mezlerdi. Onlar çok sönük ve bu Mogğol laizı pek - ihtişamlı idi, Mümkün olup ta hepsi bir araya getirilseler Hızır Hocanın yavrusu hakiki bir ay ve öbürleri nihbayet birer yıldız vaziyetinde kalacak- lardı. bir Timur, seri fakat derin mukayese ile bu neticeye erdik- ten sonra Moğol güzeline 80- kuldu : — Efendim, dedi, bir şey be- ğgenebildiniz mi ? Hoşunuza giden eşya var mı ? — Kız, bir top frenk dokuma- sile bir gerdanlığa gözlerini kap- tırdı : — Bunları beğendim, babama söyliyeyim de pazarlığını — yap- tırsın. Başka bir şey hoşunuza git- medi mir — Eşyalarınızın hepsi güzel, hepsi seçme. Fakat gözüme en çok bunlar hoş göründü. — Gelin olacak bey kızları daha bol iştihalı olmalıdır. Moğol kızı kızardı, hanımlar- dan onun annesi olan kadın muğ- ber bir sesle söze karıştı: — Siz kızımın gelin olacağını biricik ne biliyorsunuz? Haydi öyle bir | kuruntuya düşseniz bile toy - kız- lar yanında düğün lâfı, dernek horatası yapılır mı? ( Arkası var ) Hızır | şiddete müstenit Almanyan ın İstikbali Çqğğranlıktır Fakat Meb'usan Meclisi Reisi “Alman- yada Diktatörlük Olamaz,, Diyor ğçünkü Mecliste Eiseriyet Demokrat Fırkaların Elindedir ğlişiş —. Almanyada son hâdiselerden; Meb'usan meclisi önünde askerti bir nümayiş manzarası Almanyanın geçirdiği siyast hüdi- Belere dair Meb'usan Meclisi Reisi M. Löbe bir etahlil yazısı yazmıştır. M. Löbe sosyal demokrattır, yani sol cenahtandır. Bu itibarla gerek Hitlerin ve görek Hitlere müzahir her kuvvetin pronsip itibarile muarızıdır. Tahlilini, bu hakikat hatırda tutularak okun- mak İâzımdır. Esas itibarile M. Löbe, vaziyeti, gayet esaslı ve derin bir gözle görmektedir. Merkezt Avrupanın vaziyetini teşrih etmiş olmak için bu yazıyı nakladiyoruz : “Bir hakikati inkâr etmek gülünçtür: Gerek Alman Cüm- huriyet hükümetinin Prusya işle- rine karışması, gerek son inti- habatın neticesi, Alman sosyal demokrasisine sert bir darbe indirmiştir. 31 Temmuz gününün intihabat rakamlarını ele alalım : 13,7 milyon müntehip, bir ne- vi faşist diktatörlüğü için rey vermiştir. 5,3 milyon insan da nevima bir Sovyet hükümeti istiyor. 2,1 milyona gelince; bun- lar da meşruüuti hükümdarlığa taraftardır. Bunlara karşı 15 milyon müntehip mevcuttur. Ve cümhuriyet içinde demokrasi ve parlâmantarizm usulünün terke- dilmemesine taraftardır. Bu kütle bir ekalliyet olduğunu bilmekle beraber — hasımlarınımn — biribirini ifna etmelerinden dolayı zâfının küçüldüğünü görmektedir. Demokrasi düşmanı olan bu fırkalar ayrı ayrı ele alımdıkları takdirde parlâmantarizime taraf- tar olanlardan daha az azaya malik — bulunmaktadırlar. Diğer taraftan şunu da — unutmamak lâzımdır ki, cümhuriyet düşmanı fırkalar, birtakım umumi ve ik- tısadi zaruretlerden dolayı kendi kazmadan cebir ve herhangi bir tecrübeye kalkışamazlar, Sağ — cenah müfritlerinin demokrasi aleyhine müteveccih olabilecek Aaçık bir hareket- leri sol cenahın öyle şiddetli bir mukabelesini — davet — edecektir ki, icra kuv'ntînin bizzarur bu teşebbüse karşı her vasita ile mukavemet etmesini icap etti- recektir. Kabine azasının bu hu- sustaki muhtelif beyanatı nazarı- dikkate alınırsa, hükümetin buna kat'i karar vermiş olduğu derhal anlaşılır. Cümhbüriyet Başvekili M. Fon Papen, Stütgratta toplanan Cenubi Alman hükümetleri — nazırlarına mezarlarını verdiği teminatta, sonra dahi Almanyada diktatör- lük ilân edilmiyeceğini bildir- miştir. Fakat bir temerküz hü- kümeti teşkili ihtimalinden bah- setmiştir. Bu söze itimat edile- bilir.. Çünkü Kanunu Esasinin tadili üçte iki ekseriyet nisabı ile yapılabileceğinden, zayıf bir ek- seriyet kararile bir diktatörlük ilânı “meşru,, addolunamaz. Cebirle tesis edilirse, derhal akamete uğrar. Görülüyor ki domokrasi düş- manlarının bugünkü Alman reji- mini değiştirmelerine imkân yok- | tur. Acaba, bir, temerküz hükü- meti teşkiline — veziyet müsait midir?, d Li : Parlâmanterizm rejimine kâfi derecede devamlı bir temel kura_- bilmek için siyasi grupları bir araya tophyabümek meselesi ise bir hayli güçtür. Çünkü: Böyle bir teşekkülün — derhal vücut bulabilmesi, Meb'usan Meclisinde kâfi —ekseriyet temin — edecek ve milliyetperverler dahil veya hariç olduğu halde mühim teşrii faaliyetleri yürütebilecek bir Hit- lerciler merkez fırkası anlaşması lâzımdır. Halbuki bu fırkaların arasında büyük siyasi fikir farklarını te- barüz ettiren ©o derece şiddetli münakaşalar olmuştur ki tabiye ve programlarından — birtakım mühim noktaları feda etmeden anlaşamazlar. Hitlercilerin son Yaz Balosu Hilâliahmer Yat kıüpte Bir Balo Verecek Her sene yaz — mevsiminde verilmesi mutat olan Hilâliahmer balosu bu sene de bu ayın 25 inci perşembe akşamı Büyükadada Yatkulüpte verilecek, Baloya M. Meclisi Reisi Kâzım Paşa riyaset edecektir. Şehrimizin- en maruf simala- rından müteşekkil bir heyeti tertibiye bir haftadan beri balo- nun mükemmeliyetini temin için meşguül — olmaktadır. Bu intihabatta sene biletlerin fiati erkekler için iki ve hanımlar içinde bir lira olarak tesbit edilmiştir. Bostancıda Spor Bostancıda bundan on sene kadar evvel teşekkül eden İdman Birliği klübü son günlerde daha esaslı bir şekilde spor faaliyetine girişmiştir. Birçok klüplerle — ya- pılan mühtelif maçlarda Bostancı gençleri galibiyet temim etmiş- lerdir. intihabattan | adeden kazandıkları muvaffakı- yet üzerine böyle bir anlaşmaya yanaşmaları şüphelidir. Hattâ, yapacakları fedakârlık o kadar büyük olabilir ki devletin şek- lini — değiştirmek — hususundaki gayelerinden bile vazgeçmeleri lâzım gelebilebilir. | Vaziyeti yürütmek iİçin müm- kün görünen bu yegâne anlaşma çaresi mümkün olmazsa, fırkaların haricinde ve üstünde bir hükü- met teşkili tecrübesine baş vuru- lacaktır. Böyle bir hükümet, muhakkak ki sağa — meylede- cektir. Fakat Hitlerçilerin ya- ni milli sosyalistlerin prensipleri- ne bağlı bulunmıyacaktır. Bu takdirde ya Rayhştağ Meeclisinin arzusile ve muayyen bir zaman için ondan tam salâhiyetler ala- rak Meclisi tatil edecek, yahut ta Rayiştağın icra işlerine müdahale nisbetini tahdit ederek çalışacak- tır. Bazı emareler, bu ihtimalin içtinabı mümkün olmadığını gös- terecek kadar sarihtirler. O vakit hukukşinaslar için geçilmesi demokrasiyi ihlâl de- mek olacak hedudu tayin ve alınacak kararlarda — maşrutiyeti baltalamadan zevahiri kurtaracak formülleri bulmaktan başka çare kalmıyacaktır. Bundan bilistifade bazı siyasi şahsiyetlerin intihabat — usulünü değiştirmek istemeleri ve intihap dairelerini yeniden tensik etmeyi düşünmeleri varittir. Bu cümle- den olarak müntehiplerin asgari yaş haddini 24 & çıkarmak ta | Mutasavverdir. Fakat bu tedbir bazı müşkül- ler doğurmaktan hali kalmıya- caktır. Çünki bu hal, kanunu esasinin — tadilini icap — eyliye- cektir. — Hayatiyeti haiz — bir mecliş teşkil edebilmek — için küçük intihap dairelerinde veri- lecek reyleri namzedin şahsına tâbi tutmak ve meb'us adedini (600) den (400)e indirmek daha kolay bir tedbirdir. Gözden geçir- diğimiz muhtelif şekiller arasında Vaymar Kanunu Esasisinin sarahati ni ehemmiyetli surette ihlâl eden kısımlar vardır. Fakat bunlardan hiçbiri İtalyan veya Rus rejimleri gibi bir idare tesisini istihdaf eden teklifler kadar muhataralı değildir. Demek oluyor ki Alman parlâmantarizm makinesinde bir değişiklik yapılması beklenebilir. Fakat onun yerini hiçbir dikta- törlük almıyacaktır.,, ; Löbe Alınan Meclisi Meb'usan Rerial İ