13 Temmuz 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

13 Temmuz 1933 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bayklk I Dünya Hâdiseleri I Yirminci ÂAsırda Bir Hortlak Bir müddetten beri Meksika- nin merkezi olan Meksiko şehri şoförleri dehşetli bir heyecan için- dedirler. Çünkü ele avyuca — sığmı- yan bir adam vardırki otomobile biniyor, uzun mesafeli bir adres veriyor. Otomobil bu adrese ge- lip de otomobilin kapısı açıldığı zaman içinde kimse bulunmıyor. Şimdiye kadar bu garip müşteri yirmiden fazla şoförü dolandır- mıştır. Uzun boyludur. Hal ve tavrı biraz gariptir. Gayet şık giyinmiştir. — İşin tuhafı şudur ki, çok defa, bu müşteriyi alan otomo” billerin geçtikleri yollar, dakikası dakikasına tesbit olunmuş ve hiç otomobiülden — kimsenin ü görmemiştir. Dolandırıldık- larımı idâiı eden şoförlerin aklı yerinde, cesur insanlar olmaları- na ve herhangi bir yalan da mevzuubahs olamıyacağına göre, vaziyet hakikaten anlaşılmaz gö- ;hllyur. Mîıhik. zabıtası, değil üviyetini; bu esrarengiz adamın izini bile bulamamıştır. Bütün Bir * Amerikıırın içki yasağı ka- nunu, bu kanunu yapan adamın — ismine lğıi; egiıe::k a olstea nunu Kurbanları! | diye anılırdı. Son intihabat ile içki — yasağının kaldırılması lehinde vey veren halk, bu kanunu da idama mahküm etmiş oldu. Amerika birleşik devletlerden mürekkep olduğu için bu devletlerin teşki- lâtına göre, bu kanun da bazıla- rından kaldırılmıştır; bazılarından da kaldırılmak üzeredir. Henüz muameleleri — yapılıyor. Yasak işlerini idare eden dairede çalış- makta olan M. J. Volsteac da, “ yeni iktısadi politikamn kurbanı olarak vazifesinden ayrılmak mec- buriyetinde — kalmıştır. Şimdiye kadar yasak lehinde bulunan cenup hükümetleri de, birdenbire vaziyetlerini değiştirerek hep bir- den yasağın kaldırılmasına taraf- tar olmuşlardır.. Çünkü cenup mintakasında birçok zenci amele vardır. Çok içki içen bu amele- den hayır gelmiyordu. Fakat asak zamanında, kaçakçılığı bil- iı'ııı bunlar yaptıkları için, va- ziyet, aksi —petice — vermişti. Şimdi, idare edilmek suretile içkinin — makul — bir — surette içileceği ve bu suretle gerek vu- kuat çıkmasına, ge k çalış- maya tesir etmesine imkân hasıl olrmyacağı ümit ediliyor. Bu ümit iledir ki cenup hükümetleri, son * zamanda, top yekün içki yasağı- nn aleyhtarları safına geçmiş- lerdir. * Mqhur Alman zengin ve sanayicisi Thyssen bir !nü_d_detpev_vel bir man Zengi- | işti. Büyük 'e ine Tecavüz| kantalardan birin- de yemek yerken içeriye, kıya- fetlerinden —orta halli insanlar oldukları anlaşılan üç genç gir- miştir. Bunlar, yanında iki kişi daha — bulunan meşhur - zengin Thyssen'in yanına yaklaşmışlar- dır. İçlerinden ikisi, garsonların müdahalesine set çekerken, üçün- eüsü, Thyssen'e bazı şeyler söy- lemiş, aldığı cevap üzerine iîci tokat atmıştır. Thyssen ve gerek arkadaşları bu harekete muka- bele etmemişler, mütecavizler de eldikleri gibi çıkıp gitmişlerdir. rin Almanyadan kaçan Ya- hudiler — oldukları zannolunuyor. Hldisz_nhı ehemmiyetine nmazarı dikkati celbetmek için Thyssen'in başlca W inlerinden biri olduğunu bilmek kâfidir. y di ALA y f KĞN B SD FT K SON POSTA İnsanlar: Hürriyet, Hü Diye Can Verirlerken!.. Dünyada hiçbir. cemaat yok- tur ki kendisine hürriyet ve onun daha geniş bir şekli olan İstiklâl verilsin de memnun olup kabul etmesin. Fakat, bugün, bu kai- denin ilk ve galiba son istisnası- mi, Filipin adaları halkının bir Filipin adalarının azun zaman merkezi olan Bdyyo Amerikan teklifine karşı takın- dığı tavru hareketle — görüyor ve hayret duyuyoruz. Filipin adası halkı, Amerika milletinin kendisine vermek iste- diği istiklâli istemiyor. Niçin mi diyeceksiniz? Anlatalım; Filipin adalarından bir- kısmı, pek eski zamanda, Portekizli Ma- jellan tarafından keşfedilmiş, panyol hâkimiyeti altıma girmiş- lerdi. Bu hâkimiyet 300 seneden fazla sürdü. Filvaki bu idre adalara medeniyet getirmedi değil. Ayni zamanda © zanmanki İspanyol idaresinin bütün zulüm ve deh- şeti de halkı epey hırpaladı. Bu arada, adalarda, İspanyol idare- sine karşı yirmideden fazla kanlı isyanlar oldu. En sonuncu isyan, İspanya ile Amerika arasında vukua gelen 1898 harbi esnasın- da patlak verdi. Amerikalılar adaları işgal ettiler. Sulh mua- hedesi yapıldığı zaman ise İs- panyollar % milyon dolar mu- kabilinde — Filipinlileri Amerika- hlara sattılar. Maamafih Amerikalılar, Fili- pinlilere istiklâl vereceklerini da- ha adalara yerleşirken vadettiler bunun için de ada halkının kendi kendisini idare edeceği zamanı mühlet olarak tayin ettiler. Buna rağmen Amerika'lılara karşı da hiış-'!';kım isyanalar başa gösterdi. Her nekadar adalarda, bugün bir Meb'usan bir de Âyan meclisi mevcutsa da Amerika, Filipin'lileri medeni sahada kâfi derecede olgun görmedi. Derken Vilson'un möşhur 14 maddesi ilân edildi. Filipinller, bu beyannameye. isti- nat ederek 1930 da Amerikaya müracaat edip onu, sözünü tut- mıya davet ettiler. Nihayet 1932 senesinde Filipin adalarına istik- lâl verilmesi karar altına alındı. Bu kararı veren Amerikan meclisi idi. Amerikan hükümeti ise, başta © zamanki Reisicümhur M. Hoover olduğu haldep Filipinlilerin istiklâ- line muarızdı. Nitekim, bunu bir veto ile meclise bildirdi. Fakat meclis, reisicümhurun reyini din- lemedi, noktai nazarında ısrar etti. Maamafih Amerikan meclisinin bu kararile beraber ada halkının ti, ilânihaye, — Filipin adalarını donanması için bir deniz merkezi olarak kullanmakta devam ede- cekti. Onun bu istifadelerine mu- kabil Filipin halkının kapıları çoktu. Bir defa, Amerikadan ay- Filipin Adaları Ahalisi, Verdikleri lstji_kljâ_lij_ste_miyorlar İ | ilk sızıltları da baş gösterdi. Çünkü, Amerikan meclisi, Filipin adalarına kayıtlı bir istiklâl veri- yor, bunun için de on senelik bir müddet koyuyordu. Bu müd- det, bir tecrübe devri olacaktı. Bundan başka, Amerika hüküme- Filipin ad 'arı askerlerinden — bir müfreze rılan bu adalar, Amerikaya eşya ve mal sevkederlerken gümrük vereceklerdi. Halbuki, şimdi böyle bir kayıttan —muaftırlar. Daha pinliler, istiklâle kavuştukları zaman, ğ Japonların sonra, Filipin adaları dünyanın en fazla şeker yapan merkezle- rinden biridir. Senelik istihsalâtı 1,000,000 tonu geçer. Bü şeker- ler de Amerikaya gümrük vere- rek girecektir. Daha sonra, Ame- rikaya serbest gidip gelen Fili- Amerikan muhacir kanununı tâbi olacak ve her sene, ancak muay- yen miktar insan göndere bile- cek;scrdir. ğ ı' ö ütün bunlar gösteriyor Filipine verilen isâd"ıl,n;ilî ol maktan ziyada lâfzidir ve ada halkının — aleyhinedir. 80 — bini hıristiyan, İl milyonu yerli ve bunun kısmı azamı müslüman olan Filipinliler, bu yüzden Ame- rikalılara karşı dehşetli kızgın- dırlar. Bu mesele hakkında, kat'i karar ancak bu sene sonunda verilmek lâzımgeldiği için, iki taraf müzakere halindedir. O vakte kadar belki bir anlaşma zemini bulunacaktır. Bulunmadığı takdirde, Filipin adaları ahalisi- nin, kendisini bu derece fena bir surette istismar eden Ame- rikan aleyhinde Japonyaya te- veccüh etmesi ihtimalleri çok- tur. Esasen — Filipin — adaları, ötedenberi göz dikmiş — oldukları bir mınta- kadır. Böyle bir hal vukuunda, bunu bir ganimet bilecekleri muhakkaktır.. Onun içindir ki Amerika ile Japonyayı şimdilik biribirinden ayıran birçok men- faat farkma, şimdi, Filipin adası- mnın vaziyeti, bir yenisini ve mü- himini daha ilâve ediyor. DS RER LA Garbi Trakya gençleri bir müsamere esnasında İskeçe ( Hususi ) — Türk içti- mat inkılâbını her sahada adım adım takip ile o iz üzerinde yürü- yen Garbi Trakya'nın Türk genç- ol a b Garbi Traî;yâığ—îğtimâî Ve Siyasi ayat... liği geçenlerde Gümülcine'de bir toplantı yapmışlar ve “ Gümilcine Gençleri — Yıldızspor — kulübü ,, ismi altında bir gençlik teşekkülü vf LA lE v KEĞR u ö Ca LA Sar Üa F İREL A l y DK rriyet! — ——i a A A e — — —— ——— —— — —. ——— — vi Kari Mektupları (İKindehrek 'Karyesi Mektep Amerikalıların *stiyor Kelkit kazası 108 parça köyü ihtiva etmektedir. Arazisi münbit, suyu ve havası gayet lâtiftir. Aha- lisi umumiyetle ziraatle meşguldür. Bundan tam elli sene evvel bir medrese yapılmıştı. Bu medresşe sonra mektebe tahvil edildi. Ve beş sene evvel bu beş sınifli mektebimiz lâğvedildi. Kindehrek ismini taşıyan karyemizde 700 ü mütecaviz nüfus vardır. Fakat bu mektebin lâğvi üzerine çocukları- mız tahsilsiz kalmıştır. Bu hususta Maarif Vekâletinin nazarı dikka- tini celbederiz. Samsunda misafireten mukim : Hakkı Beykozda Ekmek Mesolesi Halledilmelidir Beykozda eskiden ekmek fırın- cıları arasında rakabet vardır. Bu yüzden ekmeğin iyi ve pişkin ol- masına dikkat ediyordu. Fakat ne oldu bilmiyoruz. Galiba fırın- tılar bu rakabetten vazgeçtiler ve aralarında birleştiler. Bunun üze- rine ekmekler hamurlaştıkça ha- murlaştı. Yenmiyecek bir hale geldi. Ayni zamanda fiatlerde birdenbire 60 para yükseldi. Bu vaziyet karşısında halk kendi başının çaresine bakmağa ve İstanbuldan ekmek getirmeğe, bazı esnaf hariçten ekmek getir- tip satmağa başladı. —Esnafın hariçten — getirdiği — ekmekler has ve ucuzdur. Şimdiye fırın- cılar bir teşebbüs yaparak bu esnafın hariçten, ekmek getirme- sine de mâni olmak istiyorlar- miş... Halkın ekmek meselesi herşe- yin başında gelir. Alâkadarlar bu meseleyi mutlak surette halletme- lidirler. * Beykozda : Nurettin Hâlâ Cevap Yok 25/8/932 tarihinde teahhütlü bir mektupla Ankarada Evkaf Umum Müdürlüğüne bir istida gönderdim. Posta idaresi bana 29/8/932. tarihli bir tesellüm il- mühaberi getirdi. Bundan anlı- yorum ki istidam Evkaf Müdür- lüğü tarafından alınmış ve mua- meleye konulmuştur. Fakat ara- dan aylar geçtiği halde Evkaf Müdürüyetinden bir cevap gel- medi. Alâkadarların nazarı dik- katini celbederim. , edikpaşada Sacaç İshak çe T gelikiişlerdir. ' Küha'bün vücude zamanda, kulübün musiki ve spor kısımları dikkate değer bir mu- vaffakiyet göstererek ilerlemiş- '""Ğ—î;ç. hafta külüp tarafındı n a p tarafından bir aylık bir hazırlıktan sonra bir müsamere verilmiş, bu münasebetle Erenler piyesi temsil edilmiş, yine kulüp musiki takımı muvaffakıyetinin eserlerini 1spat ettiren parçalar ç.ılı.nış“ ânik İntihabatı — Münasebetile Selânik intihabatının Venizeles fırkası tarafından kazı:nılıîııaı. A: geceyi — telgrafhane - kapıların bekliyerek ğ::iren halka bildiri- lince, büyük bir ekseriyeti Veni- zelist meylinde bulunan bu halk tarafından memnuniyetle karşı. lanmıştır. Trakya meb'usları da beraberlerinde taraftar ve pro' pagandacıları olduğu halde Selâ- niğe gitmişlerdi. Maamafih, bü - netice meclisin umumi vaziyetine — bir tesir yapamıyacağı için fazla- ehemmiyeti haiz değildir. — 44

Bu sayıdan diğer sayfalar: