September 23, 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

September 23, 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nizip (Hususi) — Kasabanın nüfu- gittikçe artmaktadır. Bu artış kasa- nn çehresi üzerinde de müessir ol- t iken bugün nüfusu sekiz bin beş Yüze yaklaşmıştır. Kaza merkezi ol - Muştur. Şimdi iki nahiyesi ve 235 zen- Kin köyü vardır. Nizipte maarif hareketleri oldukça tanlıdır. Bu sene yeni bir ilk mektep İnası yapılmıştır. Köylerde de mektep binaları çoğalmaktadır. Fakat, kaza Merkezinde bir orta okul olmamağı yü- tünden çok müşkülât çekilmektedir. | yüzden ilk mektebi bitirenler ya İlahsile devam edememekte, yahut ta Ltly[ık fedakârlıklara katlanarak başka Mmemleketlere gitmektedirler. Kaçakçılığa karşı mücadele artmış « Taş medresenin plânı Konya (Hususi) — Tarihi kıymeti Nlecektir. Merzifonda Yüz çocuk Mektepsiz kaldı Merzifon (Husust) — Bu yıl Merzi- fonun maarif vaziyeti üzerinde durma- Ya değecek kadar ehemmiyet peyda Bitmiştir. Mevcut mektepler çucuklara Rayri kâfi gelmektedir. Kazada dört mektep vardır. Bunlar- lan üç tanesi tam teşkilâtlı diğeri üç tınıflıdır. Ve her sınıfın mevcudu, en az «6b0>- hıflara müracaat pek fazladır. Mektep- lerin kadroları kayıt açılır açılmaz der- hal dolmuş; ve <100> çocuk açıkta kal- birinci sınıfın açılmasına karar veril- Miştir. Bu yeni sınıfa da açıkta kalan *100, çocuğun ancak «40» tanesi alına- bilecektir. Zira hâlen birinci — sınıfa kaydolup da yersiz bulunan çocuklar Yardır. Burada mektep denebilecek ancak Bir evali» Muammer zamanıpda yapı- lan Karamustafa paşa mektebi vardır. Diğer mekteplere gelince hiç birisi mek- tep geraitini haiz olmayan ahşap evler- den ibarettir. — İşe bak, Hasan Bey! « Gazetenin — birinde ların.. Nizipte bu yıl fıstık v zeytin pek bol Kasaba g'ittikçe“b'üyüyor. Belediye içme suyunu ıslâh ettirecek, elektrik tesisatını da kendisi işletecek dır, Bununla beraber bu yıl birinci sı-| | okuduğuma göre, kadın- Nizip hükümet dairesi tır. Nizip hududa çok yakın mesarede olduğu için kaçakçılar hudud vaziyet- lerinden istifade etmekte, fakat alınan sıkı tedbirler sayesinde şimdi eskisi e İ— Siz ne gibi işlerine devam edememektedirler. Nizibin iki mühim ihraç maddesi var- dır: Fıstık ve zeytin. Her ikisi de bu sene çok Bereketlidir. İki mahsulden yılda vasati olarak Nizibe 600 bin lira girmektedir. Üç sabunhane, şarka sa - bun yetiştirmekle meşguldür. Belediye bütçesi yirmi beş bin lira- ya yükselmişlir. İyi işler gören bele - diye 936 programını daha zengin ola - rak tanzim etmiştir. Bu sene içinde sebze hâli tamamlanacak, belediye dai- releri kurulacak ve içme suyu temizle- necektir. Belediye, elektrik - tesisatını sahibinden satın alarak kendisi tevsian işletmeği de düşünmektedir. Çeşmenin kurtuluş günü Çeşme (Husust) — Çeşmenin kur- ,'l’ıyen taş medresenin plânı müze mü- | Luluş günü çok parlak bir surette tes'it Hürü Yusuf Aykurt tarafından hazır-|edilmiştir. Şenlik ertesi günü sabaha hanmaktadır. Bu plân Vekâlete gönde-|kadar olanca coşkunluğile devam et- Mıştır. Bu durum karşısında yeni bir| Midyat (Hususi) — Mardinin en bü- yük ve en güzel kazası olan Midyat, bu yıl geçen yıllara nisbetle çok değiş - miştir. Uzun yıllar bakımsız ve alâka - sız kalmış olan bu güzelim ve tarihsel şehir son bir iki yıl içinde eski çehre - sini tamamen değiştirmiş, yeni ve soy- sal bir hayata hazlı adımlarla ilerleme- | ğe başlamıştır. Şehir dahi'ınde eskiden kalıma mağa- ra kovuklarımı andıran dükkânlar yık- tırılarak, yerine asri ve sıkhi yeni bi - nalar yaptırılmaktadır. Şehrin inkişa- Pazar Ola Hasan B. Diyor Ki: irmiş! *« Uzun ökçeli iskar - pinleri, kafiyeli birer şi- SON POSTA Sayfa & Dersiniz ? Biganın resmi — dairelerinde kahve içmek yasaktır amma.. Bigadı oturan bir Aarkadaşımız söyledi: «Sekiz dokuz saatlik yoldan tapuya, nüfusa veya maliyeye gelmiş bir köylünün masa üzerinde kahve fin canini görmesi, bazan beklemiye mecbur kalması üzerinde fena te- sir yapacak bir müşahedeydi;. İn- tizamı sever bir idare âmiri yıl - larca evvel bunun öününe geçti. Şimdi Biganın hiç bir resmi dai - resinde kahve, ocağı yoktur... «Fakat maalesef resmi - dalirelerin gçevrelerinde kahveler belirmiye başladı, yavaş yavaş çoğaldı. İşini takibe gelen bir adamın, bekleme saatinde oturacak bir yer bulma- sı lâzımdır, diyebilirsiniz, doğru, doğru amma, kahveniti sokaktân kapıya, kapıdan merdivene, bir mauslihane hulül ile yükselmeme - .sine dikkat etmek lâzımdır» diyo- rum. Eski âdetler arasından kötüleri bir defa gömüldü mü arlık dirilme - melidir. Ben bu fikirdeyim, bil - mem: Siz ne dersinz? |Fakat, Taşköprü halkı ve, belediyesi; |bittabi birdenbire olmadı. Lâkin uzun Yeni baştan yapılan kasaba: Taşköprü Orta Anadolunun plânla inşa edilmiş ilk kasabası olan Taşköprüde bayındırlık çalışmaları devam ediyor, Cumhuriyet bayramında yeniden bir çok eserlerin küşat resmi yapılacak Taşköprüden bir görünüş Taşköprü (Hususi) Memleket, 927 senesi görülmemiş müthiş bir yan- gınla baştan başa yanarak bir harabe- ye dönmüştü. Eskisi gibi bir kasaba haline gelmesi imkânsız sanılıyordu. büyük bir varlık gösterdi; elele verile- rek durmadan, dinlenmeden çalışıldı. Eskisinden daha geniş ve daha güzel; yepyeni bir şehir vücuda getirildi. Bu, bir zamana da ihtiyaç göstermedi. Yan- Elâzizde maarif vaziyeti Elâziz (Hususi) — Elâzizde maarif faaliyeti gün geçitkçe ilerlemektedir. Bursadaki orta mektep her yıl mun - tazaman yüze yakın talebe mezun ver- mektedir. Lise olmadığı için yüzlerce gencin tahsilleri yarıda kalmaktadır. Halk bir lise açılmasını candan dile - mektedir. Vilâyet Halkevi kütüphanesi gün geçtikçe gençliğin okuma — ihtiyacına cevap verecek mikyasta zenginleştiril- mektedir. Burada mevcut kitaplar ade- İdi 500 ze iblâğ edilmiştir. Midyatta bayındırlık faaliyeti , | İA ! İ BAA fa Müsait bir yerde bulunması Midya- &a 331 kişi gir - || Sıvasta zehirli gından sonra kodastro ahkâmı tatbik olunarak bir harita ve plân üzerine kurulmağa başlanan kasahada hum - malı ve sür'atli bir faaliyet başladı. Bir kaç yıl içinde 15-18 metrelik geniş yol- lar açıldı. Ağaçlıklar arasında yükse- len yeni ve muntazam binaların sayı- sı çoğaldıkça çoğaldı. Çarşı arasındaki yollar ve umumi caddeler yapıldı. Par- ikeden farksız düzgün kaldırımlar dö - şendi, harabeden hiç bir eser kalmadı. Zarif ve güzel bir şehir peyda oldu. Bununla beraber belediyenin faaliyeti durmadı, bilâkis arttı. Belediye, ilk iş lolmak üzere kasabanın geçirdiği yan- gin felâketini gözönünde tutarak bir arazöz aldı, itfaiye teşkilâtını takviye etti. Muhtelif yerlerde yüz ellişer ton- luk çok süslü Üç büyük havuzla, ayrıca su depoları yaptırdı. Yolların iki tara- fını akasya ağaçlarile süslemekle be - raber Cumhuriyet meydanlığında tür- lü ağaçlar, binbir çeşit çiçekler ve za- l Gaz kursları Sivas — (Husu - si) — Sivas li ginde açılan zehir- N gaz kursu bi - rinci devresini bi- tiretek ikinci dev- reye başlamıştır. Kurs iki ay ü- zerine haftada iki gün ve bir buçuk saattir. İlk kur - tın imar ve umranına çok büyük yar - | miş, bunların he- dimda bulunuyor. Doktor Celâl — men hepsi ehli - Belediye tarafından, şehre girilen yol | yetname almak hakkını kazanmıştır. (üzerine Atatürkün bir anıtı dikilmiş ve | İkinci kursa da «79» kişi devam et - güzel bir belediye binası yaptırılmıştır.|miye başlamıştır. Kurslar — böylece yakında asri bir mezbaha da yaptırı -| dgevyam ederek Sivasta mevcut ne kadar lacaktır. memur varsa hepsine ehliyetname ve- Geçen_kış fazla yağmur yağdığından | rene kadar devam edecektir. Halk ta evlerdeki su sarnıçları, kuyular dol -| , unlardan istifadeye çalışataktır. müş ve bu yaz su sıkıntısı çekilmemiş- tir. Belediyece şehre su getirilmesi de düşünülmektedir. Hasan Bey — Desene ki, edebiyatta da sözü a- yağa düşürdüler! Kursu idare eden memleket hastane- si iç hastalıkları mütehassısı doktor Ce- lâl Yarkınazdır. Kızılayın gönderdiği malzeme bu hu- susta büyük faydalar temin etmektedir. Ankara, Kastamonu şosesi tamir ediliyor Kastamonu (Hususi) — Kastamonu- yu Ankaraya bağlayan 265 kilometre uzunluğundaki şosenin bozuk yerleri yaptırılıyor. Ahşap köprülerin bazıları yıktırılıp beton yapılmıştır. İlgazdan Çankırı yolu hududuna kadar o civaz Kköy ameleleri çalıştırılmıştır. İlgaz va- dilerindeki setler önüne yüksek — taş duvarlar çekilmiştir. i İlektrik bitti. rif şekillerle müzeyyen dört bin met- F7e Murabbaı geniş ve muntazam bir bahçe; şık ve modern bir park yaptır - di. Fenni mezbahanın peşinden şehir ga- inosunun temeli atıldı. Gökırmaktan on iki bin dört yüz metre kanalla ka - sabanın en yüksek tepesine su getirile- rek elektrik tesisatına başlandı. Üç bin Hira gibi az bir para ile bugün ayda 250 lira varidat getiren fenni mezbahanın açılma resmi yapıldığı gün elektrik santralının temeli atılıyorduj — Biraz sonra bugün mülhak bütçe ile idare e- dilen; umumun,. bilhassa yabancıların takdir ve hayranlıklarını uyandıran belediye gi ©6 ve lokantası açıldı. E - faiye teşkilâtına bir mo- topomp ilâve edildi. Gazinoya soğut - ma ve buz dolabı alındı, Radyo ismar- landı. Bahçe tevsi olunuyor. * Yeni gelen kaymakam, belediye rel- sinin talihine kendisinden fazla imar- cı ve çalışkan, Gelir gelmez Cumhu - riyet bahçe ve parkını iki bin metre murabbat genişletti. Ortasına (Atatür- kün) heykelf rekzedilmek üzere elile sütunun temelini attı. Kasaba için en şerefli ve mutlu olanı bu değerli işin bir âan evvel bitirilme: sine çalışılıyor. Cumhuriyet bayramına yetişecektir. Bu şerefli işte de Taşköprü vilâyette öncülük ve birincilik ihraz etmişlir. Hâdiseler , A el Ve Kafiye, vezin ve ökçe Teşbihte hata olmaz, derler.. Bu- nun misalini gazetelerin birinde gördüm.. Ökçesiz iskarpini kafiyesiz — şiire benzetiyorlar. * Şilrle ayak arasındaki tmünasebeti daha evvel frenkler keşfetmişlerdir. Şiirde bizim heca dediğimiz şe - ye onlar, ayak derler. * Ökçeleri şimdive kadâr: Yüksek ökçe, Yumurta ökçe, Alçak ökçe. Diye biribirlerinden ayırt ederdik. Şimdiden sonra da: Aruz ökçe, Heca ökçe, — Serbest ökçe. Diye mi âyırt edeceğiz? * Mukayyet kafiyeye de söyliyebilirim: Çift katlı ökçe! * Bizim şairlerin kafiyesi bozuk şiir yazdıklarını şiirlerini okumadan an- lamak kabildir. Hepsinin ayakların. da ökçesi aşınmış ayakkabılar var. bir misal Varsın şiirin de, ökçenin de kafk yelisi olsun.. Ben bendenize sual ederseniz; ka- fiyeli şiir okumayı kafiyeli ökçe ye- meğe tercih ederim İMSET

Bu sayıdan diğer sayfalar: