16 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

16 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k Ti " CC UN ,? Fe a e S 7 e PT VT CO" e SERTEE Abd ilhamidin Mabeyincisi Arıf Bey Ansızın Ortadan Kayboldu Kızıl Sultan Fena Halde Korktu Muharrirt XW Her Hakkı Mahfuzdur —98— Vaziyeli düşündüler. Abdülha- mide şikâyete karar verdiler.. Abdülhamit, bu şikâyete süküt ile mukabele etti. Mütecavizi tec- ziye etmediği gibi müştekiye de hiçbir cevap vermedi. Şu hal de gösteriyordu ki, ar- tık paşalar, tamamen gözden düşmüşlerdi. Bu aralık, yine bir hâdise zuhura geldi. O esnada hükümet bir istikraz yapıyordu. Sadrazam istikraz Cevat paşa, bu işinin husul bulması için her şeyi ha- | zırlamış ve —Abdülhamide bir islizan tezkeresi yollamıştı. Bu gibi mühim — maruzatın iradesi, yirmi dört saatten fazla teahhur etmemek usul ve teamül iktizasından iken, aradan kırk sekiz saal geçtiği halde Abdük- hamidin bu istizana cevap ver- memesi Cevat Paşanın Cikkatini — celbetti.. ( Kırkkilise ) — telgrafhanesinden (Pariste mukim A. L. R.) adre- sine şöyle bir telgraf çekildiği de Sadrazama haber verildi. ( İstikraz — işinin — müşaadesi istihsal olunmuştur.| Cevat Paşa, ikinci bir istizan tezkeresi yazdı. Bu telgrafın kop- yesini tezkireye raptetmekle be- raber nihayetinde : ( Mahrem olarak cereyan eden bu muamelenin şüyu bulması ve henüz — iradesi babiâliya tebliğ edilmeden böyle bir telgrafın Parise keşide olunması cidden calibi dikkattir ) diye şedit bir Hsan kullandı. Başkitabet vasıtasile arzedilen bu tezkere Üzerine, bütün şüp- heler Arif Bey üzerinde temerküz ellınldı Arif Bey (iradei seniye) klamak ve bundan kendisine k bir menfaat hissesi istih- saline çalışmakla itham edilerek Abdülhamidin sinirleri harekete getirildi. Hünkâr, Arif Beyi (hu- zur ) a celbederek bizzat istievap etti. Arif Bey her ne kadar ken- disini müdafaaya çalıştı ise de | Abdül- | herşey aleyhine çevrildi. hamit, - belki de kanaati hilâfına olarak - artık Arif Beyden tama- mile yüz çevirdi. $ Her sarayda olduğu gibi Ab-” dülhamidin — sarayında da tabii bir hal vardı. İkbal ve tevec- cühe mazhar olanların etrafında birçok riyakârlar dolaşır; fakat padişahın — teveccühü zail olur olmaz bunlar birdenbire dağılır- di — Arif bey de aymı akibete uğramakla — beraber etrafı bir sürü bafiyelerle kuşatıldı. Artık sarayda barınamayacağını ve bel- ki de feci bir iftiraya — kurban olacağını anladı. Eniştelerile bir- leşti. Aralarında verilen karar mu- | tibince bir pazartesi günü akşamı ( Mesajeri Mınllm)upnrlınııdın nazarı | O esnada | Abdıllh;ımıt firar haberini alır almaz, fena halde kuşkulandı. Senelerdenberi maiyetinde bulu- nan ve vazifesi itibarile kendisinin bütün esrarına vâkıf olan Arif Bey gibi bir adamın Avrupaya firar etmesi kolayca hazmolu- namazdı. Bahusus Arif Beyin Avrupadaki düşmanlarile birleş- mesi ve aleyhinde çalışması ihti- mali de vardı. Buna binaen Ab- dülhamit derhal yumuşak bir tavır aldı. Araya birçok vasıtalar ko- yarak Arif Beyle eniştelerinin İstanbula avdetini temine çalıştı. Bir hayli uğraşıldıktan sonra Arif yle enişteleri İstanbula getirild. Diğer firarilere iltihak etmedikleri için her üçü de Ab- dülhamitten iltifat gördü. Arif Bey, tekrar vazifesine devama başladı. Fakat eskisi gibi mühim işlere karıştırılmadı. Bütün vazi- fesi cuma selâmlıklarında ecnebi misafirlere (selâmı şahane) tebliğ etmek ve saire gibi basit işlere münhbasir kaldı. Sarayda iki genç mabe- yinci daha vardı ki bunlardan biri de (Bekir B.) di... Bekir B., (1303) senesinde (Mektebi Mülki- ye) den parlak bir surette şeha- detname almış ve buna binaen mabeyinciliğe —kabul — edilmişti. Fransızca bilirdi. Zekâ ve dira- yeti orta derecede idi. Bu da jurnalcılıkla iştigal et- memiş, kimseden rüşvet almamış ve sarayda bulunduğu müddet zarfında kendi halinde yaşamış- tır. Mutavassıt bir. adaim olduğu için Abdülhamit kendisini pek | basit işlerde kullanırdı. Bekir Bey, hükümetin idare tarzından memnun değildi. Buna binaen samimi ahpaplarile görüş- tüğü zaman daima vaziyeli ten- | kit ederdi. Günün birinde aklına : D ç Ko NC ucal $ .i ? - 16 Ağustos Salı İstanbul 1$00 metre ) 18 Gra- mofon, 19,5 birinci k iştiraki ulat arkadaşlarının. İştira- Hantmı f N1 ikine Niyazi Beyin ve kile, 22 orkestra. MBükreş D yarkı konseri, kızlım Ton, 5 örkes- İra « Ye'grat — | 429 metra ) © salonundan bir. gezinti. Roma — (4d4il metra ) 2 21,45 operadan nakil. 458 metre) 90 tambür kon an ve Fransız konseri, 0 Salabrg naki!, 28,13 Avrupada gramolon, 7 metra | 20 Sal dan naklaa Dis Z: rile metre ) 30 ÇI kesirası, .£ bir. perdelik stüdyo temslli, sonra konse, Varşova — ( 1411 metre ) 20 Salır burgdan nakli, sonra dans. Bıı-llıı — (1695 metre) 20 kııvıfı.ıuıı. pördelik bir operet, 23,30 | güan or- | maklı Ve Kuşkulandı esti, (Umura devleti islah) için Abdülhamide bir (lâyiha) verdi, Lâyiha, biraz sert lisanla yazılmış ve Abdülhamide karşı tenkitkâr bir lisan kullanilmıştı... p ( Arkan var ) Âzâdenin Müteveffa - Fransız edibi ve Türk —muhibbi — Piyer — Loti (Aılde) isimli meşhur romaninda muharrer, — İstanbulda gördüğü, tanıdığı ve sevdiği güzel bir Türk kızından bahseder. Geçenlerde şehrimize yelen Piyer Loti -nhı'ı bir. Fransız mezarını aramış - ve lbulduğunıı söylemiştir. Burada gördüğünüz resim, bu Fransıza göre Âzâdenin kabridir. Fakat asıl ismi Hatice olan âdenin — mezarının bu olmadığı da — söylenmektedir. Fakat Topkapı haricinde olan bu mezarın bir kopyesi de mü- ;cveffı Piyer Loti'nin salonun- adır. lerinden mreşketer e AAA AA Te L AA AAA LA LA AAA LA y A e A aA y reAeErrEğ A RADYO P * ; sesesesse ASA AAA ALALAAM AAASSS AAA SA AAA dA AA 17 Ağustos Çarşambı İstanbul — ( 1300 metre ) 18 gra- 10,5 alaturka maz, Hafız yin işliakile 20,5 gramo- r Nurettin Bey konseri, mofon, Numan —( 391 metre ser Vagner'in operas. Belgrat — (429 metre) 21 ( Nunih » ten nakil. Ronia — (4di metre ) S1 Mozarın Kesi operası. Prag — (483 meira) 90 gşarkı kon- seri, M0,20 Voldan gecesi, Viyana — (5L7 metre) 20,40 örkestra könseri, 22,15 gol isminde küçük bir 50 taksim 22,10 dans ha ( 550 motre ) Ptalyan nvıu.ıııııhrı nak- 20 Macar şar 5 gramolon. CI4CI motre ) S1 köylü şarkıları, 29 ödebiyat bahisleri, 29,15 Düsta. Berlin — (163ö metre) S1 Munihten L Kottl oparası. —— —— )20 Tanhan- Sanayi Mi, Günün Meselelerinden Ziraat Mi? Ziraat Ve Sa Sanayı, Biribirinden Ay- rılmıyan En Mühim İki Kuvvettir (Baş tarafı | incl sayfada) tur. Buhranlarda düşünülecek şey muvazenet meselesidir. Umumt harpten alınan dersler göstermiştir ki, her millet fabri- kalarının ihtiyaçlarını da, istihsa- lâtını da her zaman temin ede- cek bir halde bulunmak mecbu- riyetindedir. Bünyesinin hayat ve faaliyeti için lâzım olan mübade- leleri serbestçe yapamadığı gün tehlikede kalacağım düşünerek kendi kendine kifayet edebilecek bir hale gelecektir. Bu, çaresizdir. Şu halde iptidai maddelerini serbest tedarik edecek, mamulât ve masnuatını da sorbest satacak, müşteri — bulunacak, — demektir. Bunların her hangi birinde başka bir millete muhtaç olanlar, güvün birinde aomilletle münasebetleri kesilir kesilmez, harap olurlar. Avrupa devletlerini geniş do- memleketi olmıya — mecburdur. Bu müşkül ikiliği telif etmek için her müterakki devletin ana vatanı muazzam bir sanayi mem- keketi olmuştur. Ona bağlı do- minyonlara da ziraat memleketi olmak sıfat ve mecburiyeti veril mişlir. İktisadi müvazenenin sırrı buradadır. Türkiye çok geniş, ve çok zengindir. Onu ziraat memleketi yaparak bir müstemleke iktısa- diyatma mahküm etmiye değil, kuvvetli bir sanayi memleketi yaparak bütün Asyayı ona müş- teri kılmıya, ziraati de sanayi- leştirerek bugün olduğu - gibi buhrandan buhrana düşer — vazi- yetten çıkarımya çalışmak lâzım- dır. Hiçbir. memleket yoktur ki iptidat maddeler temin edebilsin. Çünkü böyle memleketler sattıklar maddelerin mauml şekillerine ka- minyonlar hakimiyetine, ve bun- | zandıklarının on mislini vermek larla münasebatı emin bulun- — mecburiyetindediler! Yüz kuruşa durmak için cesim ordular ve | sattığı ipek kozasını boyunbağı donanmalar — beslemiye mecbur | ve kuürdele olarak bin kuruşa eden hakikt sebep budur. Şu | gene satın almaya mecbur olan | halde her medeni memleket ha- | yerlerde iktısadi — muvazeneden yat —muvazenesini —temin için | bahsedilebilir. mi? hem ziraat, hem sanayi (Arlıııı nı) î;cîı;'sarda Spor Akhisar (Hususi) — Cuma günü şehrimize Manisanın Sakar- ya kulübü futbolcüleri geldiler ve Spor Yurduna bir maç teklif | ettiler. Yurt oyuncularından mü- him bir kısmı bağlarda olduğu için Manisalı misafirlerimizin kar- şasına nisbeten zayıf bir takım halinde çılul&. Buna rağmen yapılan müsa- bakada gençlerimiz yüksek bir oyun oynamak suretile yüzümüzü arttı. — Neticede Sıpor Yurdu misa Sakarya takımını ikiye karşı beş gölle mağlüp etti. Raşit Malatyada Su Meselesi Malatya (Hususi) — Son gün- lerde şehrimizde susuzluk buhranı baş göstermiştir. Ağaçlar kuru- mak tehlikesine maruz bulunmak- tadır. Elektrik fabrikası susuz- luktan — gündüzleri — işliyememek- !edır. -Şarklan Gelen Aileler Dün şehrimize Adana yolile ve trenle dokuz aile getirilmiştir. Muştan getirilen bu aileler, elli kişilik bir yekün tutmaktadır. Bunlar — İstanbul jandarma bö- lüğünde misafir — edilmişler ve Alemdar camiüine yerleştirilmiş- lerdir.Bu ailelerin Sıııılı min- takasında iskân edilmelerine ka- rar — verilmiştir. Bunlar bugün de şehrimizde kalacaklar ve yarın Seyrisefain idaresinin bir vapurile Çanakkaleye götürölecek, orada bazı köylerde iskân edilecekler- dir. Resimde hııhııörlyııuııı Esrıreı:?ız Cinay Sındırgı ( -— Buıüı yirmi gün kadar evvıl Kerti köyü ciyarında uyurken kafasi taşla ezilmek suratile öldürületm zavallının hüviyeti henüz anlaşı- lamamış ve bu işi yapan şerir de bulunamamıştır. Bununla beraber jandarmamız takibe devam et- ınektedır Su Manzaraya Bakınız! yorsunuz. Bu resimda Sirkecideki Demirkapı Belediye buraya iki tane koskocaman çö durduğu halde bazı kimseler çöp tenekelerini yerl Belediye memurları bu gibileri cezalandırmalıdır. dökülen çöp yığınlar manzara ve koku itibarile herkesi iğrem semtinin bir köşesini görü- sandığı koy- döküyorlar. Çünki yerlere

Bu sayıdan diğer sayfalar: