29 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

29 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Otomabi! kullanmasını bi- lir misin?. — Maatteessüf hayir.. — Öyle Ise ben gelinceye ka- dar karımın yanındaki şoför yerine oturabliir sini, ömer i Baloda i mi ni Genç bir erkek baloda yanın- dakine: — Şu sarışın kadın nekâdar — Bilmem!.. — Saçları panl parlıyor. — Olabilir, çünkü yüz liraya mal oldu. — Hele dişleri. Hepsi sanki birer inci. — Üç sene için garanti ya- pıldı. — Pek hoş bir şey. — Zannetmem, tabiate göre değişir!. — Sanada kadın beğendir- mek ne güçmüş.. — Ben beğenmişim beğen memişim sana ne? O benim on senelik karım. İstikbal Bir meeliste konuşuluyordu: — Nihal Hanım evlenecekmiş diye duydum acaba kiminle? — Zengin bir adamlal. — Genç mi?, altın gibi parıl — Hayır, yaşı altmıştan fazla | imiş. — Desenize Nihal Hanım için mazi ile alâkadar bir istikbal mev'ut! ! — Büyük annem us lüyorsun.. Acaba hangn.ze Maniler Yaklaş kızım, gel kızım Dünyaya bedel kızın; Aradın senin gbi, Bulmadım güzeli kin. Teniai billör sandım, Parladı bir mur sandım, Sana sahip olmayı Ben büyük wsur sandım. Gözleri Kirpiklerin kıvırcık; Kalbime saplanıyor, Bakınca usulcacık., n reng açık, Yanımda sen mi varsın?.. Ruhum hep beni sarsın. Benim bahtım açıldı, Varsin gönüller kararsın. LR. Kırılan Olsmeli gereğini: — Oğlum sizden bir otomubil almış. da bir kaza Pazarl ğınızda olursa kırılan k.sımların yenilerini takacağımızı söylemişsiniz. — #Hayhay efenöir nedir ? kırılan | Maçabayi 5 said ida İK e, yanında : Müthiş biddetiydi e oldun Sup i, moya kızdın? Diye sordum —Uç sorma ax'zim, dedi, yan çın kulesinin irpe- sinde bir adam var, dilini çıkarıp benim'e alay edi- yor. Yukan baktım hak'katen yangın kulesinin Üzerinde am vardı.Fa- kat kibrit oçöpt kadar birşey gözü küyordu. — Aman Suphi nasıl olur, dedim, buradan Oo okadar yüksekteki insanın dilini çıkartıp se- ninle alay ettiğini nereden anlarsın, de bulun Aşağıda da ğ rseydim wuhakkak (dilimi çıkarırdım. Oda öyle yapmıştır. b ..—P.PSAaN iman Paba saatine Laklı, yordu. — Eyvah, şo'iba temiretmek lâz m. ia Oğlu atı'dı: — Yok buba, satin temizdir. ukta sabunla — Ne var, bir şey mi oldu? — Yar uyku ilde ne yi unutmuşsun. Mektepte sordu: — Annen çarşıdan çifti iki liradan on iki çift ipek çorap alsa ketaplâ bakaliin we bule- caksın.. — Hesaplamaya lüzum yok muallim Bey, evde önücmle ba. bamı kavga etriiş bulacağıml,, Radyo mütehassısının allesile birlikte fotoğrafı işlemi talebeye | MİYAV Arte ee Maniler İnanınız sözüme, i #-ç İm“örümeş açı yosms kız Gi-di hemen gözüme, Telin ve demeli? Aşk etti besi deli Dünyada yok Ondan daha güzeli. Üsküdarda serviler, Karardı birer birer. Yar bana yar olmazsa; Gönlüm başka ne diler? Ay doğdu Marmaradan, Vakit geçti aradan; Dua etsem verir mi, Onu bina yaradan? ; LLM. Nekadar Zaman Dilenci akşama doğru dileni- yordu: — Başınız gözünüz sadakası için aç kalmış bir fakire yardım eisiz. — Vah zavallı vah, zamandır açsın? — Öğle Yemeğindenberi! nekadar Erk Âğac n verdiği | e; — İrtesi saa ağser erikle yüklü ş ytür Kendikendin8 Ros'm sergisini geziyorlardı Tir tablotun (önünde durdular. Arkala- güzel tal» mahirane boyalar ustalıklı İçlerinden “biri yanındakine haber verdi kamızda tabloyu yapan ressam ola cak. — Dün gece yine bursdan geçiyordum. Bir erkek bir ka- dını yakalamış dövüyordu, bir- denhira kafam kızdı. — Na yaplın? — Geriye döndüm öbür cad- deden dolaşıp evime gittim. a ii i Genç bir bey beyaz bir kos tüm giymişti. Umumi bahçeler- den birinde bir sıranın üzerine oturdu, oymyan bir küçük çocuk seslendi. — Orası benim yerim, otur- mal. — Ne olur? Sende başka bir yere olurursun.. — Olmaz, oradan kalk.. — Niye kalkacağım. Başka yere otur diyorum. — Kalk! Oturduğun yere üze- rine gül reçeli sürülmüş bir dilim ekmek koymuştum, onu alayım. laç Doktor hastaya bir ilâç verdi. Bir hafta sonra sordu: — Nasıl ilâcın faydasinı gör- dünüz mü? — Teşekkür ederim doktor, iyi geldi. Üç kaşık içtim ve öksürüğüm geçti. Şişede kalanın bir kısmını Oromalizmam için dizlerime sürdüm, geri kalanile de karım evdeki kapkacağı oğup parlattı. Arap Altı — Halisüddem Arap atını ne- resinden anlarsın? — Gayet kolay. Dili çalar!

Bu sayıdan diğer sayfalar: