23 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

23 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Sayfa Bulgar kadınları Türk kadınlarını kıskanıyor Bulgar gazetecileri dün gittiler. Bir gazeteci kadın: *“Türk kadınlarından geriyiz, onları ki nıyoruz,, diyor Dün memleketlerine dönen Bulgar gazetecileri vapurda İki gündenberi şehrimizde bulunan Bulgar gazetecileri, dün akçam — saat altıda Çar Ferdinand vapurile memle- ketlerine dönmüşlerdir. Bulgar gazetecileri şerefine hare- ketlerinden evvel Matbuat Cemiyetin- de bir çay ziyafeti verilmiştir. Çok sa- mimi bir hava içinde geçen bu ziyafet te Cemiyet Reisi Bay Tarık Us Türk, Bulgar dostluğunu tebarüz ettiren bir nutuk söylemiş, Bulgar gazetecilerini selâmlamıştır. Bulgar misafirler namına kafile Re- isi bu nutka cevap vererek Türk mes- lekdaşlarının haklarında gösterdikleri hu samimi kabulden çok mütehassis olduklarını, Bulgaristanın Türk dostlu- ğuna büyük bir kıymet verdiğini söy- lemiştir. Mütenekkiren geldiklerini beyan e- den misafirlerimizle dün hareketlerin- den evvel bir arkadaşımız görüşmüş- tür. Gelenler 24 kişiden ibarettir. Ara- larında üç de gazeteci kadın bulun- maktadır. Kafileye Bulgar Matbuat Ceraiyeti Reisi ve Slovo gazetesinin baş muhar- riri Gospodin Meçkarof riyaset etmek- tedir. Bundan başka, Utro, Zora, Nevniç d'Nes, La Garob Bulgare gazetesi mu- Karrirleri de bulunmaktâdır. Bulgaris- tanın meşhur mizahcısı Boris Roma- nof da kafilenin içindedir. Vapurun güvertesinde Matbuat Müdüriyeti memurlarından Gospodin Matof kendisile hâsbihal yapan bir ar- kadaşımıza güzel ve pürüzsüz Türk- çesile demiştir ki: — Türkiye ile dostça yaşamak Bul- gar milletinin samimi arzusudur, ara- daki kundakçıların münasebetsizlikleri bizi birbirimize düşüremez. — Bulgar milleti'uzun zamânlardanberi, Neuilly muahedesile üğradığı haksızliğin, müu-| ahedelerin gözden geçirilmek suretile tadilini istemektedir. — - ——— —— —— —  — Bulgaristan Montrö'de Türkiyeye bütün mevcudiyetile müzahir oldu. Biz Türk dostluğunu karşılıksız, — ivazsız olarak tesis etmiş bulunuyoruz. Bundan sonra söz Bulgaristanın da- hilt işlerine intikal etti, Mâtof : — Artık Bulgaristanda ordu ile si- yaset birbirinden tamamile ayrılmıştır. diye sözüne devam etti, halk Kralı se- viyor, çok Demokrat bir adam olan kralımız da yeni kanunu esasi ile De- mokrasiyi ve parlâmento rejimini tek- rar ihya edecektir. Komitecilik tamamile bitmiştir. E- lebaşılar hapistedir. O ruhu —memle- kette söndürmek istedik ve muvaffak da olduk. Gospödin Matof Bulgaristanda ko- müniştlerin faaliyeti etrafında da şun- ları söylemişir: Kamünistlik Bulgaristanda bilhas- sa köylerden gelerek üniversiteye yer« leşen ve sonra ümit ettikleri — istikbali bulamayan gençler arasında taammüm etmektedir. Fakat hükümet komünist- leri şiddetle takip etmektedir. Şimdi es- ki cereyan durmuştur, bir sol tehlikesi kat'iyyen mevcut değildir. Bulgaristanda Kadınlık Cereyanı O sırada söze kafile teisinin karısı olan Madam Vera Meçkarova da karış- mış ve kadınlık meseleleri üzerine fik- rini söylemiştir: — Kadınlar Bulgaristanda, her sa- hüdü “çalışmaktadırlar. Doktor, - dizçi, mühendis, ziraat mühendisleri olanlar vardır. Fakat avukatlık —yapmalarına kat'iyyen müsaade edilmiyor, hukukta okudukları hâalde onları bu haktan mahrum etmek doğru değilklir, yeni in- tihabatta seçmek ve seçilmek hakkını elde edebilmek için elimizden geldiği kadar çalışıyoruz. Bugün Türk kadınlarından geriyiz, ve onlari idoğrusunu isterseniz kıska- ruz ? 5 sene gibi kısa bir zamanda bizi feraah feraah geçtiler. İngiliz filosu Şarki ÂAkdenize geliyor Londra, 22 (Hususi) — Akdenizde| bir ay süren bir teftiş seyahatinden av-| det eden bahriye nazırı Samuel — Hor! bugün Londraya dönmüştür. | Seyahati esnasında Akdenizdeki bütün İngiliz üslerini tetkik eden Sa- muel Hor şu mühim beyanatta bulun- | muştur: «İngiltere, Maltayı bir istinat nok- dafaa hatlarının himayesi hakkındaki İngiliz kararının hiç bir kimseye karşı tehdidi tazammun etmediğini kaydet- ihiş've demiştir ki: ba, İtalyan matbuatında İngilterenin Akdenize bir vuzuh vermesi ve diğer 2 ile İtalyaya beyanatta bulunması lâ- m geleceği hakkında makalelet okü- yöorüm, Böyle hir beyanata lüzum güs- tası olarak kullanmaktan vazgeçmez.. 'trilmesi mutlak bir suitefehhüm.mev - Britanya hükümeti, — Akdenizdeki | 4t olduğunu isbat eder. kuvvetlerin müvazenesini, İmp.—ımıar-l Âkdenizde yeni hiç bir siyasamız yok huğun müdafaa hatlarını emniyet altı-'tur. Siyasi hattı hareketimiz değişme- Na alabilmek için, yeni duruma uydur- | miştir. Yakın bir gelecekte bütün Akde mak arzusundadır. Kıbris adasının sü-|niz devletleriyle mümkün olan en iyi el bakımdan istikbali de tetkik edil-| münasebetler temin edeceğimizi umu - mektedir. Kıbrısta gelecekte inkişaf e- | YOTUZ. Fakat hu arzu ve ümidimiz, bize Öt modern liman yapmak îcap.'"'b'“ hatlarımızı mumkun.oldtu;u ka- Sükk : İdar emin bir surette temin ihtiyacımız- .W İ £ Samue! Hor, İmparatorluk mı"rl. .ılıâ'ıkun:nâıâz.h“' Hümkitler SON POSTA ' Amerikada çok Şayanı dikkat Bir dava (Baş tarafı 9 uncu sayfada) kabul etmek istemedim, o ısrar etti. Nihayet bıçağı eve getirmeğe karar verdim, o da tetkik edecek ve eğer ta - mamı tamamına eşini imal etmeğe mu- vaffak olursak ben de değiştirmeğe ra> zı olacaktım. , Ertesi akşam bizim evde buluştuk, ben antika bıçağı, pelerinimin altında müzeden çıkarıp eve getirmiştim. Gab- riyel de imal ettiği biçağı gösterdi, bir- birlerinden hiç farkı yoktu. Bir müd - det sonra 20 bin dolarlık hayalimde gör- mediğim bir servete kavuşacaktım, ar“ tık tamamile karımla mes'ut olacak - tık, fakat o sırada şeytan dürttü. Mösyö Gabriyel dedim, düşünmek için bana 24 saat müsaade ver.. O gece kârımla başbaşa kalınca, me- seleyi ona açtım, bana: — Böyle namussuzluk yapma, hır - sızlıktan temin edilmiş bir refah için- gde yaşamaktansa, namusumuzla zaru - ret içinde yaşamağı tercih ederim, de- mesini bekliyordum, o güldü: — Büdala, dedi, hâlâ düşünüyorsun, ,Şen daha bu kafada gidersen. çuk ,paralık maaşınla, yainız kendinle piçine bakacaksın... Ben artık başımın çaresine bakacağım, bu sefalet canı - ma yetti. Bü isyan üzerine boğazım tıkandı, ne diyeceğimi, ne yapacağımı şaşındım; bileklerimdeki kanin, şakaklarımdaki damarların attığını duydum: etrafımı görmez olmuştum, elime bıçak geçti, 2000 senelik antika bıçağı, fırlattığım ,gak kolunu sıyırdı, ben de masaya ka - pandım, ve hüngür hüngür ağlamağa başladım. On dakika sonra kafamı masadan kal- gırdığım zaman karımımesmor gör - düm, bir tehlike karşısında bulundu - ğumu sezerek derhal doktora koştum, doktorlâ eve döndüğüm zaman karı - Mi yerde ölü olarak yatmış gördüm, rimun, saçlarile oynuyordu. Maznun bitkindi, sendeledi, yutkundu. — Muhterem heyeti dâkime diye sö- züne devam etti, bıçağın'ucunda İn - caslar zamanındanberi kalan ve bo - |zulmamış olan bir zehir varmış... Mahkeme salonunu büyük bir süküt doldurmuştu, kadınlar — ağlıyorlardı. Reis: — Başka bir diyeceğin var mı dedi? Maznun doğruldu. — Suçumu bülün açıklığı Hle anlat - tım. Ben karımı öldürdüm. bıçağı çal- dım... Ben bir fena insanım: Muhte - yem hâkimler, benim hakkımda bir ka- rar almakla efkârı umumi: let mefhumunu tatmin edeceksiniz. Si züme başlarken de söyledim ya.. Bo- nim için ölüm de, işkence de bir... Ben yaşadığımın farkında değilim.. mından mühim olduğunu söyliyen Sir Samuel Hoare, bu adanın Akdenizde mühim bir rol oynıyacağını söylemiş, seyahatinin evvelemirde muhtelif harp hgemilerini teftiş Ve zabit ve #emiciler- le temasa ve son 12 ay zarfındaki hâü- diselerden elde edilen tecrübeden isti- fadeye matuf olduğunu bildirmiştir. Samvel Hor bu seyahatin kendisine Ak deniz müdafaasındaki — zaif noktaları tesbit ve müşahedeye ve bu hususta Jalınacak tedbirleri tayine imkân ver - miş bulunduğunu ilâve eylemiştir. Sam oel Hor, sözlerini şöyle bitirmiştir: «Kanaatimce İngiliz donanması bu - |ğgün her zamankinden daha kuvvetli- dire İtalyan Muharriri Gayda'nın Bir Makalesi 29 (Hususi) — Journale Roma, kdeniz devletlerine ve bu arada Fran'd'İtalia gazetesinin bugünkü — nüsha- sında maruf muharrir Gayda İngilte- renin Akdeniz siyasetine temas eden bir başmakale yazmıştır. Gayda bu makalesinde İngilterenin — Akdenizde yeniden — faaliyete geçtiğini — tekrarla- makta ve kısaca şöyle demektedir: «İngiltere, zecri tedbirler zamanın- da olduğu gibi, Akdenizde yeni bir blok vücuda getirmeğe çalışmaktadır. İngiltere Kralının son Akdeniz se- yahati esnasında Yugoslavya, — Yuna- nistan ve Türkiyeye yaptığı ziyaretler öt de bu siyasetin belli başlı tezahürlerin-|de Şarki Akdenize geleceklerdir . lacaktır. gibi karımın üzerine attım. O kaçtı, bi- H Yanında çocuğum, karimın, sevgili k.ı-ı Maarif Vekilinin Beğânatı Saffet Arıkan “ Maarifte yap:ğımız ıslâhattan gaye, herhangi bir tip almak değil, ihtiyaç ne ise ona göre hareket etmektir ,, diyor Maarif Vekili Saffet Arıkan, Maarif işleri hakkında bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: «— Liselerin on iki sene olması ih - timali üzerine gazetelerde çıkan yazı- ları okudum, Lisclerin on iki seneye çı- karılıması hakkında henüz verilmiş ye- ni bir karar yoktur. Yalnız bu mesele Vekâletin tetkik mevzuudur. Üzerinde Pişlemekteyiz. Vekâletin yapacağı tet - İkikten sonra netice belli olacaktır. Şim- diden birşey söylemek doğru olmaz. İstanbul Hukuk Fakültesi önümüz- Heki ders yılından itibaren dört sene- ye çıkarılmış bulanmaktadır. Program- lar ona göre değiştirilmiş ve dersler dört sene üzerine taksim edilmiştir. Ankara Hukuk Fakültesi de İstanbul Fakültesi gibi dört sene olmuştur. Lisan mektebi Üniversite tahsili ta- /kip eden gençler için lâzımdır. Bu se- ne bu dersten kalan talebe,için yeni - den birşey yapılması mevzuu bahis de- iğildir. Lisan mektebi programı müm- Filistinde 5000 Silâhlı Arap Mücadeleye hazır Kudüs, 22 .[Husunî) — İngliz hükü- meti tarafından bütün tedbirlere rağ- men, Filistinde vaziyet çok gergindir. ler iki taraf, mücadele hazırlıklarına devam etmektedir. Arap komitelerinin kuvyeti 5000 kişiden fazla olmamakla beraber, kendilerine mahsus çete harbi gistemini tatbik ederek, 17,000 İngiliz askerine karşı, kolaylıkla mukavemet edecekleri söylenmektedir. Komite kuvvetlerinden Üüç bin kişi |Cenubi Filistin tepelerinde mevki al - İmnışlardır. Bunlar 50 - 60 kişilik grup- 'Tar halinde çalışarak, şehir haricindeki mühim yolları kesmiş bulunmaktadır. Memleketin diğer kısımlarında hâ - kim olan unsur İrak ve Suriyeden ge- len tethişçilerdir. İki başlıca kısma ayrılmış olan mu- harip Arap kuvvetleri, «Mücahit» vp «Fedai> simlerile tanınmaktadırlar. Yerli Araplardan müteşekkil olan «Fedai» lere düşen vazife Musevi mes- kenlerini tahrip etmek, telefon telleri- ni kesmek ve demiryollarını bozmak- tır, «Mücahit» lere gelince bunlar da askerlerini hrpalamakla mükel- leftirler. Eylül başlangıcında, makineli tüfek- |kün olduğu kadar talebeye nâfi olacak şekle sokulacaktır. Hukuk fakültelerile beraber bu yıl- dan sonra Mülkiye mektebinin progra- mmı da dört sene üzerine taksim edilmiş- tir. Bu sene Avrupaya talebe gönderil- mesi düşünülmektedir. Henüz adedini tesbit etmedik. Yalnız bu seneye mah- sus olmak üzere gidecek talebeler Üni- versite mezunu olanlardan seçilecek - tir,; Lise mezunlarından bu sene Avrupa- ya talebe gönderemiyeceğiz. Maarifte ıslahatımızdaki gaye ber - hangi bir tip almak değil, ihtiyaç ne ise ona göre hareket etmektir. Tedrisatta tek kitaptır. Ve onu doğru gidiyoruz. Mümkün olduğu ka- dar çabuk yürüyerek gayemize vara- cağız.» Maarif Vekili dün akşam Başvekille beraber Ankaraya gitmiştir. Saffet A- rıkanın cumartesi günü tekrar İstafi - bula' dönmesi muhtemteldir. N Cenevrede Şaşkınlık (Baştaralı 1 inci sayfada) cek tezkerenin metnini hazırlamakla' meşgul olmuştur. Dün ansızın buraya gelmiş olan Ne- güs hiç bir ziyaret kabul etmediği gi- bi, bütün tahminler hilâfına Asamble- nin bu sabahki celsesinde de hazır bu- lunmamıştır. Negüs ve Ras Kassa, murah- haslarının uli)ıiyemımg:ııî”zdıl et tirmek için her türlü çareye baş maktadırlar. Diğer taraftan Habeş hey'etinin Fransız müşaviri Prof. Jez, hüküme- tinden aldığı talimat üzerine müşavir lik vazifesinden istifa etmiştir . Cenevrede cereyan eden — vakayi! dikkatle takip eden Roma, Habeş mu: rahhasları Asambleden çekilmedikçe İtalyanın Cenevre müzakerelerine işti- râk etmiyeceğini tekrar etmiştir. Cenevrede toplanmış olan beynel- milel telsiz kongresindeki İtalyan mü- messillerine — kongreyi — terketmeleri bildirilmiştir Romanyaya Göre Vaziyet Roma, 22 — Salâhiyettar mahafil, Milletler Cemiyetinin — salâhiyetleri tetkik komitesinin Habeşistan mesele- vur l .|lerle mücehhez 300 Iraklı Flistin hu “İsini La Haye divanına havale etmek dudunu geçerek Erden ovasına yerleş- için vermiş olduğu karardan sonra bey mişlerse de, bilâhara yapılan araştırma (pelmilel vaziyetin âdeta bir çıkmaza larda bunların izi bulunamanuştır. girmiş olduğunu beyan etmektedir. İrak ordusundan firar eden bir çok| ” 1 pndra, 22 (A.A.) — Cenevre Asam- kimselerin Arap komitelerile beraber'plesi hakkında gazete mütaleaları pek çalıştıkları lenmektedir. azdır. News Cronicle, diyor ki : Londra, (A.A.) — indeki| Büyük Britanya ile Fransa, Habe - kuvvetlerin artlırılması için başlanılan | gistanı Milletler Cemiyetinden çıkar- hazırlıklar bitmiş bulunmaktadır. Ge-|mak tasavvurunda bulunuyorlar. Böy- neral Dili, Hayfaya gelecek olan — ilk|le bir hareket, Cemiyetin ıen! ve şöh- taburları selâmlıyacaktır. — retine indirilmiş felâketli bir darbe o- Askeri atoritelerin kontrolü altın-|lur. M 22 — Bütün gazeteler, Cenev- da bulunan demiryolları gelecek kuv- Parls'. öT ç vetlerin nakline tahsis olunacaktır. redeki vaziyet hakkında — uzun tahlil- ” Suriye ihtilâlciler reisi ,Fevzi Âb- îg:fğ“;'ğfkğh'dh:’; d(ğ;î:',':u:__ dülkerim, Jevin arasında bulunup şinin Cenevrede bulunmaları gerginli- «Dehşet müsellesir namile yad edilen ği artırmıştır. İtalyanın Milletler Cemi- mıntakada bulunduğu söylenmektedir. | Çetine avdetini arzü eden büyük dev - İngiliz membamdan gelen — haberlere Tetlerle nizâmnamenin prensiplerini e göre, Fevzi, Filistin arablarına İngiliz | nerjik bir şekilde müdafaa eden küçük otoritelerine karşı hiç bir mündeklr-ldevle!ler arasında mücadele başlamı; hkta bulunmamak hususunda ihtarlar-| bulunmaktadır. İlk- merhaleyi küçük da bulunmuştur. Fevzi, .hımı.ndııı ak de"dî;'gîî;ğ:"m Te tında bulunan kuvvetlerin, bir Arap| — N ad“ek". . ihtilâl ordusunun nüvesini teşkil ede-| PİYSt havası içinde başladığını yazmak- ceğini ümit etmektedir. tadır. Bormbalar Patliyor —— — İ L şoe ı Kudüs, 22 (A.A.) — Grevciler ha-|” pishane binası yanında kurulan Arap sebze pazarına bir bamba atmışlardır. İkisi çocuk olan üç Arap ölmüş ve dört alanmıştır. ae sesesecaneseseeesesen T Petit Parisiet Cenevrenin havası mağmumdur. İs - tikametlerini şaşırmış olan diplomat - lar kitlesinin üzerine tarili kabil olmı- 'yan bir kasvet çökmüştür. Bu gazete La Haye divanının huku- |ki mütaleasını almak üzere bu divana 99 SHi jyapılacak bir müracamtın çok muzir. - Hündin. 20 ÇOBti Il'pwyoı'lacağı ve İtalyayı son dereçede alâka- sularında lîulufıınak!a olan ğ İn:ilıer.eî dar eden meselehin hallini öyle bir ta- nin Akdeniz Filosunun Amiral gemisi | Whüre uğratacaktır ki netiçede Avenn- Köyin Elizabet, Ripals, Gloryuz ve di-İyün bir mukarenet tesisi için yapmış ol ger büyük bir harp gemisi teşrinievvel-| duğu bütün mesai akamete mahküm o- 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: