20 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

20 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Eylül Kahramanlık, aşk, heyecan ve | KORSANIN Son Posta'nın tarihi tefrikast Dün akşam gelen gemiden hiç kim-|so ve Garsiya da gözlerine ilişmişti. Be dışarı çıkarılmamıştı Yalnız Marki| — İlyas Merkando'dan başkalarını za- dö Gomarın kâtibi tarafından babasi-|ten taniyordu. e le annesine ve kardeşlerine kısa bir| — Mansur sevindi: haber verilmişti. Bütün gece Barselor1 — Allah sanki bunları bize kolay - nanın büyük bir kısmının heyecanda |lık olsun diye bir araya toplamış. .. kalmasına sebep bundan ibaretti, Doğru söylüyordu. Jan Portondo'nun gemisi tersane| — Doğru söylüyordu ama görünüşe ba- Yıhtımına yanaşmış olduğu halde du -| kılırsa şu kalabalığın içinde geçerek u- Tuyordu. Askerlerin çoğu ve kürekçi-|zun Veli ile arkadaşlarımı kurtarmak ler hâlâ bitkin bir haldeydiler. boş bir hayaldi. Bu iş olmadan intikam- Meydanı çepeçevre sarmış olan iki|la uğraşmıya da İlyas Reis razı dğil - tıra atlıların ilerisinde iri boyu ile Don|di. Garsiya ve onun biraz ilerisinde de| Mansur önde olduğu halde yavaş| SON POSTA macera KIZI Numara : 77 Dönüp baktı ve posbiyıklı bir İspan- yolla karşılaştı. Ona kimin hayvan olduğunu anlat- mak pek kolaydı ama, zamanı değil - di. Hattâ Mansur bunun için - İlyas'ın kolunu tutmuş: — Birak... Aldırma... Dedikten sonra adama dönerek şöy- |le söylemişti : — Kusura bakma... Bizi de arka - dan itiyorlar... Bundan sonra yerimiz- den kımıldamayız. Dediği yapmaktan başka çare yok- Anadan doğma sağır değildi, so: dan olmüştü.. On yaşında iken bü bir hastalık g miş; bu yüzden ku - lakları sağırlaşmıştı.. Yanında — davul çalınsa değil, top atılsa bile duymaz - di. Fakat hayatından memnundu. Ko - nuşanları duymadan — dinlerdi amma duymuş gibi olurdu. Anlamadığı söz - lere kendi kendine manalar verir, ve anladığını sanırdı: Onun düşünüşüne göre; bütün insanlar iİyi idiler.. Hiç kimsenin Kalbinde fenalık yoktu, hiç kimse fena söz söylemezdi. Sağır ailesinin sırtında bir yüktü. Varlığı etrafındakilerini epey rahatsız ediyordu ,ediyordu samma kendisi bu- nun farkında değildi. Bir gün kız kardeşi sokaktan gel - Çeviren: İsmet Hulâsi İMSET ğil mi? Bir yumruk ta ben sana indi « reyim mi? ır daha fazlasını i: di. Yürüdü. Evine geldi: hizmetçi: d Aâİ Diye bağırdı. — Niye A dedin? — Şey birdenbire şaşırdım da, Ha« ni Bay Sağır bugün gelecek diye habet verme! Eski sağır evdeki adını öğrenmişti Demek onu Bay Sağır di ğ lardı. Salona çıktı. Bir kı Merdivenlerde ayak sesleri duyuldu. Komşular” — '3r bayanla, küçük kı salona g Bayan a baktı: Don Alfonso görünüyorlardı. — Vali geliyor. — Kardinal da beraber... Bu haber halk arasında yayıldı ve halk dalgalandı. Uzun mızraklı süvariler yolu geniş- letmek için bazan bir ihtiyarı, bazan bir genci veya kadını atlarının göğüs- lerile itiyorlardı. Marki dö Comar ve kardinal Mer - kando şatafatlı bir surette eğerlenmiş olan atlarda idiler. Jan Portoadö'yu onların biraz ge- tisinde görenler birbirlerine gösteriyor- lardı. Kaçıp kurtulabildiği için onu bir kahraman sayanlar pek çoktu. Vali ile kardinal tersane meydanını geldiler. Kendileri için hazırlanmış olan kol- tuklara oturdular. Herkes susuyordu. Biraz sonra kardinal kalktı. Gemi » ye doğru yürüdü. Bütün askerler ve tayfalar ayakta oldukları hülde dua 0- kuyarak geminin ve askerlerinin kah- tamanlığını tâkdis etti. Önünde diz çö- ken Jan Portondo'yu alnından öptü. Bu iş bittikten sonra Marki dö Go- mar emretti: — Esirler nerede? — Gemide... — Getiriniz! Rıhtıma yanaşmış olan geminin gü- vertesinden sekiz on gardiyanla dört esirin çıktıkları görüldü: Uzun Veli en önde geliyordu. Çopur İsmail onun arkasındaydı. Ondan sonra Mehmetle Küçük Ali görünmüşlerdi. Hepsinin de ayaklarında zincirler vardı. Her birinin sağından ve solundan birer kişi sımsıkı tutuyarlardı. Uzun Veli ile Çopur İsmail dimdik yürüyorlardı. Fakat Mehmet sararmış- tı. Küçük Ali ise ondan daha bitkin bir | haldeydi. Yüzü mermerden farksız -| dı. Bu sırada İlyas Reislo Mansur vel Yakup kalabalığın'arasından syrıla tak maydana yaklağmağa çalşıyor. * lardı. Üçü de o sabah erkenden evvelce kararlaştırılan yere — çıkmışlar, yolda pusu kurmuşlardı. Önce iki köylü görünmüş, onları hemen yakalıyarak kıyıya götürmüş- ler, soymuşlar ve elbiselerini giymiş - lerdi. Daha sonra iki köylü daha gö - rTününce Mansur: — Bir tane fazla geldi. Demiş, İlyas Reis de: — Fazla mal göz çıkarmaz... Cevabını vermişti. Onları da ötekiler gibi yaptıktan | sonra sandal açılmış onlarda torbaları- | Di omuzlarına vurarak sopalarına da- yanarak şehre yollanmışlardı. Sandal o gece gene aynı yere gele - €ek eğer işlerini bitirmiş olurlarsa on - ları alacaktı. Nyas Reisle arkadaşları tersane mey- danında, bir. kalabalığın — toplandığını görünce şimdilik kılı değiştirmeye lüzum görmemişler, öylece yaklaşma- ğa çalışmışlardı. Fakat bir türlü yaklasamıyorlardı. Yalnız Marki dö Gomarla kardinalı yavaş kalabalığı yarmağa çalıştıkları sırada birdenbire İlyasın omuzuna bir yumruk indi: — Nereye gidi ril?... Geçen Bilmecemizde Kazananlar (Dünkü nüshadan kalan kısım) BOYA KALEMİ Sultanahmet Tavukcu sokak 23 de Yaşar, Ankara Tabakhane Yüksek so- kıı)z 3 de Hayriye, Sultanahmet Dizda- ye sokak 6 da Vedad, Zincirlikuyu 20 nci ilkmektep 134 Ferdane, Ada - pazarı Taycılar mahallesi Hacı Kadri sokak 177 de Pükize, LÂSTİK TOP Cağalağlu Hocarüstem Mektep sokak 4 de Calibe, Kadirga 61 inci ilk mek - tep 3/A dan 145 İsmet, Nuruosmaniye Çarşıkapı caddesi Ruleye apartıman 1 de Hi t. iyorsun, hayvan he - ALBÜM 8 inci ilk mektep 4 de 252 Necmed. din, Alemdar mahallesi Çatalçeşme so- kak 50 de Sermet, Beyazıt 6 ıncı ilk mektep 3/A dan 212 Sabiha, 2 nci ilk mektep 688 İrfan Tosun, Devrek müd- deiumumisi oğlu Necati Tatlı, Tarsus posta karşısı 101 kahveci Ahmet oğlu Yakup, Amasya tahsilât kâltibi Mah - mut oğlu Atillâ, Denizli Değirmen ma- Diyaribekir asliye ceza hâkimi Sadık oğlu Haydar, Ankara Eminönü mahal- lesi Amağ sokak 21 Siltki, Sultanahmet Üçler mahallesi Suterazi sokak 2 de Ferit, İstanbul erkek lisesi 11/E de 569 İbrahim, Yeşilköy ilk mektepte 42 Sabahat. BÜYÜK SULU BOYA Foça nüfus memuru Galip kızı Ja - le, Üsküdar Çakırcı Hasanpaşa mahal- lesi Belediye sokak 43 de R. Özcan, Kumkapı Yenişehir caddesi Fahir A - partıman 67 Süleyman, Ankara Ha - mamönü İnönü mahallesi Albay s ak 15 de Feyzi, İstanbul erkek lisesi "İ728 Lütfi. KART Tokat Vakıflar direktörü oğlu Ah- met, Vefa caddesi Molla Şemsettin so- kak ! de Nureddin, Unkapanı Kılyo - kuşu 25 de Şemsettin, Erenköy Koz - yatağında İçerenköy yolu 37 de İhsan kızı İhsan, Sultanahmet terzilik mek - tebinde S. Vyar,Kütahya eczacı vası - tasile Nurten, Konya lisesi 4 de 318 Ömer, Edirne Soğanyemez mahallesi 14 de Sabahaddin, Ankara Çankaya bin - başı Zeki oğlu Muammer, Giresun Sağ- hk kâtibi Şadi kızı Ayşe, Beyazıt Boz- doğan kemeri 29 da Blagoy Luhikof, Kütahya eczacı İhsan Şerif vasıtasile Kadri, Hendek Park karşısı 44 de Za- hit koyuncu, Samatya 43 üncü mek - tep 4 üncü sınıf 173 Müfide Hüsnü, Kayseri işletmesi dosya memuru Ne cip oğlu Mehmet, İstanbul 44 üncü mektep 271 Saliha, Divanyolu 67 de A. Özenel, İstanbul cumhuriyet orta mektep 2/A dan 202 Melike, Ayasaf - ya Yerebatan Şengül hamam 13 de Ya- şar, İstanbul Vefa erkek lisesi 4/B den 833 Fethi Yıldırım, Konya askeri orta 'ut kızı Hu- ahallesi 4 Okur, Denizli sıhhat işleri baş - kâtibi Niyazi kızı Türkân, Ankara Ta- hu Acaba esirleri ne yapacaklardı? Ya şimdi öldürürlereel... (Arkası var) ——— eIe Bu Akşamki Program İSTANBUL Öğle neşriyatı * 1230: Plâkla Türk musikisi; 12.50: Hava - dis; 1305: Plâkla haftf müzik; 13,25; Muh- İtelir piâk neşriyatı. Akşam meşriyatı : 1830: Çay saati: Dans musiklii; 19,30: Ambasadör gazinosundan nakil, 20; Mü- Nureddin. tarafından Türk musikitı; 20, |30: Vedla Rısa ve arkağaşları — tarafından Türk müsikisi; 21 Plükla salolar; 31.30: Btüdyo örkestrası: 1 — VW. A. Mozart Cuvert. Zauberflöte; 2 — J. Brauss Dortechywalben muz cesterelch. Walzer; 3 — Neşvadba lore- ley - Paraphrase; 6 — Oressmann, Der Gelst des Woyewoden, Cezard; 5 — Tehalkovski, Divertimente (Sulte 0p 43;) 8 — Oluek, Ga- vötte antigue; 7 — Drigv — Müllon d'Ar - legüin, Serena, Dvorrak dans slav A dur; © — Bvendsen, Danse d 1 nsegüte; 22,30: Ajans bavadisi, ni BÜREŞ 7,30: Sabah neşriyatı; 12.10: Koro; 12,40: Diniku oörkestrası; 1430: Bpor; 1340: Kon- Berin devamı; 14,18: Haberler;1430: Konse- rin deami; Köylü neşriyatı, 15,30: Ona; 20. Konferans 20,20: Dansta devamı 21: Kon- ferans; 21,15: Öperet müsikisi; 22,30: Ha - berler; 2240: €por; 2255: Radyo orkestrası. BUDAPEŞTE 18: Çigan musikisi. 1880 Konferana. 19: Piyano musikisi; 2045: Konuşmalar, 21.10: Radyo salon orkestrası, 2145: Amerikadan konser nakli, 22,15: Haberler, 23: Salon ve caz bandoları, 244: Çigan müsikisi. BELGRAD 20,30: Mili neşriyat, 21,30: Halk şarkıları, 22: Nevyorktan nakil, 22,30: Plâk, 23: Haber- ler, 2320: Hafif müzik nakl, 23,50: Danz plâkları. MOSKOVA 19,46: Plâk, 20: Muhtelif çehirlerden nakli- ler, 22: Yabancı düllerle konuşmalar. VİYANA (Kısa dalga) 18,45: Şark ve garp muslkisi parçaları, 20: Haberler, 20,10: Konserin deva- mu, 20,455: Şarkılar, 22: Nevyorktaa nakil, 23: Haberler, 23,20: Cazband, 1: Çigan musikisi (Peşteden), VARŞOVA 18: Koro musikisi, 19: Radyo piyesi, 1430: Şarkılı orkestra, 21,20: Konuşmalar, 22: Nev- İyorktan — nakil; — I: Niyagara — Şelâlesi (10 saniye), 2) Amerika yeritlerinin mu- sikisi, 3) Kovboy müsikisi, 4) Zenci musikisi, 5) Anglo - Amerikan balk musikisi, 22,30: Eğlenceli neşziyat, 23.20: Solist konseri, 21: Dans plâkları, PRAG 2045: Mafif musiki, 20,45: Konuşmalar, 21: Radyo örkestrası, 22: Nevyorktan nakil, 22, 30: Konferans, 22,50: Halk şarkıları, 23,30: Plâk, M,25: Eğlenceli plâklar. Viyana radyosunda Türk musikisi Viyana radyosunda 23 Eylül çarşamba ak- gami İstanbul saatlle saat 20,30 dan 21.20 ye kadat sürecek bir Türk musiki saati yapıla- caktır. Yeni Neşriyat VARLIK — 77 İnci sayısı Yaşar Nabi, Sa - met Ağuoğlu, Vasfi Mahir, Hümit Macit, Ce- rall Sena, Fazıl Hüsnü, Baki Suha, Muammer Necip, Sabahattin Âli, Şaziye Berin'in yazı- mişti. Sağır bir koltukta oturuyordu. Kız kardeşi annesine telâşlı telâşlı bir geyler anlattı. Sağır düşündü, kendi kendine: — Her hâalde, dedi, genç bir erkek lkız kardeşimi istemiştir; anneme onu gnlatıyor. | Düşündüğü gibi değildi. Kız kardeşi İannesine büsbütün başka bir şey anla tıyordu. O gün meşhur bir kulak mü - tehassısı ile konuşmuştu. Büyük kar - deşinin sağırlığını anlatmıştı. Müte - hassıs bir ameliyatla onu iyi edeceğini söylemişti. Annesi sevindi: — İyi, i, yarından tezi yok ame- liyatı yaptırırız. Bunu bir ufak kâğıt — parçasına yazıp sağıra uzat- |tılar: — Kulağım mı açılacak? Başlarını salla - dılar. — Olur, Fazla heyecan göstermedi. Yüzünde fazla sevince delâlet eder alâmetler görünmedi. * Ertesi gün ameliyat yapıldı, sağırın da kulakları açıldı; ve iki gün sonra hastaneden çıktı. Evine yayan dömü - yordu. Otomobil kornalarının sesleri, motosiklet motörlerinin — takırtıları, tramvayların dandanları kulaklarını tırmalıyordu. Tenha yoldan geçerken bir erkekle bir genç kadın gördü. Her ikisi de önü sıra yürüyorlar ve bir şey- ler konuşuyorlardı. Sağır bunların ne konuşabilecekle - rini düşündü; her halde biribirini seven bir çifttiler. Biribirini seven çiftler ne konuşurflarsa onu — konuşuyorlardı. aşktan bahsediyorlardı. Sağır adımları- ma sıklaştırdı. Yanlarına yaklaştı. Ar - tık söylediklerini işitebiliyordu. — Sen moruktan bir şey koparama- dın mı? — Ne gezer, bir papel istedim de o- nu bile vermedi. — Şimdi ne olacak? — Hiç — Bir de sıkılmadan hiç diyorsun Şeytan, diyor ki yakala şu beceriksiz karıyı saçlarından, sürükle sokaklar - da. — Benim elim armut devşiriyor de- ——— — İstinye iltisak yolu şose inşaatı yapılması Hüdevendigâr caddesinde Salkımsöğürtte Yarınki nushamızda : YALNIZLIK Yazan: Muazzez Tahsin — Evde başka kimse yok galiba, şim« di bu sağırla mı oturacağım? Bayanın küçük kızı: — Daha iyi ya anne ben şimdi onun«. la alay ederim. O duymaz, ser güler « sin. Ba güldü. Eski sağır ayağa kallie salondan çıktı. Odasına — kapandı. Karşıki evden bir piyano sesi geliyor« du. Sağır orada piyano çalan bir geng kızın oturduğunu biliyordu. Bazı 'celer pencerenin önüne oturur; o, pi « yano çalarken uzun uzun seyrederdi, İçinden: — Kim bilir, derdi, ne güzel çalıyor« dur. P: arının tuşlara her doku « nuşunda ne - tatlı bir ahenk peyda oluyordu. İşte şimdi ge « ne çalıyordu. Ar « ftık duyabiliyor « du. Fakat bu ça « lışta bir ahenk de« ğil, bir ahenk bas Jzukluğu vardı. Eski sağır pencereyi kapadı. Merdfe venlerden indi, sokağa fırladı. Her gün köşe başında oturan ve eski sağırın het gün sadaka verdiği ihtiyar gene yerin« de idi. Eski sağır elini cebine u, bi kuruş çıkardı. İhtiyar dilencinin avu e cuna koydu. İhtiyar dilenci ona her güm dua ederdi, Ve sağır bu duayı düuymaza de: — Allah sana iyilikler versin, öm « Tarzında şeyler söylerdi. Parayı a « lınca gene dua etti; fakat artık kulağı — Gene bir kuruş, sanki beş versen ne olur? Allah tevekkeli Eski sağır hiç bir şey söylemeden We zaklaştı. yordu. ÖOtomobile atladı. Kendisini W« meliyat eden mütehassısm adresini söye kliniği önünde durdu. Mütehasşıs eski sağırı gülerek karşıladı: — Evet doktor sizden bir ricaya gel miştim. — Ben eskisi gibi sağır olmak isti « yorum! dı.ı amma duymuş gibi olurdu. Her halk rün uzun olsun! duyuyordu. Duayı duydu: 'öezd seni bilmiş te sağır yaratmış. Bir otomobil yolun kenarında durü« ledi.. Otomebil yürüdü. Mütehassısın — Bir şey mi vi — Söyleyiniz, —— Keşif bedeli — İlk teminatj 2646,21 199 Karaki Hüseyin çelebi camii minaresinin yol üzerinden yıkılıp içeriye yeniden yapılması 799,25 60 Yukarıda keşif bedelleri ve teminatları yazılı olan tamirleri yapılmak ü « KDN levazım müdürlüğünde şarttır.) stekli olanlar 2490 No. Ju gösterilen ilk teminat makbuz veya eksiltmeye konulmuştur. Keşif evrakı ve şartnamelerfli görülür. (Bu işlere girebilmek için fen vesikasl kanunda yzılı vesika ve hizalarındı! mektubile beraber 21/9/936 pazar » tesi günü sat 14 de daimi encümende bulunmalıdır. (B) (1015) * * Hepsine 693 lira 30 kuruş fiat tahmin olunan Karaağaç müessesatındi et satış salonu ve işkembe mahalline yaptırılacak çengel tesisatı konulmuştur. Şartnamesi levazım müdürlüğünde görülür. İstekli olanlar 52 Biralık ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 21/9/936 günü saat 14 de daimi encümende * Belediye makineleri için lâzım olan 62000 litre motörin yağı açık el bulunmalıdır. * (1012) 1 | siltmeye konulmuştur. Bir litre motörin yağına 6 kuruş fiat tahmin olun« muştur. Şartnamesi levazım müdürlüğünde görülür istekli olanlar kanunum tayin ettiği vesika ve 279 liralık ilk teminat makbuz veya mektubile be « raber 25/9/936 cuma günü saat 14 de daimi encümende bulunmalıdır. — ğ (B) (1156) / — p &örebilmişler, daha sonra Don Alfon-|bakhane Yüksek sokak 7 de Raziha. — İları ile çıkmıştır, el Ü DĞ ÜÜ Ç ga İ e Y

Bu sayıdan diğer sayfalar: