11 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

11 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Sayfar — ean aa Dünya Hâdiseleri Lili Damita'nın Başına Gelenler Amerikan sinema — #leminin F İşsiz — yıldızların- dan Lili Damita, A başına gelen bir kakançlık — büdisesi — yüzürden çimdi — hapishaneye — tıkılmıştır. Vak'a Amerika'ya civar Küba adasında olmaştur. Lili Damita, bir müddet evvel evlendiği meş- hur milyoner Sindey Smit ile biriikte vakit geçirmek için bu adaya gitmişti. Beraberlerinde birçok ta başka sinema san'at- kârları vardı. Artistler, adanın en muhteşem gazinosunda otu- rurlarken yazlarına Minni Person limli diger bir yıldız gelmiş, Sidney Smit ile şakalaşmıya ko- yulmuştur. Hâdise, Lili Damita'nın fena halde canını sıkmış ve iki artist arasında şiddetli bir mü- makaşa baş göslermiştir. Ağız kavgası, ax sonra şiddetli bir *l peşrevine dayanmış, bu arada masaların Üstündeki çatal, bıçak, tabak, bardaklar elden ele dola- Hıp parçalanmış ve Küba zabita- tı, her iki artisti de tevkif ede- rek hapse atmıştır. Bunun hark- tinde, gazino sahibi de Lili Damita'dan zararı manevi olarak 6000, maddi zarar olarak ta 500 dolar iİstiyerek mahkemeye müracaat etmiştir. Lill Damita'nın bu büdiseden sonra, kocası ve milyoner Sidney Smit'ten ayrık- ması ihtimali de vardır. * Alııııyı'dı Hider fırkasr nın istidar mevküne çek İ *dael Mmesi, — Almanya: )’.;':;:ı::. ı n sİyasi vaziyeti ile yakından alâ- leghtarlığı kıdı.r bulunan Avusturya'da da birtakım müfrit hareketlerin başgöstermesine ve- sile olmuştur. Şimdi bütün Avus- turya'da — şiddetli bir Yahudi aleyhtarlığı vardır ve aslen Ya- hudi olan bütün muharrir, san'at- kâr, iş adamları şiddetli bir taz- yika uğramaktadırlar. Geçen gün, Avusturya'nın maruf muharrirle- rinden Madam Roza Meller de, waktile milliyetperverlik cereya- ama — dair yazdığı yazılardan dolayı, bir milliyetperverin teca- vüzüne uğramıştır. Bu tecavüzü yapan genç bir faşist'tir. Mubar- vir kadının Üzerine atılarak Uç yerinden — yaralıyan — mütecaviz, kadının yere yuvarlandığım gö- rerek Özerine eğilmiş ve gülerek demiştir. ki: *— Hitlercilerle alay ediyor- dunuz. Şimdi onunla beraber ik- tidar mevkiüne gelen Üçüncü İ peratorluk sizi selâmlıyor. Avusturyanın mütefekkir Ya- Ası Gemi Teslim Oldu Batavya, 10 — İsyan edip kaçan Zeven Provensiyen ismin- deki - Foelemenk — gemisi — takip tayyareleri tarafından bombardı- man edilmiş ve içinde bir yangın gçıkmıştır. Bunun Üzerine asi gemi teslim olmuştur. Yangın mühim değildir. Asiler gemiyi evvelâ teslim etmek istememişler, fakat bombardımanın şiddeti karşısında teslim olmaktan — başka — çare bulamamışlardır. ION POSYA“' ay ü a : ea aa zac a aaküerir Mıı.ı.l' KAHRAMANLARIMIZ YA L ANR L 5 Fâzıl, Düşman Tayyaresının Râsıtını Öldürmüş, Pilotunu Da Yaralamıştı Bu Tayyare Artık Dıkış Tutturamadı Ve Hemen Filodan Ayrılarak Geldiği Yere Doğru Uzaklaştı Dişman tay. yarelerinde göze çarpan — büyük asabiyete, tayyar relerin sağa, sola aşağı yukarı ha reketlerine rağ- men, kumandanla- rının çok tecrü- beli bir zabit ol- masından dolayı İntizamı — tama- men bozmak ka- bil olmuyor. An- laşılan kumandan tecrübesiz — ak kadaşlarına, ate- şe başlaması lâ- zimgelen zamanı kendisinin — Işar retle bildireceği emrini vermişti, Netekim öyle de oldu, Kumandanın — tayyaresinden patlıyan bir işaret tabancası Öze- rine on iki tüfek birden tayya- remizin Üzerine ateşe başladı. Vaziyet tehlikeli Idi. On iki tüfek dakikada beş altı bin mermi yag- dırıyordu. — Aralarındaki — mesafe yalnız 200 metre idi. Tayyarecimiz bu vaziyet kar- şısında, filonun göbeğine yapmak istediği hücumun istikametini de- ğgiştirerek sol gerideki tayyareye çevirdi, Ve düşmanlarının ateş tofanına rağmen o, hasmina 30 metre kalmadan ateş etmedi. İki taraf ateşine devam eder- ken Fazıl, düşman tayyaresila çarpışacak kadar... Sekiz on met- reye kadar sokulmuştur. Artık tayyaresini keskin sola bir dö- nüşle bu vaziyetten kurtarmak için aşağılara doğru kayıyor. Bu kayışı emnasinda biri geniş, öteki dar ikl vril » Burgu gibi döne döne inmek - yaptığını da görü- yoruz. Şurası muhakkaktır ki Fazılın yediği yedi kurşundan ciğerlerine ve başına gelen dört tanesi hi- cuma llk başladığı, yani tayyare- sinin başını filonun göbeğine bir yıldırım gibi sürdüğü zaman İsa- bet etmiştir. Bu isabetler Fazıla yaralanmak neğil, ancak gıdık- lanmak bissini vermiştir. Yaralı kartal “gıdıklanır gibl oldum...., derdi. Parmağım koparan ve vücu- dünü delen diğer kurşunlar sol elini kumanda leviyesinden zor- la ayırıp tayyarenin gövdesine çarpmıştır. Bu hale rağmen son saniyede yalnız bir tüfeği ve bir elile ate- ge ve uçuşa devem ediyordu. Eğer Fazıl, kendine bâkim ok- masaydı düşman tayyaresine çar- pacak ve beraberce mahvola- caklardı. Fazılın tayyaresine (40) tan fazla İngiliz mermisi isabet etmiş, bir tapa (Top mermilerinin te- pası) da tayyaresinin gövdesini yarmıştır. Tayyare virajla filodan ayrılırken, motör de kendi ken- dine gaz kesmiştir. Tayyareci bu kadar fena va- ziyette bulunmasına rağmen tay- yaresinin idaresini eline almakta “gecikmiyor. Fakat bir taraftan elindeki yaranın verdiği ıstıraplar ve göğsünde açılan deliklerden birkaç defa kendinden geçirmiş- tir... Gözlerini saran mavi bir duman arasından herşeyl mavli gürüyor ve kendinde bitkinlik hissediyordu.. Fakat senelerden- beri kartal alışkanlığı İle uçur- duğu tayyareyo, biricik kalan eli yapılması lâzımgelen hareketleri yaptırıyordu. Dümen kolunu ileri iten bu demir el tayyareye sürat kazandırıyordu. Tekrar hızını alan tayyarenin etrafa savurduğu rüz- gürlar onu tekrar kendine getirdi. Aklına birdenbire Okmeyda- nına iİnmek gelmişli. Fakat kısa bir mehakeme ile orada o saalta doktor. bulunmıyacağını — düşüne- rek varzgeçmiş ve Yeşilköy mey- danını tutmuştu. Bu sırada İngiliz tayyareleri Marmara Üzerinden gerl dönüyorlardı. Yaralı kartal, son düşman tayyaresinin karaltısı ufukta silinmeden * yarasına ve acılarına Tağmen - yere İnmeyi bir dakika bile hatırına getirme- di, Erliğin, cerâretin, vatan sev- gisinin bu derecesi karşısında bu kahraman Türk çocuğuna yara- şacak en İyl kelime ve mfatları bulmaktan cidden Aciz kalıyorur. Fazılın tayyaresi Yeşilköye, sanki içinde hiçbir şey olmamış gibi inmişti. Tay- yâre yerde durur durmarz içinde bir kareket — olma- diğini — görenler tayyareye koşun- ca karşılarında delik deşik olmuş bir gövde ve ka- natlar, yaraların- dan alkanler sr zan baygın kahe ramanı buldular. Fazıl, bu ha va harbinde sol gerideki düşman tayyaresinin vu- aıdını - öldürmüş ve — tayyarenin pilotunu yarala- mişlır. -Matörü, tayyarecimizin on metreden aç- tığı ateşten İsşabetler alan bu tayyare hemen filodan ayrılmıya mecbur kalmıştır. * Mütareke imzalanmış, İstanbul Atilâf devletlerinin askerleri tara- fından işgal altına alınmıştı. Os- manlı payıtahtının sokaklarinda dünyanın her kıtasından gelmiş renk renk askerler dolaşıyordu. Yaralı kartal hâlâ Gülhane bas- tahanesinde yatıyordu. Bir gün, İngiliz tayyareci One Formasını taşıyan birkaç kişinin bu en büyük Türk AS'ını gör mek istedikleri Fazıla haber ve- rilmişti. Bire karşı Altının, on iki makineliye karşı bir makine- Hinin kahramanları şimdi karşi karşıya bulunuyorlardı. O günkü filonun kumandanı olduğunu söy- liyen bir zabit, kahraman düşme- nınin bararetle elini s&ıktı. O gün filosunun sol gerisindeki tayyare- de kardeşini öldüren, pilotunu yaralıyan mert, cessur, vatansever Türk kahramaniını — arkadaşları namina tebrik etti. İngilizler, onu mbqııdı bir müddet daha n sonra hayranlıklarını bir defa daha ifade edici sözler söyliyerek aldılar. Yer Altı Mezarlıklar Rağbetten Düşüyor Birçok Memleketler, Şimdi Toprak Üstünde Kabirler Yaptırıyorlar kıntıya, bir de arazi buhranı ilâve olunmuştur. Bunun hneticesi ise, ölüleri gömmek için mezarlık buk makta müşkülât çekilmesi olmuş- tur. Meselâ 190 bin nüfuslu bir şehri ele alalım. Bu şehrin tak- riben on tane mezarlığı olsa ve bunlar yine takriben 225 bin metre murabba: bir sahayı işgal etse, İhtiyaca yine kâfl gelmez. Çünkü bir takım zengin İnsanlar, bu arazinin 150 bin metra mu- rabbamı daimi surette satın almış olurlar. Böyle bir şehirde bususl ..uuıııvıımuıı Yöeni sistem ve müştaerak bir mezar Gölebileceğine göre, elde mevcut arazi, bunların ancak binine kâfi Memİekğlîe_ Çiçek Sevgisi Uyandıralım Bizim Ihmal ettiğimiz bir çolk geyler - vardır.. Medeni adarmın bazı geyleri sevmesi — elzemdir. Bunların arasında çiçek ve ağaç sevgisi en kolayı ve en zevklisidir. Maalesef vatandaşlarımız arasında itina İle çiçek ve ağaç yetiştiren ler pek mahduttur. Bütün vatan- daşlar bu hususta biraz alâkse gösterecek olurlarsa birkaç sens içinde memleketimizin dört köşesi yemyeşil ağaçlıklı mefis şehirler baline gelir. Sonra babçelermin ve evlerimizin içi çiçeklerle süm lenirse bu da ayrı bir güzellik teşkil eder. Bu hususta halkımızda alâka uyandırmak — için meşriyat yapmanızı rica ederiz. Ortaköyi Ahmet Fevsi Tavşancıldan Bir Şikâyet Muhterem efendim, Köyümüz Anadolu şimedife, hattı üzerinde İstanbula İki saab lik bir mosafede bulunuyor. Göne derilen mektup ve gazetelerimiz! günü gününe almak kabil iken maalesof müteaddit defalar Kü tahyada bulunan (Tavşanlı) kark yesine kadar gidip uzun bir se- yahatten sonra elimize vani olur yor. Mektubumuzun — Tavşanlıya kadar gittiğine dair vesika ye dimde mahfuzdur. Makamı aldk nin nazarı dikkatini celbederim. 'Tavgancılı Ekrem Tıp Fakültesi doktorlarından O Bezal Böyet — Bu münakaşayı kesmek istediğimiz — için — mektubunuzu dercedemedik. Mazur görmeniz! rica ederiz. * Ankarada Kaymakam Hakkı Beyet Şirket tasfiye heyetinin ka- rarları ancak mahkeme hükmü ile tadil edilebilir. Bunun barlk cinde birşey yapılamıyacağı kas naatindeyiz. — Tasfiye — heyetinis size gönderdiği mektup lade — edilmiştir. efendim. ; * Boyiktaşta Ziya Beyei — Kendi kendinize hesmp ve iz. Muhakkak bir huyı ihtiyaç vardır. Frane Sızça ve tercih ediniz. — Kitabınızı hocanız tayin eder.

Bu sayıdan diğer sayfalar: