5 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

5 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Salıdan Salıya Fen İlerliyor Günden güne fen ilerliyor; günden güne yeni İcatlar, yeni keşiflerle “karşılaşıyoruz. — Fakat bütün bu keşifler, bötün bu icat- lar fennin terakkisine delil ok makla beraber insanlara hiç fay: dası dokunmuyacak şeyler.. — Tuhaf şeyl. kın hal Bakın gazı sayfasında bir başka ha var: Filân kişi yüz bin kişiyi bir ada -_..l.:._. bir madde keş- ı.ı..n___ıı—âıi mü? Sevinciniz kar- Şimdi siz takdir edi. t terakkisine .!ıı.__.._h .H_"_.._.. .—rh_.__ mı lâzım? ler zehirin panzehirini mak iyi şeydir; fakat her v."H hirin bir rini bulmak fena,, Halbuki fen panzehiri bulunca derhal onun aramıya kak kıyor.. ve sonunda malüm. Ezki bamam eski tas kalıyor. Ah şu fen adamları sözümü meli.. biç biri benim gibi düşün: e 5 'en ilerliyor. Fakat İilerli fenden edilen istifade kadar ve rar da görülüyor. z Böyle olduktan sonra, keşki İmasaydı diyeceğim geliyor.. Şairin söylediği: “Bir gün yapacak fen şü siyah toprağı Altın “ Hersey L k inandım , Sözü, doğru çıkacağına inanırım sarak Ve köndğe bir gey yan Bir gün fennio altın yaptığı n siyah ği fen tekrar top- " " parar ola fenci efendileri Pazar Ola İ Horoz meğinde Ötelci hak verdi: Hasan B. on dostuna sordu: nasıl unutur,. senedir o bana cicim kersin, gönderirim. hemen yarın çekerim | Kusura bakmayın kafam kızınca ; Bu mevsim malüm ya yazdır efendim! Tepemde açılmış sanki bir Saçlarım dökülmüş, dazdır Söglemek huyamdar, dilim baca, efendim ! pek durmaz, 'nde rahat oturmaz. b t Hasan Bey otelde akşam ye- horoz yemişti. sabah otelciye şikâyet etti: — Bütün gece uyuyamadım. Yediğim horoz beni rahatsız etti. — Ah o öyledir. Hasan Bey, sağken de her gece sabaha kadar öter beni rahatsız ederdi. Böylesi De JH_.::_._.M: — Vallahi unuttum.. — Yahu insan karısının adını — Basbayağı — unuttum, ı—n. 'eki kocacığım, ilk telgrafı PAZAR OLA HLASA keneresaserera eee AA RAA AA AA MA s A l ea ada ee AAA r AT A AAA DA RA AAA AA RA AAA Y YA sAAmAn .. NIBEY | Tahdidi Teslihat Meselesi — Birdenbire fazla ateşlendi, önüne bulut gelmezse buzları eriteceğe benziyor. Ertesi tercih ediyor. dan birine otomobile ben tek taşlı yüzüğünü - sattırdı 'onun parasile mi yaptırdı? ÇETİR YİYATRSSU — Kanm artık otomabile bin- mek istemiyor, daima tramvayı — Tasarruf olsun diye mi? —Hayır sinema — yıldızların- binmeyi menetmişler.. Karım da o sinema yıldızı ne yaparsa onu yaparanş! — Ya, bunu yaptıran adam Kazma Kuyuyu Bir zamanlar Hasan Bey | bir bakkal dükkân — açmıştı.. yanında bir de çırak vardı.. Bir gün Hasan B. bir yere gitti. çırak iki saat kadar dükkânda | kaldı, — müşterileri — idare etti. | Hasan B. geldiği zaman çırağa sordu: — Şu- kurtlu, — kokmuüş bir Parça kaşar peyniri - vardı, kim aldı onu?.. — Bizim “evin — karşısındaki hocafendi. aldı. © bir senelik yumurta- Ki bozuk Ona canım. diyorum. adımı Tek Taş geee söylediğim yok ki aklımda kalsın! | — yi L ç t mey- Yarın danındaki dikilitaşı seyrediyordu: Ka latan B. seyahate çıkı ordu, M unu yapmak İçin . Bune ok KE İ ğ k5 kaç taş sarfedilmiştir.. | maz İştir. Keşke satmasaydın be — Eğer, dedi, ihti, i d benü bi bleref "M — Bir tek taş Hasan Bey.. — | çocak?. — Neden Hasan Bi?. — Akşama ben hocafendiye yemeğe davetli idim, evlâdımi?.. da TRAJEDİ Kısmı. BES ' Balık Balıkçı anlatıyordu : — Bir gün ben Marmarada bir balık tutmuştum, tam bin kilo gelmişti. Hasan B. bu 'sözde biraz mü- balâğa hissetti: — Dur azizim, dedi, ben de söyliyeyim, bir gün Bahrisefitte bir balık tutmuştum. — Herhalde bin kilo getmi- yordu.. — Bin kilo da bir şey mi arizim sudan çıkar çıkmaz deniz 'on metre daha alçaldı Baklava Hasan B. baklavayı severdi. Bir akşam xziyafette baklava gel diği zaman baklavanın hemen hepsini kendi tabağına boşaltır 3 davetlilerden biri sabredemedi: ——— Hasan Bey hiç istifini bozmadı: y zı_wn_.—.:. benim — kadar değil! .—“_—. baklavayı iştiha ile yeme- Hasan Bey boks dersi alacaktı. Bir boks muallimi buldu. Derse başlamadan muallim sordu : — Siz şimdiye kadar eldivene leri elinize giydiniz miydi? — Evet Muallim Efendi, bir Çocuğun yanakları kapkarmızı idi; Hasan Bey: Biraz evvel annesi iki yanağına tokat vurmuştu. Ne Bekliyoruz Lokantada — kargılıklı yemek yemişlerdi Hasan Bey sordu: —— — Garsonu — çağırıp — parayı verdin mi? — Peki öyleyse ne bekliyor — ruz? Gidelim! AANAAAARARARARAAAAAARAAAAR Ağam İçimde dün gibi bugün de el'an Ne keder, ne de gam goktur be ağam! Bir şeye üsülmem ömrümde bir an; Zevkimi hiç sorma çoktur be ağam! Nen var ki ağlarsım, bilemem vallah, Dünyanın gamından sana ne ağam! ndür. varulup vurmaz, Sasarsam bazen de nazdır efendim Bağırsam, çağırsam, Elime bir yerden bir Söylersem hafifçe hem Uçacak duyanlar sanki kanatlı Bu dahl bir ince sazdır efendim ! ! #ürültü yapsam ; sopa Bununla durmayıp dört -..“e Garrelr Hoş görün ödeta cazdır efendim ? P.O.H.B. Şaşarım, ne olsa diyorsun eyvah ; Bakıver sen de keyfine ağam ! Bir şeyi yaparken düşünme derin, Derine düşünce çıkmazsın ağam! Boşuna geçiyor yazık; günlerin, Çalışmak tatlıdır. bıkmazsın ağam! Nedense tahammül etmeyip zora, Hayale inanıp coşma be ağam ! Evdeki bulgurdan olursun sonra, Dimyata pirince koşma be ağam b P. O.H. B.

Bu sayıdan diğer sayfalar: