10 Eylül 1935 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

10 Eylül 1935 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Eylâl 10 l Piri Reisin 0 Hint Denizlerinde || | Amesk Hası HİKÂYE Yazan: Türkler M. Turhan Hadım Süleyman -Piri Rols- Morat Reis Türk Tarihi Araştırma Ku- rumu Yeniden Bastırdı İstanbul, 9 (A.A) — Türk ta- İngilizceden : HıRSIZ KIM? ; “Piri Reis, Ünlü Kaptanlarından Recebi YanınaOturtmuş, halleşip dertleşiyordu ğ İkinci Kısım Dayısına İmrenen Yegen! — Hoş geldin bire Recep. Nicesin eyi misin, hoş musun? — İyiyim reis, demir gibiyim. Yal- Biz yüreğim gen değil, Karada gezmek sinirime o dokunuyor. ODireğe sarılı yelken gibi üzülüyorum, aşılmak, yele göğüs verip şişmek, gerinmek İsti- yorum. — Hakkım var Recep. Denize ali- gan kişi karada güç yaşar. Bende senin gibiyim, denizden uzak kaldık- ça ciğerimin kuruduğunu seziyorum. Suyu saran hava başka, karada dola- şan hava başka, Fakat emir kuluyuz, elimiz ayağımız bağlı, Şimdilik bura- da bekliyeceğiz. Bereket o versin ki denizden uzak değiliz. e Gemilerimiz önümüzde. Onları görüyoruz, dilediği- miz anda içine girip dolaşıyoruz, top- larımızı Ookşuyoruz, (o yelkenlerimizi kokluyoruz. Ne çıkar bundan rels? Yörüme- yen gemi, yatalak hastaya (benzer, Kendini sevenleri Üz: — Bunda da haki yatan kılıçla demir & © gemi, savaş erlerini tasalandırır. Kılış işlemeli, gemi yürümelii. Lâkin dedim a, Emir kuluyuz. İstanbuldan buyruk gelmezse kımıldamayız. o Burnumuru Bana on iki duka altınına mal oldu amma helâl olsun. Piri Reis, OBarburosun destanı denilen şu ciltsix eserin ne olduğunu sezer gibi olmuştu. Ölümü üzerinden altı yıl geçmiş olmakla beraber adı benüz rüzgârların dilinde görlemi bu'i böyük Türk den'zcisi Barbaros Hay- reddin Paşanım kendi hayatını kendisi anlatmak suretile bir kitap yazdır. dığın biliyordu. Fakat Kanun! Sö- leymanın emrile yezılıp saraya sunul- muş olan bu kitabı o vakte kadar görmemişti. Recebin destan dediği şu kâğıtların © kliaptan - kopye edilmiş sayfalar olması pek mümkündü. Bu- munla beraber şüpheden kurtulama- dığından anlamak istedi —Varakına üç akçe verdiğin şu des- — İyi bildin bey odur. Bizim levent tersane kâhyasımn evinde bu desta- Din aslini görmüş, me yapıp yapıp Örneğini almış, bon de sana getirdim. Şunu bir okusan da dinles#m, bütün rsislerede cinletsek! Ve gamlı gamlı içini çekti — Sen de, ben de; dedi, rahmetli. nin yetiştirmesiyiz, © olmasaydı biz olmazdık. Nasil ki yine © olmasaydı rihl araştırma kurumu, 15/16 ncı asırda yetişmiş büyük Türk coğ- rafyacısı Piri Reisin iki önemli eseri olan Amerika haritası ile kitabı bahriye adlı büyük coğrafi eserini Devlet matbaasında aslının aynı olarak çok güzel bir şekilde bastırmıştır. Piri Reis haritası malüm olan Amerika haritalarının en eskisi- dir. Bu harita 1513 yılında yapıl mıştır ki, Kristof Kolomb'un Ame- rikayı koşfinden pek az bir zaman sonradır. i Harita, orljinal ve çok kıy- metli bir eserdir. Şimdiye kadar ilim âlimlerinin tetkikinden uzak kalan bu haritayı orjinalinin aynı olarak basmak süretiyle Türk tarihli araştırma kurumu ilme bü- yük hizmet etmiş oluyor. Kitabı bahriye Ise, yine Piri reis tarafıdan yazılmış Akdenize alt coğrafi ve çok önemli bir eserdir. Bu eser kısmen vaktiyle profesör Kahle tarafından neşre- dilmiş isede Türk tarihi araştır ma kurumunun neşrettiği nüsha daha mükemmel olan Ayasofya ntshasıdır. Kitabı bahriye de bü- yük bir itina İle ve faksimile ola- rak devlet matbaasında basılmış- tır. Dünkü Kısmın Hulâsasu Resaam Henson, tablolarını sokak kögesinde teşhir edip satmaktadır. Bir aralık birkaç tek içmek için meyhaneye kadar gitmiş, resimler sahipsiz kalmıştır. Bu sırada Dippy isminde bir yankesici bir madamın gantasını aşırıp kaçmış, polisin gö- sünden kurtularak sahipsiz tablo- İarin yanına oturmuştur. Yankesiciyi kaçıran polis, o kızgın lıkla Dippy'nin yanına gelerek ar- tık orada durmamasını, tablolarını alıp gitmesini söylemiş, Dippy'de resimleri omuzlyarak yola koyul- duğu bir mrada resam Henson çıktgelmiştir. Henson: — “Bu adam hırmıdır |, demekte ise de Dippy gayet tabil bir şekil de itiraz etmektedir. — Ben onları çalmadım. Sen bana onları eve götülmemi ten- bih etmemiş mi idin? Dedi. Hensou şaşırdı! — Ne? Ben mi sana tenbih eltim? Diye sordu. Polis memuru yine müdahe- le etti: — Anlaşıldı, dedi, Haydi ba- kalım, ikiniz de polis merkezine geliniz de kozunuzu orada pay- laşınız. Dippy'nin ödü patlamıştı. Şaş- kım bir halde: — Durunuz, polis efendi, ba- kınız size hakikati (o anlatayim. Bizim arkadaş galiba bir iki kas niz orada paylaşın, dedi ve ora: dan uzaklaştı. L pire bu sefer Hensona dön 0! si) Teşekkür ederim, arkadaş, —Henson derhal cevap verdi, — Arkadaş, markadaş deği- lim. Ne aşırdı idin söyle baku lım, dedi. Dippy, madam Partonun para geri gösterdi. Henson hiç tereddüt etmedi. tayı aldı kendi cebine indirdi. ni - Dippy şaşkın şaşkın baka kalmıştı, — Hey! arkadaş. O kadar uzun değil, verşu canta mı bana, diye mırıldandı. Henson: — Peki, dedi, vereyim amma, ondan sonra gider meseleyi de ise anlatırım hal, dedi, » eyer mr başa a anlayınca ağız dolusu küfür ede- ederek oradan uzaklaşıp gitti. Henson da eski yerine avdet ederek tekrar resimlerini duva» rın dibine sıraladı ve minderine oturdu. Bir müddet sonra, Madam Parton, bir küçük gazete müvezzli ve başka bir polis memurundan ibaret küçük bir kalabalık resim sergisinin önüne geldi. Küçük enginlere uzatıp fırtınaları kollumıya | Akdeniz Türkün olmazdı. Bügün ———— deh fazla yuvarlamış olacak ki, > ağ KEM A Köne bi ein Sisler 0 Selânik Sergisi bana şuradaki meyhanede iken Memik e Hensonu İşa- rosu anip ortu! nda; ği , i Böyle konuşanlar, Süveyşte toplan» | öidü, fakat mübarek ruhu denizleri Acıld Erim “e LE anar — Iştel dedi. Çantayı çalan Türk donanması | bal pençesinde tutuyor. Ben, bütün çı 1 ğini şim AS bu adam, suratın (o görmedim kumandadı Piri reis ile o donanmanın ünlü kaptanlarından Recep relati, Piri bey, Süveyş kasabasındaki evin- dâ oturuyordu, donanmanın ekaiğile, gedigile uğraşıyordu. Bütüm süvariler gibi Recep rels de günlerini ve gece- borsalarda, © fırtınalarda “ Barbaros, Barbaros , diye haykıran bir ses duyarım. Ve Piri Relsin © gülümsediğini görünce ciddileşti: — Ben deli değilim bey, dedi, Selânik, 9 (A.A.) — Arnavut- luk ajansının özel aytarından: Selânik arsıvlusal sergisi açıl miş ve Türk pav onunun da açık ma töreni yapılmıştır. Bu törende değil ml arkadaş? Dedi. Gözlerile Henson'u yalvarıyordu. Henson, bir müddet Dippy'ye baktı. Onu uzaktan uzağa tanr yor, yankesicilik yaptığını biliyor du. Birdenbire (omeseleyi anlar amma köşeyi dönüp bu resimlerin yanı başındaki şu mindere çok- tüğünü gözlerimle gördüm. Polis memuru Hensona baktır — Oool Bizim eski ahbap Henson İmiş... Seni çoktanberi lerini en çok gemisinde göçiriyordu, | me söylediğim! biliyorum. a dedik. | Türkiyenin Atina elçisi ile tecim ö kasabada pazar kurulduğu günlerde | lerimi kuruntu sayma, Tanrı şahit ki | konuşmaları için Yunanistanda se id ml Gm Nerelerdesin baka- eri çen ak e vas da, her bora | bulanan Ekonomi müsteşarı ve | “© LA mi Nasıl oldu Madam Parton sabursuslanı Ni a arosu anyan a karaya çıkardı. Son baftalar içinde | bir sen var, Batı yeli, doğu yeli, kara | Turk Selgtı Üyeleri de hazır | g, enattum, Tabii resimlerime | yordu. Hensona döndü ve hide gemiyi pek seyrek bırakıyordu, Ami- ralı görmiye de yine seyrek geliyor. du. Bundan ötürü Piri rels kendini görünce pek sevinmişti, candan gelen bir özlemle onu karşılamıştı, yanı başında yer gösterip oturtmuştu. Recebin elinde bir tomar kâğıt vArdı, onu bir yere koymaktan çeki» niyormuş gibi davranıyordu, göğuü- r yel, denizlerin Üstünden onu ariyor, bulamayınca Piri Reis yine gülümsedi ve değerli denizciyi o sinirlendirmemek için su giderek uygun bir karşılık — Olabilir Resep olabilir. Denize ğini veren, borslarla canciğer Ne Barbarosu deniz de, rüzgârlar da bulunmuştur. Türkiyenin Selânik konsolosu, bu törende verdiği bir diyevde, iki komşu memleket arasındaki dostluk ve samimiyete işaret etmiş ve bu dostluk ve samimiyetin başka bir nişanesi olan bu pavyonun önümüzdeki yıllar içinde gittikçe daha zengin şöyle mukayyet olmanı rica et- miştim. Fakat meyhaneden çıkıp ta resimleri yerinde göremeyince şaşırmışım. Kör olası hâfıza im sana ne oyunlar oynuyor, dedi. Bu defa polis memuru Dippy- ye döndü: — O halde niçin resimleri detli hiddetik — Para çantam sendemi? Sen- de ise çıkar bakalım. Sokaklarda daha fazla sürünmiye vaktim yok, diye bağırdı. Henson, para çantasını görme" diğini, haftalarca hiçbir para çan- tasının yüzünü görmediğini, hatta nün üstünde tutuyordu. Piri Rels, | gibet unutmaz. bir şekilde tanzim edileceğini bir para çantasının ne olduğunu z , alup götürüyordun? Diye sordu. unuttuğunu söylemiye, böyle bir bir ke e, bir mescit imamı- Ve elini kâğıt tomarına wratarak | bildirmiştir. Elen Iktisat Bakanı Dippy geniş bir nefes aldı. bibi ire EN i ? österdiği saygıya benze- ir sarılığla tagınılan ilgi göstermekte onları aldı, gelişigüzel süzerek birer birer gözden geçirdi, bu diyeve, cemilekârâne bir su rette mukabelede bulunmuştur. — A... Siz söylemedinizmi po- lis efendi? Dedi. memuru gülümsedi, Tam bekle- diği fırsat gelmiştir — Gerçekten iyi bir iş b i geçikmedi. za Gy kalemi | dad Sn bir kei Türk pavyonu sergi içinde Polis memuru başını kaşıdı. — Haydi bakalım Henson. uyol kudrete kullanan, gri üsti | mükemmel bir tarih. Rahmetli Bar. | mazarı dikkati çekmekte ve çok | Ikisini de uzun uzun süzdü, Kalk merkeze gidelim de üstünü kadar içini de bilen; savaşta düşman büyük rağbet görmektedir. — Sahih, dedi, Defolun bura- | bir arasınlar... Eğer çanta üstünde gemisi batırmakta gösterdiği becerik- lilik derecesinde kelime vö cümle zorluğunu yenmeyi de başaran bir adamdı. Bilgisi yüksekti, çok kitap | torunlarımız ise bu tarihin İçinde okumuş ve çok şey öğrenmişti, Bum- | büyük © denizcinin rubunu göre- | ,, TR sa İli aş — dan dolayı deniz üstünde bayrağı | ceklerdir. yins söylüyorum: Bunu YAR mala elle ümer an almakla çok Iyi bir iş yapmış oldun. 4 görünmiyen bir gemi görünce bunun soyunu sopunu öğrenmek için nasıl merak ederse n& olduğunu bilmediği * bir kitap için de öyle meraklanırdı. Şiendi de ayni duyguda 1di, Recip | r0ise sordu. IŞLETMESİ Bu sene Bankamız nam ve hesabına Relsin gu bir yere koyamadığı, hattâ — Barbarosun hangi gazâsnı din. |) Acenteleri : Karaköy Köprübaşı n 3 5 dizinin üstüne de bırakamıyarak tâ | lemek istersin, söylede onu bulup |ğ Tel 42362 Birkesl Mahürdarıade tahsil için ecnebi memleketlere gönderilecek göğsünün üzerinde (tuttuğu (o kâğıt | okuyayım, hem ben haz alayım, hem eni talebenin seçim imtihanları görülen İüzumi tomarını anlamak istiyordu; yiğit gemici ile ilk konuşmayı yapar yap- maz dayanamadı, sordu; — Bu elindeki nadir Recep, yol daşların ulüfe defteri mi? Recep Reis hukaret görmüş gibi birden irkildi ; — Tövbe da bey, tövbede Bu küğıtlar yüce değeri şeylerdir. Öpü- lüp başa konulsalar gerektir. Say- gından yor» bırakamıyorum. — Kur'an mı, hadis mi nedir Recep. Tez söyle, içime merak yayıldı. — Ben cahil kişiyim bey. O de- diklerini anlamam. Bunlar rahmetli Barbsrosun destanıdır, bizim İevent- lerden biri İstantulda bulmuş. Duyar duymaz kâğıt bıgına üç akça verdim, aldım. Tam yüz baros, kendi ağzile kendini söylüyor, ne yaptıklarımı anlatıyor, Biz bunla okurken onu dinler gibi, onun sesini duyar gibi olacağız. Çocuklarımız, Varakına üç değil Üç akçe ver. seydin aldanmış olmazdın. Sonra kâğıtları sıraya koydu, Recep sen şevka gel. Destanın bütününü, donanmadaki reisleri burada top'ayıp okuruz. Şimdilik bir savaşın hikâyesini okuyalım, (Arkası var) Uluslar Arası Parlamen- tolar Birliği Cenevre, 9 (A.A.) — Uluslar kurulu eylül genel toplantısı ve komisyonlarının faaliyet ve müza- kerelerini takip ve incelemek Üzere Uluslar arası parlamento'ar birliği adına bu yıl Konya Saylavı Ali Rıza Türel davet edilmiştir. Bay Ali Riza Türel buraya gelmiş, sekiz varak. | temas ve tetkiklerine başlamıştır. Tepabaşı Beled Bu akşam saat 22 de Denizyolları Trabzon Yolu ERZURUM vapuru 10 Eylül SALI günü sast 20 de Ri- zeye kadar. “5368, Kayıp — İçinde hüviyet cüzdanı, tetbik mührü ve altmış beş lira bulunan eüzdanımı kabettim. Bulanın hüviyet cüzdanımı mesini (dilerim. Molla Fenâri merkez nahiyesinde İlyas oğlu İbrahim (47) Kayıp — Nüfus cüzdanımli as- keri terhis otezkeremi (o kaybettim, Yenilerini (o alacağımdan hükümleri yoktur. Susığırlık Sultançayırı All oğlu Hüseyin 446) dan da kozunuzu nere de İsterse- oseaearanmyen sensen 00armsurna ssevansamaasusas sanan Genel Direktörlüğünden : üzerine talik edilmiştir. bulunursall... Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden: 25 Eylni 935 tarihinden 31 Mart 936 sonuna kadar Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsünün 375 - 425 talebesi He 100- 120 mür- tahdemininin sabah öğle ve akşam yemeklerinin 20 Eylini 935 Cu- ma günü saat 15 de Pazarlıkla ihalesi icra edileceğinden taliplerin izahat ve şartnamesini parasız almak üzere Enstitü İdare Müdür- lüğüne ve pazarlığa İştirak edeceklerin ihaleden bir saat evveline kadar 4056 teminatlarını Enstitü veznesine yatırarak alacakları makburla (birlikte ları. “2461, 2 idare ve Ihale Komisyonuna müracaat- “5328...

Bu sayıdan diğer sayfalar: