v — - Vel | v r TT Vİ Fedhildirei Gi ç D İş$ v b TTTT DA d 4| y n S ni —e - - ae —— A "e N GÇ AT e Te e A__ n e Ğİ VC " — Tıp İbrahim Efendinin önüne attı: — Osmanlı Bankasının beş liralık bank- kün değil orada kalamıyacağım. — dam koyarız. İçinde safayi hatırla otu- yarı çıplak çocuklar.. Bütün bunlar, — de birde: .» |daha ayrılmak istemiyeceksiniz. M —10 Sayfa SON POSTA “Son Posta,, nın Tefrikası: OLUMMANGCASI n 47 — Arkasından usulcacık itilen kepenkler, sessizce — birsaniyeiçinde Cemilin görebildiği gizli hayali gizlemişti Yazan : ÂA. R. birleşmiş, Cemilin aklına en evvel anneciği geldi. İstanbuldan çıktığı gündenberi cebinde duran ve açılmıyan zarfı çıka- — Bunun içinde, ne olduğunu bil- miyorum. Her halde, bir miktar para var. Bu parayı ben kullanmak istemi- yorum, Acaba, doğruca anneme gön- dermek ihtimali var mı>?.. İbrahim Efendi, zarfı açtı. İçindeki notlarını saydı: — Tam, yüz lira... Bunu, banka poliçesile annenize göndeririz. Yalnız, adresi vermeniz, kâfi.. Bu, kolay iş... Başka?.. Cemil, derin derin içini çekti. Mırıl- danır gibi cevap verdi: — Kışlada, çok sıkılacağım. Müm- Bu sabah merkez kumandanı ile görüş - tüm, Şehirde, istediğim yerde ikamet hakkını haiz olduğumu öğrendim. A- caba Selânikte, Manastırda olduğu gi- bi burada da bir pansiyona yerleşmek mümkün olabilir mi?.. — İşte.. O olamaz, Cemil Bey... Musevi mahallelerinde bile olsa, hal- kım taassubu buna müânidir... Ancak şu var ki: Size bir ev tutarız. Şöylece, döşer dayarız. İçine de size bakacak a- rur; vakit geçirirsiniz. — Demek bu mümkün2?.. — Evet. Bu, mümkün... Hattâ, is- terseniz, benim evimin karşısındaki e- vin bir katı boştur... İsterseniz, kah - velerimizi içelim. Evvelâ bir terziye gi- delim. Size bir kat elbise ısmarlıyalım. Sonra da gidelim; eve bakalım. Karar verilmişti. Ve biraz sonra da bu kararın tatbikına geçilmişti. * Dar ve dolambaçlı sokaklar.. dük- kânların önünde bağıra bağıra konu - şanlar.. ikide birde arkadan: — Dahren!., Diye bağıran hamallar.. Güneşten yanan vücutları kayış gibi kararmış, Cemili fena halde sinirlendiriyor; iki- — Ah Yarabbi!.. Ben burada nasıl yaşıyacağım ?.. Diye söyleniyordu. Onun bu elemli sualine, Seyit İb - rahim gülümsüyor: — Hele bir kere alışın ...Buradaki hayat sizi o kadar cezbedecek ki... Bir Diyor... Ve sonra, yalçın kaya gibi yükselen taş binaların ekserisi çerçe- vesiz olan pencerelerini göstererek ilâ- ve ediyordu. — Şunların arkasında öyle gizli bir âlem vardır ki... Sizin gibi bir genç o âlemin içinde bir kere dalarsa, artık bir daha oradan çıkmak istemez. Evvelâ terziye uğramışlar: elbise 15- marlamişlardı. Ve sonra, yollarına de- vama başlamışlardı. Çarşıdan ayrılmışlar, bir takım so- kaklara sapmışlardı. Üçer, —dörder katlı tâş binaların aralarında bahçeler vardı. Bu bahçelerin duvarlarından renk renk güller sarkıyor; bunların a- ralarındaki ağaçların üzerinde de al - tın renkli zerdaliler parlıyordu. — Ce- mil, bunları hayretle gösteriyor: — Ay.. şu güllerin rengi ne kadar güzel... Demek ki burada zerdali de bulunuyor?.. Diye mırıldanıyordu. Ve, bu hiç umulmıyan şeyleri gör- mek onun kalbine biraz ümit ve teselli veriyor; yavaş yavaş Seyit İbrahim E- fendinin sözlerine inandırıyordu. ; Bir kaç sokak dolaşmışlar; ve sonra üç katlı bir evin önünde durmuşlardı. ruyor; ağrıyan gözlerinin etrafına top- lanan sinekleri, âtıl hareketlerle kov- miya çalışıyordu. İbrahim Efendi, o ihtiyar adamla a- rapça bir şeyler söyleşmisti. Ve, onun verdiği anahtarı aldıktan sonra, arka- sına kadar açık duran kapıdan girmiş; Cemile de: — Buyurun. Evinizi göreceksiniz. Demişti. Karanlık dehlizin sonundaki mer - divene doğru ilerlemişlerdi. Dışarıda - ki, cehennemi andıran sıcağa muka - bil, şimdi burası serindi. Ağır ağır üç kat merdiven çıkmış - lar; sonra geniş bir kapı önünde dur - muşlardı. Seyit İbrahim Efendi, elin- deki anahtarla kapıyı açmış, içeri gir- mişti. Cemil de onu takip etmişti. Cemil; yıkık dökük han odaları manzarası karşısında bulunacağını zannederken bilâkis temiz ve sevimli üç odanın alçı ornomanlı tavanları, duvar rafları; rengârenk boyalarla çi- çek ve meyva resimleri işlenmiş höc - releri, yüzüne gülümsemişti. Seyit İbrahim Efendi, bir pencereye doğru ilerlemiş; elile tahta kepenkleri itmişti. Ve sonra parmağını ileri doğ- ru uzatarak: x — İşte.. San'a şehri... Demişti. Dar, dolambaçlı toz toprak — dolu, can sıkıcı sokaklarda büyük bir azap duyan Cemil, birdenbire derin bir: — Ocoooh!.. Çektikten sonra: — Güzel.. Çok güzel.. İnsanın bir- denbire içini açan bir manzara... Diye ilâve etmişti. Şehrin etrafını, yüksek kale duvar- ları ve burçları kucaklamış gibi görü- nüyor; yeşil bahçeler arasındaki beyaz taş evler; bazan yanyana, bazan üstüs- te dizilmiş, tavla zarlarına benziyor- du. Bunların arasından da; ince, na - rin, yuvarlak ve dört köşe minareler yükseliyordu .Cemilin dün gece misa- fir kaldığı (Hamidiye kışlası), beyaz bir yelpaze gibi genişliyordu. Seyit İbrahim Efendi, parmağının ucu ile göstererek tarif ediyordu: — İşte; Cebeli Nakim.. Bu da Ce - beli Asır.. Yanındaki sık evler, ye - hüd (1) mahallesidir.. Her gece, bu- radaki evlerde bir çok gizli eğlenceler tertip edilir... Şehrin ortasından geçen şu dereye de (Geylul - Esved) derler. Görüyor musunuz. Etrafı, hep bahçe ve bostanlardan ibarettir. Şu, geniş meydandaki kubbeli bina, meşhur Ha- san Paşa hamamıdır. Eminim ki, sizin İstanbul hamamlarını aratmaz. Hem temiz, hem ferahtir... Görüyorsunuz ya?.. Şehrimiz, öyle zannedildiği ka - dar korkunç ve can sıkıcı değildir. E- minim ki; şu manzara karşısında, si - zin de Yemen hakkındaki hisleriniz değişmiştir. Demişti. Cemil, hakikt bir hayret içinde idi. Gözleri; ufuklara doğru tabaka taba - ka yayılan ve bazı yerlerde renkleri koyulaşan, kırmızı, kırçıl, yeşilimtrak dağlara doğru sürüklenirken, dudakla- rındaki tebessüm de genişlemekte idi. — Evet... Hakikaten... ( Arkası var ) (1) Müsevi Mahallesi İstanbul Varidat Tahakkuk Müdür- lüğünden: 1 — Bafra kazasında vaki Bafra hasılâtı saydiye rüsumu ma resmi miri gölleriyle Bafra gölünün denizle iltisak noktaya, kadar olan kısmından saydolunacak bilumum balıkların balık avlamak hakkiı 31 Mayıs 1936 tarihinden 31 Mayıs 1939 tarihine kadar üç sene müddetle kiraya ve- rilmek üzere arttırmaya konulmuştur. . 2 — Tahmin edilen bedel 11200 liradır. 3 — Talipler arttırmaya iştirak için tahmin olunan bedelin ?5 7,5 olan 840 lira muvakkat teminat verecektir. Muvakkat teminat nakid veya nakid yerine banka mektubu istikrazı dahili Ergani ve bunların evsafındaki dev- let tahvilleri ve bonoları hükümetçe 2490 sayılı kanunun 7 inci maddesi tayin edilecek milli esham ve tahvilât mucibince kabul olunacaktır. 4 — Bedel haddi lâyık görülmediği takdirde ihale 9/4/936 perşembe günü saat 15 de Bafra maliyesinde yapılacaktır. 5 — Şartnamenin bir sureti Samsun Defterdarlığından ve bir sureti İs- tanbul ve Av Vergileri Müdürlüğünde de vardır . 6 — İsteklilerin bu tarihe kadar her gün Bafra Malmüdürlüğüne müra- caatları ilân olunur. «1809» U. Müdürlüğünden: İnhisarlar 170000 kilo muhtelif eb'atta kahve rengi ambalaj kâğıdı. 20000 — , İdaremiz ihtiyacı için şartname 70xXx100 eb'adında beyaz şişe ambalaj kâğıdı. ve nümunesine göre yukarıda cins ve miktarı yazılı kâğıtlar pazarlıkla satın alınacaktır. Vermek iste- yenlerin 28/1V/936 Salı günü saat 14 de ** 7,5 güvenme paralarile birlikde Kabataşta Levazım ve Mübayaat Şubesindeki Alım Komisyo- nuna müracaatları. (1807) — Diyarıbekir Defterdarlığından : Vilâyet Merkezinde 30 lira asli açıktır. maaşlı Merkez Tahsil Müfettişliği Hukuk, Mülkiye veya Yüksek Ticaret mekteplerinden mezun olmak ve askerliğini ifa etmiş bulunmak şartile isteklilerin Diyarıbekir İlbay- lığına müracaatları ilân olunur. «1782n — İstanbul Dördüncü icra memurluğundan : Bir borçtan dolayı — mahcuz verilen muhtelif timsah ve yılan olup paraya çevrilmesine karar derisile ayakkabların 11-4-36 ta- rihine rastlayan cumartesi günü saat dokuzda Beyoğlunda Aynalı çarşıda Avrupa Pasajında 2 numaralı dükkânda açık arttırma ile satılacaktır. İsteklilerin o gün mahallinde bulunacak memuruna mü- kapının önünde ihtiyar bir adam otu-| racaatları ilân olunur. (326) [_ııtınııuı Vakıflar Direktörlüğü ııaıııııı-ıl Pey parası Lira K. 116 70 Taşkasap Değeri Lira K. 1555 00 : Molla Gürani mahallesinde Hay- rettinpaşa sokağında eski 4 yeni 4 No.lu mevcut tapu ve plânı mucibince 1555 metro evvelce bostan şimdi Aarsanın tamamı. 5650 Sekbanbaşı Yakub ağa mahal- lesinde Hasan Paşa Karakolu caddesinde eski 111 yeni 105 No. lu kârgir dükkân ve odanın tamamı. 3080 Kadirgada Dizdariye mahalle- sinde Kâtip Sinan yokuşunda eski 8, yeni 14 No.lu hane bahçesi ittisalinde 87. 87 metre arsanın tamamı İ45 : Yavaşça Şahin — mahallesinde Uzunçarşıda 18/14 No. lu Hane ve mevcut altmış sekiz metro murabbaı arsası. 782 16 00 Kocamusta-: Canbaziye mahallesinde cami fapaşa karşısında köşebaşında 359 met- ro arsanın tamamı. 949 : Sarıgüzelde Hüsrevpaşa türbesi karşısında 231,84 metro murab- bamndaki dibek camii arsası ve mevcut ankazı. 945 Yukarda yazılı mallar satılmak üzere on beş gün müddetle açık arttırmaya çıkarılmıştır. İhalesi 10/4/936 Cuma günü saat on beşte Komisyonda yapılacaktır. İsteklilerin izahat almak üzere Mahlülât kalemine gelmeleri. “1574, * * İstanbul Tapu ve Kadastro Başmemurluğundan : Eyüpte kâin İzzet Mehmet Paşa vakfından vezir fekkesinin senede raptı İstanbul Evkaf Direktörlüğünden talep edilmesi üzere Tapu Hey'eti fenniyesince yapılan harita mucibince bu yerin hademelerine meşrutahane arsa olduğu ve başka tasarruf iddiasında bulu- nan olmadığı Evkafa aid bulunduğu zirde imzalari bulu - nan erbabı vukuf ifadelerile sabit olmuş olmakla işbu beyanname bittanzim sunuldu. “1742, Kadıköğ Belediyesinden: Başı boş olarak boz renkte bir adet Kurt köpeği bulunmuştur. Sahibi zuhur etmediği takdirde bir hafta sonra satılacağı ilân olunur. (B) (1824) 20 10 Beyazıt : 115 T4 13 20 Kadirga : 22 00 Tahtakale 27T 00 Fatih