27 Ağustos 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

27 Ağustos 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ankara Mektupları Ankarada Macarca Ankara (Hususi) — Ankara- da Macar ve Bulgar amelesinden çok bir şey yok.. Bilhassa Ma- carlar, şehrin her köşesine yayıl- mışlar ve bütün iş sahasında ça- lqııııyı başlamışlardır. Aıkırıdı en iyi şerait içinde çalışan 'amele Macar amelesidir. Bar artistleri, lokanta garsonları da Macardır. Gerçi bu efendiler iyi ve temiz iş yaparlar, naziktirler, güleryüz- lüdürler, çalışarak kazanırlar am- me, bütün bu vasıfları havi olan Türk amele ve işçileri de yok mudur? Kibar ve münevver bir Macar kızile evlenen bir Türk dostumla geçen gün bir lokantaya gitmiş- tik.. —Garsonların mükemmelen Macarca konuşmaları arkadaşımın karısının nazarı dikkatini celbetti: — Vallahi kendimi Peştede zannediyorum. Her nereye gitsem karşıma - vatandaşlarım — çıkıyor.. dedi ve güldü.. Bu gülüş belki bir memnuni- yetin ifadesi idi. Belki de istihfaf edici zehirli bir tebessümdü. Arkadaşımın karısı, biraz son- ra bizim masamıza bakan gar- sona birçok sualler sordu. Onun- la uzun uzadıya konuştu. Neticede bu garsonun bir Alman olduğunu, ve Ankaraya geldikten — sonra Macarcayı öğrendiğini — ve tek kelime Türkçe bilmediğini anla- dim.. Hayret ve teessür içinde kaldım. O akşamki eğlence bana bir zehir oldu.. Yürkiyede ve onun kalbinde iş aramıya gelen Alman, Türkçe yerine Macarca öğreniyor.. Bu ne demektir. Bu hâdisenin beliğ ifadesi biraz bizi kamçılamalı ve barekete getirmelidir. — Sabah Çankırıda Son Yağan Dolu Köylerde | Hasarata Sebep Oldu Çankırı (Hususi) — Geçenler- de bu havalide müthiş bir dolu yağdığını bildirmiştim. Dört gün fasılalı surette devam eden dolu hakkında ziraat idaresine resmi malümat gelmektedir. Bu malü- mata göre dolu yirmi köyde ayni zamanda yağmış ve mühim hasarata sebep olmuştur. Bu ara- da kavun ve karpuz mahsulü kis- men telef olmuştur. Demirci köy, Meşeli, Kutmişar, Gündoğmuş, Demirharman, Karakucaş köyleri dolu sahası dahilinde kalmış ve zarar görmüştür. Su İşi Belediye Bu Mesele İle Ciddi Şekilde Uğraşıyor İstanbul belediyesi şehrin su ihtiyacını tam manasile temin mak- SÖN POSTA MEMLEKET HABERLERİ Afyonun Saadet Günleri İstiklâl Ordusu, Cesaretmın İlk. Hamlesım Afyonda Kazanmıştır Afyon (Husu- si) — Milli Mü- cadele devresi- nin coşkun akisli günlerini batırladıkça ma- yıs ve ağustoz ayları beynimde derhal canlanır. Dört uzun sene' devam eden cihan harbini sulhe — götüren mütareke — dev- resinin ilk ma- yıs ayı — Türk milleti ve Türk yatanı için çok uğursuz olmuştu. Güzel yurdun en temiz ve en aşıklı köşesi mütarekenin ilk mayısında isti- lâya uğramiş, hain — emellerin verdiği fırsat bu felâketi Afyona kadar getirmişti. Sevgili -Afyon- karahisarımız meş'um istilâ yılla- rında kara günlerin matemile in- lemişti. Gerçi o kara devir tari- hin karanlıklarına ebediyen gö- mülmüştür. Fakat M zaferin Malatyada Fabrika (Kurulacak Malatya ( Hususi ) — Anka- radan buraya gelen son malüma- ta göre, hükümet, — yeni tesis edilecek fabrikalardan birinin de Malatyada — kurulmasına — karar vermiştir. Bu maksatla Rus mü- tehassıs heyeti yakında baraya gelecek ve tetkikat yapacaktır. Heyetin tahkikatı müsbet netice verdiği takdirde. hükümet, ka- rarını derhal tatbik için faaliyete geçecektir. Borda Gençler Tara_fmdın Güzel Bir Müsamere Verildi Bor ( Hususi) — Şehrimizde teşekkül eden spor klübü genç- lerin rağbetile hayli canlanmıştır. Elyevm klübün 200 kadar azası vardır. Kulüp mensupları, geçen akşam güzel bir müsamere ver- diler ve çok muvaffak olarak alkışlandılar. Gençlerimiz bu mü- samerede ( Zafer Yıldızları ) is- minde bir piyes temsil ettiler, sadile faaliyette bulunmaktadır. ayrıca bir konferansta verildi. — F.K. Belediye, su idaresi hususunda muntazam bir plân llııruiııde çalışmıya başlamıştır. Elyevm lediyeye ait olan suların .ghm ihtiyacını karşılıyacak kabiliyet- te olup olmadığı, su yollarının yeniden inşa ve tamirleri için ne- kadar paraya ihtiyaç bulunduğu hususunda telkikat yapılmakta- dır. Diğer taraftan belediye, Ev- kaftan tesellüm ettiği suların va- ridatım bir türlü almaya muvaf- fak olamamıştır. Bu meselenin de kat'i şekilde balledilmesi husu- sünda çareler araştırılmakladır. Susığırlık Panayiri Susığırlık ( Husust ) — Şehri- mizde ber sene kurulan panayir bu sene de perşembe günü açıldı. Bir hafta kadar devam edecek olan bu panayirde ilk satışlar, umum! iktısadi vaziyete rağmen memnuniyeti mucip ola- cak derecededir. Belediye pana- yire iştirak edenlere büyük ko- laylıklar göstermiştir. eee el ÖĞÜNGÜL N dölan ©i Ve Ar ee - <& neş'eli demlerini Iıııırlıdıkçı isti- lâ günlerinin acı habralarını da insanın beyninde helezonlar çizi- yor. Uğursuz, isli ve — puslu mayıs ayına mukabil — parlak güneşli — ağustos, mücadele ve istiklâl tarihimizin meş'alesi olmuştur. 26 ağustosta başlıyan istiklâl bücumunun ilk semeresi Afyonumuzu kurtarmak - suretile tecelli ıuıi.uı Büyük — istiklâl taarruzunun yık | dönümünü - tesit için hazırlandığı- mız şu günlerde * hiç çekinmeden i diyebiliriz ki | Afyon, — büyük | zafere alemdar- lık etmiştir. Zafer için ile- | riye âtılan büyük | Türk — ordusu, cesaret ve cüre- tinin ilk hamle- sini — Alyonda kazanmıştır. Ve tarihi -Afyonka- rabisar - beldesi, kurtuluş cenginin | mes'ut merhalesi olmuştur. Bü- yük Türk ordusu Akdeniz he- Nurullah Ata Bugünün Fransız muharrirle- rinin en canlı ve tatlı hikâye anlatanlarından Panait İstrati di- yor kiz “ Sebebini anlatamam amma bedil güzellikleri ben da- ima, insanı günden güne daha iyi kılmıya, dünyayı medenileş- tirmiye memur birer ilâh diye tasavvur ettim. ,, Bu sözde muharririn insanları seven, onların üzerine eğilmiş titriyen bir adam olduğunu gös- teren bir hâl var. Romania'da Yunanlı bir baba ile Romanyalı bir ananın oğlu olan Panait İstrati otuz yaşım — geçtikten sonra siyasi bir sebeple memle-, ketinden uzaklaşmış ve o yaştan | sonra Fransızca öğrenip Fransız | muharriri olmuştur. Onun sözünü , Tolstoy da söyliyebilirdi, — işin asıl garip ve benim hoşuma | giden ciheti zengin Rus asılza- ' desinin vardığı neticelere Panait İstratinin bin bir sefalet ve yok- sulluk yolundan varmasıdır. Ki- define Afyon geçidinde ulaştı. — / taplarında çektiğini anlattığı açlıklar İşte Afyonun ve Afyonluların | saadeti böyle bir mazhariyetle tecelli etmiştir. Güzel Afyon ve temiz Afyonlular, bu yüksek ve tarihi saadeti bahşeden vatan büyüklerini ve — vatan çocuk- larımı biç unutmazlar, unuta- » mazlar. — L, S. (INihayet Muş Kasabasın- daDaBirParkTesisEdildi ' Muş (Hususi) — Memleketi- mizdeki birçok küçük kasabalar da, hatta bazı nahiyelerde bile birer park vücuda gelirildiğini işittikçe yöreğimizde âdeta kıs- kançlık bisleri uyanıyordu. Sıcak günlerde halkın temiz hava ak ması ve serinlik duyması için çok lüzumlu olan umumi bir bahçe- den bizim kasaba mahrum bulu- nuyordu. Kasabamız bir vilâyet merkezi olduğu halde parksız bulunması Vali Ferruh Beyin na- xarı Gkkatisi celbetti. Vali Bey bir park vücuda getirilmesi hu- | ——— ... Köy Kâtiplikleri M. Kemal Pş. ( Hususi ) — Kazamızın bütün köylerine kâ- tipler tayin edilmiştir. Bu suretle köy varidatımın lüzumsuz yere sarfedilmesine imkân kalmıyacak ve köy kanununun tam mânasile tatbik olunabilmesi imkân — da- hiline gireceklir. DA susunda Belediye Reisi Kâmil Beyle müştereken hareket ederek faaliyete geçildi. Birkaç ay evvel başlanan bu faaliyet neticesinde burada da güzel ve tabil kendimize göre bir park yapıldı. Parkımızda kıyeli havuzlar, bin renkli ler vardır. Herkes bu güzel eserden sevinçle istifade etmek- tedir. Parkın kenarında halkın oturup istirahat etmesi için gök gelikler de tesis edilmiştir. Köylü G. Yangın Tahkikatı Malatya ( Hususi ) — Büyük hara yangım hakkında evvelce tafsilât vermiştim. Yangının ne süretle çıktığı hakkında etraflı tahkikat yapılmakla beraber or- tada bir kast mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Romania'da bir meyhaneci çırağı iken ustasından yediği dayaklar onun kalbine bedbinliğin acılığını | vermemiş. Hâlâ insanların günden | güne iyileşeceğine ve bu işi san'atin yapacağına iman ediyor. Osözü aldığım şöyle bir parça da var: “ Bütün hayatım müddetince oradan oraya dolaşırken kaç defa, hakikaten —" El sürülmiyecek ,, adamlara Balzac'ın, Tolstoy'un eya Dostoyevski'nin bir kitabını iğim oldu. Birkaç sene o adam: ar gördüğüm zaman tanı- ya azdım, Eskiden olduklarının tamamile zıddı olduklarını görür- düm. Onlara artık bir kusur bulmak kabil değildi. Hayatları herkese misal olacak hayatlar- ' dandı.,, Uzun zamana san'atin kendi- sinden başka hiçbir gayesi ol makalede | madığına inandım; hâlâ da san'ali , başka herhangi bir gayeye alet eltmek fikri beni Üürpertiyar. Fakat Panait İstrati'ninkiler gibi sözler, ne yalan söyliyeyim, | içimde bir akis buluyor. Biz rey- biler, bedbinler, san'atin hiçbir faydası olmıyacağını - söyliyenler, insafsızlık etmiyor muyuz ? Onlar hakiki yoldadır. “Niçin yazıyoruz?,, sualinin de, “ Niçin yaşıyoruz? ,.- unki gibi bir cevabı yoktur; fa- kat insan oğlu bunları cevapsız bırakmıya razı değildir. Yaşama- sına da kendinden üstün bir ga ye göstermek ister. Bu — ga- yenin — ancak bir. vehim ol duğunu mu — söyliyeceksiniz ? İçimdeki şeytan beni de size hak- verdiriyor; fakat dikkat — edin, dikkat edelim, insanın bütün asaleti o vebimlerdedir. Tolstoy gibi, Dostoyevski gi- bi düşünenlerin sözlerine gülüm- sediğimiz oluyor. Fakat asıl ha- yat onların eserlerinde... Bizim gibi düşünenlerin sözleri ise belb- ki doğru, fakat ne bileyim? asa- leti yok. Asalet, ruh asaleti de bir vehimden başka nedir? — Fakat insanı insan eden vehim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: