29 Eylül 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Eylül 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gandi Açlıktan Ölecek Mi? Hint İstiklâl Lideri Gandi, İngiliz bükümelile çıkan bir ihtilâf üzerine açlık grevine başladı. Eğer bu ihti- l4f devam cdecek olursa — Gandi aç'ıkla kendisini öldürecek. Greve başlamazdan evvel, kararının bu olduğunu resmi surelte bildirmişti. Onun içindir ki fena bir akıbete uğraması ihtimali karşısında kendisi gibi mahpus olan karısı yanına nak- ledildi. x Gandi niçin aç duruyor? Tetkike değer bir mevzu da budur. İngiltere Hükümeti, geçen Yuvar- lak Masa Konferansı ve ondan evvel Hindistana gönderdiği tahkik heye- Mnin mesaisi neticesi olarak Hint memleketleri için yeni bir Teşkilâtı Esasiye Kanunu vücuda getirdi. Bu an mucibince, Hint hıristiyanları, Hintliler, Hindistanda oturan Avrupalılar, Parya denilen vefiller ayrı ayrı ve muhtelif dere- celerde hukuk sahibi olacaklar. İnti- hap etme ve edilme şekillerinde fark | bulunacak. Parya, Hint mecusilerinin yanla- rma yaklaştırmadıkları, mabetlerine soxmadıkları ayrı bir sınıftır. Adet- leri mühim bir yekân tutmakla be- raber Hint arazisi üzerinde dağınık yaşarlar. Mecusilerle Paryaların bu münasebetlerini nazarı dikkate alan İngiliz hükümeti, bunlar için ayrı bir teşril meclis vücuda getirmeyi dü- şünmüştür. Bu hal, Hint milliyetperlerinin işine Gandinin — ve gelmi- yor; müslümanlar — birleşecek yetperverlere karşı Hindistanda ekseriyeti — elde — edebilecekle: Gandi, İngiliz hükümetini bu fikr den — vazgeçirmek istemişse muvaffak olamamıştır. Çünkü İngiliz hükümeti, Hint milliyetperverler'ne larşı bu suretle elinde kuvvetli bir si âh olurlarsa m bulundurmuş — o'uyor. Bunun üzerine Gandi Mecusilerle Paryalara müra- caat etmiş, aralarındaki ayrılığı kal- dırmalarını istemiştir. Bu kısım Me- cusiler Paryaları mabbetlerine ka bul etmiye karar vermişlerse de Hin- di bilyük bir kısmı, henös Gandi'nin bu teklifinl benimsememiştir. * İngilterenin müdbir — sınıfı, Gan- | Vaziyeti diyi, samimi olmuyan, Hint halkının mevfaatinden ziyade kendi mensup frenk menfsatlerini güden tüccar zihniyetli bir tanır. Bu İtibar ile Gandinin tesirile yeni Teşkilâtı Esasiye kanununda tadilât yapması beklenemez. Bu takdirde Gandi, inadında ısrar eder- «e açlıktan ölmiye mahkümdur. Taki Başvekil M. Mak Donald, ihtiyar Hintiiyi bu'teşebbüsünden - vazgeçir- mek için şahsen müdabalede bulun- rtarmak için, şimdi, kalmışlır. ve ol- olduğu, sun. Gandiyi bir tek bu ihi duk a kuvv:ll 7 LFERIKAN UMARASI:82 çünkü Paryalarla hristiyan ve | de | adam — olarak | — SON POSTA Akvam Cemiyeti Açıldı İçtimada M.Hüş, Bolşevızmın Cihanın öyledi Başına Bir Musibet Getird Cenevre, 28 — Milletler Ce- miyeti büyük —meclis içtimamnı aktetti. Bu münasebetle yapılan siyast temaslar ve mükâlemelerin esaslı mevzuunu, Alman - Fransız meselesile Çin - Japon ihtilâfı teşkil etmektedir. Türkiye Hariciye Vekili Tev- fik Rüştü B. içtimaa iştirak ede- rek, murahhaslarla siyasi temas- lar yapmıştır. Bilhassa Rus, Yunan, Irak ve Alman murahhaslarile görüşmüş- tür. Tevfik Rüştü Bey silâhları bırakma — Konferansı Reisi M. Hendersen ile de görüşmüş ve silâhların tahdidi mevzuu etrafında müdavelei efkârda bulunmuştur. Vekil Bey bundan başka İtalyan | marahhası ile bir mülâkat yap- miştır. İçtimada Neler Görüşüldü ? Cenevre 28 — Milletler Ce- miyeti Büyük Meclisinin içtima- | ında Yunan murahhası M. Politis, Lehistanın tekrar Meclise intihap edilmesini teklif etmiştir. Avus- tralya murahhası M. Hüg, Millet- ler Ce iyetinin bir imtiban geçir- mek üzere olduğunu, sanayi âlemin- deki istikrarsızlık dolayısile milyon- larca işcinin, cihanın içtimal tes . Alman rihinin şimdiye kadar kaydetme- diği bir musibet vücuda getire- bileceğini halk kütlelerinin ma- ruz bulunduğu başlıca tehlikenin Bolşevizm — olduğunu ve Bol- şevizmi — panzehrinin — iktısadi- yatla — istikrar olduğunu — söy- lemiştir. Hindistan murahhası Ağa Han Türkiyenin Mecliste bulunmasın- dan dolayı memnuniyetini beyan etmiştir. İngiliz Kabinesinin Londra, 28 — M. Mak Donald'la Hariciye Nazırı Sir Jon Simon arasında mühtemel bir kabine buhranı hakkında dün bir mülâ- | kat yapılmıştır. M. Mak Donald bir bulirana mâni olmak için çalışmaktadır, Herbert Samuel taraftarları kabi- neden çekilmek — iştemekte ve Simon taraftarlarını daha liberal bir siyaseto döndürmek istemek- tedirler, çocuxı.uüuıu Meşhur Ru3s Edibi Maksim — Peki ekmek paraşını nasıl — Evet, et için de.. Yavaşça, candan ve fevkalâde sevimli — gülüyordu. Küçük bir körek yavrusile oynuyormuş gibi hakfçe kulaklarımın arkasını tır- ma! yordu. — Seninlede bakikaten kiç | Gaork.. Türkçeye Çeviren . nayal randu Muvaffak girmemeli, — daima İyisi mi su- müsakaşaya beni cerhediyorsun.. salım!. Bazan bırakır. yanıma otururdu. Uzun müddet pencere- den, yağmurun damlara ve üstün- işini de ot bitmiş olan avluya damla- yışımı, elma — ağaçlarının. — gün geçtikçe çıplaklaştığına bakardık. (Pekâlâ) pek iktısadi konuşurdu. Fakat ne söylerse onda insanı inanmağa mecbur edici, kandırıcı bir şey vardı. İngiltere veliaht Prons dö Gal Skoç yada Balmoral sara- yında « Balatoks Stati- on> üssü bahrisinde bulunan zabitleri - bir Ççay ziyafoline davet ( ötmişti. Pren Ga Tin bu münasobetle Skoçya- misafirleri nn milli kıyafe giyinmişlerdi. Davot- | liler meyanında bah- | riye yüzbaşısı Mister * Maşen'de bulum du. tın bahriye akademi- tor- Bu zabit veliah- sindo sınıf arkadayı: dir. Prens onu görün e Sön derece mem nün olmuş ve ön, © ayrıca iltifat etmiştir. Resmimiz — veliaht ile * eski hatıraları yadederken mistor — maşeni ı'ı“ıe(ı'rıueklı'ıli *#ve ıgını S Avrupa Sulh Gormıyecek Başvekili Fransızlara Cevaj) Veriyor Ve Böyle Söylüyor Berlin, 28 — Alman Başvekili Fon Papen beyanatta bulunarak, Fransız Başvekili M. Heriyo'nun nutkunun — maatteessüf — tahdidi teslihat müzakerelerini güçleştire- ceğini, Fransanın cevabi notasın- daki menfi tesiri kuvvetlendirdi- ğini söylemiştir. Fon Papen de- miştir ki: Bizce mevzu bahsolan mesele Almanyanın yeniden silâhlanması değil, Almanya için hukuk müsa- vatıdır. Biz, tahdidi teslihat mukave- lenamesinin Almanya hakkında olduğu gibi diğer devletler hak- kında da tatbik edilmesini isti- yoruz. Versayda istimali bize mene- dilen bir takım silâhların taarruz silâhları olduğu beyan Şimdi bu kabil silâhların Alman- ya tarafından istimali memnuiye- tine devam edilmekle beraber, | tedaföi oldukları söylenmektedir. Biz Iııçbır zaman Frınsanın Eger dikkatimi virmek isterse beni hafifçe ikaz etmesi veya gözlerini kırpıştırmak suretile işaret vermesi kâfi gelir- di.. Böyle avluya bakmakta bir fevkalâdelik olduğuna inanmıyor- dum. Fakat onun kısa kelimeleri, yerinde olan müdahalesi gördü- güm eşyaya büsbütün başka bir mana veriyordu. Onlar hâtıramda — mıhlanıp — kalıyordu. Meselâ : avludan koşarak bir kedi geçer. Bir su birikintisi önünde durakalır ve kendi aksini seyre- der ve pençesini kaldırarak san- ki karşısındaki hasmına vurmak ister. farkında olurdu: — Kediler mağrur ve kimse- ye emniyet etmiyen mahlüklardır. Derdi, ve yahut altım kırmızı | hukuk edilmişti. | ir şeye çe- | benim | ( Pekalâ ) bütün bunların | ve sair devletlerin — teslihat.na teslihatta bulunmak — is- temedik. Biz, teslihatın umuml! seviyesini indirmek suretile tes- lihat arasında müsavat vücuda getirilmesini istiyoruz. Tahdidi teslihata ait hiçbir. mukavelena- meyi ağır bulmıyacağız|, Almanya, şereli ve emnüse- lâmeti ile kabilitelif olan her türlü hal suretini kabul edecektir. Fakat, Almanya silâhlarını ter- ketmiş olduğundan Tahdidi Tes- lihat Konferansının tahdidi tes- lihatın manasını tahrif etmesini kabul edemez. Bazı devletlere, diğerlerinin — dununda — birtakım cebren kabul - ettirmek istenildikçe Avrupa asla sulhe kavuşamıyacaktır. Murahhasların İçtimaı Cenevre 25 — Fransız mu- rahhası M. Heriyo, Belçika mu- rahhası M. Himans, Lehistan murahhası Zaleski, Çekoslovakya murahhası M. Beneı_ Yugnslıvyı tüylü horos Nımı) b:ıhçemn tah- taperdesine — doğru kenarında sımsıkı tutunur. Ka- natlarını Ööyle çırpar ki aşağı ya yuvarlanmasına ramak kalır.. (Pekâlâ) istemiyerek, canı - sıkıl- mış gibi boynunu ileri uzatır. ve der ki: — Kibar bir jeneral, fakat pek akıllı değil! Beri yanda hantal Valej ihti- siçrar — ve | yar bir beygir gibi çamurun içi- ne girer; iri yanak kemikleri yü- züne bir şişkinlik verir, semaya doğru gözlerini yumarak bakar, sartı sonbahar güneşinin ziyası göğsüne düşerek ceketinin pirinç düğmelerini parıldatır. Tatar du- rur, kuru parmakları ile başını tutar. (Pekâlâl der bi- | Nihayet o da ! kaynanasının başını Sayfa 5 <— aa Gönül İşleri Karilerimin Suallerine Cevaplarım Şişlide B. A, Hanıma: Bu hanım Üüç senelik evlidir. Kaynanası ve iki görümcesile birlikte oturur. Kaynanası taham- mül edilmez bir kadındır. Geli- nine — yapmadığı — kalmamıştır. bir gün kızarak patlatmıştır. | attıktan Kocası bu halden müteessir, mese leyi halletmek istiyor. Fakat ka- | dın artık onu da eve almak iste- miyor ve ne yapacağını şaşırmış bulunuyor. Kızım, sen son hâdiseye ka- dar tamamen haklısın. Nihayet kaynanaya da cezasını — vermiş, intikamını almışsın. Fakat mesele | bu kadarla kapanmalı ve evinin saadetini bozan —unsuru dışarı sonra kendi yuvanda mesut olmıya çalışmalısın. Bina- | enaleyh kocanla derhal anlaşır, bir daha kaynanayı eve sokma- mak şımle bınşımn Bu barış- ma, size daha mes'ut bir yuva kurmanın temellerini atmış olur. * Naciye isminde yirmi yaşında bir genç kız kendisinden on yaş farklı bir adamla sevişiyor. Bir sene kadar seviştikten sonra | erkek bilâsebep ayrılıyor. Birkaç ay evvel tekrar buluşuyorlar. Erkek eski aşkına bıraktığı yer- den devam etmek istiyor. Kız soruyor: “Bu fırsattan istifade ederek bu adamı bütün bütün kendime bağlıyamaz mıyım?,, Pek — zannetmiyorum kızım. Filvaki bu biraz dirayet mesele- sidir. Erkeği kendisine bağlama- sını bilen bir kadın için, bu, me- sele bile değildir.. Fakat siz bir defa elinizden kaçırmışsınız. Erkekse hercai tabiatli bir ada- ma benziyor. Maksadının da- ha ziyade eğlenmek, hoş vakit geçirmek — olduğu — anlaşılıyor. Bence ona bu defa yüz vermeyiniz — murahhası M. Fotiş, Romanya murahhası M. Antovid bir içtima yapmışlardır. Bu içtimada Tah- didi Teslihat konferasına iştirak etmemesile Almanyanın vaziyet! ve tahditi teslihat konferansının vaziyeli tetkik edilmiştir. Almanyaya Biğöl Yapıyorlar Berlin 28 — Havas Ajansı muhabirinden: İngiliz Hariciye Nazırı Sir Jon Simon'un, Alman Hariciye Nazırı Fon Nörat ile görüştükten sonra silâhların tahdidi meselesine ait muvakkat bir hal şekli hazırladı- gı hakkındaki - şayialar, Alman mehafilini yoklamak için yapılmış birer balondan ibaret — telâkki cdılmekkedu. — Ne de sevi ıyoı yal Sanki nişan takmışlar gibil.. Ben ona azzamanda bağlan- mış çarçabuk içli dışlı olmuştum. Obenim dertli günlerimin veya neş'eli saatlerimin lâzımı gayri- müfarık: oldu. Kendisi çok süküti idi. Fakat bana aklıma ne gelirse her şeyden bahsetmeme müsaade ederdi. Büyük babam ise buna mukabil benim sözümü ağzıma tıkardı: — Gevezelik etme.. Boşboğaz!. Nineme gelince o da şahsi şünceleri ile okadar dolu idi ki yabancıların sözleri için asla has- sas değildi. Bunları dinliyecek kulağı yoktu. (Pekâlâ) ise geve- zeliklerimi dikkatle dinler ve ek- seriya gülerek derdi ki: (Arkası var ) hemen

Bu sayıdan diğer sayfalar: