20 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

20 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T TeT Ğ C KAT y FRR AM D T D Ber ” SON POSTA SIHHİ -BAHİSLER ——I Neler yemeliyiz? *« * * Her «ev kadını bilhassa bu zamanda kalori meselesine çok ehemmiyet vermelidir. Çeşitli listeleri -bunların kıymetlerine yemek yemek - şarttır. Yemek ve aile halkının yaşlarile işlerine göre tanzim edilmelidir da iyi bakmak lüzımdır. mesel dajma ihmal e bin ve fennin ilerlediği, bir sıraya ko: *hemmiyet Gıda riz. Bilgi - ları riyazi devirde — bur öndedir, bu uzvi makinenin ha len fazla büyük bir hızla çalıştı; aralarda öonu birdenbire yıkmar çin de esaslı çare aş V umdır. Bu çarelerin başında gıda me - | elesi gelir. Her ev kadını bu kalori meselesine ızam! dikkati göstermelidir, yalnız a -| votlu gıdalar vücut için ne kadar fe - ka ise münhasıran sebze yemek te in- anı öylece zayıflatır, her yemeğin ken- lne mahsus faydaları vardır. Binaena- eyh çok çeşitli yemek kullanmak, lâ- amdır. Aşağıdaki listeler uzun tecrübeler - len sonra mütehassıs hıfzıssıhha â - imleri tarafından tertip edilmiştir. İyi pda almak istiyenlere kolaylık olmak izere neşrediyoruz. Gıdaların birbirlerine karşı kalori ve tuvvetlerini ölçmek üzere yanlarına kazı rakamlar da ilâve edilmiştir. Birinci liste çok mugaddi yemekler: Vejetalin 846, tereyağ 753, zeytin - 'ağı 846, çikolata 487, yanmış şeker 78, yanmamış şeker 397, külbastı 61, kuru ceviz 372, kuru fındık 348, tuzu 365, Gruyer peyniri 365, rokfor yeyniri 302, pirinç 346, bal 302. Vasat derecede mugaddi yemekler: Domuz eti 287, koyun eti 287, kuru oğan 281, beyaz peynir 192, kızarmış «tates 248, dana beyni 203, kuru şef- ali 262, erik ve kuru üzüm 252, ton alığı (zeytinyağlı) 250, sardalye 250. estane 164, beyaz ekmek 255, kızar » duş ekmek 222, Az mugaddi olan yemekler: Tavuk 143, ördek 130, güvercin 118, Avşan 117, uskumru balığı 102, pata- es 69, süt 69, yaş Üzüm 69, yerelması D, Mugaddi olmıyan yemekler: Şarap 57, bira 54, armut 54, elma İ, şeftali $1, portakal 39, havuç be - Pirinç çorba ile beraber meyva. Bezelye çorbası, na, salata, yun eti, ku. lata rokfor peynirli | Büyük Fransız sa atkarı Lıisyen Baru Eczacı çırağı tiyatro rejisörü olmak hevesile yanıp tutuşuyordu, Parise geldi, uzun seneler sefalet çekti, fakat nihayet emeline kavuştu | | | bedeni iş - 1 sardal- ması, sa- şeftali kom - k Akşam yemeği — Soğan çorbası, do- dolm şlı ve yerlerinde otururlarken ça hşanlar: sı, kuru meyva Sabah yemeği — Tavşan kebabı, pa- | tates yemeği, üzüm. Akşam yemeği — Yerelması çorba- sı, ördek, salata, mey Tansyonu fazla olan kimselerin ye - meği: Öğle yemeği — ma, armut Akşam yemeği — portakal Sporcular listesi: Bezelye, limonata, el- Havuç çorbası, Müsabakaya girmeden evvel, bir çor- | ba kaşığına yumurtanın sarısını koy - malı, üzerine iki damla limon damlat - malı, biraz tuz ve biber ekmeli ve son- ra yutmalı. Öğle ve akşam yemekleri hiç farket- mez — Külbastı veya biftek gram), bol sebze ve meyva. Kahve, çay, alkol içmemeli, suyu ga- yet a mikurdn kullanmalıdır. Konyada yol inşaatı Konya (Hususi) — Belediye tara - fından inşasına başlanılan parke yolun 200 kilometrelik bir kısmı ikmal edil- miştir. Havalar soğumuştur. detle huşı.d.ılmd(ledu Derincede göçmen evleri Derince (Hususi) — Burada göç - menlere ev yaptırılmaktadı dilik elye 38, ——— o——7cA20oL—— —— IH GÖNÜL İŞLERİ anlattım. Nişan yüzü; Fakat kanun benim sevdiğim adam ile evlenmeme üç sene için mânidir. Şimdi düşünüyorum. Bu üç senelik bekleme müddeti esnasında ya sev gilim benden vaz geçerse, ne yapa - rım? Çıkmış olan talibi de kaçırdım. Endişedeyim.» Üç yıl nişanlı Durulamaz! «Gönene den bir mektup — aldım. VMevzuu üç beş gün evvel, galiba Prakyadan alıp ta bu sütunlarda an- atmış olduğum bir mektupta söyle- venin, bir nokta farkı ile hemen he- men ayni. Yalnız birincisinde bir al kikasında bir erkeğin yına düşmüş bir kadının hikâyesidir. İkincisinde ise, mevzuu bahsolan kız ulduğu için bu nokta, bereket ver - din mevcut değil. «Gönen »li kız diyor ki: — 18 yaşındı Babam — öldü, #nnemle beraber yaşıyorum. Geçen- lerde İstanbula allim beni gör den istemiş, anne gi ı, bir mu ş, annem- de benim giya - bımda söz vermiş, nişan yüzüğü al mış. Halbuki ben başka birisini se- viyorum. Gelince hâdiseyi anneme tiği adama gerçekten bağlı değildir. Eğer öyle olsaydı onun üç senelik bekleme müddeti zarfında kendisini unutması ihtimalini hatırlamıyacak- tı. Bunu bir şalâmeti hayır» telâk - ki ederim. Gözü açılmış, başlamış demektir. Kızım bir nişan üç yıl sürmez, üç yıl süren nişanın sonu, eğer arada bir konuşma da varsa muhakkak tam veya yarım metresliktir. Bu sevdadan vaz Beç, annene söyle, eski talip ile münase - beti yenileştirmenin bilvasıta yolu- nu arasın. inşasma başlanan evlerin sayısı altmış- tır. . X Bu genç kız sevdiğinden bahset - gürmiye TEYZE (2000dı oğlunu kendi gibi eczacı Gccclcn*, palto ve pardösü giymek ihtiyacı şid- Kin ve adaveti ifade eden siması | Lüsyen Baru'yu tanımıyan sin meraklısı var mıdır acaba?.. Bu sevi li Fransız san'atkârı başlıbaşına bir â- l mdir. Denilebilir ki oynadığı filmlerde bal- kın gözleri ondan başka hiç bir artisti görmemektedir. | Beynelmilel sinema muhitlerinde günden güne şöhreti artan ve kendisi- ne tevdi edilen her rolü pek büyük bir meharetle benimseyen bu kudretli san- an.kınn hayatı hakkında elde eylediği- İmiz en yeni malümatı (Son Posta) o- İkuyucularına sunuyoruz: Lüsyen Baru kimdir?... 21 Eylül 1888 senesinde Fransanın 'Tuluz şehrinde dünyaya gelmiştir. Ba- bazı bir ecza deposu sahibi idi. Tuluz lisesinden çıkar çıkmaz baba- g1 onu yanına çırak olarak aldı, Maks yapmaktı na Taaccübü ifade eden siması © akşam Lüsyen Baru 4,500 frank ma- aşla Teatr Mişel'e girdi... O tarihten iti- baren rejisörlüğü, memurluğu bıraktı ve aktörlüğe başladı. Bir müddet sonra sinemada rol al - mağa başlar. Film çevirmek üzere Ber- linde üç sene kaldı. Şimdiye kadar çe- virmiş olduğu filmlerin sayısı kırkı geç Kadınla Fransız tiyatro mubımn Lüsyen bu işe istemiye istemiye de- vama başlardı. Günün birinde babasının karşısına dikildi ve dedi ki: — Baba!.. Sana birşey söyliyeceğim. Ben Parise gidip liyatrolarda rejisör - lük yapacağım. Tiyatroya çok hevesim var. Üzülme aktör olmak istemiyorum. yem tiyatro idareciliğidir. Bırak Pa rise gideyim... Orada kendime nasıl ol- sa iş bulurum... Babası oğlunun arzusuna karşı gel- medi... Zaman ile fikir değiştire - ceğini umarak muvafık cevap verdi. Günler geçti. Nihayet 1912 senesinde Lüsyen mu- radına nail oldu ve Parise geldl di. Bir hayli vakit boş gezdikten, para- sız kalıp sefalet çektikten sonra alelâ- de bir vazife ile Grevin tiyatrosu kadro suna dahil oldu. Orada çalışmağa baş ladı, Hesapları tetkik ediyor, aktörlerin | maaşlarını veriyordu. Nih *t babası- nın ecza deposu gözünde tütmeye baş ladı. 1914 de askere gitti ve yaralan - madan, berelenmeden bu seneleri ge - çirdi. 1920 senesinde gene Pariste Fe- mina tiyatrosuna girdi. 1100 frank ay lıkla rejisörlüğe başladı. Vazifesinde çok memnundu, çmirleri dahi kendisi- ni çok seviyorlardı. Bir gün tiyatroda (Mavi sıçan) adın- da bir piyesin provası yapılmakta idi... (Repetisyondan dört gün evvel figüran- Filmden Fransız film sanayii bu sene kıymet- İi bir eser vücude getirdi... Film Fran- İsiz tiyatro muharriri Jak Deval'in ese- İridir. Mevzu ve senaryo muharririn kaleminden çıktığı gibi eseri film bali- ne koyan, onun rejisörlüğünü yapan (gene Jak Devaldir. (Kadınlar Klübü) nün mevzuu kı - saca şöyledir : — Parise her memleketten — birçak genç kızlar geliyor, Bunların birçoğu sı- ginack bir yerleri olmadığı için birta- kım ahlâksız erkeklerin tuzağına dü- şüyor ve harap oluyorlar... Bu kızları tehlikeden kurtarmak maksadile çok 'zengin bir hayırperver kadın büyük bir para ayıryor. Bu para ile yalnız genç (kızların ikametine mahsus bir (Kadın- Jar Klübü) yapılacaktır. Burada ser - vis yalnız kadınlara tırılacaktır. /Modern konforun bütün eserlerini sine- sinde toplayan kadınlar yurdu yapı [ğor ve buraya 200 genç kız iskân edili- yor. lardan biri hastalandı... Belki gelir di- ye dışarıdan birini almadılar ve yeri- ne Lüsyeni geçirmeğe karar verdiler... Esasen söyliyeceği beş on kelimeden i- baretti... : Lüsyen dehşetli bir surette itiraz et- (ti... Kendisinin aktör olmadığını ileri sürdü. Fakat nihayet sahneye çıktı ve rolünü yaptı. Sahneden iner inmez karşısında Parisin belli başlı şahsiyet- lerinden olan : Tristan Bernard — Al - fred Savoir — Henri Berustein — Ro- main Coolus'u bulur. Bunlar Lüsyenin yapmış olduğu pek kısa role rağmen büyük bir san'atkâr olabileceğini tak - dir ettiklerinden kendisile tanışmak ar zusunu izhar ettiler, Görüştüler.. Ve bgösterilecek olan bu İdiğinde gene bahsedeceğiz... Merakı ifade eden siması miştir. | Saçları: Açık kumral ve kıvırcıktır. Arkadaş canlısıdır. Daima neşelidir. Öt ike nedir bilmez... Sporlardan yalnız ©- tomobilciliğe bayılır... Çocukları sever. Kendi çocuğu olma- dığından - rastgeldiği çocukları Öper... Lüsyen Baru gelecek sene şark mem- leketlerinde büyük bir seyahate çık - mak niyetindedir... sever r Klübü 0. T. _[ık Deval kendi eserinin senaryosunu kendisi hazırladı, filmin rejisörlüğünü de bizzat yaptı ve muvaffak oldu bir. sahne Kudretli bir muharrir ve şair olan e- serin sahibi işte bu kızların gündelik bayatını alarak onlar etrafında karak- terlerine ve yaradılışlarına göre mev - zular çıkarıyor. Mevzuun ne kadar o- riljnal olduğu bu sözlerden anlaşılr Film alelâde filmlerin mutat çorcex e- inden ayrılıyor ve çok kuvvetli bir res şamın fırçasından çıkmış tablolar ha- jJinde sinema perdesinde canlanıyor.. Muharrir bu eserinde isbat ediyor ki; «Aşk herşeyin fevkindedir ve yalnız aşk bu fâni dünyaya değer...» Bu eseri tamamiyle canlandırmak i- çin büyük fedakârlıklar yapılmı: Eserin en bariz husus ların hepsinin kadın olmasıdır Deval bu eserile, bir şair ve muharririn icabında sinema âleminde kaşerlenmiş rejisörlerden daha kuvvetli bir film yaratabileceğ Bu sinema mevsil ve cazip ni isbat etmiştir. de şehrimizde den sırası gel-

Bu sayıdan diğer sayfalar: