22 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

22 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrikası: 91 Ömer bu kararını, belki de biraz a-|kazanmalıymışım... İkimiz iki erkek cele ve coşkunlukla verdikten sonra Kâmran Beye bir lâkap taktı ve üsta- dın ismi arkadaşların arasında: 1789 Kâmran Bey oldu. Sonra ya- vaş yavaş bin sekiz yüzle bey de kalktı. Ondan bahsederken sadece 89 Kâmran der oldular. 89 Kâmranın içerlediği şey metres hayatı yaşadıktan sonra evlenip ayrı- lan karı kocaların nafaka davalarıydı. Ömer hiç unutmuyordu. Bir gün akşama doğru, yazıhanenin tıklım tık- hlm dolu olduğu bir saatte, içeri çok şık bir hamm girmişti. Otuz yaşların- da kadar. Kürklü bir manto giymiş ve yüzü çok boyalı. Ömer tecrübelerine güvenerek bili- yordu ki kürklü manto giyen hanım - lar nafaka davaları için avukat tutma- ğa geldikleri vakit çok sabırsızdırlar, sıra beklemek istemezler. Hele yazı - hane böyle dolu olduğu zamanlarda, bele yazıhanödeki : Kalabalığın « içinde' eski çarşaflı ihtiyar kadınlar ve bıyık- larımı kemiren gözleri dalgın, üstleri eski püskü erkekler ekseriyeti teşkil e- dince.. Ömer hanıma yer gösterdi: — Buyurun dedi, haber vereyim.. Sizi bekliyor muydu? Hanım gösterilen yere oturmadı, çıkıştı: ti: - — Hayır, dedi, beni beklemiyordu tabit.. Benim geleceğimi nerden bil - sin?.. Ömner içeri odaya girerek yetmiş do- küza meseleyi anlattı. Ömerin arkadaşı genç muharrirle bir edebiyat münakaşasına girişmiş o- lan 89, — Söyle gelsin, dedi. Ötekiler biraz daha beklesinler, biraz daha kızsınlar.. - Belki adam olurlar.. Kürk mantolu hanım Kâmran Be - yin uzattığı bir sigarayı içerken me - seleyi anlattı: — Ben (...) mağazasında satış me- muresiydim. Hani ihtiyaçtan — değil, hayata alışayım diye.. Zevcimle orda tanıştık. Kendisi doktordur. Ayıp de- ğil ya, o da genç, ben de genç, seviş- tik. Seksen dokuz, sadede çabuk gel - mek için: — Anlaşılıyor, dedi, sonra evlen - * ya, mason mudur, nedir! «Nikâh filân yapıp ne olacak, diyordu. Bir roman varmış, saç tuvaleti gibi bir ismi var, «Alagarson» okudunuz mu?.. Kâmran güldü: — Okudum, dedi. Ala garson de - ğil, La Carson. — Evet.. Doktor onu okur okur ba- na anlatırdı. Deli kızın biri.. Ben de onun gibi olmalıymışım.. Evlenmek saçmaymış.. Kendi hayatımı kendim nizi kılıçlarınıza atın! Kralımızı kurtar- mağa gidiyoruz. En yakın duran askerin elindeki kı- arkadaş gibi de yaşamasını bilmeliy - mişiz... Daha neler de neler.. Kâmran gene dayanamadı : “ — Sadede gelelim, dedi, sadöde.. Kadın anlamadı: — Ne dediniz? Ha... Ne diyordum? Biz bu minval üzere arasıra onun e - vinde buluşarak yaşayıp gidiyorduk ki annem, babam haber aldı işi.. Bizim komşulardan bir Tıbbiyeli vardır. Dok- torun da .talebesiymiş.. Doktor imti - handa döndürmüş onu.. Bir gün beni doktorun yanında, Beyoğlunda gör - müş, gelmiş hemen yetiştirmiş.. An - nem ağlar, babam üstüme yürür. Ko - nu komşu aNerimann metres olmuş di- ye dedikodu ederler.. Hani o hale gel- dim ki sokakta adım atamaz oldum.. Nihayet bir akşam doktora dayandım. Ben «Alagarson» olamam, dedim.. Ya beni nikâh et al, ya bir daha görüşmi- yelim.. Eh doktor ihtiyarca.. Ben ço - cuk sayılacak kadar genç.. İhtiyar kurt eline düşen kuzuyu kaçırmak ister mi? Kâmran büyük bir ciddiyetle bu sualin cevabını verdi:; — İstemez.. ' Mantolu hanım şöyle bir süzüldü, gülümsedi. Kâmran bir sigara daha u- zattı. Kurdun eline düşen kuzu devam et- — Lâfı uzatmıyalım, nikâha kan- dırdım.. Geldi babamdan istedi beni.. Annemin elini öptü. Bomontide bir a- partıman tuttuk. Annem belediye ni- kâhından başka imam nikâhı da isti - yordu. Eski kadın. Ne yaparsınız.. Dektoru buna da razı ettim. Evlendik. — Allah âfiyet versin.. — Allah afiyet vermedi ama.. — Ya?,. Neden?, — Neden olacak?. Apartımana ge « çer geçmez artık mağazayı bıraktım.. Evli barklı, nikâhlı bir kadının hayata alışmak için de olsa mağazalarda çalış- ması doğru mu? Ne diye evlenir kadın kısmı?.. Erkek evin ekmeğini getire - cek, kadın evde oturup hizmetçiye, ahçıya kumanda edecek, değil mi?. Kâmran bu sefer sualin cevabını vermedi. Sadece: — Devam buyurunuz hanımefen - di, dedi. (Arkası var) Bütün kremlerin içinde birinci olan ve daima birinci kalan Krem Pertev oldu. Bu Krem Pertevin her zaman pek büyük bir itina ile ihzarından başka bir şey değildir. Krem Pertevin terkibine — (gayrisaf) — hiçbir madde giremez. Keyhüsrev kollarından tutularak or- taya getirildi. Seyrek sakallı bir İskit onun ensesi- hıncı aldı ve en yakınındaki ata doğru|ne bir yumruk vurdu: yürüyerek bir sıçrayışta bindi. Fakat bu sırada en son dönen asker son bir haber getirdi : — Keyhüsrev Kralımızın başını kes- tirdi. ... Oğlunun öcünü almak için silâha sa- rılan ana, bütün gün yalın kılınç düş- man safları arasında döğüştü. Kısa boy- Yu atlarına binen, kısa boylu, esmer, tıknaz ve çıkık yanaklı İskit yiğitleri muhteşem İran ordusunu arkadan vur- muş ve çevirmişti. Güneş yeşil başlı bağlar ardında ka- na bulanmış gibi batarken muhteşem İran ordusunun elli bine yakın ölü ve yaralısı ovayı doldurmuştu. Diğerleri ise krallarını esir bırakarak kaçıyor - lardı. Tomris emretti : — Onun da başını kesiniz. Oğlumun ve Kralımızin başını nasıl kestirdiyse| — Sağlığında kan içmeye doymadın. | vanların kayıtlarına Eminönü Halkevi |dedilmiştir, Şimdi dilediğin kadar iç!, Turan CAN “yle kesiniz!.. — Diz çök! Geniş ağızlı bir kılınç şimşek gibi ha- vaya kalktı ve yıldırım gibi indi. Kesik bir baş yeşil çemenler üzerine yuvarlandı. Başsız bir gövde kanların üstüne yı- kıldı, Tomris bunları, hınçla seyrediyordu. Yüreğindeki ağrı henüz dinmemişti; — Bir tekne getirin ! Dedi. Tahtadan ve yarım fıçı şeklinde ya - pılmış olan bir tekne getirdiler, Kraliçe gene emretti : — Onu düşman esirlerinin kanlarile doldurun!.. Keyhüsrevin başını içine daldırın!.. Bunları da yaptılar, Cesur ve büyük Türk Kraliçesi, şim- di di dü. Tükürür gibi şunları söyledi: SON POSTA Almanyada büyük manevralar dün başladı Berlin, 21 (Hususi) — Büyük harp- tenberi yapılmış olan manevraların en büyüğü ve en mühimmi, bugün, garbi Almanyada başlamıştır. (Baştarafı 1 inci sayfada) murahhaslar sabah celsesinde olduğu gibi, ikinci toplantıda da hazır bulun - muşlardır. İtalyan heyetinin yerleri i- se tamamen böş.kalmıştır, Asamble top lantılarda iştirak edeceek olan İtalyan heyeti, Cenevreye harekef için, Habeşle Hiller, Blomberg, Göring ve birçok 'yin aşambleden çıkarılmalarına da'r ve hükümet ve ordu erkânının hazır bu - lundukları mancvralara, henüz bir se- neden beri askeri hizmette bulunan 60 bin kişiden başka ayrıca eski efrat ta iştirak etmektedir. Manevralar 25 Eylülde sona erecek- tir. Berlin, 21 (Hususi) — Çini ve porse- len eşya imal eden bazı Sovyet fabri- kalarına, cephâne ve askeri Jevazımın imali için lâzım gelen tertibatın alın- masına dair yeni bir emir verilmiştir. Bundan başka, Sovyet Harbiye ko - miserliği neşrettiği bir kararname mu- cibince gedikli zabitlerin ve tayyareci- lerin şimdiki sayısını iki misline Çı - karmaktadır. Mareşal Voroşilof Kiyefteki büyük manevralardan sonra, «Sovyet ordusu harbe hazırdır» demiştir. Rusyanın her tarafında hümmalı bir askeri faaliyet hüküm sürmektedir. Mimar Prost dün.geldi Belediyede bir toplantı $ - miştir. Bu münaseboetle Habeşistanın |asamble toplantısında vaziyet tevazulâ yapıldı, projeler gözden bundan sonra da Milletler Cemiyetin - |edecek, kat'i bir karar alınacaktır. —| İspanyada âsiler Madr_id kapılarına | yaklaşıyorlar geçirildi Şehircilik müte. — hassısı Prost dün | şehrimize gelmiş- tir. Belediye İ - * Snar bürosunda şe “ hircitik mütehas sısı Prost, Fen iİş- leri müdürü Hüs * nü, İmar müdürü 4 Ziya, Yollar ve köprüler müdürü Talibin de işti - rak ettiği bir top- dantı yapılmıştır. Dünkü toplantıda Prostun şehrimizden giderken ikmalini istediği işlerin ikmal edilip edilmediği tetkik edilmiştir.Hazır Janan projeler arasında şehir dahilin- deki mezarlıkların ne suretle ve nere- lere kaldırılacağına, Gazi köprüsünün her iki başında açılması kararlaştırılan meydanlar ile yeni açılacak şehir yolla- rıma ait projeler gözden geçirilmiştir. Prost yapılan hazırlıkların mükemme- liyetinden memnuniyet göstermiştir. Şehrin havadan alınan fotoğrafları da Prosta verilmiş ve yeni yapılacak işler hakkında bazı esaslar tesbit edilerek toplantıya son verilmiştir. $ Mimar Prost Büyük bir yağlı güreş müsabakası yapılacak Anadoludan pehlivanlar getirtiliyor, birinciye bin lira verilecek Eminönü Halkevi memlekette mev- cut bütün pehlivanlar arasında bir Türkiye baş pehlivanlığı müsabakası tertip etmiştir. Müsabaka 10 teşriniev- vekle Taksim stadında yapılacaktır. Halkevi bütün Anadolu - vilâyetle- rinde bulunan tanınmış pehlivanları getirtmek üzere adam göndermiştir. Pehlivanlar buraya geldikleri andan itibaren Halkevi tarafından Sirkecide bir otelde misafit edilecekler ve:isşele: ri de gene Halkevi tarafından temin e- dilecektir. Müsabaka yağlı ve alaturka olarak yapılacaktır. Müsabaka neticesinde birinciliği a- lan Türkiye baş pehlivanına 1000 li- rilecek kararı beklemektedir. Cenevrede bunlar olup biterken Ton drada bulunan Negüs, ansızın, oğlu ve Ras Kassa beraberinde olduğu halde, tayyare ile Cenevreye gelmiştir. İmpa- ratorun bu seyahati heyecanı bir kat daha arttırmıştır. Negüsün Cenevreye vardığı sırada asamble toplanmış ve salâhiyetler ko- mitesi de muvakkat raporunu vermiş bulunuyordu. Bu raporda Habeş mu - rahhasları meselesinin tehir edildiği be|" yan olunmaktadır. Demek oluyor ki, Habeş murahhasları iş'arı ahire değin asambleye işlirak edebileceklerdir. Salâhiyetnamelerin tetkik komitesi- nin intihabı mutat hilâfına olarak Ha- beşlerin teklifi üzerine reyi hafi ile ya- pilmiş ve azalıklara şunlar seçilmiş - tir : Eden (İngiltere) Delbos (Fransa) Litvinof (Sovyetler Birliği! Asski (Çek oslovakya) Limburg (Holanda) Politis (Yunanistan) Tevfik Rüştü Aras (Tür kiye), Tudola (Peru) ve Jardan (Yeni Zelanda), Salâhiyetnameler tetkike memur ko mitede Holanda murahhası, Habeş mu- rahhaslarının reyi alınmasını teklif et- Berlin, 21 (Husust) — İspanyol âsi- leri bugün çok mühim bir muvaffakı - yet kazanmışlardır. General Frankönun kuvvetleri, Mad- ridin 45 mil uzağında bulunan Maku- eda tepesini işgal etmişlerdir. Askeri bakımdan çok mühim olan bu mevki sayesinde, âsiler artık çok kolaylıkla Madridi alabileceklerdir. Hükümet kuvvetleri ve işçi milis teş- kilâtı Madrid sokaklarında barikatlar yapmış ve birçok binaları tahkim etmiş lerdir. Bütün bu tertibat, hükümet kuv vetlerinin mücadeleye sonuna kadar devam edeceklerini göstermektedir. Diğer taraftan General Molanın kuv vetleri Bilbaonun pek yakınında mev- ki almış bulunuyorlar, Asi tayyareler bugün tekrar şehrin üzerine uçuşlar ya parak beyannameler atmış, halkı tes- lim olmağa davet etmiş ve 25 Eylülde bombardımanın başlayacağını bildir - | Kartajende vapurdan çıkarılmıştır. mişlerdir. Paris, 21 (A.A.) — İspanyadan ge -İdedini 200 e çıkarmaktadırlar, Macaristanla Almanya arasında gizli görüşmeler (Baştarafı 1 inci sayfada) tayyare ile Atinaya varmış olan Göbels ve zevcesi, hararetli bir şekilde karşı- saat kadar görüşmüştür. Tanmışlardır. Göbels gazetecilere beyanatta bulu- | şerefine bir ziyafet vermiştir. narak, Avrupada Komünist aleyhtarı bir blok teşekkül etmiş olduğunu söy-|lan Göbels Peşteye uğradıktan sonra lemiştir. Bir Alman firması Taşdelen satmak için Evkafa müracaat etti Evkaf idaresi piyasaya küçük şişe - ler içerisinde ve ağızları Evkafın me - muru mahsusları tarafından mühür - lenmiş Taşdelen suyu çıkarmak için tetkiklere devam etmektedir. Bu işi ü- zerine almak üzere bir Alman firması Evkafa bazı tekliflerde bulunmuştur. Evkaf bu müteahhidin tekliflerini tet- kik etmektedir. Evvelâ bir depo vücude getirilecektir Şimdi deponun suyun membamnda mı, yoksa Üsküdarda münasip bir yerde mi yapılması lâzımgeleceği tetkik edilmek- tedir. — Şişeler Paşabahçede — açılan fabrikaya sipariş edilecektir. Kullanıl- | |iş direktörlüğü bütün merkezlere gön” maş şişclerin - temizlettirilerek tekrar| derdiği bir tamimle ahali yedinde bu” kullanılması için Avrupadan bir âlet te () nan tüfek, tabanca, revolver, el bom”” getirtilecektir. Bu sayede artık hilesiz ra, 2 ve 3 üncü gelen pehlivanlara da|Taşdelen içmek mümkün olacaktır, 200 zer lira nakdi mükâfat verilecek- Kralının kesik başına dön-|tir. tııııfındın Bıılıîıâlıuyur. Şimdiye ka-| sini emretmiştir. lüsabakaya iştirâk edecek pehli-|dar İstanbuldan 10 kadar pehli he Mi 'a İşti r İstar n Pâhhvınh! th_wugw“. Hâi)eşistan Milletler Cemiyetinde kalacak mı? | Stalin, hasta mı? “Eylül 22 M p Habeş İmparatoru Haile Selâsiye de bulunabilecek bir devlet telâkki edi lip edilmiyeceği de tesbit edilmiş ola “ caktır. Holanda murahhası bu teklifi — Skandinavya memleketletile - bilitilâf yapmıştır. Bu devletler meselesinin si- yaset karışmaksızın münhasıran huku- ki bakımdan hallini istemektedir. Bazı küçük devletlerin temayülüne rağmen, Fransa ve İngiltere Habeşis- tanın Milletler Cemiyetinden hariç bi- rakıp İtalyanın teşriki mesaisini temi- ne taraftardırlar. Herhalde, yarın sabaha talik edilen len-haberlere göre Magecunda - Töledo yolu binlerce milis ölülerile doludur. Madritten gönderilen bütün takviye kuvvetleri birkaç saatlik bir müsade « mneden sonra erimektedir. Paris, 21 (ALA.) — Eko dö Pari ga - zetesine göre Marksist şefler emniyet altında bulunmak için mütemadiyen İspanyadan yabancı memleketlere ha- reket ediyorlar. Paristeki İspanya bü- yük elçiliği hususi vazifeyi hâmil ol - duklarını söyliyen İspanyol mebuslari- Je doludur. Asilere göre, Sovyetler hükümete 200 tayyare vermişler ğ Londra 21 - Deyli Telegraf gazetesi” ne Cebelüttarık'tan bildiriliyor: General de Llano tarafından dün yapılan bir tebliğe göre, İspanyaya 47 Sovyet tayyaresi gelmiştir. Bunun 37 si Valansiyaya, üçü Barselona ve 7 si Alman gazeteleri bu tayyarelerin Alman Nazırı, bugün, Başvekil Me- taksası ziyaret etmiş ve kendisile bit Hükümet bu akşam misafir nazır? Yunanistanda bir hafta kalacak o- Berline dönecektir. Berlinden verilen teyide muhtaç bir haber Berlin, 21 (Radyo) — Moskovada falınan haberler, Stalinin hastalığı şe- yiasını teyit etmektedirler. z Sanatoryuma kaldırılmış olan Stali- nin sıhhi vaziyeti iyi olmadığından ya“ nına hiç kirase bırakılmamaktadır. Son Posta — Yalnız Berlin radyosu- nun verdiği bu haber teyide mühtaç “ tır. j Atinada silâh taşımak yasak Atina, 21 (Husust) — Atina Po- bası gibi her türlü silâhların - eylâlün 30 una kadar hükümete teslim edilme* Hususi bekçilere müsaade almalari tedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: