28 Nisan 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

28 Nisan 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Nisan Dünya Hâdiseleri Mayıs Seyyahları Mayis ayı yaklaşıyor. Bu ayın başında İngiltere- 4 kişi kuş | SY“ nin ortümber- bekçiliğine | land sahillerinden gidiyorlar | bir vapur kalkar, bu vapur, gayet ıssız bir adanın kenarında gemilere yol gösteren Langstone fener bekcisine yiye- cek götürür. Ayni vapurla, bu mevsimde dört adam lngiltereden ayrılır. Bunlar da Bahrimuhitin or- talarında kaybolmuş Farn adala- rına giderler. Bu adalar her nevi deniz kuşlarile doludur ve bu mevsim bu kuşların yumurtlama zamanlarına tesadüf eder. Birçok yırt cı hayvanlar ve diğer kuşlar, bunların yumurtlama mevsimlerini bildikleri için, o zaman, O adalara tehacüm ederler. işte bu dört ki- şi, bu kuş yumurtalarını, bu yır- tıcı düşmanların hücumlarından, alıp götürmelerinde mubafazaya memurdurlar. Her biri Obu adeların bir mıntakasına (nezaret O etmekle mükellefdirler ve bir kaç ay, buralarda, konuşur mahlük- lardan uzak olarak bir nevi ipti- dal insan hayatı yaşarlar. Çünkü bu kuşların tüyleri kıymetlidir ve yumurtaları muhafaza edilmekle nesilleri korunmuş olur. Zira, gübrelerinden de pek çok istifade edilir. * ge avalar ve hayvanat meraklıları bilirler ki, geyik ve geyik cinsinden nlar bir neh- En çi hayvan hangisidir? | eğer ebrü halinde iseler, biribirlerine yardım eder- ler ve arkadan gelen hayvan, önde yüzenin arkasına başını ko- yar ve böylece rahat rahat akın- tıları aşarlar, Ev büyük yorgunluk, bittabi, en önde yüzen hayvana yüklenir. Eğer bu bayvan yorulursa vaziyetini değiştirir. Önden en arkaya (o geçer. Ve ondan sonra gelen hayvan onun yerini. alır ve böyle möte madi bir vazife değiştirmek sır retile bu hayvanlar, işlerini görür ler. Bu sebeple, havyanat glimleri, geyikleri ve yuva ya müşterek çalışan kunduzları en cemiyetçi mahlük olarak tanırlar. ba nihayetindeki ada- J ape Formozda, geçenler- de vukua gelen zelzele müthiş tah- ribat yaptı. Faka 1908 de Mesina zelzelesinin işiyi bulmuştu. zayintı (77282) kişiyi Yine italyada, Abrüzlerde vuku gelen 1915 zelzelesi 24 bin, 194 deki Hint zelzelesi 8000 ei hayatına mal oldu, Fakat m rekor 1923 de Japonyada a bulan zelzeledir ve tam (150) İnsan ölmüştür. * ransızların “ Normandya » Trans Atlantiği Türk ba ile döşenmiş Marsilyada X Fakat bu ha- yapılan »n toprağımız” Türk halısı ME apalığım san mayıız. Sipariş Anadoludan ç€ erek Marsi'yaya yerleşmiş olan eski Ermeni vatandaşlarımıza Ve rilmiştir, Sırık Hamalları.. SON POSTA Sirkeci Ve Galatanın Bu Kaygusuz Görünen İnsanları Nasıl Yaşarlar? - Gümrük Önlerinde 200 kilo altında çalışırlarken Koca bir balyenin üzerine, İri artar gibi üşüşmüşler, debe- leniyorlardı. Geride ayakta durup tepinen pos bıyıklı biri, sesinin bütün kuvvetile haykırıyor: — Hoooool. Yandan çeh, yan- dan!, Hoooool.. Nihayet balyeyi, arabaya yük- lediler ve hepsi de yayrübtiyari ellerini kuşakları arasına atarak birer yazma mendil çıkardılar, puhlaya puhlaya terlerini sildiler. Böyle, öğle güneşi altında bu koca ayaklı, iri kemikli insanlara gıbta ile bakıyorum. Ne huzur, ne sükünetl.. Ara sıra biribiri üze- rine iri ellerini sallıyarak tokale- şıyorlar, bazan güreşiyorlar. Kâb- ya olmasa akşamlara kadar düm yaya melelik vermeden oynaşı- caklar!.. Öğle paydosu başladı. Sirkeci hamalları, nakliyat anbarları ar. kasındaki boş tahta kahvelere doluyorlar. Güneş altına arkalık- sız küçük iskemleler atılıyor, elle rinde yüz elrhem ekmek, biraz tuz, biraz da peynir ile gelen, bu İstanbu'un en kuvvetli ve rahat insanları, doksan gün aç kalmış mahlüklar gibi, öyle de iştiha ile atıştırıyorler ki... Aralarına o soku'arak küçük iskemlelerden (birine olurdum. Yüzüme hayretle baktılar. Gük düm: ii — İçinizde en ağır yök taşı yan kim? Ta karşıdan, posbıyıklerı itina ile kesilip taranmış birini gös terdiler: — Tam 220 kilo taşır.. Vak- | üle wrik hamalı bir o vardı, | Koca varilleri sektirmeden götü- rürdü. Dört kişinin başına geç- | timi, hepsini üs'üne yayardı. Sağda dehşetli bir münskaşa var. Fakat anlayabilirseniz aş kolsun.. Iki hamaldan biri “vara- laviro, varalavirol..,, bağrıp du- rayor. Benim hayretle o tarafa baktığımı gören biri güldü; — Anlamadın ağabey, borç kavgası.. Bir halta evvel biri öte- kine 25 kuruş borç vermiş. Onun kavgası. Mükellef bir lokantada çatal kaşık sesi İnsanın iştihasını açar. Burada da ağız Şapırlısı, hışır hışır, şarıl şarıl öten su sesi gibi ses veriyor. Elrafa bir soğan kokusu yayılıyor. Yanı başımızda oturan hama'lardan biri, şiş ya- | naklarında emeği indirmeye çalı- şarak homürdanıyor: — Garu varıp gedecem, de- yor., Petürgede ağası varmış. senden artuh hayır beklemiyorum. Dayor!.. Öteki hiddetle başını salladı: — Ne durup da bagıyon!. Bas dayagu.. garı cinsine melhamet - merhamet olacak - olur mu kim? Dayağı yiyüncez artuh ve Vanu düşünü, ne de melmeketül, Birdenbire tahta kahvelerden birinin içinden bir kemençe sesi gelmeğe başladı. Kalın, çatlak bir ses, alabi'diğine bir şarkı söylü- yor. Amma ne şarkı? oBir tek kelimesi: anlaşılmıyor. Bir “ vala vala holo heyyy!.,, dir gidiyor. Yanı başımızda biri toprağın bir kena- rına doğru şöyle bir uzandı ve uzanır uzanmaz da uyuyuverdi. Ba basit, fakat rahat, sakin, dertsiz insanlarla aramızdaki farkı düşünüyorum: Biz kılı kırk yara- rız, yatağımıza yaltığımız zaman düşünceden saatlerce döner, döner uyuyamayız. Onlar nerede olursa olsun, gözlerini kapar kapamaz, hiç düşünmeden, derhal uyurlar, 1 — Gotelenin esas yazısile bir sütanun iki satırı bir (santim) sayılır, 2 Sayjasna göre bir sanli min ilân fiatı punlardırı Aralarında.. Biz her şey isteriz, onlar bir iki sey. Biz dert içinde ( yüzeriz. Onlar en büyük derdi dert değil dedikodu sayarlar.. Karşımda oturan İnce vzun, eski külhanbeye benzeyen, üstten atma, siyah, sırmalı yelekli biri, bana, bu, İstanbulun en kuvvetli adamlarmı © kelimeleri (çiğneye çiğneye anlatıyor: — Sen bana bakma, ağabey. Ben anadan doğma Istanbulluyum, amma, bu bizitekiler hep Anado ludan gelme, © anlıyor musun?. Ekserisi Kangırılı, Muşlu, Sıvaslı ahbaplar.. Lâf değil bizim zenaatta.. Anlıyor musun?. Mak- bule geçen kuvvet öyle pazuda değil hani... Sırtın kuvvetli, ba- cakların kuvvetli oldu mu, anlı- yor musun, Çekirdekten yetişme hamal olursun. İçimizde 250 ki- loyu “Hınkl,, demeden iki saatlik yola götüren var. Hani sırtımıza dünyayı verseniz götürmem de meyiz. Sırma yelekli delikanlı, kuşa- ğının arasından çengel gibi iri bir demir çıkardı, yemenisinin çamurların temizlemeğe başladı: — Bizim içimizdekilerin hepal evlidir amma, çoluk çocuk, ana avrat hepsi memlekette. Kazan- dıklarının hepsini memlekete gön- derirler, para biriktirirler. Ben bu işe girdiğim sene bir Diyar bekirli Sülo vardı, beş sene son ra köye gidip tarla, bahçe, ev aldı. Yemez içmez, biriktirirdi. Bu sırada, meydanlıkta bir gürültü koptu. — Ho yahala baldurundan Salo, dut bacağundan Memel.. Hamallardan ikisi kapışmıı hani Biri hızlanınca, ötekinin ğından tutuyor, toprak dan'ıkta sandalyaları akal, boğuşuyorlardı. Bir aralık birinin ayağı kıvrıldı. Alta gitti. Öteki tıpkı bir tahta kurusunu ezer gibi zaval'ının Üzerine çullandı, ezme ge başladı. Kemençe sesi, içeriki kahvede hâlâ o: “Vala vala holo heyyyl.,, Şar- kısile devam ediyor. Aynlırkeh bir ağaç altında konuşan iki ba- maldan birinin sesi kulağıma çarptı: — Garuyu kapattum emme, mehlede gomayorlar. o Nikâhunu yap ta, deyorlar.. Acep geruyu Fundukluya götüremmi? oo $ Sta 7 am İN ! İ İrak Haberleri İsakda Askerlik Meselesi Bağdat, (Hususi) — Son za" manlarda, İrakta orduya, asker- lik işlerine fevkalâde ehemmiyet verilmeğe (başlandı. Bugüne ka- da Irak ordusunun asker mik- tarı on taburdu. Şimdi bunu 14 tabura iblâğ ettiler. Bu dört ta- bur, hudut taburları olarak teş- kil edildi. Irakta pek yakında mecburi askerlik usulünün tatbikine baş anacağı kuvvetle söyleniyor. Möc puri mükellefiyet usulünün tatbi- kinden sonra İrak ordusunun evcudü 25 bine çıkabileceği Umit edilmektedir. Hayfa - Bağdat demiryoli Wgilizlerin, Hayfadan başlaya- rak, İraka bir demir yolu yapa- cakları hatırlardadır. Ingiltere hü- kümeti, bu yolun İraka düşen kısmını Irak hükümeti hesabına İnşa ettirmek isteyor; bundan maksadı ise, irak-Hayfa demiryo- lunu, bir İngiliz teşebbüsü olarak değil, Irak ve Filistin hükümetle- rine sit bir demir yolu diye gös- termek istemesidir. Hakikatta ise, bu hattın bir İngiliz demiryolü olacağında şüphe yoktur. hükümeti, şimdiye kadar bü hattın kendi parasile inşasına taraftar olmadı. İngiltere büküme- tinin borç vererek yapılması teklif! nide kabul etmedi. Sebep olarak hükümetin borç allına giremiye- ceğini söyledi. İngilizler, başka yollardan yürüyerek bu tekliflerini yaptırmak istediler. Son zamsn- larda, Irakta eksik olmıyan isyan hareketlerini, muhtelif kargaşalık» ları, bazı münevverler: — ingilizler, yerli hükümeti usandırarak “aman nasıl İsterse- niz öyle are — Şi rabat bırakın!,, mek ii arı, iye bal year. Son günlerde Filistin sahasin- da Hayfa hattının O ferşiyatına başlandığı anlaşılmıştır. Yakında Irak kısmının da yas pılacağını bekleyebiliriz bu hat yapıldığı otakdirde İngilterenin Akdenizden, 14 saatte askerlerini Iraka mücavir memleketler hudu- duna © yetiştirebileceğini ( bazı mütebassıslar söylüyor. Filistine Giren Balık Ne Kadar? Alınan son resmi istatistiklere göre — Filistine 933 senesinde Suriye, Mısır ve Irakın Dicle ve Fıratından çıkarılıy gönderilen balık miktarı elli bin İsteriin kiymetinde ve 1249 ton ağırlığın dadır. 934 senesinde ise balık ithalâtı Obiraz ziyadeleşmiş ve 62 bin sterline çıkmıştır — Karamanda Gümüşlü Kurşun Madeni Bulundu Karaman, (Hususi) — Aladağ- da Kazlar ve Bademli denilen köyler arasında kurşun karışık gümüş bulunmuştur. Maden bir tepe halindedir. Mamofih henüz fenni muayene yapılmamıştır. Ma- deni bulan köylülerdir. Tetkikat yapılacaktır. Çanakkalede Bir Baba Katili Asıldı Çanakkale, (Hususi) — Ayva- cık o kazasmnın Kozlu köyünden babasını tabanca ile öldürmekten suçlu Ali Osman oğlu Mehmet saat kulesi önünde idam edilmiş- tir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: