Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Z.am basız Ve Bozuk Bir Cadde Unkapanında Yeşiltulumbada Salıhpaşa caddesi çok bozuk ve ve lâmbasız bir haldedir. Gece karanlığı bastırınca, bu caddede yürümenin İmkânı yok. Şehrin en işlak vo büyük caddesi sayılan bu caddenin böyle karanlık ve berbat bir halde bırakılması doğ- rumudur? Belediyemizin nazarıdik- katini celbederim. Gedikpaşa Esirel kemalettin cami sokak No 12 de : All Hâlâ Ecnebi İşçi Çalıştırıyorlar Küçük san'atlar kanunu tatbik edildiği günden bugüne kadar uzun bir müddet geçtiği halde birçok fabrikalarda hâlâ ecnebi İşçi çalıştırıyorlar. Bu işçiler da- Ima mahzenlerde veyahut fabrika- ların husust evlerinde teahhüt eyledikleri İşlerde istihdam edili- yorlar. Şimdilik Üüç fabrikanın lamini ve çalıştırdıkları adamların isiralerini yazıyorum, ( Bu isimler matbaamızda mahfuzdur ) alâka- darların nazarıdikkatini — calbe- derim. Oku,:calrrınızdan Hasan Tehlikeli Bir Çukur Ve Bir İstek Zindaakapıda dar ve Işlek bir cadde vardır. En caddeden gün- de yüzlerce araba ve kamyon geçer. Yolun kenarındaki Özkan berber dükkânının önünde büyük bir çukur, aylardanberi etrafı taşlar, İçi çamurlarla dolu, pls bir halde duruyor. Birkaç defa Na- hiye Müdürlüğüne şikâyet ettik, fakat bir netice alamadık. Bura- da bir kaza olması da çok muh- temeldir. Yeniden Nahiye Müdü- rü Osmanın nazarıdikkatini cel- bederim. Zindankapı caddesi yağ tüccarı Hüzseyin Avnl Yalçın Tuzlalılar Kömürsüz Kaldı Tuzlada halk son günlerde kömürsüzlükten sıkıntı çekmiye başladılar. Buraya gğelen değir- menlerde Bsarfedildiği için Tuzla- hlar kömürsüz kalıyorlar. Alâka- darların nazarıdikkatini — celbe- derim. Tuzla İbrahim Diken Ç OSMANLI BANKASIı TÜRK ANONİM ŞİRKETI TESİS TARİHİ: 1868 Sermayesi: 10.,000,000 İngiliz lirası Türkiyenin başlıca - şehirlerile Paris, Marsilya, Nis,Londra ve Mançester'de, Mitir, Kıbris, İrak, İran, Filistin ve Yunanistan'da Şubeleri, Yugoslavya, Romanya, Suriye ve Yunanistan'da Filyalleri vardır. Her türlü banka muameleleri yapar SELÂNİK BANKASI Tesis tarihi 1888 — İdare merkezi K letanbul ( Galata) Tü:kiyedeki şubeleri: İstanbul, ( Galata, Yenicami); — İtimsir, Murein. - Yanonistandaki şubsaleri: Selânık, Arina, Piro, İdev nevi banks muamelâh —e N Y TT Si aei al SON:- POSTA” Tarihi Müsahbate , Nasıl Asar Ve Keserlerdi ? Subaşı Husrevin Kol Kuv Yendi /| 1632 yılında Istanbul çok kanlı sahneler gördü. Saray, Babiâli, Yeniçeri kışlaları, sipahi hanları o yıl içinde biribirine girdi, ceh- lin ve ihtirasın doğurduğu cina- yetlerden — Istanbul sokaklarına adeta kan sindi. O sırada Hün- kâr, Tokatta bulunan eski sadra- zam Husrev paşayı öldürtmüştü. Bu cineyet de ayrı bir karışıklık doğurdu. Husrev yiğit bir adam olduğundan halkın göynüne gir- mişti. Onun başı Istanbula gelin- ce kıyametler koptu, her ağızdan bir hikâye belirdi. Artık neler söylenmiyordu ne- ler?.. Husrev, pusuya düşürülüp kahbece öldürülmüş imiş. Husreve agu yutturulmuş ve bu suretle öldürülükten sonra başı kesilmiş. Husrev, uyürken Üzerine — çullanı- larak canı alınmış İmiş. Tarihci Peçevi bu dedikodulardan şu su- retle bahsediyor: “ Husrev Paşa- nın katli haberi gelince halk ara- sında bir Şurü gavga ve bir Muglata vü fitne hüveyda — oldu. Güya Istanbul bir arı kovanı İdi, Köşe köşe vızıltı ve her canipte bir çeşit sızıltı vardı. Yeniçeri odalarında, sokak başlarında ve salr kalabalık yerlerde açıkca,hattâ yüksek sesle: * Husrevin dirisin- den korkardınız. Bakıniz — ölüsşü size ne yapacak? Derlerdi.,, Sadrazam Recep Paşa, Hus- revin öldürülmesinden son derece memnun olmakla beraber sarayı tahakküm altında tutmak, kendi mevklini — sağlamlaştırmak — için “zorbalara dil sokup,, onları kış- kırtmaya koyuldu — va nihayet gürültü koptu. 12 Mart 1632 ta- rihine' tesadüf eden bir Cuma günü saraya hücum edildi, Hus- rev Paşanın başına karşılık ol- mak Üzere birkaç baş İstenildi. Lâpa lâpa yağan kar, saray ka- pılarında toplanan kızgın kümeyi dağıttı. Fakat Pazar günü daha büyük bir kalabalık Topkapı Sa- rayı önüne yığıldı, Hünkârın ken- dini korumak İçin kardeşlerini ölbürebilmesi ihtimalini haykıra- rak onların kendilerine gösterll- melerini ve Hünkârın da hesap vermek Üzere ortaya çıkmasını Ibrahim adlı dört şehzade dışarı çıkarıldı, halka gösterildi. Beya- zıtla Süleyman yetişkin gençlerdi, kalabalığa doğru ilerilediler ve yalvardılar: — Bizi kendi halimize koyun, adımızı dile almayın. Bu, bizim hakkımızda şüphe uyandırır, ba- çımıza felâket getirir. Kalabalık Hünkârın da ortaya gelmesini, kardeşlerine kıymaya- cağına dair yemin edip kefil göz- termesini İstediler. İşte bu sırada Sadrazam Topal Recep Paşa, sakat ayağını sürükleye sürükleye Hünkârın yanına yanaştı: — Ne olur ne olmaz, dedi, aptest alın, halkın önüne öyle çıkın, Hünkâr bu kaba Ihtara kulak asmamış gibi davrandı, dışarı çıktı. Tam — kalabalığın arasına girerken Sadrazamın mataracı başısı Husrev, Ffendisine yaklaştı, Hünkâra işittirecek — bir — gesle sordu : — Bu adama abdest aldıray- dın sultanım, Çünkü kellesi teh-» likedel.. â O günden sonra tam altı yıl geçti, bu gürültüler unutuldu; kan dökülerek, para saçılarak, enti- rikalar çevrilerek saraya kuvvet temin elundu, ©o meyanda topal Recebin başı kesildi. Şimdi hün- kâr şarka sefer açmıştı, uzun yolculuğa girişmişti. Tam yüz on konağa ayrılan bu yörüyüşün her gününde kel- BANKA KOMERÇİYALE iTALYANA PT Liret — 700,000,000 şhîî?a?eıkçeli » 1“.785:576,20 Merkerzi idbıreıı MI ılı. İA N ç? | n başlıca şehirlerinde ltıyunıs U â ELER İngiltere, Frauva, İsviçre, Avustur- yaf Macaristan, Çekoslovakya, Yu- goslavya, Romanya, — Bulgaristan, Mısır, Amerika Öemahiri Müttehidesi, Brezilya, Şili, Uruguay, Arjantin, Peru, Ekvatör ve Kolumbiyada Afilyasyonlar ISTANBUL ŞUBE MERKEZİ Galata Voyvoda caddesi Karaköy Palas ( Telef. 44841/2/3/4/5 ) Şehir dahilindeki acenteler: İstanbulda: Alalemciyan hanında Telef. 22900/3/11/12/15. Beyoğlunda : İetiklâl caddesi Telef. 41046 İZMİRDE ŞUBE Hafızası Padişahın — Bu adama abdest aldıraydın sultanım. Çünkü kellesri — tehlle kede |.. lelar uçuruluyor, evler — göçürü- lüyordu. Meselâ İzmitte bir oğlu dünyaya geldiğini haber alan hünkâr, çocuğun oğlan değil kız olduğunu öğrenince müjde getl- ren adamı kaziığa vurdurdu. Bal- vadında, Mihaliç kadısı ipe çe- kildi. Akın çayırında iki saraylı asıldı. İlginda Sakarya şeyhi diye Çanılan bir adam, bütün kemikleri ayrı ayrı kırıldıktan sonra, kafası kesilmek suretile öldürüldü. Hır- sızlık, yankesicilik, — huvardalık suçlarile asılanların, kazığa vuru- lanları ise sayısı düzüneleri ge- çiyordu. Ordunu Konyada bulunduğu günlerden birinde hünkâr, kılığını değiştirmişti, çadırlar arasında dolaşarak, kesilecek kelle seç- meye savaşıyordu. — Bir çadır önünde iki adamın konuştuğunu gördü, yanlarına doğru yörüdü. Bunlardanbiri — Fahreddin oğlu Hüseyin Beydi, öbürü yenlçeri çorbacilarından tanıdı. Ö alti yıl evvel kendisine abdest — aldırıilip — aldırılmadığını soran mantarcıbaşı İdi. Hünkârın rengi değişmiş. gör- leri birden kipkırmızı kesilmişti, bir. yara almış gibi hızlı hızlı yürüyerek — otağına — gidiyordu. Fahreddin oğlu da, subaşı Husrev de onun yaman bir hiddete ka- pıldığını — anlamışlardı, iliklerine kadar titremişlerdi ve hemen kendi çadırlarına savuşmuşlardı. Biraz sonra bir çavuş geldi, Hus- revi Yeniçeri kâhyası Bektaşın yanına davet etti. Eski matarcı başı, bu vakitsiz davetin uğur- | suzluğunu — sezinsemekten — geri kalmadı, kaftanının altına koltuk gördesi denilen kısa demirli bir kılıç koydu, kâhyanın çadırına gitti. O devrin kanunlarına göre yeniçerilerden büyük küçük her- hangi birinin öldürülmes! ocak zabitlerinin elile mümkün olabi- lirdi. Hunkâr, bu kanuna uyarak subaşı Husrevin — öldürülmesini yenlçeriler kâhyası Bektaşe em- retmişti. Şimdi bu emir yerine getirilecekti ve mahküm, sükün içinde bekleniyordu. subaşi Huüsrev | Tarım İşleri Köylüye Zeytin Fidanı Dağıtılıyor , Çanakkale, (Özel ) — Çeklre dekten yetiştirilen xeytinler bu sene köylüye dağıtılacaktır. İtal- yada ikmali tahsil ile Bakanlıkca Vilâyetimize —zeytin mütehaassısı olarak gönderilen Zeki Demet diyor ki: Italyanların belki elli sene ev- vel çekirdekten zeytin yetiştirme usülleri, Türkiyede ve bilhassa Çanakkalede geçen senedenberi tatbik edilmekte ve büyük mu- vaffakiyetler elde edilmektedir. Yabani zeytinlerin çekirdekleri | toplanarak katlamaya tabi tutul- muş, çabuk intaçları İçin kimyevi mualiceden geçirildikten — sonra yastıklara ekllerek iki ay içinde çemliklerinde muvaffak olunul. muşlur. Geçen senedenberi büyü- yen ve bu suretle yetişen fidanları- mıza busene aşı yapılarak köylüye dağıtılacaktır. Aşılar, bilhassa Italyadan getirilen ve Aanaç ola- rak fidanlıkta yetiştirilen Italyan zeytin — cinslerinden — Orhangazi ve Gemlikten getirilen aşılardan yapılmış bu suretle Vilâyetimiz- deki zeytin cinslinin ıslahına adım atılmıştır. Bu sayede her seno binlerce zeytin fidamı dağıtılacaktır. Bu« günkü zeytinciliğin en fenni şekli Çanakkalede — tatbik — edilmeye başlanmıştır. dıra girdi, yarım düzüne çavuşun orada sıralandığını ve Kâhyanın da ekşi bir yüzle oturduğunu gördu, selâm verip durakladı. Çadırdakilerden ancak bir ikiel | onun selâmını İade etmişler ve Üst tarafı susmuşlardı. Husrer, bu muameleden başina gelecek felâketl tamamlla anladı ve Kâh« yanın İdam hükmünü tebliğ et- mesine meydan vermeden koltuk gördesini — çekti, — Başçavuşun Üzerine saldırdı. Onün darbesi çadır. direğini ikiye bölmüş ve ortalığı altüst etmişti. Yıkılan çadırın altında kalan çavuşlar ve kâhya, kendilerini toplayıp dışarı çıkabildikleri vakit Subaşı Husrevin izi bile göze çarpmıs yordu. Herif —sanki — berhava olmuştu. Hünkârin hafıza kuvveti hu suretle bir kol kuvveti önünde yenildi, verilen idam hükmünün yerine getirilmecine imkân kal- madı. zor oyunu bozar derler, Husrev de kendi için kurulan tuzağının bir darbo ile parçala«- mıştı. M. T. Tan - 1 — Urfa askeri ihtisas mahkemeösi azasından kaymakam Bay Avni Bekâr oğluna: Nasraddin hoca hakkındaki sorgunuza hususi bir mektupla cevap verdim, sayın bay. * 2 — Okuyucularimızdan Bayan Bediayat Bulup okumak İstediğiniz man- zumu, hoca Sadeddinin taclitteva- rihde, Haberi sahihde, Enderon tarihinde, Hammer tercümesinde ve daha bir çok kitaplarda vardır. Bulmakta güçlük çekerseniz yazı- gır, size bir suretini yollayayım. Yalnız gurasını da unutmayınız ki bu maüzvme, hoca Sadeddinin kaleminden çıkmaştır. yani uydur- medir sayıs baysa M $. Tak . Ka Ti Üa Ü at gi © Beyanıt, Süleyman, Kasım ve | 5 -- | Subaşı Husrev, t.dsunfı ga. İş A 'e $ hi VA KÜ AĞÜNEETİT T —eit - İ l