2 Mayıs 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

2 Mayıs 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Mayı— SON POSTA Sinema Kazançlı Bir Meslek Midir, İYunanıstan Da Fılmcıııge Değil Midir? Başladı: Bu Sual İle Kırşılaıınlardaıı Çoğu, Ko;c Başındakl Dükkâncının Hoşuna Giderse Evgt, _Gijoııe Hayır DıyorlaL * Fransız Halkı Arasında Yapılmış Bir Anketin Verdığî Sinema işlerinde çok çalışmış ve çok tecrübe geçirmiş olanlar- dan sık sık İşitiriz. — Sinema para kazandınır, derler, fakat gösterilen film köşe başındaki — küçük — dükkâncının hoşuna gitmesi şartile! Şüphe yok, biz de bu fikir yiz, fakat mesele köşe boıııd dükkâncının, yani adaminın hoşuna hangi filmin gideceğini bilmektir. Bunu nasıl anlıyabilİrlz: Bir Fransız mecmuasi bu sualin listesini yapmış, küçücük dükkânları hakikaten birer köşe başında bulunan 6 halk adamına sormuştur. Sual listesi şudur: 1 — Sinemaya gider misiniz? 2 — Sinemayı sever misiniz? 3 — Fiastça — müsavi olursa tiyatroyu tercih eder misiniz? 4— Sinema için bir sansür ol- duğundan haberdar mısınız, — ve bunu doğru bulur ııııııunuz? 5 — Amerika filimlerini Fran- nr Hllmlerine tercih eder misiniz? 6 — Admerika — filimlerinin Fransızçaya — çevrilmelerini ister misiniz 7 — Hoşunuza giden filimler hangi cinse mensupturlar? gı — El ile yapılmış hareketli resimleri sever misiniz? 9 — Aktüzlite hoşunuza gi- der mi? 10 — Bir programda bir filim mi bulunmalı, yoksa iki filim ml? l11 — Tarihi — filimlere —ne dersiniz? x Şimdi bu ankete verilen ce- vapları da okyunuz. Antikacı M. Sokrat 1 — Sinemaya az giderim, buhran dolayısile. 2 — Fakat severim. 3 — Tiyatro ve sinema ayrı şeylerdir. 4 — Sanslir lâzimdır, çocuk- lar için.. $ — Amerika filimleri çok zenginlerdir, amma ben bizimki- lerini tercih ederim. 6 —Amerika filminin Fransızca Sevrilmesinde fikrim yoktur. 7 — Güldürücü filmleri se- verim... 8 — Ççocuklar için. 9 — Aktüalite faydalıdır. 10 — Bir programda ikl film gösterilmesini İsterim, * Bir meyvacının sözleri. — Sinemayı sevmem, bir defa gittim, 15 dakika zor durdum. sinemayı — çok * Muhtelif eşya satıcısının fikir- leri; 1 — Sinemaya hafta da bir giderim. 2 — Çok severim. 3 — Tiyatroyu sevmem.. 4 Sanslir... bir. (cümlenin alt tarafı dokunaklıdır, yazamıyaca- ğız), 5 — Amerika filmleri, ekse- Fiya daha güzeldir. 6 — Duklaj olsun, olmasın, ne çıkar? Anlaşılmaması şartile.. Bundan başka da Remu'nun filmlerini tercih ederim. Bir programda iki filim olma- sını İsterim, * Bir sütcünün düşünceleri.. — Sinemayi severim, tiyatro- Neticeler! A Le grand Baranum filminden bir sahne. Gördükleriniz: Vigina Bruce, Greta Mago. Menjou, Vallace Berry dan farklı bulurum, Sansür de lâzımdır, derim. Amerika filmleri ekseriya çok hayalidir. İnsanı uy- kuya çok geç bırakmaması şar- tile bir programda iki filim bu hanmasını İsterim, Bir çamaşırcının sözleri: — Sinemaya sık sık giderim, amma, fiatca müsavi olursa tiyat- -— Haftanın Filmleri — l Amorikada The last gentl- L men adı âltında | bir film çevrildi. f Bunu türkçemize —| aynen “Sonefen- | di,, ,, diye çevi rebiliriz. Fakat “ neslin son mi- messili ,, cümlesi muharririnin maksadını daha Iyi ifade edebilir. Gorçekten, Mistr Barr ailesinin son ferdidir. Ihtiyar: dır, pek müstebit bir — karakteri vardır. Bunun için bütün hısım akrabasından uzakta yaşamakta- dır. Fakat ölümünün yaklaştığını hissetmiştir. Hepsini çağırmıştır. Servetini ve adını kime biraka- cağını anlamak, tetkik etmek için.. aptal olduğu için bu resme ve servete İâyık değildir, Mistr Barr n kararı, en nihayet bir kız ye- ğeninin Üzerinde karar kılacaktır. Bu kız yeğen ismi taşıyacak olan manevi bir çocuk İle evlenecek ve nesli İdame edecektir. Filmin bı'lıcı mümessilleri arasında Jorj Ednay May — Olivler'i Şarlette Henri'yi görüyoruz. İtalyada “100 gün,, adı veri- len film Giovacehino Forzanonun eseridir. Fakat Başbakan Sinyor Benits Musolininin bir piyesinden alınmıştır. Napolyonun son günle- rini anlatmaktadır, içinde aşk, siyaset, harp ve köngre sahneleri yekdiğerin! takip eder, adeta bir tarih dersidir. Napolyon rolünü — Karrado Vakıa bir oğlu vardır, fakat | royu tercih ederim, sevdiğim filimler güldürücü olanlardır. San- #Ür ancak çocuklar için lâzımdır, * Bir boyacının fikirlerk — Sinemayı severim, fakat tiyatroyu tercih ederim. Sansürlü Tüzümlüu bulurum. — Hoşlandığım filimler ağlatıcı filimlerdir. Leguipage adını taşıyan film — bir tayyare filosunun harp içindeki hayatını taavir eder, Resmimizdâ filmin mümez- sillörinden Şarl Vanel ile Aumontu görüyorsunuz Racca yapmıştır ve muvaffak ol duğu söylenmektedir. Italya sessiz filmde epeyce ileriye gittikden sonra seali film çıkınca birdenbire gölğeye düşdü. Bu itibarla çok masraf edilerek yapıldığı söylenen bu film İtalya- nın kaybettiği mesafeden rekada- rını istirdat etilğini göstermek itibarile mübimdir. Bununla bera- ber üzerinde henüz kat'i ve bita- raf bir. muhakeme yürütülmüş değildir. Fransada son günlerde (Fen ve zabıta ) adı altında öğretici bir film yapıldı. Görenlere fennin zabıtaya hangi sahalarda ve ne derece yardımı. olduğunu anlat- maktadır. Tıbbı Adli ve labura- tuvar, parmak İzi dairelerinde nasıl - çalışıldığını göstemektedir. Çok faydalıdır. Fakat bir salonun programını başlı başına işgal ede- mer. Muavin film olarak kulla- pılabilir. İlk Kordelânın Adı Lord Byron Olacak Yunanistanın epeyce — tered- dütlerden sonra sesli filimciliğe başlamak Üzere olduğunu öğrenk- yoruz. Çevrilecek olan ilk film Yunan dostu büyük Ingiliz şairi Lord Byron'un hayatına ait ola- cak ve onun adını taşıyacaktır. Senaryoyu İIlyas Parasleevas ha- zırlamaktadır. Oymuyacak san'at- kârların başında Matmazel Dora Volonakis vardır. Kendisl sesinin ve yüzünün güzelliği, ayni zaman- da da san'atının — güzelliği İle tanınmıştır. Yunanistanın Bu mühim te- şebbüsünde —Lord Byron gibi tarihi, ve nihayet bu asır için biraz sönük bir mevrzu seçmiş olmasının sebebine gelince : Mesole bu filmi Avrupaya da satmaktan — ibarettir. — Filhakika Ingiltere (Lord Byron)u çok okur, gok sever, Hayatile çok alâkadar- dır. Bunun içindir ki filim bitirilir bitirilmez Londraya yollanacak, orada İngilizceye çevarilecektir. Yunanlılar bu düşüncede haksız değlilerdir. Filhakika birçok tec- rübeler ile sabit olmuştur ld, Balkanlarda — yapılan bir - film yalnız oralarda gösterilecek olursa idare etmez, yaşıyabilmsei için hariç piyasasından da lstifadeye ihtiyacı vardır. -— ston Fran Beğenilldi Birkaç gün yapılan (Marallyalı Jüsten) fi nin orada mühimce bir muvaffa: kiyet kazanabileceğini, buna mu- kabil ecnebi memleketlerde soğuk örüleceğini —tahmin — etmiştik, *nnııı gazetelerini anlattıklarına bakılırsa bu tahminimiz tamamen yerinde çıkmıştır. Bu filmi şimdi yalnız Pariste (7) sinama ayni za- manda göstermektedir. Buna mu- kabil memleket dışına henüz hiç bir nushası satılmamıştır. Yukar- da bu filimden yeni bir sahneyi daha görlüyorsunuz. Josefin Baker Dansı Ne- den Sever ? — Bana niçin seversin ? — diye sorarlar ? Ukranyalı bir kıza, hattâ me- yus olduğu za- manlarda bile bü- tün gün neden şarkı — söylediği sorulsa ne ce- vap verebilir? Dans benim hayatımdır. Dan- sa yürümeyi Öğ- renmeden baş- hhdım. Şimdi, ek çok — zamanlar, tiyatrodan sonra Kendisi Anlatıyor : Elissa Landi bütün diğerlerine benzememesi dolayısilc, kocasından ayrılması hakikaten hayecan uyandırmış bir kendim için oyua- kadındır. Bugünlerde lemi sık sık gazetelere geçmektedir. rim. bütün dillerden bütün mem'eket- lerin klâkları vardır. Vahşi müzik, milli dans, Hind orkestrası üst- üste gelir! Klâsik balelere uzaktan ba- yılırım. Güzeldirler. Yalnız biraz sert bulurum. Mademki soruyor- sunuz, söyliyeyim. Ş Rumbanın gaşyedici ahengi ile oymyan çıplak — vücutlu bir genç kızı daha çok severlim. Bu kızın aklında hiçbir şey yoktur. Hareketlerini biç kimse evvelden tesbit etmemiştir. Ona zarif jestleri, güzel hareketleri musikt İlham eder. Dansinglerde — isimlerini bile Odamda, Kendisi yalnız bir yıldız değil, aynı zamanda da çok kude retli bir muharrirdir. Bu resim filmlerinden birinden kesilmiştir. bilmediğim öyle çiftlere rast ge- lirim ki, dansın ruhunu semboli- ze etmişlerdir, uzaktan bakar gaşyolurum. Bilirsiniz ki birçok erkekler, dansa ahenk verenin kendiliğinden doğan vücut hareketi — olacağın- dâan haberdar değildir!er. Karışık öğrenilmesi güç ayak oyunlarını iyi dans sanırlar. Sinemaya gelince, ben beyaz perde üÜzerinde yüzlerce kişinin yaptığı dansı pek beğenmem. Tek kişinin ve nihayet birkaç çiftin oyununu her vakit tercih ederim. Josefin Baker

Bu sayıdan diğer sayfalar: