23 Mart 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

23 Mart 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BirHarp Tehlikesi, Arifesinde İnsan- ların Vaziyeti Avrupa devletleri, harpten ka- çiamak İçin her türlü çareye baş- vurur görünürlerken bir taraftan da bu harbi çekinilmez bir hale koymak için mümkün olanı geri bırakmıyor- lar, Zabiri refaha reğmen ortalıkta öyle derin bir wefalet var ki, böyle bir. meticsnin, ülem için müth'ş bir felâket olacağını tahmin etmek, büyük bir kâhinlik sayılmaz. Geçen gün, Voss'şe Çaytung namındaki Alman garzetesinde bir #ra yaz çıktı ki, bunları gördükten sonra yakın bir harbin ne müthiş bir facin alacağını görüp anlamamak mümkün değildi. Bu yazılar, muhtelif mektep hocalarına, talebe velileri tarafından gönderilmiş mektuplardır. Bu mek- tuplarda, çocukların, sık &ık - göze çarpan devamsızlıkları sebe kay- dolunuyor. Bu yazıya, — berabarce göz gerdirelim * “Yağmurlu günlerde oğlum Hans'ın mektebe devam — etmesi #mümkün değildir. Bunu, teessürle bildiriyorum, Çünki bugünkü vaziyette oğ'uma ayakkabı tedarik edebilecek - halde değilim. Çocuk için bir çift ayakkabı verilmesine dair mahallemizin bayır #emiyotine başvurdum. Ceyap beke liyorum. Sizin de bu müracaalı teyit etmenizi rica ederim.» Talebeniz olan çocuklarıma kitap ve delter tedarik edemiyorum. Beş çocuk babasıyım. Bunların Üçü kü> Çüktür. İkisi —mektebinize — devam ediyor. Kitap ve mektep levazımının bedava temini mümkünse lütfünüzü beklerim.,, *Gertrade bugün mektebe biraz yeç gönder'lmiştr. Mazur görülme-« sini rica ederim. Çünkü sabahley'n ağına atacık bir şeyimiz yoktu. Ço- cuğu aç göndermek istemedim.,, “Greçeni birkaç gündenberi mek- tebe gönderemiyorum. Müsamahanızı istirham ederim. Çünkü — çocuğun gişecik ayakkabısı kalmamıştır. Hal. buki ayakkabı tedarikl için pazartesi gününü beklememiz İâzımdır., İlah... Dünya bu halde ikea yeni bir harp faciasının patlak vermesi nasıl bir felâket doğurabilir, varın tasav- vur edin. — Süröyya AA TEFRİKA -Almanya' da Yeni Rejim Hitler, Bu İdarenin Diktatörlük Değil Millet Hâkimiyeti Olduğunu Söylüyor Berlin, 22 — Hükümet fırka» larının fikirlerini neşretmiyen gü- zeteler de dahil olmak Üzero, bütün gazeteler, - yeni Rayştağın açılma gününün Alman tarihinin | bir dönüm noktası olduğunu yaz- maktadırlar. Bu münasebetle sü- künla karışık bir sevinç içinde her tarafta şenlikler yapılmakta- dır. Bu şenliklerde hiçbir hâ- disa olmamıştır.. Gece büyük bir fener alayı yapılmıştır. Gece Berlin operasında M. Hitler he- yecanlı bir nutuk söylemiştir. Rayştağ Rolsliği M. Göring tekrar Rayştag rolsliğine intihap edilmiştir. Fon Papen'in Diktatörlüğü Berlin, 22 — Fon Papen'in Prusya başvekili intihabı muhak- kak gibidir. Yarın veya öbür gün intihap edilecektir. u?on Papen, ayni zamanda Alman başvekili muavini olarak kalacaktır. Fon Papen'in diktatörlüğüne M. Hitlerin de muzaheret etmek- te olduğu söyleniyor. Yoni Rejim Millet Hâkimiyetine Dayanıyor Berlin, 22 — Rayştağın açı- masında Reisicömhur Hindenburg ile Başvekil M. Hitlerin söyle- dikleri nutuklar, yeni rejimin maksadının bir diktatörlük olma- d.ğını, bu rejimin millet hâkimi- yetine dayandığını göslermekte- dir, Başvekil M. Hitler söylediği nutukta, dünya iktısat felâketinin galip ve mağlüp arasında fark gözeten mantıksız nazariyenin bir neticesi olduğunu ve bu yüzden Alman milletinin sefalete düştü- ğgünü ehemmiyelle kaydettikten sonra demiştir ki: “Bütün bu sefaletler esna- (Devamı 18 üncü sayfada) Almanyada ye- ni intihap edilen meb'uslar Rayş- tag binasının yanmasından som ra eski imparak torluk şatosunda toplandılar, Yeni meclisin — küşat resmi bütün Ak manyada tezahü: ratla tes'it edil- di, Zalxta kur vetleri, çelik miğferliler — şato- nun önünde ge- çit resmi yapt lar, Resmimiz ya- nan Rayştag bina- sının önünde çe- lik miğferlilerin yaptıkları geçit resmini göstermekledir. bir Yanan Rayştag Binası Önünde Geçit Rosmi İngiliz - Rus Münasebatı Moskova'daki Mevkuf İn- gilizler Tahliye Edildiler Londra 22 — Sovyet Rusya- nin bazı Banayi şehirlerinde ya- ılan İlhlîbl! dolayısile, bazı giliz tebasının Moskovada tev- kifi yüzünden, çıkan heyecan devam etmektedir. İngiliz vefiri, Sovyet Rusya nezdindae yaptığı teşebbüslerde, İngilizlerin mevku- fiyetleri devam ederse bundan İngiliz-Sovyet münasebetinin mü- teessir olacağını ve Ticaret mua- hedesi müzakerelerinin tatil edi- leceğini bildirmiştir. Bu teşebbüs- lerin neticelenmek Üzere olduğu zannedilmektedir. Daha şimdiden maznunların tahliye edilmiş olduk- ları anlaşılmaktadır. Mevkuf İngk liz mühendisleri muhakeme edik dikleri takdirde muhakeme alen! olacaktır. Bir Yangın Faciası Roma 22 ipella'da, dört çocuk ana ve babal birlikte bir. kulübe içinde dirl d'ri yanmışlardır. No 25 — BKKK İHTİYAT ZABİTİ ROMAN LA Moberiri: Kudüs'ten Tellüşşeria'ya ka- dar tren yo'culuğu — rahattı. Gazze bu İstasyondan sağ deniz istikametine düşüyor. —Yürüyüş koluna adeta — klavuzluk eden menzil zabiti: — Gündüz buradan geçmek pek emniyetli değildir, dedi. İn- giliz, tayyareleri vakitli vakitsiz keşfe çıkıyorlar. — Bizimle beraber gelen ta- buru hareket ettirdinizmi, dedim. — Hayır, o tabur üçüncü fır- kanındır. Fırka merkezi Tellüşşe- ria'da! — Gazze'de epey kuvvet var- mı? - Oldukça. Topçu, makinalı tüfek kıt'aları kuvvetlidir. | Kafilede iki de Alman küçük zabiti var. Bunlar uzun menzilli Alman topları için geliyorlarmış. Çoktanberi bayvana binmedi- ğim için kalp nakliye beygiri Östüude kemiklerim ağrımıya baş- Bürhan Cahit K EEMEEEUN Tamıştı. Bereket ağır gidiyorduk. Mülâzım Komal İngilizlere şimdi- den kızıyordu: — Münasebetsiz herifler di- yordu, işte Mısıra hücum etme- dik, rahat battımı, buralara ge- lecek ne var, Sanki Çanakkale'de ağızlarının payını almamışlar gibi. — İngiliz inadı azizim, dedim. O kapıyı sökemedi, burnunu bu- raya sapladı. — Onu da kırarız elbet! Nihayet (Gazze) nin bahçeleri başladı. Havada çok güzel bir kaku vardı. Bahçeler arasından geçer- ken bu koku artıyordu. Menzil tabiti ; — Şirin yerdir, dedi, Mey- vası, çiçeği, suyu bol Fakat de- nizden, cepheden boyuna ateş yer. Mülâzım Kemal şaka etti: — Kadınları — nasıl — azizim, onu da söylel ı> ları var. — ae — Güzel. Boyaz arap kadın- Fakat Tellüşşeria'dan gelen Yahudi kızları daha ya- mandır. Nihayet Gazzoye güneşle be- raber girdik. Fırkadan aldığım emirle beni 125 inci alaya yermiş'erdi. Alay karargâhı Gazzede, Mülâzım Ke- mal de 79 uncu alay emrine geç- mişti. Öteki arkadaşlar Tellüşşe- ria'da Üçüncü fırka emrinde kaldılar, Geceyi at Üzerinde uykusuz geçirmiştik. Fakat artık seyaha- tin son noktasına geldiğimiz için yorgunluk duymuyorduk. “Derhal alay kumandanına çık- tim. Beni nezaketle kabul etti ve ikinci tabur birinci bölük kuman- danlığına tayin etti: — Birinci bölük çok kuvvet- lidir. Hemen hemen bütün bölük İstanbul efradıdır. Yalnız kalmış sayılmazsınız. Harp görmüş asker» dir. Tabur kumandanınız da kıy- metli bir askerdir. Çok muhare- be görmüştür. Hemen kendisini görün ve bölüğü teslim alin. Dedi. Biz talimgâhta iken en çok *uklıığınuı kıtaya — çıktığımız zaman aksi, sert bir tabur ku- mandan'na düşmekti. Çünkü biz- den evvel kıtaya ayrılan çok ar- kadaşlar bundan şikâyet etmiş- lerdi. Halbuki biz talimgâhta alay kumandanına kadar bütün kumandanlardan sırasına göre en samimi arkadaş muamelesi gör- miye alışmıştık. Alay kumandanının bu neza- keti ve tabur kumandanı hakkın- da verdiği bu haber beni pek sevindirdi. Tabur karargâhı Gazze'nin hemen on dakika ilerisindeki eski bir köşkte idi. Mülazira Kemalle akşam zeri bizim alay karargâhında buluna- caktık. Tabur kumandanını Gazze'ye gelirken yolda gördüm. Yanıma verilen asker: — Yüzbaşı Bey geliyor! Deyince işi anlamıştım. Görünüşte temiz, sakin yüzlü bir adam. Pek genç değil. Hemen vaziyet aldım. Emrimi verdim. Beni şöyle baştan aşağı bir süzdü. Sonra güler yüzle elini uzallı. — Haydi karargâha dönelim de konuşalım. Gönül İşleri Karilerin Suallerine Cevaplarım Ankarada S. G, M. N. Boyo: Sizin müşkülünüzü arkadaşınız halledebilir. Mademki size bu kadar büyük iyilik yapmıştır. Demek ki Yedakârlıktan kaçmı» yan, sizi seven bir dosdtur. O halde ona samimt surette açılır ve ondan yardım istersiniz. Eğer sizi haklı bulursa, elbette sizin tarafınızı iltizam eder. O vakit beraber yürür, davayı kazanır« Posnız. Yok, arkadaşınız da - öte tarafa iltihak eder de sizi haksıa bulursa, o balde düşüncenizde | yanıldığınıza hükmederek evinize dönünüz ve mes'ut olmıya çali« şınız. Her halde bu İşte mahre- miniz ve rehberiniz arkadaşıntz olmalıdır. * Kadıköyde H. L. Hanımas Balisettiğiniz şartlar sizin için müsaittir. Evlenip mes'ut olabk lirsiniz. Tereddüt etmeyiniz. * B. K. 29 H. T. Kadına bu mülâkatlara deva- mı tavsiye etmem. Evli bir kadın için bundan büyük tehlike ola- maz. Bir gün kocası farkına vas rır, evi yıkılır, o vakit akibeti ne olur bilinemez. Size de evli bir kadınmı yuvasından mahrum etmeyi tavsiye edemem. * Istanbulda K. D. Hantma: Mektebini bitirmemiş bir gen- cin vereceği cevap bundan baş- ka türlü olamaz. Ailesi razı | da olsa, siz razı olmamalıs- nız. Mektebi bitirip mesleğinde iş yapmıya başlamadıkça bir yggençle övlenilemez. Onun mak- sadı ayrılmak olmiyabilir. Fakat her halde evlenmesine de imkân görmüyorum. — Vaziyetinizi — ona göre muhakeme edip, hareketk- nizde ihtiyatlı olunuz. x4 V. Y. Beye: Mektup bekleyiniz gitmekte acele etmeyiniz. HANINTEYZE 4 — ——— Bahçe içindeki köşke girdik. Yüzbaşpı beni Ust kattaki o sına çıkardı. ; — Evvelâ vaziyeti anlatayım. Dedi. Ve büyük bir pafta üzerinde izahbat vermiye başladı: Ş *— İngiliz'lerle aramızda se- kiz kilometrelik bir saha var. Bizim ileri karakollarımız tahki- matın Üç kilometre ilerisindedir. — Cephede iki alay, sekir makineli “tüfek bölüğü, dört batarya uzun | menzilli top, dört batarya | sahra topu vardır. Makineli tü- | fekler Almanların İdaresindedir. | Sahra — toplarında — Avusturyalı topçu zabitleri vardır.. Mevki kumandamı kaymakam ( Tiller ) sert bir adamdır. Fakat hırp+ etmesini bilir. Şimdi biraz da waziyetini alatayım. — “İngiliz — suvarisi — arasıra ateş menziline kadar sokulur ve derhal ric'at eder. Bizim keşif | taporlarına — uazaran — İngilizler | kuvvetli tabşidat yapıyorlar, Me- İngilizlerin | selâ Londralı İngiliz hassa piyas | delerinin de bu cepheye gönde- | rildikleri - söyleniyor. Her halde | bir taarruz yapacaklar. Bir de bunu — bekliyoruz. * (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: