20 Haziran 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

20 Haziran 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GENÇ — SON POSTA KIZLAR — iÇiN! — Felsefe noktsl nazarından, kadın ar hakkındaki fikriniz nedir?.. — Vallabi ne diyeyim, blil- mem ki hanımefendi?. Kadın kar- gısında, felsefe ulemasının fikirleri pek dağılmış.. Âdeta, dal budak salmıştır. Bunları birer birer ar- zelsem, sizi bıktırip usandırırım. Fikri âcizaneme gelince... — Evet, — Bendeniz kadını, bir tek kelime ile izah etmek isterim. — Nasl?. — Kadın, kadındır. — Amma Sait Bey, bunda izah yok.Eilâk's müphemiyet var. — İIşte bendeniz de, o müphe- miyetl arzetmek İstiyorum. — Şu - halde, - kadın.. — Izahi mümkün olmıyan bir şey demek, Öyle mi?.. — Bendenizce öyle!. — Niçin ?.. — Şunun için kt Hanımefendi, hayatta tesadüf ve tetkik ettiğim kadınlardan — hiçbirinin — ruhunu, hislerini, arzularını — hulyalarını, kaprislerini ötekine benzetemedim. Bir kahkaha attım. — Aman Salt Bey, ne yapı- yorsunuz?.. Zannediyorumki çok yanılıyorsunuz. Asırlardanberi, dünyanın bütün şairleri, muhar- rirleri, mütefekkirleri — kadınları aynl zihniyette, ayni düşünüşte tasvir etmişlerdir. Kadına verdik- leri karakter, hep © müşterek tipdir. — Evet amma hanımefendi; acaba bu tahliller, kadımı Izaha kâfimidir?. — Meselâ... — Rica ederim, misal isteme- yiniz?.. — Lâkin Sait Bey? Siz, çok Mmüşkül bir vaziyettesiniz?.. — Niçin, efendim?. — E, tabildirki; yarın, öbür gün kzdivaç edeceksiniz. O zaman, bu kadar müphem bir mahlük ile na- tıl birleşebileceksiniz. — E işte bendeniz de onun için pek acele etmiyorum ya. — Sait Beyl.. — Efendim ?.. — Size birşey daha soraca- ğım. Fakat çok rica ederim; bu tualimi safiyelime — hamlediniz. Bana, yüzsüz ve hayasız bir kız demeyiniz. — Aman Hanımefendi, estağ- furullah... Lütfen emredin'z. — Hayatınızda — kaç tevdiniz ? O; bi'â tereddüt, hiç düşün- Meden cevap verdi : — Tek.. bir, kadın... — Tek, bir kadn mı7.. — Evet, — Aman Sait Bey nasıl olur? Bu asırda, ön beş yaşında bir Mektep çocuğunun kalbinde bile, ahudi apart manları gibi düzlü- helerle kadın yaşarken.” Sizin Yibi hassas, sizin gibi ruh ve #evgiden anlar bir.. bir.. — Emin olunuz-hamımefendi.. klfiyen yalan — söylemiyorum. Gtün hayatımda bir tek kadın Sevdim. — Affedersiniz, çok merak tttim. O kadının kim olduğunu Yormaya cesaret edebilir. miyim? | — Hay, hay, efendim, ben de Nze büyük bir cesarelle cevap Vereyim ki, hayatımda sevd.ğim kadın | © kadın da, annemdir. Bu cevap, bana biraz alay gibi geldi. Ona, hakikati söylet- mek için, garip bir inat hissi verdi : — Canım, anneniz.. O başka. O, dünyanın en tabil bir sevgisi. Beu, haniya şöyle Arızi sevgi- lerden bahsediyorum. Malüm ya, aşk, kapris.. Eunlar da ruhün birer ihtiyacı değil mi?.. — Haaa, şu halde iş dıği.lrıv hammefendi. O zaman size hisle- rimin bütün belâgatile arzedebi- lirim ki, adedini tayin edemeye- ceğim kadar çok kadın sevdim. — Meselâ, yüz... Fazla.. E artık bin, değil ya.. Çok fazla, — Amma, yaparsın ha?. On bim mi?.. — Ondan da fazla, Bütün dünyanın kadınları. Deminkinden daha fazla bir kahkaha attım ve: — Şu halde, dünyadan daha geniş bir. kalbiniz. varmış, Sait Bey. Diye bağırdım. Sait Bey, gayet tabil bir surette cevap verdi: — Zaten hanimefendi, — bu dünyada rahat yaşayabilmek için, bu dünyadan daha geniş bir ka- be malik olmalı. Ve işi, biraz da kalenderliğe vurmalı. Belki buna da, niçin? diyecekelniz. Bakınız size, kısaca izah edeyim. Ayıp değil ya, benim de bu aşk, filan dedikleri sevgiler hakkinda husust bir nazariyem var. Şunu çok iyl biliyorum ki, sevmek; bir ıztıraptır. Hiçbir. aşkın; — sahibini, ebedi sandete kadar isal ettiğini bilm- yorum; İşitmedim de? — A.. Sizde az çok, bizim muallime anna gibl düşünüyor- sunuz. — Vallahi; hanımefendi; mu- allime Anna Hanımın ve düşün- düğünü bi'miyordum. Fakat ben; sevginin his ve hayalde kalmasına, hattâ kalpten dudaklara kadar bile taşmamasına taraftarım, — İşi, şilr derecesinde bırak- mak İstiyorsunuz. — Hayır, efendim, hayır... Fikrimin şiirle hiç alâkası yok, Bilâkis, biraz fazlaca kabalık var. Açıkça arzedeyim ki; bendeniz, sevmekten korkan bir adamım. — Niçin korkuyorsunuz?.. — Şunun için korkuyorym ki; bütün #sevenler.. Ve hattâ sevi- lenler, tamamile aldanmışlardır. — Çok sert düşünüyorsunuz, Sait bey. Vakıa henüz bu hususta büyük bir tecrübem yok amma; sevginin, hiç te böyle olmadığını zannediyorum. — Nefsinizde tecrübeye ne lözüm var, Hanımefendi. Binlerce senedenberi, şu köhne dünyada tecrübe edilmedik ne kalmış ?.. Mi'yonlarca ve milyarlarca misal ile gösterebiliriz ki, bugün her- hangi celbeden birini sevmişiz. Fakat ertesi gün, her hangi bir sebeple ondan nefret etmişiz. İşle; sevgi mefhumu eridi, gitti. Sonra, bu- gün birisi karşımıza çıkmış; ya madd yatımızı veyahut — maneyvi- yatımızı kendi il bulmuş, bize perestiş kat yarın, hiç beklenilmiyen bir hayat kasırgası çıkmış, o perestiş hislerini bir anda dağıtıvermiş, (Arkası var ) bir sebeple perestişimizi | M (Öz Dil Çalışmaları Otuz Dördüncü Liste 1 — Fıkra - 1 Bölek, 2 Anlatık Örnekler: | — Kanunun ikinci maddesinin Uçüncü böleğinde 2 — Yazınızın son böleğinde. 3 — Hoca Nasrettin'in hangi anlatıklarını daha çok seversiniz? 2 — Feragat - Özgeçi Öntek: Yurt işlerinde özgeçi İlk şartlardandır. 38 — Fikri takip - Güderge Örnek: Güdergesi olmıyan adam, hiç bir işi başaramaz. 4 Davet - Çağrı Davetname - Çağrılık Med'u - Çağrık, Çağrılı Örnekler: 1 — Yarın akşam için kaç çağrılık yolladınız? - 2 — . Dün akşamki parti çağrısında bulundunuz mu? - 3 — Yarınki büyük şölene çağrılı (çağrık) -l.llll'? 5 — Ziyafet - Şölen Otuz Beşinci Liste 1 — Azm - Dölen Azmetmek — Dölenmek Örnekler: 1 — Türk havasının güvenliğini sağlamağa dölendik. 2 — Dölen ve dura başlıca kuvvetlerdendir. (Sebat - dura) 2 — Manla - Engel Mani — Önge Örnekler: 1 — Yurt savgası iş- lerinde önümüze çıkan bütün engelleri yıkarız. - 2 — Eğer bir öngeniz olmazsa yarın bana gelmenizi rica ederim. - 3 — Yurt savgasında me engel, ne önge dinleriz. 8 — Mahreç- 1 Çıkıt, 2 sürüt Örnekler: 1 — Bu malın çıkıtı neresidir? * 2 — Alman piya- sası mallarımız İçin en İyi sü- rütlerden biri olmuştur. 4 — Nalliyet, Mazhariyet- Ergi Ürnek: Sizinle konuşmak benim için en şerefli ergilerdendir. 6 — Mecra-1 Yatak, 2 Akağı Örnekler: 1 — Nehir yatağını temizlemek, 2 - Yağmur suları için akağı yapmak. Not: Gazetemize gönderilecek ya- zılarda bu kelimelerin Osmanlıcalar rının kullanılmamasını rica ederiz, PERŞEMBE — Huzır 20 HAZİRAN 935 46 “Arabi Rumi 18 Reblüllevvel 1354 7 M-_ l.-ıl Vaklt |Esani |Vasalli Vakit |Ezanl | Vasati geee ae Güneş | G40 | 4 78 | Alışam 11 — |19 43 Öğle | 481 1214 Yatsı G6 21 48 ikindi. lı“““ Gün 30 imsâk | 6 2403 07 BANKA KOMERÇİYALE İTALYANA 700,000,000 BSermayesi Liret i 144,785,576,20 İhtiyat akçesi ,, Merkezi idaret MILANO İtalyanın başlıca şehirlerinde s Il: ELER Tagiltere, Fransa, İsviçre, Avustur- ya, Macaristan, Çekoslovakya, Yu- goslavya, Romanya, — Bulgaristan, Miasır, Amerika Cemahiri Müttehidesi, Brezilya, Şili, Uruguay, Arjantin, Peru, Ekvatör ve Kolumbiyada Afilyasyonlar ISTANBUL ŞUBE MERKEZI Galata Voyvoda cuddesi Karaköy Palas ( Telel. 44841/273/4/5 ) hir dahilindeki acenteler: stanbulda: Alalemciyan hanında Telel. 22900/3/11/12,15. Beyoğlunda : İstiklâl caddesi Telek 41046 İZMİRDE - ŞUBE Belgrad Mektubu: Halk Dilinde Birçok Kelimeler Dolaşıyor Usta, Ispanaklı Kes... Vesa'n Şehrin Belli Başlı Mevkilerinin İsımteri De “Kale Meydanı,,, “Topçular,, dır Belgradın başlıca caddelerinden biri.. Belgrad, (Hususi) — Belgrad ! Rusça konuşan bir şoför — bize şehri gezdiriyor. Yanımda çatra- patra Rusça konuşan arkadaşın tercümesile önünden geçtiğimiz büyük binaların Isimlerini öğreni- yorum: Belediye, Adliye sarayı, Polls müdüriyeti, Miltt banka, milli tiyatro.. Sofyada da bir eşi- ni gördüğüm “milli tiyatro,, bina» mını, ne yalan söyliyeyim, gıpta ile seyrettim. Tuna ile Sava nehirlerinin ku- caklaştığı noktada, inşaatı birkaç ay evvel sona ermiş kral Alek- sandr. —köprüsünün — ortasından, şebrin umumi görünüşüne göz attık. Şofürümüz güler yüzlü, tatlı sözlü bir adam/ Baş parmağile havada yarım daireler çizerek anlatıyor: — Şu karşıda *“Topçular,, mevkil. Bütün gördüklerim bende şu kanaati uyandırdı: Bolgratta her şey milli bir çerçeveye sokulmuş, mill! bir hüviyete büründürülmüş. Fakat buna — rağmen — halk dilindeki — bir çok — Türkçe isimler, — tabirler ve — Türkçe kelimeler — henüz silinmemiştir. Meselâ: Şehrin belli başlı mevki- lerinin adı Türkçe anılıyor; “ ka« le meydanı,, , " Topçular ,, ve da- hası, Kral sarayının bulunduğu yerin adı: " Terazi meydanı ,, gördüğünüz Başka bir misal: Istasyon ya- kınlarında bir börekci dükkânına girdik. On iki yaşlarında bir çe rak servis yapıyor. Türkçe söyledik, anlamadı. Ca- mekândaki börekleri göstererek İşaretle Aanlatık. Küçük çırak © zaman, bizi türkçe bilmediği hakkında şüphe ve tereddüde düşürecek güzel bir türkçe ile: — Usta, ıspanakı kesl! Diye bağırdı. Öğrendik ki; bizden kalan - bu isimler, bizim Beyoğlu lokantalarının — listele- rindeki “Makaroni o graten,, ve sair tabirler gibi kullanılmaktadır. x Lokmalarımızı — acele - acele çiğneyoruz. Çünkü trenin kalk- maşına tam on iki dakika kaldı. Hesapları gördük, otomabilin ya- mına fırladık. Hay aksi şeytan! Şoför yok. Arkadaş asaatini çıkas myor: — Yedi dakika karcıl Şoför meydanda yok. — Beş dakika var! Soruyorum: — Koşarsak yetişebilir miyiz? Düşünmiye vakit yok. Koşus« yorur. Arkamızdan bir ses : — Nereye ? Daha vakıt çok ! Baktık. Şoför, elinin tersile ağzını siliyor. Saatini çıkardı ve: — Daha bir saat vaktiniz var, dedi. Ne koşuyorsur.uz ? Arkadaşım da saatini çıkardı. Saatleri tokuşturdular. Blri Üçe dört, öteki ikiye iki var! Şoförümüz güldü ; arkadaşımın omuzunu sıvadı : — Saatinizi bir saat gerl almayı unutmuşsunuz. — — Merkezi —Avrupa — saatl, Balkan saatlerinden — bir sanat geridir. Unutmayın ki merkezl Avrupa saati Yugoslavya hudut- larından başlar ! Bu saat hikâyesini burada tekrarlayışım, Yugoslavyada en büyüğünden, dümen neferine ka- dar hüküm süren bir ruh? haleti fade içindir. Yugoslavlar “Balkanlı,, olmayı bir türlü kabul etmek istemiyor- lar. Bir Yugoslava “Avrupalı,, diye hitap etmek, gururunu ok- şamak için mükemmel bir sözdür. Ahmet Nalm OSMANLI BANKAS TÜRK ANONİM ŞİRKETI TESİS TARİHİ: 1868 İSermayesi: 10,000,000 İngiliz hirası Türkiyenin başlıca — şehirlerile Paria, Marsilya, Nis,Londra ve Mançester'de. Mimr, Kıbrıs, İrak, Filistin ve Yunanistan'da İran, Şabeleri, Yugoslavya, Romanya, Suriye ve Yunanistan'da Filyalleri vardır. |ÜHer tüzlü banka muameleleri yapar A A n |

Bu sayıdan diğer sayfalar: