2 Nisan 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

2 Nisan 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Şarlonun evleneceği rivayetleri doğru mu? * #«f Avrupada seyahat ederken bir gün bir arkadaşı «meşhar olmak | istidadını gösteren sinama artisti bir kıza yardım eder misin?» di- ye sormuş, Şarlo ne yapması lâzım geldiğini sorunca: uOnu gaze- tecilerin önünde öp!» demiştir. Bu kız bugün Şarlonun evlenmesi — | mevzuu bahtolan Poullette Gaddarddır. — du. Anmnesi, kafeşantanların, silik bir “ rtisti idi. Sefil bir hayat sürdü Çarli | /— Çapline gebe olduğu zamanlar, ikinci | ç derecede kumpanyalardan birine gir- ve Fransayı dolaşmağa başlamış - t hayet bundan tam yarım asır ev- -— wel Fontaineblean hastanesinde Şar - Toyu dünyaya getirdi. — “On beş yıl sonra, kraliçe Viktorya — öldüğü sıralarda, Şarlo ile kardeşi — se- — faletin ne olduğunu anlamışlardı. Ak- şamlık, bir gazete kâğıdına sarılmış bir a ekmeğin anneleriyle beraber dan görünmesi onları - sevindir - mek için kâfi gelirdi, gündüzleri dile- — Bir akşam, 24 saattenberi aç bek - 'wîyoılardı. Anneleri, bardan - aldığı gündelik mahcuz olduğu için o ak - — şam da eve para getirememiş, fakat | iğerestişkârlarindan biri kendisine bir — büket çiçek vermişti. Kadın gitti, bu- — keti sattı ve çocuklarına biraz salam - “la bir parça ekmek getirebildi. | - Bir sene sonra Şarlo ve Sidney ak- Nicduğe başladılar, beteket Kamnc: ier l mindeki patronları kendilerini Ame - — rikaya götürmek teklifinde bulundu . Sidney kabul etmedi. Fakat Şarlo razı | olarak Amerikaya gitti. — Şarloyu bundan bir müddet evvel — kendisini şöhrete ulaştıran belli başlı — filmlerini çevirmeğe başladığı zaman- lar film başına 80 bin dolar alır ve — Samuel Goldvin namına çalışırdı. O — zamanlar, Şarlo asker, Köyün hayatı, — Yavrucuk filmlerini yaptı ve para bi- î, riktirerek Duglas Fair Bank& ve Mari k Pikfort ile beraber Ünited Artistes fir- — Masını tesis etti. İlk filmlerde kendisi |Fakir ailesine yardım etmek için ufak W"'_mldll' için hıı.hıyl_ı ziyan etli . |bir yavrunun aksesuvar işlerinde çalış- — Nihayet film çevirmeğe başladı. İlk|tığını gördü. Çocuğa bir aralık dik - — filminde Partenaire olarak - seçtiği|katle bakt. Sonra ebeveyni ile görüşe- * Edna P“l'“_lnî_“ b'i""i'-_ : rek yavru ile ufak bir tecrübe yaptı, A m Seni !_"k*hf*îfk_b" film ya -|Bu çocuğu ismi Çeki Kugan idi. — pacağımı dedi ve sözünü tuttu. Fakat 3 * kız muvaffak olamadı, ve filmi terk- Gene bir akşam Amerikadaki Fran- | elmeğe mecbur oldu. Buna Yüğmen|*? lol'ınlnlırınuı birinde yemek yer - Şarlo kendisine haftada vermekte ol - k,c" bir garaon nazarı dikkatini celbet- ” Yüğu 250 dolari kesmedi. Edna bünun |i Ona filmde rol almasını tavsiye et - “Özerine uslu oturacağına, rezaletten re- |* B'_' garson bilâhare bütün kadınla - zalete düştü, kendisini içkiye — verdi. |" bir zamanlar hayran oldukları A- ÜVe'içe içe de öldü. dolf Menjo oldu. j Şarlo Lita Greye üşık Büyük vazii sahne Sternberg de Edna Şarlonun derdiyle içe dursun, | £*N€ bir tesadüf “f'i meydana C'h,". — Şarlo da Mildred Harris ile evlenmiş | Sternberg film işlerinde çalışan alelâ'- we boşanmıştı. O sıralarda küçük ve|de bir memurdu. Kendi sermayesiyle alelâde bir artist ölan Lita Grey ile ta-|Sevirttiği alelâde bir filmi, Şarlonün nıştı, Litanıri annesi Meksikalı idi. — |*vinde operatöre bir kaç dolar rüşvet * Şarlo ona ehemmiyet vermezdi. Bu- vermek suretiyle oynandı. Şarlo Stern- — nunla beraber bir gece ikisini bir oda - bergi beğendi ve ertesi günü kendisi - 'da cürmümeşhut halinde yakaladılar, |le bir konturat yaparak san'at âlemi - Daha doğrusu bu hâdiseyi Lita hazır-|©e attı. tt ve zavallı Şarlo da Meksikalı Şarlo ve kadınlar kaynananın tehditlerinden ve rezalet| Şarlo kadın işlerinde çok bedbaht çıkarmasından korkarak figüran bile|oldu. Hangi işe girişti ise, daima ma- —olamıyan (Lita Grey) i nikâh ile aldı. |küs netice aldı. Nikâh merasimi Meksikada — oldu,| - Bir çok maceralar geçirdiği halde karı koca ayrı ayın Holivuda geldiler,| bakiki olarak yalnız birisini sevdi. Şarlo atletik klübe postu serdi, karısı| Londrada 20 yaşında bir bar artisti e gidip onun malikânesine yerleş -Jolan bu genç kız,»©6 zamanlar hiç bir şey olmayan Şarloyu teshir — etmişti. Bir müddet sonra, amcasını, dayı -|Kızcağız, sefalet içinde ve Londranın akraba ve taallükatını oraya da-|kenar mahallelerinden birinde öldü. ederek, kendi başına mükemmel| Serseri ruhlu san'atkâr o zamandan- bayat yaşamağa koyuldu, Şarlo|beri daima onun hatırasını yadetti ve hiç gitmiyordu, o sıralarda Li -|onu unutmak için sevdi. Daima hadın- bir çocuğu dünyaya geldi. Bul|ların tuzaklarına düştü, onlardan hiç babasının kim olduğunu |birisini erkekçe ve sert bir çehreyle da bilememiştir. reddedemedi. sene sonra Şarlo, bir gün Nev -| Bir gün Avrupada seyahat ederken gitti. Tekrar Holivuda avdet et- | yanına bir arkadaşı sokuldu: ” zaman bir gece barda bir kadına| — Meşhur olmak istidadını gösteren tutuldu. Derhal yanına çağırdı. Bir de|bir sinema artistine yardım - cdebilir — me baksın, karısı değil mi? Bu sefer|misin, dedi. j — Ne yapayım? 4 “— Sen vapura binerken, bütün ga- kollarından tutup kapı dışanı|zetecilerin önünde kızı öp. ve beraberce yaşamağa başla -| — Şarlo kızı hiç: tanımadığı h ÖL aei nti e — Mtavsiyeyi yerine getirdi. Ertesi günü Hakiki balayı bundan sonra başla- dı. Bu seler bir çocukları daha oldu ve Şarlo bu sefer onu yadırgamadı , Şarlo ve Çeki Kugan Şarlo bir gün Nevyorkta bir tiyat - ronun kolisleri arasında dolaşıyordu . h C he BON: POSTA İler İna Ü Prof. nın kopsçrî Bu emektar muallim bu sene de zevkle dinlendi ve alkışlandı 936 senesinin musiki hareketleri, recede zengin geçmektedir. Mevsim konservatuvarın ve gerek amatörlerin muhtelif ve güzel konserlerine şahid olmaktayız. ği konserden sonra pazar — günü de Fransız tiyatrosünda Şişli Halkevi or- ledik. Garp musikisinin memleketimizde larda, evvelce Bahriye mektebi keman muallimliği yapan Mühendisyan, tale- belerini Arnavutköyündeki evinde top- lar, ve onların ruhlarına klâsik garp musikisinin zevkini aşılardı. Tanınmış bir keman muallimi' olan Mühendisyan, yedi sekiz seneden beri husus? ve umumt? konserleriyle halkın takdirini celbetmiş ve bu umumi alâ- kadan kuvvet bularak orkestrasını, hiç |bir amatöre nasip olmayacak derecede mükemmel bir hale ifrağ etmiştir. Bun- dan iki sene evvel de memleketimizde şimdiye kadar işitmediğimiz Beetho- ven'nin dokuzuncu senfonisini Koro da dahil olduğu halde halka dinletmiş- tı. nin Mandarenin oğlu Ouverture'ü ile başlanmıştı. Bundan sonra - Mendelssahn'ın ü- çüncü senfonisi çalındı. — Başlı başına proğramı doldüracak derecede zengin olan bu eser hiç bir aksaklık verme- den büyük bir muvaffakiyetle bitirildi. î Proğramın ikinci kismında daha faz- |ha Sololara yer verilmişti. Bruh'un So- |lo viyolonsel ile çalınan Kanzonne'sin- |den sonra ikinci keman solosu olan Mozart'ın konsertosunu yapan Araksi tarafından büyük bir muvaffakiyetle çalındı. Eyi surette yetişen bayanın ke- manına tamamen hâkim olduğunu ve en güç pasajları bile muvaffakiyetle çaldığını bir »ha gördük. Programın son kısmıni - da tanin- mış muallim ve bestekâr Sinanyanın oryantalı teşkil ediyordu. — Bu parça, tra için armonize edilmesinden ibaret bir Şark musikisiydi. Gayet açık yazı- bu eserin köy havalarını tanzir eden yer tutuyordu. Kalabalk — bir — kütle — tara - fından zevkle dinlenen bu könser çok alkışlanmış ve bilhassa son kısmı bir kaç defa tekrar ettirilmiştir. bütün gazeteler bu hâdiseden bahset - tiler ve bir kaç gün içinde meçhuller âleminde bulunan Paulette Goddard yıldız oldu. Nihayet Şarlonun son filminde (Yeni zamanlar) da büyük muvaffakıyetle oynadı. Şimdi gazeteler Paulette Goddard ile Şarlonun evleneceklerinden — bah- setmektedirler. Üç senedenberi arala- rında bir aşk macerası olduğu söylen- mektedir. Fakat nikâh henüz mevzuu bahsol- mamıştır. Şarlo şimdi Paulette ile be - raber Aksayı Şarkta seyahat etmekte- dir. Galiba evlenmek niyetinde de- gildir. İki defa evlenip boşanması, kendisine on milyona malolmuştur. hakle bujbe baldır,... Şarlonun elli yaşındaki kalbi, artık heyecanla çarpmak — istememektedir. Yeni bir tecrübeye belki bu sebepten girmk eistemez.. Şarlo mariz ruhlu dur. Ne yaparsa yapsın daima — bed - bakttır. Ona dehâamı verek de erasen ..-u.ı-î at ge Tarihten Sayfalar Bağdat Seferinde Bir Deli Mühendisya- | Ortalığı Biribirine Kattı Her Taraftan Sesler Yükseliyordu: “Mühimmat Düş- mana Teslim Edilmiş!, Derhal Divan Kuruldu Ve Nihâğet Ortalığı Karıştıranın Bir Deli Olduğu Anlaşıldı Daima dost geçinmesi lâzım gelen)beyan etti. Çağınlan kadı da diğer senelire Dür adlinöyecek de iki kardeş millet, Osmanlılarla - İran-|keyfiyetini teyid eyledi: hlar, çok teessüf olunur ki bir çok de- inkâr «— Defterdarın inkârını ve bun- nihayetine yaklaştığımız halde gerek falar harp etmişler, büyütülen ufak ve-|ların davasını zaptettim, bundan gayri sileler yüzünden kanlarını akıtmışlar-|söz işitmedim» dedi. Nihayet mühimatın düşmana tes- Osmanlı Türkleriyle İranlıların kar-|limini gözüyle gören arandı. Genç bir den epeyce sonradır. biribirlerinden uzak oldukları, hemhu- da yoktu. Geçen hafta konservatırvarın verdi. | #laşmaları Osmanlıların - teşekkülün-ladam bulundu. Serdarın huzuruna ge- İlk devirlerinde | tirilince: «— Evet Vezir ile Defterdar Kelek- Kkestratı' tatifndan Verilen sinenin €n dut bulunmadıkları için esasen — ihti-|ler ile gelen cephaneyi ve barutu Kızıl- büyük konserlerinden birini daha din- | '&fta bulunmalarına sebep ve imkân|başa verdiler. Ben Kelekler ile bile gel- dim. Tâ kale altına varınca bile var- Çok eski bir millet ve hükümet o-|dım. On iki Kelek idi. Defterdar cümle- kuşkulandıran şey Acemlerin —musli- hane bir surette memleketlerine hülül etmek istemeleriydi. Filhakika merke- zi İran olan mezhep işi Osmanlı ülke- sinde mühim bir karışıklığa sebep ©- hayordu. Yavuz Sultan Selimin İran şahını mağlüp, memleketin bir kısmını istilâ etmesi Şiiliğin Osmanlı memleketi i- İçine yayılmasını bir müddet için dur- parıp atamamıştı. Bu yüzden sonrala- döküldü. |hile, para ve levazım işlerini, iaçe ve henüz yer tutmağa başladığı zaman- |İân İranlıların Osmanlıları en ziyade|sini boşaldup içera kaleye Kızılbaşa verdi». dedi. Hafız paşanın «peki öyle ise Kelek- ler ne oldu?» sualine de: — #«Musula gittin cevabını verdi. Sadrazam onlardan başka Kelek ge- lüp gelmediğini, bahsettiği Kelekler i- çinde kendi ağası küçük çavusun bu- lunup bulunmadığını sorması üzerine — «Evet Vezir ağası dedi o da ve- durmuşsa da tamamen kökünden ko-'renlerle müşterekti» dedi. Serdar, ağayı getirtti. Ağa içeri gi- rı da bir çok muharebeler oldu, kanlar |rip te bunları söyleyen, ortalığı velve: leye veren genci görünce gülmeğe Bu muharebelerden biri de Sadra-|başladı. Ciddi, hem de pek ciddi bir iş zam Hafız paşanın serdarlığıyla yapıl- | mevzuu bahsolurken ağanın gülmesi mış olan seferdir. Hafız paşa İran se-|Hafız paşanın canını sıktı. Hiddetli bir Bu sene verdiği konsere Cesar Ouie- | ferine giderken, o zamanın usulü vec-|tavırla sorduğu suale: — #«Sultanım beli bu benim hizmet- ikamet meselelerini temin için, vaktin |kârımdı. Musulda divane olup bir mik- maliye nazırı olan Baş defterdar Ömerl|tar aklı başına gelir gibi oldukta geru |paşayı da beraber götürdü. Ordu İstan- yanıma alup”zahire keleklerine gidüp 'bulda hazırlığını yaptıktan sönra Üs-| gelirken yolda cünuni geru -zühur ey- |küdara geçti. Parlak merasimle yola|ledi. Bağlayup dövmüştüm. İmamı a- düzülerek nihayet o zaman İranlıların |zam kapısına yanaşıldıkta kovdum. Bu elinde olan Bağdada kadar vardı. 'Şeh-|bir divanedir. Barut veznolunurken ve ri muhasara etti. İmamıazam - kalesine naklederlerken Bağdad muhasara ve tazyik olundu- | görmüş, söylediği oldur» cevabını ver- İğu sırada Diyarıbekirden zabire ileldi. , mühimmat geldi. Ömer paşa; vezir| — Gencin sözlerinde zaten intizam ve çadırı mehter başısı Ali ağa, küçük |ıttırad yoktu. Herkes, bu biribirini tut- çavuş, bölük çavuşları ile birlikte, or-'mayan sözlere şaşmıştı. Ağanın bu i- du kadısı Hafız Mehmet Efendi bir/zahı ve sözlerin diğer bir çok adamlar kaç ta oda ihtiyarı hazır olduğu halde'tarafından teyidi gencin - deliliğinde gelen şeyleri tarttırdı. Deftere yazdır-|kimsede şüphe birakmadı. Böyle — bit dıktan sonra İmamı azam kalesine koy- | mecnunun #özüne uyup gürültü çıka- dürdü. Akşam olunca askerlerin içine bir söylendi. ranlar utandı. Sadtazam kendisi de işin içine ka- Mevlevihane havası da dahil olduğu| gülgüle düştü: Ömer paşa, Kızılbaş- |rıştırıldığı için çok hiddetlenmişti. Bey- halde bir çok alaturka eserlerin orkes-|mış, içeru kaleye barut vermiş diye'hude gürültü çıkmasına sebep olan eksik akıllı gencin hemen boynunu Bunu haber alan asker takımı gü-|vurdurdu. Hıncını bu suretlç almış ol- geldi. Çadırda buldukları şeyleri yağ- lan ve tasviri bir tablo baline s#okulan|rültü ile kalkıp defterdarın — çadırına |du. Koca Serdar mecnunun cezadan kısımlarına nefesli sazlar büyük bir|ma ettikten başka kendisi tutulup or- | muafiyetine dair ahkâmı böylece hiçe du kadısmın huzürüuna — götürüldü, saymış oluyordu. «bu Kızılbaştır, Hafız paşa dahi buyu- rultu vermiş, sual olunsun, cezalar ve- rilsün » denildi. Kadının sorduğu suale Ömer paşa inkâr İle cevap verdi: «Serdardan ne öyle buyurultu aldım, ne de bir #şey iHindan: verdim» dedi. eli eZ üeüi tüi Şubeye davet Eminönü Askerlik şubesi Başkanlı- Şubemizde kayıtlı olup 936 yılı ik« Kapıda bekleyen, gürültü ve patır- (ramiyelerinin tahakkuk ettirilmesi için “dı etmekten hâli kalmayan ayak takı-|Şubat/936 sonuna kadar şubeye baş mi bu söze kanmadılar. Kadının nasi-|vurarak kayıtlarını yıwı_ıl.r_ını ga- hatini dinlemediler. Onu ayni velvele | zetelerle ilân edilmiş olup şimdiye ka- ile götürüp Yeniçeri ağasına teslim et- tikten sonra Serdarın yanına — varup ayni şeyleri Hafız paşanın yanında tek- rarladılar. dar gelmeyen malül subay ve erat ile yetimlerinin 15 nisan 936 günü akşatm- na kadar ellerinde bulunan resmi se- maaş cüzdanı, ve nüfus — hüviyet x. İRek Sadrazam askerin bu hareketinden | cüzdanlariyle birlikte şubeye gelmeleri çök müteessir oldu: gelmedikleri takdirde Sü Bakanlığı e- «Bu nasıl iftira ve isnattır. bunu|mekli öksür ve dıllar şubesi direktörlüğü- kim dedi, getürün Ömer paşayı göre-|İnün 1142 sayılı buyrukları veçhile kendi - yim» dedi. Hafız paşanın telâşa hakkı vardı. Çünkü işin içerisine kendisi de karıştı- rılmıştı. Hattâ iddia doğru olmak lâ- zım gelirse Serdarın mes'uliyeti, def- terdarın mes'uliyetinden daha büyük- tü. Çünkü © emir vermiş, öteki o emri icra etmişti. e ;Zaten bir şeyden haberi olmayan lerine 936 yılı ikramiyesi ayırt edile- miyeceği gibi bu husustaki mes'uliyetin kendilerine ait olduğu son defa olarak ilân olunur. Adaları Güzelleştirme Kongresi Adaları güzelleştirme cemiyetinden: 4 nisan cumartesi günü — toplanacak — olan kongremiz bazı sebepler dolayısile 11 ni san cumartesi günü asat İ5,5 a talk edik miştir., 1936 n

Bu sayıdan diğer sayfalar: