11 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

11 Mayıs 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa SON POSTA “ Son Posta ,, nın tefrikası: 78 Cemil yolculuğun meşakkatine katlan- mış, büyük iztirap hissetmemişti Diye düşünüyordu. Nâsır Mebhüt, üç aydanberi, Zımar kalesinde bulunuyor; o taraftaki Türk kıt'alarını pusuya düşürmek için plân- lar tertip ediyordu. Aç ve çıplak bir halde San'aya ge- len zavallı Yanya alayı, gene aç ve çıp- lak olarak Zımar dağlarında dolaşı - yor; bu büyük Türk katilinin o civare da yeni kuvvetler toplamasına mâni olmıya çalışıyordu. Fakat haber alındığına göre, her gün Nâsır Mebhütun vahşi kuvvetle - rile müsademeye girişerek, her müsa- demede beş on neferini, bir kaç zabi- tini kaybediyor; âdeta Yemenin bu mühlik ateşi karşısında damla damla eriyordu. Bunları haber alan Cemil, dün Se- yit Hâdi ile gizlice ve uzun uzadıya gö- tüştükten sonra, şöyle bir plân tertip etmişti: | — Zımar kalesine altı saat mesafe- de bulunan (Cerşe) köyüne yerleşe - cekti. Bu köyün halkı, İsmaili mezhe-| bine tâbi olduğu için gizlice Seyit Ka- sımın tarafını — iltizam - etmektelerdi.. Cemil, burada Nâsır Mebhütun vazi - yetini tetkik edecek; kaleye ve bilhas-| Ba onun yanına girebilmek için plânını tertip € ek; ve sonra da bu plâ- nının tatbikina girişecekti. * Bu gizli yolculuk, iki gün üç gece devam etmişti. Gündüzleri, büyük ka- yaların serin kovuklarında geçirmiş - ler; geceleri yollarına devam etmişler- di. Yolculuk, Cemili pek eğlendirmiş- ti. Vâkıâ gündüzleri etraflarını alan maymun sürüleri rahatça uyumaları - vermemişti. Böyle olmak- la beraber Cemil gene bu yolculuğun e tahammül göstermiş, bü- yük bir ıztırap hissetmemişti. Nihayet, üçüncü gece sabaha karşı Cerşeye gelmişler; köyün en nüfuzlu bir şahsiyeti olan (Seyit Tâhâ) nın e- meşakkati: ce girmişlerdi. Seyit H.ıdı tarafından yazıl yine sess S.ılı,ı -— “PERLODENT,, tercih edecekşsiniz, diş möcununu OLUM MANGASI Yazan A. R. mış olan bir mektubu, Seyit Tâhâya vermişti. Bu mektupta, Cemilin oraya ne maksatla geldiğine dair hiç bir şey | hissettirilmemişti. Hattâ Cemilin ha -| kiki hüviyeti bile bildirilmemişti: (Bazı sebeplerden dolayı San'adan firar ederek bu taraflara gelen ve biz- lerin emniyet ve muhabbetini celbeden Cemil Efendinin bir müddet köyünüz- de misafir edilmesini va kendisine de her arzusunu yerine getirmek suretile kolaylık ve misafirperverlik gösteril - mesini rica ederiz.) Denilmişti. Yemen ahalisi ve köylüleri arasın - da - her kime olursa olsun - misafir - perverlik gösterilmek âdetti. Bahusus Seyit Hâdinin bu mektubunu okur ©- kumaz, Seyit Tâhâ derhal elini Cemi- lin omuzuna dayamış: — Evim, sizindir... Hoş geldin, sa- fa geldin. Bütün arzularını emir şek - linde bana bildirebilirsin. Demişti. Cemil, gördüğü bu samimiyetten büyük bir memnuniyet hissetmişti. Ve her şeyden evvel, en büyük arzusunu söylemiş: — Sizden, yalnız bir ricada buluna- cağım. Malüm ya, ben bir firartyim. O- nun için köyde benden mümkün ol - duğu kadar az bahsedilmesini rica e - derim. Cevabını vermişti. Cemilin bu arzusu, yerine getiril - mişti. Ve kendisi, köy haricindeki kü- çük bir eve yerleştirilmişti. | * | Aradan, iki gün geçmişti... Cemil, plânının ilk kısmını tatbika girişmişti. | |kadımdır. Muallim Naciye Türk kuşu: Türk kuşunda derslere başlanıyor Şehrimizde açılan Türk kuşu şube- si bugün saat 16,30 da üniversite mey- danında derslerine başlayacaktır. Mektepteki ilk grup sekiz kişiden ibarettir. Bunların yedisi erkek ve biri de muallim Naciye isminde bir Türk nun ilk numarasını alan ilk - talebesi- dir. Dün kendisiyle görüşen bir mu- harririmize Naciye demiştir ki: — Ben çocukluğumdanberi tayya- çok severdim. Geçen sene Eskişe- hirde üç defa tayyareye bindim. İstan- bulda Türk kuşu açılır açılmaz hemen kaydoldum. Fakat ben motörlü tayya re de kullanmak hevesindeyim. Gazetelerde İngiliz. ve Amerikan kadınlarının hava rekorlarını kırdıkla- rıni okudukça ne yalan söyliyeyim, i çimde büyük bir acı duyuyorum. İler de biz de motörlü tayyarelerle harp sahasında keşif ve muhabere tayyare- lerile pek âlâ millete, müfit oluruz. Adapazarlılar İzmitte İzmit, 10 (A.A.) — Dün Adapa - zarı orta mektep öğretmen ve talebe - lerinden 100 kişilik bir kafile şehrimi ze gelmişlerdir. Misafirler evvelâ Atatürk heyk çelenk koymuşlar ve sonra İzmit kâ -| ne ğit fabrikasını gezmişlerdir. Kendile - rine bugün Halkevi tarafından bir çay iyafeti verilmiştir. Saç dökülmesi ve kepe ı.ı.uıın kurtulmak için en müessir ilâe Söz arasında Nâsır Mebhüt hakkında | Seyit Tâhâdan malümat istemişti. Fa- kat aldığı malümat, pek o kadar hoşu- | ha gitmemişti. | Seyit Tâhâ, Nâsır Mebhütun adını işitir işitmez, âdeta bir korku ve he - yecan geçirmiş: — O.. Allahın bir gazabidır. Demişti. Ve sonra, Cemilin kulağı- na eğilerek ilâve etmişti: (Arkası var) TURYAĞIİ p»zamiuâl “|yorlar. Bunlardan birisine zgöz yum - İyoğlunun muhtelif mahfel ve cemi - |patlamıştı. O tarihte dahiliye nazırı 0- İze lâzım değil... YUSUF İ Öldü mü ZZEDDIN | , Öldürüld Eski Osmanlı Veliahtı katledîlmîştir Yazan: Ziya Şakir döğüez (O, çaldığı usturayı halının” altına saklamıştı. Oradan gizlice" çıkardı. O: nula canına kıydı ) | Diye benzer... gösterdiği keşif ve keramete Onun için biz, Şehzade Vah- deddinin kafasının içinde dönen şey- lerden vakıf olabildiklerimizi delillerle göstereceğiz; ve Yusuf İz- zeddin Efendinin ölümünü, en sağlam bir hakikate rapteteceğiz. * başlangıç — zamanı maddi Umumi harbin İttihat ve Terakki merkezi umumi - sinde yapılan bir dedikodu, bahriye na- zarı Cemal paşanın kulağına gelmiş: paşa bundan fena halde hiddetlen - mişti. O gece öfke ile (Serkl Doryan)- da bir kaç kadeh içkiden sowra, yanın: dakilere içini dökmek istemiş; yüksek İperdeden söylediği sözleri etraftan din- leyenlere kat'iyyen ehemmiyet vermi- yerek: — Kızdırmasınlar, beni.. 1 alt üst ederim. Şehzadelerin hep- vallahı, or- b si, birbirinin kanına ekmek doğruyor - lar. Birbirlerini tepeleyip de tahta çık- mak için türlü domuz dolapları kuru- sam, ertesi gün ben de sadrâzam olu - rüum. Demişti. İçkinin buharı, hiddet ve pervasızlı- ğan icabatı dolayisile dangır dangır söy- lenen bu sözler, on dakika sonra Be- yetlerine yayılmış; müthiş bir dediko- du başlamıştı. Bu dedikodu dalgalanmış, dalga- lanmış; — nihayet merkezi umumide lan Talât bey, bu sözlerin ve bu dedi- koduların alacağı şekli düşünerek fena halde kızmış; bir gün Babıâlide vüke- lâ meclisinde: Umumi yerlerde böyle saldır, suldur söz söylenir mi?.. Salta- — Paşal.. nat hanedanı azasını birbirine düşüre- gizteiÜlnü, Hiyenlere akıl öğ ceksiniz. Başımıza Maksadınız, sıra - retmekse, o başkı Diye çatmıştı. Hâdisenin, bundan sonraki kısını bi Biz şimdi burada bir nokta üzerinde tevakkuf edeceğiz; Ce- mal paşanım: — Birisine göz yumsam, ertesi gün ben de sadrâzam olurum, Demekteki Makeadının ne olduğu- nu, müuhtelif maddelere istinaden izah edeceğiz: 1 — Sultan Reşadın tahta çıkmasın- dan bir müddet sonra, bazı Mısır ve Hindistan gazeteleri bir takım garip neşriyatta bulunuyorlar; beşinci Sul - rette tahta çıktığını iddia ediyorlar - dı. Bu iddialara nazaran; Sultan Reşat, hilâfet şeraitini haiz bulunmuyordu. Bunun için de bir çok şeyler — sayılıp dökülüyordu. Ve arkasından da şöyle bir mütalea yürütülüyordu: (Veliaht Yusuf İzzeddin Efendiye gelince; bu zatın da hilâfet makamına geçmesi caiz değildir. Çünkü pederi o- lan Sultan Abdülâziz, mecnun oldu - ğu için şer'? fetva ile hilâfet makamın- dan iskat edilmiştir. Yusuf İzzeddin E- fendinin hususiyetlerine vâkıf zeva - tın rivayetlerine göre bu prens te-tıp- kı pederi gibi dimağan malül olup, pe derinden cinnet tevarüs etmiştir. Bu iti- bar ile bir müddet sonra pederi gibi in- tihar etmesi çok mümkün ve muhte - meldir. Halbuki bu gibi hâdisat - Sul- tan Azizin intiharında olduğu gibi - hıristiyanlık âleminde çok çirkin akis - ler husüle getirmekte, hilâfet maka - mını işgal eden zevata karşı beslenme- si lâzım gelen hürmet, tâzim ve em - niyeti selbetmektedir. Reşat ve Yusuf İzzeddin Efendiler- den sonra, makami hilâfetin sahibi ol ması İâzım gelen şehzade Süleyman E- fendiye gelince; matbuat sahifelerine intikal edemiyecek bir illet ile malül ve yatak esiri olup ancak bir kaç günlük örnrü olduğu rivayet edilmektedir. (1) Şu hale nazaran âlemi islâmın salâ- hiyettar zevatından mürekkep bir meclis toplanarak, Osmanlı hanedanı arasında hilâfet şeraitini haiz bir zatın seçilmesine şiddetle ihtiyaç görülmek- tedir..) Bu garip neşriyat, islâm ve hıristi - yan âlemlerinde bir hayli dedikodu - ya sebebiyet verdiği gibi bilhassa İstan- bulda da bir çok zevatı endişeye sev- ketmiş; hattâ o tarihte (cemiyeti il - miyei islâmiye) Babıâliye müracaat e- derek; bu neşriyatı ihtiva eden gaze « telerin memlekete ithalinin men'ini ve bu yazıların o gazetelerde yazılması ve yazdırılması esbabının tetkikini talep ve rica etmişti. Babıâli, hilâfet meseleleri etrafında yazı yazan gazetelerin, Osmanlı hükü- meti hudutlarından içeri girmesini me- netmişti. İttihat ve Terakki cemiyeti merkezi umumisi tarafından, bazı mahrem tetkikat için Mısıra gönderi - len Refet Bey iamindeki bir zata da; bir miktar bolca para verilerek bu neş- riyatın ne gibi esbaba istinat ettiğini gizlice öğrenmesi emredilmişti. (Arkası var) (1) TÜRSkKA T uğdeni çok geçmeden, şehzade Süleyman Efendi vefat etmiş; ce- nazesi basit bir merasimle kaldırlarak (Yahya Efendi) dergâhıma defnedilmişti. Gazeteler bile bu hâdiseden ancak dört beş satırlık bir yazı — ile bahsetmişlerdi. (15 temmuz 1909). tan Mehmet Rc—adın gayri meşru su- Boğaziçinin Anad ——— —< Şirketi Hayriyeden : olu ve Rumeli ci- hetlerinde sayfiye tedarik etmek zira ağızın bilcümle şeraiti sıhhiyesini haiz olan bu macun dişleri çürümekten korur, diş etlerini kuvvetlendirir. nelesi serinletir. ve insanın nörünüş efesini. artırır, * ae çe ÇO LE ZETLI OLUD ADEMİi iKTiDAR Bel gevşekliğine En tesizli bir ilâç SERVOİN dir. İhtiyarlara — gençlik, yorgunlara dinçlik verir. Taşraya posta ile 175 kuruşa gönderilir. Sirkeci Merkez eczanesi Ali Rıza isteyen muhterem halkımızın nazarı dikkatine : Şirketce bu sene Boğazın gerek Anadolu ve gerek Rumeli cihetle- rindeki köylerinde kiraya verilecek yalı, köşk ve evlerin büyük- lüğünü ve küçüklüğünü adres ve fiyatlarını gösterir muntazam bir broşür bastırılmıştır. Her iskeledeki şirket memurları arzu edenlere bunlardan meccanen takdim edecek ve talep edilen teshilâtı da gösterecektir. E.ğin İğer ve düşlerir - PERLDDENT -t olan Atiyası u Uduvlara olan ihliyacımız kadar mühimdir

Bu sayıdan diğer sayfalar: