7 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

7 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Antalyada Kuraklık Tehli- kesi Kalmadı Antalya, (Hususi) — Vilâyeti- (mizin sahil kısımlarında mart ve | nisan ayları kurak — geçmiştir. Son yağan mülâyim yağmurlar | köylerimizin yüzünü güldürmüştür. Mahsulâtın feyiz ve — bereketi Gzerinde şayanı memnuniyet fa- ideler — görülmektedir. — Bundan evvel vaziyet endişe tevlit etmiş “idi. Kuraklıktan — tarlalar kuru- muştu, Ükbahar nadası hafriya- t da tatile uğramıştı. Son gün- leri aheste ve fasılalı yağmurlar topraklarda tav yapmıştır. Bunun neticesi olarak erken yapılmış madaslara susam ve misir ekile- bilecek — demektir. — Vaziyetten köylülerimiz —azami — istifadeye çalışmaktadır. Bir taraftan geri kalan nadaslarını hazırlıyor diğer taraftan yazlık zeriyatlarını ta- / mamlıyorlar. Yayla kazalarımız- da mezruat sıkışık vaziyette- dir. Bugünlerde yaylalarda nafi yağmurlara — intizar olunuyor. Mevsim kendisinden beklenen bu lütufkâr yardımı esirgemezse bu sene — mezruattan — ehemmiyetli faideler iktıtaf olunacaktır. | Bu ay içinde İstanbula, İzmire | mühim miktarda arpa, buğday, susam sevkolunmuştur. — Antalya | unları İneboluya kadar sevkolun- | maktadır. Her haftaki vapurla İzmire, Çanakkaleye, İstanbula ve diğer memleketlere binlerce çuval un sevkolunmaktadır. Ls Diyarıbekirde Bir Mahküm Mahkemeye Götürüldüğü Esnada Kaçtı Diyarıbekir, (Hususi) — Ge- çen sene karısı Haticeyi öldür- düğü için on sekiz sene ağır hapse mahküm olan Alipaşa ma- hallesinden Zülfükar oğlu Şiho #irar etmiştir. Şiho esrar içmekte — we hapishane arkadaşlarına sat- | o makta imiş. Bunu haber alan gardiyanlar gizlice takip etmişler ve bir gün arkadaşlarına esrar satarken yakalamışlar ve ihtisas mahkemesine vermişlerdir. Şiho | ihtisas mahkemesinde helâya gi- ,deceğini söylemiş, — aptesaneye götürülmüş ve oradan savuşmıya muvaffak olmuştur. Şihonun kar- deşi Hacı da beş sene kadar evvel bir adam öldürüp Suriyeye kaçmıştı. Şiho takip edilmektedir. Yakalanacağı muhakkaktır. Diyarıbekirde Bakalorya İmtihanları ! Diyarıbekir (Hususi) — Köy | mektepleri derslerini mayısın on ikisinde kesmiş — ve mayısın on yedis'inde bakalorya imtihanları bitmiştir, Beş İlkmektep dersle- rini haziranın yedisine kadar de- ! — Vam ettirecekler yedisinde ders- leri kesip imtihanlarımı haziranın | ©n beşinde bitireceklerdir, Sanat- lar mektebi — derslerini mayısın W,unde kesmiş ve memle- | ketlerine gidecek olan talebeye müsaade etmiştir. Bu mektebin bakalorya imtihanları da hazira- mın birinde başlamıştır. Lise birinci deı:ı;r bukalorya sınıfı derslerini mayısın 21 ; diğer — smıflar inde ı:::. mişlerdir. — Bakalorya — imtihan- ları lisede de haziranın birinde başlamıştır. Bakalorya imtihanla- rından henüz ne kadar talebenin muvaffakiyetle çıkacağı belli de- gildir. ş Bu Sene Gaziantepte Zeytin Yok, Fakat Fıstık Pek Boldur Gaziantep, (Hususi) — Şeh. rimizde günler- denberi — yağan feyizli — yağmur- lardan sonra so- ğugun şiddeti tamamile zail olmuş yerine ga- yet mutedil bir hava ile baharın füsünkâr kokusu yayılmıştır. Yağ- mur yağmadığın- dan endişe et- mekte olan çift- çilerin yözleri - gürmüştür. - Yağ- mur yağışı ve devamı köylerde davul ve zurna ile tesit edilmiş, bu münasebetle eğlentiler - tertip olunmuştur. Mevsimin müsaadesizliği dola- yısile haftalardanberi şehir hari- cine çıkamıyan halk mesireler hücum etmeye başlamıştır. Me- Konya - Bolvadin Arasında Bolvadin (Hususi) — Bolva- dinle Konya arasında işliyen oto- büsler haddi istiabisinden fazla yolcu almakta ve maalesef kon- troldan azade bulunmaktadırlar. Devam eden yağmurlar yok- larda ufak tefek hasarlar yaptığı için tıklım tıklım dolu olan oto- büslerde çok müşkülât çekilmek- tedir, Kaşta Nüfus 23 Bine Yükseldi Kaş (Hususi) — Dahiliye Ve- kâletinin emrile kazada nüfus işleri düzelmiştir. 1927 tarihinde 19 bin 644 nüfuslu olan kazamız bu sene 23 bin kişiye yükselmiştir. Ziraat, çiftçi, ticaret memle- keti olan Kaş, bu itibarla mebus çıkarabilmek hakkını kazanmıştır. Poyrazköy Camisinde Kaçak Tütün Salihli - ( Husust ) — Poyraz köyünde, köy camiinin tavanı arasında hususi şekilde yaptırılmış sanduka içerisinde, on yedi denk yaprak ve dört teneke içinde kıyılmış tütün bulunmuştur. Bu tütünlerin ayni köyden Hacı Hü- seyin oğlu Ever Ef.ye ait olduğu anlaşılmış ve kendisi yakalanarak | İzmir İhtisas mahkemesine sev- kedilmişlî.r_. l 1— Antalyada jimnastik şenlikleri pek kalabalık bir seyirel kütlesi huzurunda yapılmıştır. İdman hareketlerini beden terbiyesi muallimi Nuri B. idare etmiştir, talabelör Resim şenliklerde bulunan çok muvaffak — olmuşlardır. talebe velilerini göstermektedir. — Amasya idman şenlikleri de bütün Amasya huzurunda jşlııı.. talebel, mmuşlardır. Şenliklerde ğ er halk tarafından Gaziantepte Halkevi bahçesi sireler meyanında bu sene şehir dahilinde vücude getirilen birkaç bahçe de vardır. Valimiz Akif Beyin delâ- leti, belediye ve fırkanın himme- tile vücude getirilen ve Halkfır- kası binasının ittisalinde bulunan bahçe tam bir aile bahçesi haline getirilmiş, temiz havasile hemen Bartın, ( Hususl ) — Fırkanın himayesi altında bulunan Bartın Gençler Birliği, çalışma sahasını genişleterek memleket için daha faydalı olmayı kararlaştırmıştır. Bu cümleden olarak, birliğin aç- tığı (Memleket mahfeli) nin açı- ma merasimi dörtyüze yakın da- vetli huzurunda yapılmıştır; bura- da, birlik azasından, eski Belediye reisi Samancı oğlu Kemal Bey, Gençler Birliğinin çalışma sahasını genişletme kararından bahsetmiş, Halkevi açılması esbap ve zemi- nini hazırlamak maksadile Halk- evleri programına uygun olarak çalışılacağını anlatmış ve bundan evvel birliğin fekalâde kongresi münasebetile, Fırka Umumi Kâ- tibi Recep Beyden gelen telgrafı okuyarak, birliğin ** her fırsatta muhiti tenviri ,, için çalışacağını — Bartında Gençler Mahfeli î ı hergün — şehrimi- zin güzide münev- ver halkının top- landığı bir yer olmuştur. Bu bah- çe hemen her akşam —memurin ve zabitan aile- lerinin ve halkın ekserisinin — teş- kil ettiği — kala- bir manzara ar- zetmektedir. Bu Sene Zeytin Yok, Fıstık Bol * Vilâyetimiz arazisi dahilinde zeytin mahsulâtının geçen sene- lerde olduğu gibi bu sene de meydana gelmediği görülmekte- dir. Buna mukabil fıstık mahsu- lâtının geçen senelere — nisbetle yüzde seksen fazla olduğu anla- ehemmiyet verilmektedir. Gi AA Bartın Gençler mahfelinin açılışı söylemiş, mahfelin açılmasından maksadın da memleket balkım daima birbirine ısımık bulundur- mak olduğunu anlatmıştır. Bundan şonra mahfile gidile- rek, davetlilere limonala, şeker ve bisküvi ikram edilmiştir. Birlik, bu hafta içinde, çalışma esaslarını da tanzim ederek faa- | liyete geçecektir. Mahfile de daha mükemmel bir şekil verilecektir. Cebzede Kuraklık Geçti Gebze (Hususi) — Şubattan beri devam 'a lık bu hafta yağan Eim"'ıldı nihaye- tine ermiştir. Ekinler bu yağmur- dan çok istifade etmişler bilhassa tütün ekicileri fırsattan istifade ederek işe başlamışlardır. Bağlarda doğum çok kuvvetli ve mahsul tahmini, son derece iyidir. Yağmurlar devam ederse Lllflçinin toplanmış kederi siline- ilecektir. beye Örtamekte|; l 3 — Trakya yapılan ve kargılamışlır. — Resimli Memleket Haberleri hususta teşvikkâr mesal açılan bir kırmathane ile bir lokanta görül- mektedir. Bu ikl yeni eser Edirnede mühim bir L Müdür Muarini Arifi B. kumanda etmiştir. başlıyan imar faaliyetine halk ta mu- zaheret etmektedir. Bilhasın Edirnede göze çarpar bir imşaat fanliyeti başlamıştır. Belediye Reisi Ekrem B. bu serfetmektedir. Restimde yeni İhtiyacı OA A Yü SERRit yit balıkla çok güzel ' | | l şılmıştır. Bu havalide fıstıkçılığa İ İ Ekmek ! Bu ayın birinci günü şehri- mizde sessiz bir ekmek davası yüz gösterdi. Bir kasım fırıncılar yeni vergi münasebetile ekmeğin kilosunu dokuz kuruş otuz para- dan — sattılar, bir kasım fırmcı- lar ise beledi narhına uyarak fiatı yedi kuruş otuz parada tuttular, Ertesi gün fiat birleştirildi ve dokuz kurüş otuz. parada karar kıldı. Ben bu münasebetle ekmeğin dilimizde, nebat ilminde, taba- | bette, tabahatte ve tarihte tute | tuğu yeri şöyle bir hatırladım, | ihtiyarsız «mübarek nimet, ne dü | kıymetli şeymişsin. Dokuz kuruşa | değil otuz - kuruşa da - satılsan | yerin var» dedim. Haksız mıyım?.. Ekmek, - dil- | mize neler vermemiştir?.. «Ekmek, | ekmeğin mayası - gelin kaynana- nn dayasır; ekmek, - çiğnenme- yince yudulmaz; ekmekten kaşıl elur amma her yoğurdun hakkına — — değil; Ekmeğin büyüğü bamurun çoğundan olur; ekmeğine yağ sürüldü; ekmeğini katığına denk eden aç kalmaz; ekmeğini kendi yiyen yükünü kendi kaldırır gibi darbimesellerimiz. ne kadar hoş- (| tur?.. Ekmeğini taştan çıkarmak ekmeğinden etmek, ekmeği gözün de ve dizinde durmak gibi veci- zeler az mı manalıdır? Ya peynir | ekmek, hazır yemek sözü bugün kaç kişinin karmımı doyuran ma- nevi gıdadır? Ekmeğin nebat ilminde “may- mun ekmeği,, adile yer tuttuğunu hatırlıyorum. Tababette tanıdığım ekmek Pain de gluten'dir, başka da varsa — bilmiyorum. — Fakat mutfak ilminde ekmek paparasımnı, ekmek tiridini, ekmek tatlısını, | vişmeli ekmeği ve hele ekmek kadayifini hepimiz biliriz. Mübareğin nev'i de çoktur: Okkalık, baston, halka, francala, somun, pide, boynuz, fodla, yufka gibi şeklen gösterdiği tenevvüli bir tarafa bırakalım. Peksimet, galeta, gevrek, çörek, simit, bis- küvi, boğaça, lokum nevilerini de kaleme almıyalım. Çavdar ekmeği arpa ekmeği, yulaf ekmeği, mısır ekmeği, Selânik ekmeği, İztülir ekmeği, Şam ekmeği, ev ekmeği, İngiliz. ekmeği, Nemçe ekmeği ayrı ayrı ' şeyler - değilmidir. e hepsi yüksek birer kaymet taşımı- yor mu ? Ekmeğin — tarihinden — bahse hacet yok. İnsan, ilk icat olarak ekmeği keşfetti. Çünkü en büyük ihtiyacı ona idi. Bu keşfin şereti Orta Asyaya, Türklere aittir. Garba ve hattâ Mısıra ekmeği Türkler götürdüler. Evvelce ek- mek pişirmek için kuvvetle ısıtık mış düz taşlar kullanılırdı. Sonra yanmış kömür üzerine konulan ızgaralar, sobalar — çıktı. Daha sonra taşınması mümkün küçük fırınlar yapıldı ve gitgide ekmek- cilik mütekâmil bir sanat halini aldı. 4 Dilde, ilimde, fende ve sanatta Çok kuvvetli yer işgal eden ek- meğin kıymetini bilelim, dokuz kuruş otuz paraya satılıyor. diye dudak büküp geçmiyelim. Vaktile o, bir pula da satılırdı, fakat yine kapış kapış edilirdi. Çünkü ek- mek, -ziyadan, sudan, havadan ve topraktan sonra gelen - beşinci l hayat unsurudur. — Bütün küre onun önünde eğiliyor!

Bu sayıdan diğer sayfalar: