18 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

18 Şubat 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— İtalyan ın Yeni İttifaklar Yaptığı İddiaları Bir müddettenberi İtalya ile Ak manya ve Macaristan arasında gizli bir askeri ttifakın yapıldığı gayiaları dolaşıyor. Bu itt'fakın hedefini tayin etmiye İözum yoktur! Fransa ve müttefikleri.. gudur: İta'ya münasip Arnavutluğu ilhak edecek, buna mukabil Dançig korldorunun ela ge- girilmesi için İtalya da Almanyaya yardım edecek, Fakat reami İtalyan mahafili, bu Addiaları tekzip ediyor ve vaziyeti Şöyle -anlatıyorlar. İtalyanın maksadı. Arnavutluğu Hhak etmek değildir. İtalya, sadece Arnavutluğun İktısadi vaziyetini ele ulmak ve bu suretle, bu hükümetin Yugoslavya ile - İtal, ayrılık çizgisl teşkil « eylemektir. Bu da, ancak Arnavult- luğun küvvetlenmesi İle - mümkün olacağı İçin İtalya buna çalışıyor. Diğer taraftan Dançig korldoru me- selesi, İtalyayı, iddia edilen şekilde alâkadar etmez. Son rivayetlere karşı llılyıu ma- bafilinin verdiği cevap bundan Iba- rettir. Maamafih #ateş olmıyan yerde duman tütmiyeceğine ve her dumanın da bir yangına delüâlet etmesi lâzım- gelemiyeceğine göre, vaziyet bu za- viyeden göz Önünde totulmak ge- rektir. — Süreyya Küçük İtilâf Ve Fransa Cenevre, 17 — Fransiz Hari- ciye Nazırı M. Pol Bonkur, şu beyanatta bulunmuştur : “— Küçük itilâf hükümetleri Hariciye Nazırlarının dün yaptık- ları toplantı büyük bir ehemmi- yeti haizdir. Bu içtima küçük itilâfın iyi ve parlak bir teşebbüsü, merkezi Avrupada arzu olunmiya değer bir topluluğa doğru atılmış bir İleri adımı, bir sükün ve intikal blokunun - başlangıcı, Balkanlar ve Tuna memleketlerinin —bir arada toplanmasına doğru kuruk Muş bir basamak mahiyetindedir.,, İmparatorluk Meclisi Berlin, 17 — İmperatorluk Meclisi dün içtima etmiştir. Bu toplantıya ilk defa olarak Prusya hükümeti nezdindeki Alman ko- EEEEENNN UZUN HİKÂYE KA Dağda Başladı Bağda Bitti! KNN YAZAN. d Trad Kalabalıktılar, sesli bir renk İmesine benziyordular, otarduk- oda kahkaha fırtınası içinde Şalkalasıyordu. Yakut ağızlardan kopan bu bora penbe kulakları ya okşaya divarlara çarp yor Ye sonunda ılık, muattar bir hava Olup — tavandan yine © ağızlara tyordu, Nâzıme, bu beşeli meclisin en Parlak yıldızı idi: Gülen, güldüren, ğiran ve abağırtan bir yıldız. t kızlar, kadınlar bütün şeta- Tetlerini sanki ondan alıyorlardı. 'üylıdıkçı berikilerin ağzındaki 'ciler E“İlhnsu)ordıı_ © şüldül çe "r;d“! arının yanakları gülleşi- Nüzime, yirmi beş yaşlarında Yardı. Her yaş, İl:;" :lı:ıııhrıı Amerıka’dakı SON POSTA Suikast Amerika'nın Yeni Cümhur Reisi Ölümden Nasıl Kurtuldu ? Miyami, 17 — M. Ruzvelt'e karşı yapılan svikast hakkında şu tafsilât verilmektedir: Suikast yapmak istiyen Zangara, bir sıra- nın Üstüne çıkmış ve revolverinin namlusunu başka birisinin omu- zuna dayamış olduğu halde M. Ruzvelt'e doğru silâhını boşalt- mıya başlayınca halk “ Bu adamı öldürünüz, linç ediniz,, diye bağ- rışmışlardır. Birçok kimseler Zangaranın Üzerine doğru hücum etmişlerdir. Zabıta, mütearrızı halkın elinden büyük zorluklarla çekip alm:ş ve Zangarayı derhal hareket emri verilen bir otomobilin yük kona- cak yerine bağlıyarak ahalinin tehevvüründen kurtarabilmişlerdir. 35 yaşlarında olan Zangara, Patersonda çalışan bir yapı işçi- sidir. Patersondaki tuğla harma- nında çalışan arkadaşları Zanga- ranın sık sık şiddetli ve ileri giden iddiaları bulunduğunu söy- lemektedir. Zangara midesinden rabatsız bulunmaktadır. Alaıl hastalıkları mütehassıslarından bazısının be- yanatına göre bu hastalığın Zangarada bir tehevvür oöbeti hâsıl etmiş olması ihtimal dahi- llinde görülmektedir. Gazetelerin verdikleri tafsilâ- ta göre sivil zabıta memurları Zangaranın Patersondaki anar- şist grupuna mensup olduğunu bilmekte idi. Kömür Konferansı Varşova, 17 — Dotnıdııı doğruya nakliyat tarifesi yapıl- ması ve kömür meselesi hakkın- da toplanan Leh - Avusturya demiryollar konferansı mesaisini bitirmiştir. eee miserinin mümessilleri de Prusya murahhasları sifatile İştirak et- mişlerdir. M. T. — GRKERKULLAN gibi onun - biliür. endamın. bir parça daha pırlontalaştırmışt. Yine her geçen yıl bu yıldız be- dende yeni - bir Iıınııı. yeni bir hat yaratmış gibiydi. hıçkılınm gizliden gizli hırpılıyp geçen zaman onu tekemmül ettirerek, derece derece parlatarak geçmişe benziyerdu. Kadın kıskanç olur. Fakat ar- kadaşları Nâzimeyi kıskanmaz- lardı, imrene imrene severlerdi. Çüönkü o canlı bir çiçekti, pırıltı- larından nağme dökü'en bir mü- cevherdi. Bu ayarda şeyleri kadın- lar bile encak severler, lâkin k skanmar'ar. Bu çe © de onu şevk ile din- liyorlardı, hepsinin kulakları sabit bir pervane gibi Nâzımenin 1hk sesine bağlı idi. O, birçok nükte ve birçok kahkaha sarfetlikten Lâhey Adalet Divanı Azalari Groonland'a hakkında Danimarka ile Norvoç arasında bir Ihtilâ! çıktığını yazmıştık. Bu ihtilâfi Comlyetl Akvam tetkik ettikten sonra, meselonin halll- ni Beynelmilel Labey Dalmt Hukuk Divanına havalo etti. Resmimiz Lahey Divanı Azalarını gösteriyor. Sağdan itibaroa M. Fromajo, M. Urusyo, Von Esingo ve M. Vogt, Fransa'da Vergilere Karşı Grev Başladı Birçok Şehırlerde D kkanlar Kapandı Paris, 17 — İktısadi kurtuluş komitesi, 'mal! projeleri protesto makamında olmak Üzere ticaret ve sanayi erbabı arasında dün öğleden sonra bir grev tertip etmiştir. La Pe sokağında umum! bir şekil alan bu greve bilhassa sös - eşyası ticareti — yapanlar iştirak — etmiştir. Yiyecek satan mağaza ve dükkânlar ile lokantalar, kahveler İngiltere'de Grip Kurbanları Londra, 17 — İugilterenin ve Gal memleketinin büyük şehirle- rinde grip yüzünden ölenlerin m an son hafla zarfında hisso- lunur derecede azalm ştir. Evvelki bafta 1911 kişi ölmhş sonra ansızın yerinden fırlad : -— Çocııklll'. dedi, yaz geçiyor, biz halâ dağa çıkmadık! Şimdi berkes el çırpiyor, bu ihtarın vadettiği eğlenceli gezin- tiyi alkışlıyordu. Dımarllrdı sey- yal bir kanat gibi Çırpınan genç- kanlar, bötün © kalabalıkta uç: mak ıhlıy.ıcılllkillıî lamışlı. Hep- si, bilâ istima hepsi baykır. yordu. — Evet, evet, dağa çıkalım! Genç kızlar, düşünmezler, fa- kat çabuk karar veriler.JNazıme ile arkadaşları da Aİ""dagıııdı meh- tap 'seyretmek için bir anda mu- tabık kaldılar, iki tebessüm ve üç el çırpıntısı #rasında plânlar ni çizdiler, vazifeleri paylaştılar; Na- z me otobus tutacak, şehriye ye- mek getirecek, Bedriye bol ye- miş alacak, Mecide içilecek şey- leri temin edecek, Semra “gayri melhuz masrafları,, yüklenecek! Gezintiye iştirak edecek er- kekler zaten belli idi. Nâzımenin babası, Şehriyenin kardeşi, Bedri- yenin kocası, Mecidenin- Anado- ludan izinle stanbula ç elmiş olan- eniştesi Semranın nişanlısı. Ko- ve Gsinemalar umumiyet Üzere açık kalmışlardır. Paris muhitindeki mahallelerde bu greve riayet edenler az olmuştur. Herhangi bir hâdise çıktığına dair bir haber alınmamıştır. Taşrada da buna benzer hareketler hazırlanmıştır. Birçok şehirlerde mağaza ve dükkânların çoğu kapanmıştır. Içkı Yasağı Kalkıyor Vaşington, 17 — Âyan Meclisi içki yasağ nın kaldırılması lehin- deki takriri kabul etmiştir. iken geçen hafta -içinde 413 ü Londrada olmak üzere 1306 ölüm vak'ası kıydedılıııı|dr nudan komşudan - dişili erkekli nezzüh kafilesi yirmi kişilik bir yeküne yaklaşacaktı. Nazıme, kabul olunan kararın şerefine: * Yaşasın Alemdağ !,, Diye se- sini yükseltirken Semra hatırlattı: — Orhan Beyi unutmayalım. Bize şiir okur! Bedriye, iki elini havaya kalk- dırdı: — Muvafık! Öbürleri de ayni işareti verdi- ler yalmız şiir okuması için Orhan Beyi de listeye soktular, müte- akiben hülyalarını ağ zdan ağıza mübadeleye şiriştiler. Nazıme en yüksek ağaçlara *t rmanacağını, Bedriye, dağın zikzaklarını gezip bir kroki çizeceğiniş Mecide, sülünlere püsu kuracağını; Semra yapraklar Üstüne uzan p ortan- daki azameti dinleyeceğini söy- liyordu. * Alcmdıgı, yıllardan beri İs- tanbualu kucağına çağıran bir me- siredir. Yine yıllardan beri on binlerce kalbin esrarımı dinle- Nasıl Sevmeli? Çocuklarım:za mektepte Gw atamala'nın haritasını yapmasını öğretiriz de, nasıl sevebileceklerini öğretmeyi syıp sayarız. Halbuki bir çocuk bu haritayı yapma- makla ne bedbaht olur, na de hayatta geri kalır, Fakat sevme- sini bilmemekle muhakkak felâ- ketlerle karşılaşır. Hergün, aldığım birçok mek- tuplar okuyucularımın bu cibet yözünden büyük sıkıntılara düş- tüğünü —göstermektedir. Hepsi benden muhtelif meseleler için fikir danışıyorlar. Bütün bunlar sevdanın ve sevmenin ne oldu- ğunu ve nasıl yıpılqnğııı bilme- melerinden neş'et eldiyor. Bu yazımda bütün karilerime sevmenin esaslı şartlarını aolate mak istiyorum: 1 — Kendinize yapılmasını istediğinizi — sevgilinize — yapınız. Hayalinizi kullanınız. Kendinizi onun mevkiine koyunuz. O vakit onu rencide edecek sözler söy- lemekten, hareketler yapmaktan çekineceksiniz. Aşk kadar hayale muhtaç olan şey yoktur, 2 — Sevgilinizi ddnğıı gibi kabul ıdınız. Aksi takdirde onu sevmediğinize hükmediniz. Eğer sevdiğiniz zevkinize — uymuyorsa beyhude uğraşmayınız, kendinize başka kalp arkadaşı arayın'z. 38 — Tenkit etmeyiniz. Hata methedilecek taraflar ır.ıyıııı ve ona göre bareket ediniz. Aşkın Aarttığını göreceksiniz. 4 — Ona yücudunun sizin için bir ihtiyaç olduğunu hisset> - tiriniz. Onsuz yaşıyamadığınızı anladiğı gün o da size karşı lâ- kayt kalamaz. 5 — Oncun zevklerine, İstek- lerine hörmet ediniz. 6 — Sevgilinizi yola getirmi- ye çalışmayın z. O d’ a sizin kadar şahsiyet sahibidir. O da kendi hususiyetlerini muhafaza hakk.nı haizdir. Eğer onun bu hususiyet- lerini beğenmiyorsanız, sevmiyors sunuz demektir. T — Sevgilinize karşı samimi olunuz. Onun size tahakküm et mesine müsaade etmeyiniz. Her kadın hakim olmayı sever ve muvaffak olursa mağlüba karşı ipsafsız olur. 8 — Kadın — emredilmekten boşlanır.. Ona hakim olmağa çalışınız. 9 — Her vakit ona karşı nazik ve hörmetkâr olunuz. Kar din yalnız terbiyesizliği affetmez. « HANIM TEYZE miştir. Orıdıkl ağaçların dalla- rında sayısz gönül maceralarının tarihi uyur. Yerlerde sürünüp solan — yapraklar, heyâl — olmuş hakikatlerin matemini taşır. Hiç bir mesiremiz, bu dağ kadar gönül halinden anlamaz. Çünkü orada birbirlerini bulan gönüller, başka yerlerde duyulmayan bir ihtişamın sihrini almışlardır. Nazıme H. kafilesi de, İlk lâhzede bu ihtiyerlamayan sihri duydular, sepetlerini, seccadele- rini yere koymayı unutacak ka- dar derin bir meshuriyet içinde ağaç kümelerine baka kaldılar. Ormanın her yerinde oturmak, her ağacın irtifaıncan zevk almak ve her kuş sesinin döküldüğü yerde bir musiki sefası geçirmek istiyorlarldı ve hiç bir yer beye- nemiyorlardı. Orhan B., tecrübeli gözlerile kızların bu tama'kâr tereddütle- rini gezdi, Nazıme'nin yanna yaklaştı: — Ormanlar, dedi, romanlara benzer. Ortalarına varılmadıkça zevkine erilmez. Biz de içerilere, ta içerilere gidelim. ( Arakamnı var )

Bu sayıdan diğer sayfalar: