16 Haziran 1934 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

16 Haziran 1934 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ6. Hieilran Siyaset ÂAlemi Fransanın Yeni Harp Masrafları Fransa, Almanya ild tıpkı muha« | rebe halinde imiş gibi Şark mınlaka- sında ve Alman hudutları önünde on beş bin kişilik bir kuvvetin iştirakile bir manevra yapacak. Bu manevra bir harp patlamış gibi bütün harp kaldelerine rlayet ederek icra edile- gektir. Daha evvel de, şark mıntaka- sada bir manevra yapılmıştı. Bu, bi- riaci manevranın sahası, şimal denizi lıdı_uıı ile Fransanın Brötanya eya- leti idl Manevralara Fransız Erkânı Harbiye Relisi Ceneral Veygan neza« ret etti. Bu manevralardan sonra da, gayet mahrem olarak Franmı hüküme- tine mühim bir rapor verdi. Raporun verildiğini ve gayet mahrem tutuldu- tından öğreniyoruz. Bu Hpantın — ta- mamladığı malümat silsilesine göre Fransa, emniyet meselesinde İngiltere ile anlaşamamıştır. Umumi harpte Fransa ile ayni safta bulunan İngil- tere, donanması vasıtasile Fransanın Şşimal ve garp sahillerini emniyet altında bulunduruyordu. Yarınkl! müstakbel vaziyât kargı- snda İngilterenin ne şekilde hareket edeceği bilinmediğinden bu emniyeti Fransanın bizzat kendisi temin etmek mecburiyetindedir. Bu manevra, bu maksatla yapılmış, neticede i:.6-. rülmüştür ki i gelen bir. düş- müân Fransiz müdafan hatlarımı yara- rvak sahilleri ateş ve kan dalgası altında ve muvaffakiyetli bir surette gerek — şimal sahillerine, Bu düşmanın Almanya oldu- tahmin etmek güç bir şey de- Bildir. Bu metice karşısında Fransız erkânıharbiyesi, bütün İtalyan ve Alman hududu boyunca devhâm eden beton ye çelik Istihkâm hattının Bel- sika hududundan — yukarıya doğru Şevrilip şimal sahilleri boyunca iler» Tetilmesini muvafık görmüştür. Bu teşebbüsün İlk iptidaf masrafı olmak Üzere hükümetten 3 milyar frank, takriben — ve yuvarlak bir rakam kaydetmek makaadile diyebiliriz ki 300 bin Türk llirası tahaisat lstönmiştir. Bir Amerikan lstatistiği, umuml harp masrafile kürenin tam bir dev- yini icra edebilecek — surette yarım metre yüksekliğinde bir altın duyar Yükseltmek mümkün olduğunu kay- detmişti. Bu seferki masraflar, esellk görülüyor ki daha muazzam gerek maştır. gunu ş Pa Brötanya vilâyetine asker çıkar- “BSon Posta,, nın Milli ve Rdebi Tefrikası: 22 a .;çı © SAD - Mebrure Sami Görüştüler Vonedik, 15 ( AA.) — M. Muso- Tini ile Hitler daki ilk görüşme yalnız olarak ve Almanca cereyan etmiştir. Bu görüşmenin mütekabil || siyasi hattı hareketlerin izahına taal- lük ettiği bildizilmektedir. Tamamen malümat taatisi kabilinden olan bu görüşmeyi bugün gündüz ikinci bir görüşme ile akşam üzeri Üçüncü bir mülükat takip etmiştir. Bundan sonra iş bir karar vermiye kalmıştır. * Matbuat — mahafili, — Avusturya meselesi — için Lehistan — koridoru meselesinin hallinden mülhem olacak dostane bir hal sureti derpiş ttmek- tedirler. Fransada Silâhsız- lanma İşleri Meb'usan Meclisinde Tah- sisat Meselesi Görüşüldü Parla, 16( A.LA ) — Meb'usan Mec- lisi, dünkü celsesinde askeri tahsisat- lar> hakkındaki müzakerenin - bitiril- mesine karar - vermiştir. M. Şotan, Radikal sosyalistler namına hükümete müzaheret —ederek sulh siyasetine sadık kalan radikallı Tanma — mes'uliyetinin metine ait olduğuna — in: kör olmak icap ettiği kanmatinde bulunduklarını söylemiştir. Yeni sosyalistler namına söyleyen M. Renodel, sulhün daha İyi tecssüs etmediğinden dolayı töessüf etmekle beraber hükümete müzaheret etmiş ve müzakerenin talikini röddetmiştir. Rusya - Lehistan Varşova, 14 ( A.A ) — Sovyet-Leh iktisadi — görüşmelerinin yakında bir kontenjan — itilâfile neticeleneceği ve Sovyetlere vörilecek bazı kontenjan müsaadeleri — mukabilinde Lehistan in Sovyet hükümetinden bazı siparişler alacağı bildirilmektedir. Avusturya Başvekili Viyana, 14 (ALA) — Başvekil M. Dolfüs bu sabah tayyare ile Budapöş- teye hareket etmiştir. Budapeşte, 14 (ALA.) — 16 nc Böynelmilel Zirant kongresi Macar ilim akademisinde açılmıştır. 16-6- 934 güsd W â' Di ” Yt YAK d ÖL GİBİ Kirpi yavrusuna tehlike daki- kasında — dikenlerini çıkartmayı Öğrelen ne annesidir. ne de ba- bası. Bunu kanıma - tabiat aşıla- mıştır. Kirpi yavrusunun bu duy- güsü kac çok, kızda vardır. Bir. kadın biliı',.n:nlır ve tehlikeyi sezdiği zanmanlar, eğer kurtulabilirse onu kurtaran kafası ve anlayışıdır. Halbuki, hele kafes arkası dev- rinin genç kızını, böyle dakika- larda, tabiatın kirpi yavrusuna verdiği yabani histen başka kur« taracak bir silâhı yoktur. Ne sevginin, ne de arzuların öldüremediği bir korku hissi tabiatın, bir an geldi mi dişiye hatırlattığı o “ erkekten kaçınma hissi ,, . Beline dolanan kolların, akla Şatmıyan, sade şirle süslenmiş 866 ve nefeslerle yüzüne yaklaşan dudakların isteğini vuzuhla anla- mamasına rağmen bu tabiattan alınma hisle, Nihal de dikenlerini çıkardı. Bu kirpileşme, haftalardır süren oyunun baş aktörünü boya ve yaldızlarının yarısı - olsun yıkan- mış, silinmiş bir yüzle gösterdi. Babaya kafa tutamamak ne demekti? Bir Fransız |kızının bü- tün ömrünce ağzından çıkamıya- cak bir şeydi bu. Şarkın meske- metine en büyük bir delildi işte bu. Bir kızın sevdiği, İstediği bir adam olur da, sonra baba sözü ile, hiç tanımadığı, — bilmediği herifin birine varılır mı idi? Almanya Borçlarını Öde- | memeğe Karar Verdi 'Bu Karar, Fransa Ve İngilterede Heye- Beynelmilel Ziraat Kongresi Mademki, baba kazının arzu- | sunu, hayalini sormadan nefsinde bu hakkı görüyordu, şu halde evlâdi da kendini aşk ilâbının huzurunda evlenmiş sayarak - ot- ların şu yeşil ipek örtüsü üzerinde Berlin, 15 (A.A.) — Alman devlet bankası — müdürü M. Şaht, banka meclisinde para hareketi imkânsızlı- gından bahsederek Almanyanın bütün dünyaya karşı şikâyetlerini sayınıştır. M. Şaht demiştir ki: “— Almanyanın başlıca rakiplerinin, Almanyayı piyasadan uzaklaştırmak için paralarının düşürülmesi ve güm- rük resimlerinin yükseltilmesi, kon- tenjan tetbirleri Alman — ihracatını azaltnıştır., M. Şaht bu vaziyet karşısında Almanyanın tamirat borcunun öden- mesi sarfedilen Yung ve Daves borçlarını ödemiyeceğini cöylemiştir. Bal, 15 (A. A,) — Beynelmilel tamirat bankam, Almanyanın borç ödememek hususunda verdiği kararı protesto etmiştir. Fransanın Zararı Parla, 15 (ALA.) — Almanya tara- fından ittihaz edilen, Fransız ihracat- çıları ile Daves ve Yung İstikrazları hamillerinln — menfaatlerine — zarar verecek mahiyette olan tedbirler üze- rine Fransız hümümeti, bugün gelme- sine intizar edilen resmi tebligata intitâren, hattı bareketini vazih bir sürette bildiren bir vermeğe hazırlanmakta tla cevap Almanyanın kararı efkârı umumi- yede heyecan tevlit etmiş olmakla beraber hayretle karşılanmamıştır. Fransız hükümeti, Fransız vatan- daşlarının menaflini müdafaaya karar vermiş bulunmaktadır. Bu husus M. Bartu tarafından dün öğleden sonra Alman sefiri M. Köster'e sarahatle bildirilmiştir. Ingiltere Kızdı Londra, 15 (A. A.) — Moratoryo- mu resman bildiren Alman tebligatına intizar edilmöktedir. Bu tebliğ üzerine Maliye Nazıri yarın Avam Kamara« sında beyanatta bulunacaktır. Alman- can Uyanmasına Sebep Oldu Alman devlet bankası müdürü B. Şaht meticelerini ihtimamla tetkik fedecek- tir. Hariciye Nozaretinin Alman hü- kümeti nezdinde teşebbüsatta — bulu- macağı muhakkaktır. Alman esbamı mütemadiyen dü- şüyor. Romanya Parlâmento Fevkalâde Bir Toplantı Yaptı Bükreş, 15 (A. A.) — Parlâmento- nun fevkalâda İçtima devresi dün açılmıştır. Başvekil M. Tataresko, âyan ve meb'usan azasının müştere« ken akdetmiş oldukları celsede kıra« ha açılış nutkunu okumuştur. Bu nutukta, fevkalâde içtima devresinin, mali vaziyete ve bütçeye mütcallik olan meselelerin halli için aktedildiği beyan olunmakta ve bu meselelere bütçe müvazönesinin ve paranın latik- rarı imkânının temini kaygusunun hâkim olduğu ilâve edilmektedir. yanın bu teşebbüsü şiddetle tenkit | M. Yevtiç Paristen Döndü edilmektedir. Amerikanın Vaziyeti Vaşington, 15 (A. A.) — Birleşik Belgrat, 15 (A-A.) — Fransız hü« kümetini resmen ziyaret etmek üze- rö Parise gitmiş olan Vugoslavya ba- Amerika Hükümeti, altı ay için mo« | riciye nazırı M. Yevtiç bu sabah Bel- ratoryom ilân eden Alman kararının gökyüzünün mavi atlasına asılmış benzeri olmıyan kandilleri altırda kollarını gönlünün seçtiği adama dolamalı idi ! Kızlığımın — beyaz hislerini buruşturan buna benzer, ve bütün şürine, süsüne rağmen asıl yüzünü sırıttıran daha nice cümleler ve cümleler.. Halbuki — haftalardır kendini büsbütün bana ve temiz | sade bir dişi gözile grada avdet etmiştir. Halbuki karşımda hiç o ta- raflara yaklaşmıyan bambaşka bir insan vardı. Şair rolünü bile yap- mağı unutan, karşısındaki İaza bakabilen bir insan. İşte garip bir ürperti ile di kenlerimi çıkartan ve beni hafta- lardır, sade şiir ve esirle yaşat- tıktan sonra bütün bu boş lâf- değişik bir | larım iç yüzünü pek sabırsızca yüzle göstermiş olan insandan | çarparak, tehlike sezmiğ bir hay- benim beklediklerim ne kadar başkaydı. Ne kadar kısa ve bambaşkaydı. Bütün gün yaptığım hazırlıkların arasında, yumurta döverken, patates ezerken bile duyduğum hep şöyle bir şeydi: — Sen şimdi git yat Nihal, Üzülme hiç. Yarın babanla ko- nuşurum, Henüz yirmi yaşındayım, Elim de ekmek tutmuş değil amma, ikl üç sene sonra Pa- risten — gelince — vaziyet başka olacak, İsterse gönlünün rahat olması için hattâ babana ni- kâhımızı şimdiden yaptırmalarını söylerim. Seninle ben, kendimizi sadece nişanlı sayarız, ben gide- rim sen de beklersin. Sana içim bağrım dopdolu, döneceğim günü beklersin. Titriyo titriye anlattıklarımı bitirdiğim vakit, ben böyle bir şeyler duyacağımı sanmıştım. van ürküntüsile oralardan kaçır- tan gece böyle geçti ve bitti. Ertesi günü akşamı, Süheylâ geldi. Gözleri kızarmıştı: — Ne fena oldu. Ağabeyi- me iyi alışmıştık, gidince - sanki ev boşalıverdi, dedi. Boş bulundum : — Gitti mi? Ağabeyin gitti mi ? diye haykırdım. — Gitti ya... Hem daha sa- bahtan gitti. Treni ikindi vakti kalkacakmış amma, işleri varmış. Erken çıktı. Yine kimbilir kaç sene biribirimizi görmiyeceğiz.. — Sen bana bir şey deme- miştin. Bugün gideceği kararlaş- mış mi idi? — Ne vakittir. konuşuluyordu amma evvelsi günü dayğımdan bir telgraf gelince iş aceleye bindi. Bugün için karar verildi. Derdime Bir Derman Bulunuz Ankarada “ Yanık yürekli ,, gencet Çocuğum mektubunda anlat- tığın meseleden burada bahset- miyeceğim. — Yalnız bilgimin ve tecrübelerimin yardımından istifa- de ederek seni tenvir etmiye ça- lışacağım, Senin vaziyetin, tedavisi çok müşkül bir hastalıktır. Hele bu- gün yaşın tam gençlik yaşı ol> duğu için tedavisi daha zordur. Senin bu hastalığa tutulmanda annenin ve babanın da kısmen kabahatleri vardır. Bununla be- | raber senin benzerlerin hayatta | pek çoktur. Arkadaş muhabbe- tinin bazı kimselerde fazla olma- sı onları senin bulunduğun vazi- yet gibi çok müşkül vaziyetlere düşürür. Sen bu ruhi marazdan kurtulmak için gönlünün kabul edebileceği bir kızı sevmiye mec- bursun ki bu da elindedir. Yalnız kendine telkin yapmalısın. Senin bu tabiatını anlıyan bir güzel kız seni bu müşkül dertten kurtara- bilir. Bunu hiç ihmal etme. Bu, bir, İkinci tedbir de şudur: Derhal mütehassıs bir asabiye doktoruna git, derdini ve hastalığını ona an- lat. Onun da seni tedavi edebile- çek çareleri vardır. Kalbinin fena olmadığını ya« zıyorsun. Bu temiz kalplilik de seni hastalıktan kurtarmak için bir yardımcı olur. Bütün bunlar- dan başka her zaman kızların bulunduğu — muhitleri tercih et. O muhitlerde temiz ve samimi bir hava bulacaksın. İşte benim sana söyliyeceğim bu kadardır oğlum. * Samısunda M. Talihsiz Beye: Size karşı çok yanlış ve aykırı hareket etmişler. Bu vaziyette nişan tazminatı için mahkemeye müracaat etmek, maddi ve ma- nevi tazminat istemek hakkr nazdır. HANIMTEYZE — Süheylâ, sorduğumu anla- yorsun! Dün akşam, yani, şey, dün, senin ağabeyin, gideceğini biliyor mu idi? Bu sabah böyle erkenden gideceğini biliyor mu idi ? — Tabii biliyordu. Neye 80- ruyorsun canım? — Sizin aranızda da bir şeyler olup gitti amma anlaşılamadı. Bari sen söyle ne var Allah aşkına? Kollarımı göğsüme kavuştur- muştum. Olanca kuvvetimle baş parmaklarımı etlerime bastım. Bu can acısından aldığım kuvvetle içimin acısın susturmıya; gülmiye gayret ettim: — Hiç! Hiç bir şey olmadı. Sade kardeşine kansaydım, bu- gün iffeti lekelenmiş bir kız ola- caktım. Şimdi anlıyorum ki, o da bunu ertesi günü gidiceğini bile bile işlemiş alçak, ahlâksız bir insan olacaktı, dedim. Hiç irkilmedi, yüzü bile ke zarmadı. — Söylediklerini pek anlami- yorum. Aranızda olup biteni bik mediğim için ne kardeşimi müda- fan edeceğim, ne de sana bak vereceğim. Şu kitabi, sana bırak- tı. Ben onu getirmiye geldimdi. ( Arkası var ) HUi yt AÇA LA MA Haa A E Li İLSEEE Di A

Bu sayıdan diğer sayfalar: