12 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

12 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SUU 8. Sarla e—0 —— I Hangi M I Gireceksiniz ? Güzel San'atlar Akademisi Güzel San'atlar Akademlil, mimari, resim ve heykel, texyinat olmak Üzere Üç şubeden mürek- keptir. Mimarlık şubesine girmek için Hso mezunu olmak İâzımdır. Ka- yıtlar mektebin açılmasından en beş gün evvel başlar. Kayıt İçin bir İstida, hüviyet cüzdanı, sıhhat ve aşı şahadetnamesi, 5 fotoğraf ve lise şahadetnamesi lâzımdır. Ecnebi tabliyetinde olanlar bu evrakı sefarethane veya konso- loshanelerden — tasdik — ettirmek mecburiyetindedirler. Istidatları - lup olmadıklarını anlamak - için talebe bir imtihana tâbi tutulurlar. Resim ve heykel şubesine orta derecede tahsil görmüş olanlar alınır. Yukarıda sayılan ayal ev- rak İle mektep müdürlüğüne mü- racaat etmek İâzımdır. Yalnız şahadetname — ortamektep gaha- detnamesi olacaktır. Tezyini san'atlar şubesi de bir sene ibhzart ve Üç sene ihtisas atölye mesalsi olmak Üzere umu- mi tezyinat, gralik, çinicilik ve dahili tezyinat ihtisaslarını öğretir. Tezyinat şubesine orta tahallini ikmal etmiş olanlarla Istanbul, Ankara, İzmir, Aydın, Edirne, Konya, Kastamonu, Diyarıbekir, Bursa mıntaka san'at mekteplerlal bitirenler tezyini san'atkârlara alt kabiliyetlerinden — bir — imtihan verdikten sonra kabul edilirler. Devam hergün mecburidir. Daha fazla malümat edinmek isteyenlerin mektebin her üç şube İçin bastırdığı talimatname- leri okumaları lâzımdır. Sorgulara Cevaplarım Bandırmada Çınarlı mahallesi No. 26 da Zakir Ataya: — Yaşınız. büyüktür. 16 ya- şında olsaydınız. san'at mektep- lerinden birine — girerdiniz. Size Yeşilköy hava makinlst mektebi- ile Nafıa Fen mekteplerini taval- ye ederizr. Bu hususta 2 ve 3 hazizan tarihli gazetemizde her iki mektep hakkında mufassal malümat vardır. Okuyunuz. Lüleburgazda Sabri Çelikçanat — Biz okuyucalarımızın yalaız mektep İşlerile uğraşıyoruz. Sizin yaşınız büyüktür. Bu hususta gi- rebileceğiniz. bir mektep te yok- tur. Tavsiyemiz, — bir istida Wle Sümer Banka müracaat etmek, sanayi tahsili için Avrupaya gön- derilmenizi istemektir. Bu suretle memlekete lâzim olan iyi bir işçi olarak yetişmiş olursunuz. Alapazarında A.K.G. ye; — Hava makinist mektebine mutlak surette orta tahsil görmüs gençler alınır. Bu hususta talimat- name kat'idir. Hiçbir — lstisna yapılamaz. Yalvaç Ortamektep İsmail Çeliğe; — Mualllm mektepleri kayıt ve kabul şartlarını yalkada neşredeceğiz, bir gün bek- leyiniz. Konoya depo yazıcını Galfar oğlu Osman Tota'yü; — Takip ettiğiniz çalışma sle- temine devam ediniz. Lise olgun- kak — kmtihanlarında — bütün İise derslerinden —imtihan — verecek olursanız zi kurtarmış olursunuz. söretle birdenbire ktediğiniz yüksek mekteplerden birlne, meselâ mühendis mekte- bine girerek, daha çok muvaffak olursunuz. Çalışınız. Eski Ve Yeni l!a—ğıth;ne Ş SON POSTA | Bugün Orada, Irin Yüzlü Bir Dere- den Başka Bir Şey Göremezsiniz Bıçkın Bir Dğlikınlıî:;yâı Bastıi. “— Heey.. Çe- kilin Buradan ! Burası Benim Babamın Malı Zavallı kağıthanel, Ne hale gelmişi. — Sulüküle — ile — arar sında az bir fark var. Bütün çingeneler, burada göbek atar- ken, sanki ©o eski Sadlâbâdın ay yüzlü, kıyrak vücutlu, tüllü ve güllü rakkaselerile alay ediyor- lar. Amma ne çirkin, ne yomsuz, ne — bayağı — alayi. — Buraya gelen halk ta sanki o eski şair- ler ve vezirlerin ölülerini tokmak- lıyorlar!.. Yer yer çatlamış toprak, irin gibi sarı, kara, pise akan dere, bodur kavaklar, yapraksız çınarlar, tahtaları dökülmüş ka- sırlar, hepsl şimdi Küâğıthaneyl bir mezarlığa döndürmüş. Ağır ağır dere boyunda — gezerken, Nedimin o inci gibi dizdiği şlir- lerin — mısralarını — hatırlıyorum. Şair Nedim, sevgilisini buraya çağırırken ne güzel yalvarıyor: — Gel, bu neşesiz. gönlümüze bir safa — bağışlayalım. Servi gibi yürüyen sevgilim, yürü de seninle — Sadıâbâda — gidelim. Işte bak üç çifte kayık iskelede bizi bekliyor. Annenden “Cuma namazına gideceğim,, diye İzin al, gu bizimle sitem eden feleğin çarhını uğurlayalım. Seninle iske- leye doğru kaybolan yollarda dolaşalım, yürü, servi gibi salınan sevgilim, Sadıâbâda gidelim!..,, Diyor. i Sonra üç çifte “zevrakçe,, ler Kaburga kemikleri & rılmış tahta köprü içinde, Nedimin şarkılarını ei y- liyen süzgün gözlü dilberler ye i- ne derin bir Öölü sessizliği... Heride ağaçlar altında solra bezini yere döşetip rakı içen bir bıçkin sirtini. geriye verip kırk elif uzunluğunda bir: — Alllanananahi... Çekti ki, değme gitsinl.. Çorap kiri ren- ginde yüzünü buruştura buruştura gşıkir şıkir oynayan Çingene ka- rısı ikide birde “haktaul,, diyor, otlar arasına tükürüyor. Kara, sarı, irin gibi akan de- sandallar sıklaştı. miyor, Kocaman bir mavna içine hamallar dolmuş. Aralarinda bir kadın. Zurna çak dıkça, kadın kurumuş parmakla- ranı birbirine sürtüyor, — iskelet yücuüdunu kıvırıp göbek attıkça da bamallar : — Alloooocco, — Allooooh I. diye döğünüyor, bağrışıyorlar. Küğıthanenin bugünkü sessiz ve durgun görünüşü Bugün güya tatll günü.. Bütün Istanbul — kapalı. — Küğıthane dolu.. Yer yer — tiyatrocular, kuklacılar, canbazlar, nişancılar haykırıyor, çocuklar ağaç diple- rinde defihacette.. Kâğıthelvacılar toz yığını arasında çırpınıyorlar. Dere kenarına çömelen kadınlar eski sevdaları yaratmak — gözlile etrafa ne de süzüle süzüle bakı- yorlar. Ağaçtan ağaca kurulmuş salıncaklarda ninnilerle çocuklar uyutuluyor, ikide birde kopuk delikanlılar arasında bir “ Hır!,, çıkıyor. Vür, ulan enal! - sesleri içinde kavga yatıştırılıveriyor. iki tarafta da cesaret pek kıt.. Güya eğleniyorlar. Amma ne eğlence, ne eğlence |.. * Nedim, Kâğıthanenin bayra- minı Şerefibâtları, Sadiâbâtları, Feyılâbâtları, Asafıâbâtları ne güzel anlatır. şimdi mezarından kalksa, zavallı hemen bir *focaatır Abât ,, kasidesi kaleme alıverir hele sevgilisine Sadıâbâdı bakın ne güzel anlatır: — Bir bayram olsun, yeni meş'elere sebep olsun, gel de o zaman seyret Sadıâbâdı, bele İSTANBUL —a Gazetemizde — çıkan ve resimlerin bütün mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI /| Abone bedeli değiştirmek gindin. Adree kurdçtur. Gölen evrak geri verilmez. Hânlardan mes'uliyot alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâves lâzımdır. Posta kultusu: 741 İstanbul Telgrat 1Sonposta 'Telefon :20203 güneşler, aylar görünsün, gönül hekimi sevgililer, ahular — gelsin, bak orada elimize nme fırsatlar geçer, nazlı çocuğum, sevgilim Bir iki gün sabret. Dur her köşeden bir güzel çıksın, kimi bağa doğru gitsin, kimi de sahra tarafına uzansın, bak ozaman gör sevişmek nasıl olur, zevk ve safa nasıl olur? Şimdi Kâğıthanede ne bağ var ne sahra,. ne güneşler doğuyor, ne de aylar.. Farzediniz ki kuru bir toprak Üstünde henüöz kuru- mamış küçük bir su çizgisl var. etraftan duyulan köfte, tavası kokularından - geçilmiyor. Hani ya, ta karşı sırtların birinde çok eskiden bir (Lamezar mesiresi) vardı, boy boy renk renk lamalar yetişirdi ?. * Dere kenarında hasır sermiş külhanbeylerden biri elini şaka- ğana attı. Gazel söyleyecek san- dim. Delikanlının maksadı çiğlik.. Bütün avazile: — Ulaaan, bu Kehtane babamın malıdır. Basın bakayım tüyünl, Diye tutturmaz mı?. Çocukca- ğgız baklı kovmak istiyor!. İster al Babasının malıymış!.. Rakı da şişede Ööyle berrak kalmıyor. | Delikanlı işi arıtınca arkadaşları kollarından tuttular, etrafa topla- nan kalabalık çil yavrusu gibi dağıldı. İçlerinden biriz — Ulan Sülman be, bu ka- dar eşek sürüsü senin kapuna düştü. Sadakan olsun, bırak otur» sunları. Dedi de, delikanlıyı razı ettiler. Bir ağaç altından geçiyordum. İrl yarı, yamalı yüzlü bir baba, kundaktaki çocuğu kucağına al- mış, elinin birile yavrunun çene- sini okşuyor, ince bir sesle: — Eşşoğlunul.. Itoğluuvul.. Do. muzoğlunu!.. Diye söylüyordu. Hey tanrım, bu ne güzel muhabbetl.. * Nedim sevgilisini Kâğıthaneye şöyle çağırırdı: — Göüzelliğinin, şiirinin vasfı dille hiç Aanlatılmaz, süsü hiç söylenemez. Gel de Sadıâbâdı gör şevketli hünkârım!.. Şimdi ben de Nedimi şöyle çağırıyorum: — Pisliği, berbatlığı dille hiç anlalılnaz, bulanık manzarası hiç söylenemez. Gel de Kâğithaneyi gör zavelb eebar!. » ı I Mahkemelerdea Matmazeli Sokak Ortasında ciğer, recek? a Tokatlamış Ikinel sulh cezaya Olimpiyâ adında bir matmazel geldi. Abdİ adında bir adamdan dava edi* yordu. Matmazelin iddiasına göre Abdi kendisine sarkıntılık etmip yüz bulamayıncada tokatlamıştır- Matmazel hâdiseyi şöyle an latıyor: — Bir akşam geç vakit Ak* saraydan Bayazıda doğru gidiyor* dum. Bu Apbdi denen adamdü yanında bir arkadaşile bana doğ" ru geliyorlardı. Yanıma yaklaş" tıkları vakit Abdi işi serhoşluğâ vurdu. Güya yıkılıyormuş gibl kucağıma yaslandı ve: “— Ah anaml, diye elile de sarkiıntılığa yeltendi. Güç hal ile elinden silkinip kurtulunca ara* dıkları kadınlardan olmadığıml | doğru yollarına gitmelerini söy* ledim. Çok sinirlenmiştim. Fakat Abdi benim bu azarıma kızdı vt Üzerlme yürüyerek küfürlerle bir* likte beni tokatladı. Mahkeme Abdiye üç gün ha* pls, 10 lira da para cezası verdi Manisaya Gitmemiş Mersur oğlu Asaf gezginci sar tıcılardandır. Hırsızlıktan — mab* küm olduğundan Hapishanede bu* lunmaktadır. Birincl sulh cezay& jandarma ile getirildi. Asafın bu suçu da hırsızlıktı. |İddiaya göre Manlsa otellerinden birinde bif yüzbaşının 180 lirasinı aşırmaklâ suçlu İdi. Fakat Asaf mahkemede! — Bu nasil olur? Ben Mant saya ayak basmamış birisiyim«. Diye suçu inkâr etti. Mahkemt Asahn Hadesıini Manisa mahke mesine göndermeye karar verdi. Cezaları Tecil Edildi Zabıtaya —hakaret suçunda! Hatice adında ihtiyar bir kadıfl birinci cezada muhakeme edilerek bir ay hapls ve 30 lira para ce” zasına çapılmışsa da cezası t edilmiştir. * Yine ayni suçtan birinci ce” zada muhakeme edilen Salâhattl? adında bir genç de bir ay hapif ve 30 lira para cezasına çarpif mış ve bu cezada tecile uğramışti! Acaba Maksadı Neymiş? Hayri davacı, Salih suçludu! Hayrinin Iddiası şudur: “Salih geçen yıllarda Hasaf adında bir adamı öldürmüştü: Hapse girdi. Ben de ölen Hasanif karısı Kâmileyi aldım. Saliblt gezası onuncu Cümhuriyet bayrâ” mında affa uğradığından hapstef çıktı. Fakat ©© zamandani bana rahat ve huzur vermiyor' | Beni boyuna tehdit ediyor. “Bef | Hasanı, Kâmile ile seni evlendir” | mek için mi öldürdüm?,, diyor: — Suçlu Salih ise bu iIddlayı w kâr etmekte: “Ben Hasanı bi ılıeıdl ıyıllııdııı "'d.d— Hı:: nin ( lür Kana Kinle bu adai loynıı teşvik ederek benim ürt” rime saldırtıyor. Mesele bundâ? or. » Demektedir. Bakalıl? mahkeme sonunda nme karar DOYÇE ORİENT BANK Drosdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiyedeki şubeleri: Galata - İstanbul - izmir Deposu: İst. Tütün Gümrüğü * Her türlü bonka işi * o mmemeaer

Bu sayıdan diğer sayfalar: