25 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

25 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Norveçin güzel kıyılarına çöken âfet Bir kaç dakika içinde köyler mahvoldu Güneşin muhteşem Vbı;t_ışını görıı-ıek için dünyanın her tarafından gelen seyyahlarla dolup boşalan bu sahiller şimdi bir harabeden başka birşey değildir Norveçte Loen gö- ça lü memli n en Y güzel — köşelerinden ŞE8 biridir Dünyanın her tarafından akın eden seyyahlar, bil- hassa gezm se ven İngilizler her yıl tabiatin bu güs zel köşesini ziy etmekte ve Pirkaç' hafta veya ğ ay kalarak tabiatir yarattığı eşsiz gü - zelliği fiyordun kı- yılarında batan gü - neşi seyretmektedir ler. Burada herşey muhteşemdir. Loen gölünün etrafını çevreleyen dağlar, san- ki Âlplerin birer parçasıdır. Dağ etek- lerinde sıralanmış köyler ve bu köyle- rin şuraya buraya serpilmiş evcikleri, kulübeleri, ayrı birer san'at eseridirler. İşte tabiatin bu güzel köşesinde, Lo- en gölü civarında Norveç tarihinir şim- diye kadar kaydetmediği muazzam bir felâket kopmuş, ve görülmemiş bir çığ hâdisesi olmuştur. Loen gölü üzerinde bulunan Bodal köyü tamamile mahvol- muş ve 60 kişilik halkından hiç biri sağlam kalmamıştır. Gene bu civarda Nesdal köyü, bu felâketi verdiği 20 kurbanla nisbeten hafifçe savuştur - muştüur. Felâketi haber alan Oslo ve Bergen şehirlerinden deniz tayyarelerile, dok- torlar, hastabakıcıları gönderilmiştir. Şimidi, güzel kulübeleri ve peri masah- nı andıran gül kokusundan geçilmiyen bahçelerile 18600 metre yükseklikteki Raven dağınm eteklerini süsleyen bu köylerden eser kalmamıştır. Bu felâkete şahit olan bir otel sahibi gördüklerini şöyle anlatıyor : «Bir sabah saat beşte birdenbire u- yandık. Gölün içinden gürültüler geli- yordu. Bir de ne göreyim?.. 6 metre yüksekliğinde bir sel dalgası, önüne ge- Jen berşeyi silip süpürerek, Loen gö- Jüne doğru ilerliyordu, bu arada bir motörbotun sü üstünde kaynayıp gitti- ğini gördüm. Bir müddet ne yapacağı- rmzı şaşırdık. Aptala dönmüştük. Loen gölünde demirli bulunan bütün motör- botlar da parçalanmıştı. Derhal teşek- kül eden bir imdat heyeti, Bodal isti- kametinden sürüklenen birçok ceset - lerle karşılaştı. Herkesi derin bir ke - der istilâ etmişti. Doktorlar, hastaba - kıcılar, ve elinden yardım gelebilecek, bir şeye yarayabilecek herkes, çoluk çocuk Şark sahiline koşuştuk. Bergen ve Osloya telefon ettik. Bu sırada Bo- dal köyünün büyük bir kayanın kay - masile tamamile battığını ve dağın bir Fiyortlardan bir görünüş ı(ış üstüne gelmiş olan Bodal'da hayat namına birşey” kalmamıştı. Nesdal gölü badireden nisbeten da - ha ucuzca kurtulmuştu. Ancak birkaç ev meydanda sapasağlam kalmıştı. Bu- rada da, korkudan aklını oynatmış, ka- yalar ve harabeler arasında oraya bu « raya koşuşan köylülere tesadüf ettik. Nesdal'de ayrıca 20 kadar da yaralı ka- dın, erkek, çocuk bulduk. Sağ kalanlar bunlara yardım etmekte idiler... Bu fe- lâkete ne zaman uğradıklarını sorduğu- muz zaman, uykuda iken, gük gürültü- lerine benzeyen seslerle uyandıklarını ve birden tavanların çöktüğünü ve ken dilerini ankaz arasında bulduklarını söylediler. Afet âni ve şiddetli olmuş- tu. Zavallı köylüler neye uğradıkları- ni şaşırmışlar, ahbap ve akrabalarını yerde — tahtalara - mıhlanmış — ölü, veyahut ta ölmek üzere bulmuşlardı. Araştırmalarımıza — devam ederken ölen kocasını arayan yaralı bir kadın- la karşılaştık. Bize de kocasını sordu. Şaşkındı. Hiç bir cevap vermeden, hat- tü teselli edecek iki kelime bile söyliye- medik. Diğer bir tarafta, âfetten tesadüfen kurtulan küçük bir çocuk, elinde bez- den bir bebek, ağlayarak, parça parça olmuş anasını arıyor. Şimdi Bodalda derin bir sessizlik hü- küm sürmektedir. Sular kararıncaya kadar araştırmalar yaptığımız halde hiç bir şeye tesadüf edemedik, Yıkıl - miş bir ev bile görmedik. Bodalda köy lülerin gürültüleri işitip te, kıpırdanma ya vakit bulmadan uykuları arasında, öldüklerini sanıyoruz.» Gazi köprüsü Gazi köprüsü inşaatı için kullanılan çimento köprünün temellerine istimal edilememektedir. Temelleri tutturmak için Almanyadan çimento getirtilmesi kararlaştırılmış ve 1smarlanmıştır. Çi - mento henüz gelmediği için şimdilik SON POSTA Eylâl 25 aü ALZA Largo Kaballero Bugünkü İspanya hükümnetinin Baş vekili bir köy doğramacısının oğludur. Yedi yaşında amele olarak iş hayatıma atılmıştır. Yirmi yaşına kadar okuma, yazma bilmeden yaşamıştır. Sonra ken di kendine çalışarak okumayı öğren - miştir. Kaballero 40 senedenberi sosyalist- tir. Az zamanda teşkilât işlerinde bü- yük muvaffakiyetler göstererek İspan- ya sendikalarının gefi oldu. 1917 de müebbeden hapse mahküm olarak ha- pishaneye atıldı. Fakat affolunarak ha- pisten çıktı. 931 de İspanyada Cümhu- riyetin ilânile Mesai ve Nafia Nazırı oldu. Fakat bir kabine değişmesi sıra- sında tekrar hapishaneyi boyladı, Bu sefer 30 sene hapse mahküm olmuştu. 1934 deki Asturya maden amelesi ihti- lâlinde - Kaballero müşevvik olmak ithamına maruz kaldı. 1935 te tahliye olundu. Tahliye © - lunduğu zaman 67 yaşında bulunyor- du. Kendisine bu sırada : —<Artık dinlenebilirsiniz, Diyenlere ; — Hayır artık çalışacağım. demesi meşhurdur,. Largo Kaballero hâlâ çalışıyor. Bu gün İspanya hükümetinin Başvekili ve âsiler karşısındaki mukavemetin sem- bolüdür. Buğday fiatı yükseliyor Buğday piyasasında son günlerde bir yükseliş vardır. İtalyaya sevkedi - len ilk parti sert buğday Hatı beş ku - rüşken geçen hafta bu fiat beş kuruş 27 santime çıkmış ve şimdi de beş ku- ruş 60 santim olmuştur. Bu yükselişin, kısmen İtalya ile mu- ameleye başlanmış “olmasından, kis - men de muhtelif memleketlerden ve ezcümle Filistin, Kıbrıs, Yunanistan ve bilhassa şimdiye kadar Türkiyeden hiç bir madde almamış olan şimal memleketlerinden fazla talep gelmeğe başlamasından ileri geldiği anlaşılmış - tır. Tayfası kaçkçılık yıpin vapur Şehrimize gelen Antaris vapurun- da lostramo Mustafa tarafından kaçı- Amentada l_ı;ydutlara karşı mücadele açıldı « * G. Man teşkilâtına iki üniversite. bitirmiş polis Nevyork, eylül (Hususi) — Ameri- kada artık çocuk hırsızlarına, Gangs - ter'lerin soygunculuklarına fazla tesa- düf edilmiyor, Buhran 12 bin ameleyi AÇ ve sefil bırakınca, bir sürü insan da kolayca servet yapmak yollarını aradı- lar ve hükümet adamlarile polisler - den edindikleri ortaklar sayesinde vüsi mikdarda haydutluğa başladılar. Amerikalılar bundan on sene evvel akılları sıra beşeriyete hizmet eylemek maksadile bir iş yapmışlar, ve şu meş- hur men'i müskirat kanununu ortaya çıkarmışlardı. İşte Amerikadaki hay - dutluğun, anası da babası da bu men'i müskirat kanunudur. Neden mi diyeceksiniz? Çünkü içki içmek dünya yüzünde mübah olduğu için Amerikadaki kanuni yasağa rağ - men kaçakcılar, kıymetli adamlar ola- rak el üzerinde gezdirilmeğe başlandı- lar, bünlar bu içki meselelerin- de, hükümet kuvvetlerile çarpıştıkları, onları atlatmak için, büyük mikyasta dolaplar çevirdikleri zamanlar, halkın |daha doğrusu, her içen insanın hoşuna gidiyorlardı. Bu gangsterler evvelâ iç- ki kaçakçılığı ile, sevilen insanlar ola- rak ortaya atıldıktan sonra içki yasağı ortadan kalkınca, bu beşeri hizmet uğ- runda maceraya atılan bir sürü serseri. işsiz güçsüz kaldılar, yaptıkları iş - de de çok para kazandıkları için kendi- lerine başka yollarda servet aradılar ve çocuk kapmak, banka soymak işlerine fazla ehemmiyet verdiler. Halk da bun- ların lüzumsuz yere şişirilmiş şöhret- lerinden korktuğu için varını yoğunu onlara teslim etti. Sön zamanlarda anlaşılmıştır. ki, gangster denilen nesnelere eğer yüz ve- rilmez de, biraz mukavemet gösterilir- se, her hâin. gibi, korkup- kaçıyorlar, memurları alıyorlar ve bunlara müthiş para ver- dikleri gibi, öldükleri zaman da karılarına müthiş servet veriyorlar G angsterlere karçı amansız. mücade- leye girişen Neyork " zabıtasından motosikletli bir grup Hükümet anlamışlır ki bu haydud- ları takib etmek meselesi yalnız cesaret meselesi değildir. Ayni zarnanda kültür ve kurnazlık meselesidir de. Bu adamların ekserisi hukuk fakül- tesinden mezun oldukları — gibi, usul defteri ve banka muamelâtına da tırlar. Görülüyor ki G. Man teşkilâtına hil olmak kolay değildir. Evvelâ y sek bir bilgiye ihtiyaç vardır. Mese bununla bitseydi gene iyi idi... Bu teş- kilâta girecek adamlarda"başka kabili- yetler de aradılar. Evvelâ genç olması lâzımdı, yaşının mühâkkak 25 ile 35 arasında bulun - ması icabediyordu, yumruğunun mu - hakkak sürette rakibini bir — vüruşi nak avt etmesi gerekti. G. Man teşkilâtma mensub bir ada« mın boyu muhakkak (1,75) 1 geçmeli idi. Bü memurların mazileri & roskopla tetkik ediliyor, meselâ; bak- kala hbarcunu vermemiş bir adamı bu işe almıyorlardı. Girenler iki sene ça - hıştırılıyorlar, sonra büyük bir imtihana tâbi tutulduktan sonra, namzed olarak alınıyorlardı. Memurlarda ayni zamanda mükem « mel silâhsşörlük de aranıyor, yalnız me teliği vuracak derecede güzel nişancı olmaları kâfi gelmiyor, ayni zamanda her hangi biçimsiz bir vaziyette de ta - bancayı kullanmaları isteniyordu. G. Man memurları namzedlik devrin- den sonra, istintak. yapmasını, ölülerin üzerinde teşrihi tetkikat ifa edebilmeği de öğreniyorlar, ve nihayet karşıların« daki insanların Japon güreşine vâkıf oldukları da tahmin edilerek Jiu - Jit- su'yu ve mukabil tedbirlerini de tatbik edecek derecede mükemmel birer ser « best güreş pehlivanı oluyorlardı. Bu adamlar iki şişe viski içtikleri halde sarhoş öolmamayı tâlim ediyorlar. Tabii bunlarla mücadeleye ilk defa| ye nihayet bütün bunlardan - sonta inşaat yapılamamakta, amele ufak te - Tılmak istenilen bir paket kaçak eşya| bükümet başlamıştır. Hükümet G. Man | mesleğin hakiki bir hâdimi oluyarlar - eteğini kapladığını öğrendik. Köyde hiç bir ev görünmüyordu. Taş| fek işler için çalıştırılmaktadır. —— & 'GÖNÜL İŞLERİ' Üç çocuğunuz olmasaydı size der- okuyucularıma hal ayrılmayı tavsiye ederdim. Fı;ı C l bağlısınız, — çocuklarınızı nefsinize €e 'Uap arım tercih ederek düşünmeniz lâzım. Fa- Kadıköyünde H. Ayla'ya: kat bu vaziyette de kalamazsınız. Ai- yakalanmıştır. Hâdiseye vaz'ıyet eden gümrük muhafaza memurları bunun — üzerine vapurda, bir arama yapmışlar, vapu- run bir çok müstahdemininde bu şekil- de kaçak eşya bulunduğunu görmüş- lerdir. Suçlular yakalanmış, hâdise etra- fında tahkikata başlanmıştır. İki ecnebi mektebi tedrisattan vazgeçti namında husüsi bir polis teşkilâfı kur- muştur. Bu teşkilâttaki adamlar silâh ile tec- hiz edilmiştir. Eski Amerikan polisle- rinde malümdüur ki değnekten başka si- lâk yoktu . Lindbergin çocuğunun — kaçırılması ve daha buna benzer vak'alar üzerine matbuat şiddetli neşriyata girişti. Ve bu rezaletlerin önüne geçilmesini iste- di. Polisler mühim vak'alarda,-haklı ola- rak işe, uzaktan bakıyorlardı. Kendile- rini müdafaa etmek üzere yanlarında Lekeli hummanın anlattığınız sa - katlığa sebebiyet verebileceğini bil- miyordum, Yeni öğrendim, fakat ak- hmın almadığını itiraf ederim. Her neyse bu kısmı geçelim: Hakikati ol- duğu gibi söylemeniz Jâzımdır. Gön- lünde hakiki bağlanlı varsa teksik - liklere ehemmiyet “yermiyecektir. Mektubu yolladığınıza iyi etmişsiniz, Waziyetin bir an evvel. anlaşılması faydalıdır. * Beyoğlunda — Kalyoncukulluğu - nun bir evini adres gösteren okuyu- cuma: lenizin olup olmadığını bilmiyorum. Varsa, sizi çocuklarınızla birlikte ge- çindirebilecek iktidara malik ise, ta- Jâka kadar gitmemekle beraber mu- vakkat bir müddet için bu ailenin yanında ilticagâh bulmanız müm - kündür. * Sökede Bay «$» ye: Ahlâk bakımından eski Türk an'a- nelerine sâdık kalmanın terakki se- verlikle te'lif edilememesi düşün - cesi bana pek aykırı geldi. Komşu « nuzun ihtârı en aşağı kelime ile bir münasebetsizliktir. TEYZE _Y'b““_' u.lık oluıllıınnd)ın bazıları toplu iğne bile yoktu, öyle toplu lü - gelir azlığı yüzünden tedrisattan vaz | fekli bir soygunculuk oldu mu, bir kur- geçmektedirler. Büyükdere ve Ye -|çun da kendisinin yiyeceğini tabmin e- şilköy İtalyan mektepleri de artık ted- | den polis, kafasını çevirip © hâdiseye risat yapmıyacaklarını maarif mü lüğüne bildirmişler ve ruhsatiyeleri - ni geri vermişlerdir. Eski Ayasofya medresesi Atasofya müzesi arkasında bulunan Eski Öksüzler Yurdu ile Kayyumluk binasının belediye tarafından yıktırık masına başlanmıştır. Bina 4 - & gün zarfında yıktırılarak — açılan yerde bir bahçe vücuda getirilecektir. bakmamağı tercih ediyordu. Ve bu sebebden dolayı da haydud - lar zabıla ile alay ediyorlardı. “Rezalet bu derece ayüka çıktıktan sonra hü - kümet nihayet polislere de birer ta - banca vermeğe mecbur oldu. G. Man teşkilâtma nasıl girilir? Bu teşkilâtta şimdi altı yüz memur vardır. En şayanı dikkat olan cihet bu. memurların hepsinin en aşağı iki âli mektep veya üniversite bitirmiş olma- ları şarlıdır. di. G. Man teşkilâtına mensub adamların tekaüd edilmeleri mevzuu bahs değil - dir, zira bunların ihtiyarlıyacakları ve ecellerile ölecekleri mutasavver değil- dir. G. Man memurları bu sebebden do- layı fevkalâde çok para ahlrlar, her bi- riNİN senevi 50 bin dolarlık tahsisatları vardır. Muvaffakiyet gösterdikleri Za- man bu ücret iki misli; üç misli arlar. Bir kazaya kurban gittikleri zaman ailelerine 90 bin dolarlık tazminâ! ve- rilir. Amerika, böyle böl para dökmek su- retile haydutluğun önünc geçmiştir. Meslek tehlikeli olmakla beraber rağ- |bet de görmüştür. Teşkilât reisi her gün yüzlerce talebi reddetmektedir. Konservatuar tamir ediliyor İstanbal — Konservatuarının — yatılı kısmının bulunduğu bina harap bir ha- le geldiği ve kışın barınılamıyacak bir yaziyette olduğu görülmüş ve beledi- yece tamirine karar verilmiştir. Tamir işine başlanmıştır. Tedrisat başlamadan evvel ikmal edilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: