V EiME çe 5? hi Sömir bA tbuaı GÖRDÜKLERİMİZ Bir FHırsız Çetesinin dyi Talit... Fransiz gazeteleri birkaç gün evvel Pariste ya- pılan bir hırsız- hkta — hırsızların İşine yarıyan bir tesadüften bahsediyorlar. Hırsız- lar arka duvardan atlamak sure- tile büyük bir müessesenin İçine girerler. Hemen büyük kasayı bularak İşe koyulurlar. Şimdi fabrikalar ustalaşmışlardır. Kasaları en mütehassıs amele tarafından da mükemmel takım- lara malik bulunsalar dahi sekiz on saatten Öönce açılamlIyacak sağ- lamlıkta yapmaktadırlar. Binaen- aleyh bu miülessesenin kasası da açılamaz, hırsızlar beş alti saat uğraşarak ter döktükten sora vaz- geçerler. Şimdi tekrar geldikleri yoldan çıkmak lâzım, Fakat bir duvardan inmek çıkmaktan ko- laydır. Hırsızlar geldikleri yoldan döcemezler. Başka kapı ararlar. Bu sırada tesadlif onları mitessese müdürünün odasına götürür. Bakar- larki kocaman bir yazıhane apaçık duruyor. İçinde nasılsa unutulmuş üç beş Hira bulunabilir. düşünce- sile çekmecelerini karıştırmıya koyulurlar. Fakat — çekmecenin içinde para yerine bir kasa anah- tarı ellerine geçer. Ne olur ne olmaz düşüncesile bu kasa anah- ftarını, az evvel — açamadıkları kasaya tatbik ederler. Ne görse- ler beğen'rsiniz? Kasa açılır, ve içinde demet demet banknotlar göze çarpar | Çalınan — paranın mıktarı tamam yarım — milyon franktir. Bulgar Dış Bakanının Cenevrede Faaliyeti Sofya, 11 ( Özel) — Bulgar Dış Bakanı Köselvanof, Cenevrede Tür- kiye, Yunanistan, Romanya, Yugos- İavya ve Arnavutluk dış bakanlarile takrar görüşmlüştür. Bir türlü açı- lamıyan ka- sanın hali Dördüncü Alman ordusunun erkânı son manevralarda Yeni Alman Ordusu Teşkilâtını Tamamladı Berlin, 11 (A.A.) — “ Voelksichar Böcbachter ,, gazetesi yaziyor: “ Kura efadının ilk sınıfı birkaç hafta sonr silâh altına çağırılınca, ! Alman ordusunun teşkilâtı ikmal edilmiş bulunacaktır. ; ta e İngilterede: Deniz Kuvvetleri Arttırılacak Yeni Müstahkem Bir Üs Yapılacaktır Londra, 11 (A.A.) — Deyli Telgrafa göre, deniz kuvvetlerini modern bir hale lstiyen deniz bakanlığı, Galles ilinde koymak ve kuvvetlendirmek bilhassa Pembroke Himanında yeraltı mazot mahzenlerile birlikte müstah- kem bir Üs yapacaktır. Harp vukuunda Ingiliz filosu düş- man gemilerini burada bekliyecek ve kuzey denizdeki İnzibatı temin Ödevi yalmızca destrayer ve denlzaltı gemilerine bırakılacaktır. Yapılacak üÜssün uzaklığı harp filosunu, bilhassı büyük gemileri müfteessir eden hava hücusmnarına karşı korumuş olacaktır. Portekizde : Suikastçiler Yakalandılar Aralarında Tanınmış İhti- lâlciler Ve Bir Albay Var Lisbonne, 11 (A. A.) — Başbakan, devletin başlıca makamlarını elea ge- çÇirmak ergesi e tasarlanam va dün muvaffakiyetsizliğe uğrayan suikasttan hükümetin çoöktanber! haberdar oldu- gunu bildiren bir bildiriğ yaymıştır. Yakalananlar, tanınmış ihtilâc!ler- den olup tski partilgre ve genelmiş konfederasyonunun gizli toplulukla« rına bağlıdırlar. En ileri gelen zuçlu, Albay Valeöntedir. Hadiseler, genel nizama halel gel- meksizin cereyan etmiştir. Halk bu hadiselerden habardar olmamıştır. Filibede Yakalanan Koml- nistler Ve Yahudiler Sofya, 11 (Özel) — Filibede Espe- ranto Lisanı Cemiyeti maskesi altında faaliyette bulunan 19 kişilik bir kos münlst şebekesi adliyeye verilmiştir. Filibe Yahudi tedhişçi ocağı mensup- A — a Edebt Tefrika No: 86 12 /9 / 385 Karşıma çıkan ters, aykırı, | yersiz ve gülünç tesadüflerin en fonası. Serseri bir kuru kafa gözle- Yimin Önüne dikilmiş bana sırı- tiyor. Kıwrik — dişlerinl etsiz, — sıyrık dudak yerlerinden gösterip oyuk- larında korkunç birer baykuş gözü gibl ışıldayan gözlerini kır- pıştıriyor: — Nasıl, değil mi? Ve acı acı kahkahalarını da İşitiyorum. Ş Sakin, İçli ve düz bir hayat için hazırlanan ben müthiş fırtr nalarla pençeleşiyorum. Kiısmet mi, tali mi, kader mi, nedir, her halde İnsanların İradesine hükmeden hulyalarına kahkahalar atan bir gizli kuvvet var. Bu gizli kuvvet ne kadar birbirine zıt kaprisleri varsa benim önüme çıkarıyor. Kendimi tesadüflerin akışma bıraktım, düşüncelerim ve hul- yalarım tahakkuk etsin — diye zorlamadım, eğer bunu yapsaydım çok daha betbaht olacaktım. diyor, — mes'utsun ları da mahkameya verilmişlerdir. ANASININ -.. Cahit İ Fakat şimdi neyim? Eşref Beyin bu meptubu ne olur. Iki hafta önce gelseydi. Ali Sami Beyin kocalık ve babalık hevesleri ne alur iki üç ay önce belirseydi. Ve ben ne olur, ona ikinci bir dafa tesadüf etmeseydim, o dağ otelinin hümmeli gecelerini yaşa- masaydım. Şimdi ne olacağım? Ne yapmalıyım ki bu istiraptan kurtulayım. Kararsız, korkak bir kadın miyim, ; Zevkleri, ihtirasları uğruna beş on yıllık yuvalarımı birakıp taze, baharlı aşkdarına koşan numara numara çocuklarını unutup sev- illerinin kucağına atılan kadın: ların macerasını çok dinledim. Hele bunun erkeklere ait cep- hesinde neler, neler işitmedim. Hattâ kendi hayatıma giren er- keklerin bile © iğrenç - (dışarı) zevkleri uğruna ne gülünç hallere düştüklerini de gördüm. Yabancı ve dışarı kokusile çılgına dönen erkek ruhlarını bir dereceye kadar affediyorum. Erkeklerin bünye ve doğuş tas | N Romanyada : Tokyoya Gitmek İçin Havalanan Uçak Yandı | Bükraş, 11 ( A. A.) — Yüzbaşı Popoisteanu ve Teğmen- Papana ta- rafından kullanılan ve Siberyadan ge« çerek Tokyoya gitmek üzere Bükreş. ten havalanan uçak, havalandığı yörir ç kilometre ötesinde yere düşmüştür. Motör patlamış, ve uçak yanmıştır, Her ikl uçman, paraşütleri sayesinde kurtulabilmişlerdir. l Avusturyada: 46 Komünist Tutuldu Viyana, 11 (A.A.) — Bleiharg jan- darması, zararlı faaliyet gösteren 46 komlinist tevkif etmiştir, Aynızamanı da propaganda eşyası, silâh ve cepane de öle geşçirmiştir. Long Yearın Gömüllüyor Baton Rouge, 11 ( A.A )—Lang'un cenaze töreni, perşembe günü yapı- lacaktır. Long'un, Louisane hükümeti K.lârı binasına gömülmesi muhte- ma « rafından kadınlardan daha baş- ka cins şartlara bağlı olduklarını itiraf ederim. Karısına hissetir- memek şartı ile bir erkeğin hafif çapkınlıkları mazur görülebilir. Fakat bunu, (saadet) da aranan maddi vasıtaları elinde olan bir kadın için hiç doğru bulmam, onun İçin kendi hayatını da ken- dime zehir ediyorum, Fakat ne yapabilirim. Ve şimdi ne yapayım ? Kaçalım mı? Dağ otelinin canlı hatırasını da taşıyarak atlantiklerin öte ba- şına kadar gideyim mi? Evlilik, kocalık ve babalık zevkini tadalı daha iki hafta ol- mıyan Ali Saml Beyl dünyanın en müthiş hayal ve hakikat boz- guünuna uğratacak bir hâdise çı- karayım mı7? Artık tam mes'ut bir anne ve büyük anne olduğu- na inanarak günde on İki kere yüzümü gözümü okşayan öpen annemi —heyecandan öldürecek bir harsketle kaçıp gideyim mi? Zavalh annem... Onun yakın vakitlere kadar endişe ve istırap kaynıyan gözlerine sükün ve neş'e geleli kaç gün oldu. Şimdi Ali Samiya de acıyo- rum. Muhakkak ki çapkın erkek- ler — serisinin en azılrlarından biri olan Ali Sami Bey bir Anabellanın son $ resimle- rinden biri Sinema Artisti Ana- bella Bir Otomobil Kazası Geçirdi Angülem, 11 (A.A) — Sinema hrtisti Anabellea, bir otamobil karzası geçirmiş fakat kendine bir şey olma- mıştır. ÂArtistin kullanmakta olduğu otomobil Ruffeke'ye girerken kaymış ve birkaç kere dönmüştür. Annabella'nın iki yol arkadaşı da yaralanmışlardır. « *U -- * BU GÜN 'O Gidememişti, Bu Da Gelemiyor! Eski vezirlerin İşlerk güçleri pek yoktu, bütün günleri dedikodu ile geçerdi. Onlardan ikisi bir gün çene yarışı yaparken uşaklarının ayaklarıma çabukluk bakımından Üstünlüğü hake kında bir aytışmaya giriştiler. Birl, “ deneyelim ,, dedi, uşağını çağırdı, köşedeki bakkala gidip bir turşu alıp gelmesini söyledi. Uşak çıkınca arkadaşına döndü: — İşte, dedi, kapıdan çıktı, yürüdü, yürüdü, bakkala vardı, turguyu aldı, döndü, yürüdü, yürüdü, geldi. Va bağırdı: — ÂAhmet, getirdin ml turşuyu! Uşak, — içeri girdi ve getirdiği turguyu göstürdi. Öbür vezir, “bönim« ki de yapar,, diyerek uşağını çağırdı, aymı emri vardi ve arkadaşının yap- tığı gibi “ çıktı, yürüdü, aldı, döndü,, dedikten sonra bağırdı. — Mehmet, getirdin mi turşuyu? Aşağıdan ve pek derinden herifin sesi geldir — Papucumu bulamadım, onu arı- yorum efendim! Bu fıkrayr — Tuzladaki — içmelere yaptığım bir ziyaretten dönüşte tren beklerken — hatırladım. — Tarifelerde, duvarlara asılı cetvellerde 12,37 de gelip Tuzlü yolcularını alacağı yazılan tren yersiz bir gecikişle bir türlü gelmiyordu, beş yüzden Fazla yolecu- nun gözlerini güneşte yakıp bırakı- yordu. Ban bu yazdığım fıkrayı hatırlayıp gülümsemiye çalışmakla beraber ter- den kendimi alamiyordum. Hele Pen- dik yolundan arasıra bir merkep, bir atlır veya araba sökün ettikçe düdü- ) günü bir türlü bizo işittirmiyon trenin harekete geçip te bizi yanmaktan, ter leye terleye sırılsıklam olmaktan kur- tarması iİçin dualar okumaya girişiyo- rum. Fakat pabucunu bulamiyan Meh- met gibi o da Pendikten ayrılamı« yordu. Nihayet galdi, geldi amma oradan yolcu değil bir yıgın hamur yüklendi. Çünkü hepimiz terden hamura veya çamura dönmüştük. Bizim bildiğimize göre 12,37 da gelecek tren 12,37 de gelir. Değil on üçte, hatta 12,45 de gelirse pabucunu bulamiyan Mahmüdi hatiırlatır. n hei dn e A hafta — önceye — kadar artık itibardan düşmüş yaşlı bir Don Juvan gibi başı havada, göz- leri genç ve güzel kadınlarda dolaşırken nasıl ani bir dönüşle koca ve baba hislerini duydu ve ne uysal, yumuşak ve yarını dü- şünür bir ev erkeği oldu. Fakat ben ne hissediyorum. — Kendimi tahlil etmeye iİmkân yok, başım dönüyor. Şimdi haya- , Hmde değil adeta — gözlerimin önünde altın başlı menekşe gözlü bir bebek dolaşıyor. Dalgalar, açık, engin denizler. Eşref Beyin menekşe gözleri.. Ben o gözlerin gölgesini şimdi saçlarımın rengini taşıyan altın başlı yavrunun gözlerinde görü- yorum, - * Na güzel bahar oluyor. Kışın bile karın örtmediği zamanlar yemyeşil duran Jenev'in bu bahçelik kısmı bir cennet. Monblân eteklerinde eriyen karlar gölün rengini değiştirlyor. Doktorun hergön bir saat yürü- mek tavsiyesini yapmak iİçin bir program çizdim. Park, göl kıyısı - florissan bu programın ana yolları. Bir aydanberi yalnızım. Ali Sami Beyin mühim Işi oldu. Bunu neticelendirmek - için evvel doğru İIstanbula gittiler. Dün bir telgraf aldım bir haf- taya kadar yola çıkacağını haber verİyor. Paristen birkaç — mektubunu aldım. O âdeta yenli bir âşık. Muhakkak ki bugüne kadar böyle samimi olmamıştı. Eskiden | ehemmiyel vermeden okuduğum mektuplarına —dikkat —ediyorum. İnsana emniyet veren temkinli ve candan bir adamın iİfadesl. Insanlar ne kadar aydınlansa- lar yine bir takım canlı, cansız putlara tapmaktan kurtulamıyorlar, Hislere ve düşüncelere hâkim olan hep hâdiseler ve tesadüfler. Ali Sami Beyin bir ay öncekl hayatına göre bugünü bir mucize.. Bana şimdiden çocuüğu İçin bulduğu adı yazıyor. : Demek ki düşünüyor. Benden uzak olduğu yerlerde bile geride bıraktıklarını düşünüyor. Bu ha- lini gördükçe (Paris)e gitmek Için beni nasıl aldattığını düşl- nüyorum. Insanları - oldukları gibi gör- meyi tavsiye edenler acaba in- sanların .her zaman aynı şeki'de göründüklerini de iddla edebilirler mi? Okadar bedbin oldum kil Muhakkak ki insanın en bü- yük düşmanı İnanmaktır. Şiiphe- nin azap ve ıstırap olduğunu söy- lerler. Fakat inanmak ne büyük İşkence.... Hulüsli Beyle beraber on beş glin (Arkası var) Hiflri Ba L Tn TERİ # E ee llT E l gğ çai MÜzi di e ÜN e 6K Ğ — aagerfie Na B SA — T “öa Bi