2 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

2 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee —— İzmirde üzüm kongresi * Se Ürk üzümlerini Yunan, için hazırlıklar nede memleketimize 12 milyon liralık döviz getiren İran ve hattâ Kaliforniya Üzümlerinin rekabeti karşısında sarsılmadan mu- hafaza etmek için tedbirler düşünülüyor Üzümler kurutuluyor _i:;miı 30 (Hususi) — Üzüm kongre- v toplanacağı şu günlerde İzmir ih- fanııçıları arasında gözleri çelen bir iyet vardır. İhracatçılarle üzüm ye- ” ricileri arasında bu mevzu üze - hde fikir ayrılıkları bulunduğu göze Ş:Pıyor. Senede memleketimize on, Taçikl milyonluk döviz getiren Türk Ü- ifuı.eı—ımn Yunan, İran ve hattâ Ka - ğ 'jüyı Özümcülüğü karşısı & ;'adıgı tutünabilmesi için behenehal & r-::“dl'ümexı' zarüreti vardır. Slan- 'he";n_ıym meselesi, bu noktadan çok & Miyetli bir mevzu ontuşlur. ö tandardizasyon işi hakkında İzmi - 1 ihracat tacirlerinden Kırkağaçlı Sııım diyor ki: « Slundardizasyonu ilmi esaslara bü - ;“üîfmk iki şekilde yapmak mümkün - ı.,,l;ın E müstahsiller - tara - züml Piyasaya arzedilmekte olan ü- tarapııı daha bağinda iken “müttahsil indan gösterilecek ihtimamla ya- *|vafık olur. işini şatlarda değil; mağazalarda yap * mak fayda verir. Bu suretle yapılacak noksanların tashihi kolaylaşır. İhracatçı Şerifzade Salâhaddin de ü- züm işinin dedikodularına son vererek | ve ihracatçının | müşterek menfaatlerini koruyacak şe- müstahsil, mütevassıt kilde devletin salâhiyetli erkânının hu zurile toplanacak köngrede halli çilmesi lâzımdır. Mevzu geni Kon grenin Ankarada da, İzmirde de olma sınin ayri ayrı faydaları vardır. Kon - grede İktisat Vekilimiz Celâl Bayarın bulunması elzem olduğuna göre bu hu sustaki kararı kendilerine bırakmak zaruridir. Standardizasyon yapı'malı dır. Yapılmasında fayda vardır demek- tedir. Sabri Selimanoviç de şunları söyle- miştir: «Standardizasyon işinin her senenin | 404i Suat o hafta hastalığını babane | u- Üzüm işi bir sezön işidir. Bunun behemehal mart ayı sonundan evvel esasa bağlanması ve tatbikata ge- A Ye W0rb SON POSTA « Son Postea ,, nın tefrikası : 4 151 numaralı şehit (Ertuğrul faciasına karışarı aşk macerası) Yazan : A.R. Günler geçtikçe, okuduğu kitaplar Suad'ın ruhunda tebeddüller yapmıştı — Odaya kedi girmiş.. kovalayım, dedim.. tavana sıçradı... Hacer hanım, artık — dinlememişti. Ağzını açıp gözlerini yummuş.. bir hayli bağırıp çağırdıktan sonra, güç - lükle öfkesini yenebilmişti. * Fakat günler geçtikce, Suad değiş - mişti. Babasının taşıdığı kitaplar, onun ruhunu bir haylı değiştirmişti... Artık günün uzun saatlerini, okumakla, re- sim almıya hasretmişti. Makine ile resim almayı, ve cam yıkamayı, çarçabuk öğrenmişti. Hiç bir istisnası olmamak şartile, mahalle | çocuklarının hepsinin resimlerini çek- mişti, Bu arada, borazan Abdullah çavuş ile en samimi dostu olan Laz Şabanı eve çağırarak onların da birer poz resmini almayı ihmal etmemişti. Abdullah çavuşun resmini alırken oklına bir çey gelmişti: — Asker kıyafetine girerek kendi - rTesmini de çıkartmak . "| Fakat bu, nasıl olabilirdi?.. annesi duyarsa, hiç şüphe: in ta-| vanını yıkar, başına indirirdi. Halbuki, aklına gelen bir şeyi yap- mamak, Suat için mümkün değildi. Bu arzusunu tatmin etmek için uzun | uzadıya düşünmüş, bir plân tertip et-| miştis,Haftada bir gün annesi mütlâ- ka İstanbula iner; dayısının evine gi - Hilmi Efendi pencerenin önüne gi- derek resme daha dikkatli bakınış; — Hay, külhani; hay... Eğer erkek olsa imişsin, iyi bir bahriyeli olacak - mışsın. Diye mırıldanmıştı. Suat, mektepten elbiseyi nasıl ge - tirttiğini, ve resmi nasıl — çıkardığını anlatmıştı. onun üzerine babası; — Aman kızım!.. Bu resmi ortadan kaldır. Annen görmesin. Malüm ya?. |Evde gene bir tatsızlık çıkar. Demiye mecbur kalmıştı. Zaman geçtikçe, Suadın halindeki değişiklik de artmıştı... — Suat, artık büsbütün okumaya dalmıştı. Deniz maceralarına ait yazılar ve romanlar, onun ruhunda büsbütün başka bir âlem yaratmıştı. Hisleri ve hudutsuz ufuklara doğru taşmıya başlamıştı. hayalleri (Kristof Klomb) un, (Macella)ın | (Vaskodögama)nın daheşbir takım bü yük seyyah ve kâşiflerin sergüzeştle- rinden emsalsiz bir zevk almıştı. Hele (Robenson)un macerasına bayılmıştı. | Jülvernin (Kaptan Granın çocukları) ile (Gizli ada) sını üstüste bir kaç defa okumuş; bunların lezzetlerine gene do- yamamıştı. Bir gün dayısı Mustafa Bey, ona (Seydi Ali reis)in Hint denizlerindeki seyahatini anlatmıştı. Suat, bunu o ka- dar derin bir dikkat ve merak ile dinle- mişti ki; günlerce bunun tesiri altında İşu çocuklarından, Lâz Şabana kadar, Lonun bütün eski dostları, onu özlüyor- lar; rastgeldikçe, vaziyetten — şikâyet ediyorlardı. Hattâ komşular bile, Suadın geçir- İ diği bu istihaleye ehemmiyet veriyor- lar; — Bizim Yalı çapkını; artık eni ko- nu uslandı... Pek o kadar, eskisi gibi (ortada dolaşmıyor. Diyorlardı. * Aradan, üç sene geçmişti. Bir gün; yüzbaşı Hilmi Efendi, va- kitsiz olarak telâşla eve geldi. — Beni, acele Bahriye Nezaretin- den istemişler. Bu vapurla İstanbula iniyorum. Geç kalırsam, merak etme- yiniz. Dedi, O devirde bir zabitin, böyle ani ola- rak yüksek makamlardan istenilmesi; çok mühim bir şeydi. Ve ekseriya da, pek o kadar hayıra delâlet etmezdi. Vapur, Büyükadadan hereket etti- ği için uzun uzadıya konuşmıya vakit kalmamıştı. Hilmi Efendi, derhal ce- ketini çıkarıp setresini giydikten sonra, iskeleye koşmıya başlamıştı. Hacer Hanım, düşmüş - bayılmıştı. Suat, ne yapacağını şaşırmıştı. Bir ara- hk hemen çarşafını giyerek babasını takip etmek istemişti. Fakat, baygın- lığı çabuk geçen Hacer Hanım, Suadın üstüne atılmış; “— Eyvahlar olsun.. kocamdan olu- - By'nyı standardize edilebilir. vi l:undlmlerin tiplendirilmesi, renk taraf gğleri İzmirde ihracatçı tacirler afından yapılabilir. Zinirde yapılacak standardize bo - İşle; ve taneleri tefrik gibi " olmalıdır. Bunların müstahsil ta- yorum.. bir de senden mi olayım.. şu- 'Yadan şuraya koyuvermem. Diye bağırmıştı. üzüm mahsulüne göre borsa ve ticaret odasile ihracatçılardan müteşekkil bir hevet tarafından tayin ve tesbiti lâ - zımdır, Tayin edilecek tipler alıcı mem leketler borsalarına bildirilebilir. Tes- bit edilecek tiplerin kontrolunda ben fayda görmüyorum. ÇCünkü kontrol ne- kalmıştı, etmiş; annesi ile İstanbula inmemişti. Vex annesi, ikinci vapurla iskeleden u-| — Bu, okuma zevki arttıkça, Suatta zaklaşır uzaklaşmaz; hemen hizmetçi | ortada az görünmiye başlamıştı. Kom- neferile Abdullah çavuşa gizlice haber göndermiş.. bir takım beyaz nefer el- bisesile bir fes ve bir de boru getirtmiş.. (Arkası var) ;:2f'dfn yapılmasına maddeten imkân Malıı ” Çünkü müstahsil bu vesaite lik değildir. Üzümlerimiz, şimdi Cüt numaralama şeklile zaten stan- İt m? edilmiş bulunuyor. Bunu da - mnmp_ül::î_'" bir şekilde yapmak ta Borsa reisi Mazhar İzmirl'oğlu — m:l:mdırdiusyon için tane esas ol - .Nıdır. Tiplerin muayyen hir boyaya Urulması da Ve Üzümler içinde hn';_'ul kara böceklerin nisbeti stan - MZasyona esas teşkil eder. Müstah- Standardizasyonu Üzerine alması Mümkün değildir. Bu işin ibraç iske « & inde yapılması zaruridir. Şu kadar Üzümlerin sergilerda taştan ve top- _ü.h'ın âri olarak kurutulması vazifesi he ahsile düşer, Üzüm yetistiricileri- hu'!e kongreye iştiraklerini temin için A..f" İzmirde yapılmabdır. Bu iş frada olursa belki semeresini daha uk verir demektedir. Tacat tüccarlarından M, J, Taran- da demiştir ki: İGI:Ü üm kongresi İ görüşürken üzüm mevzuu üzerin- , bilhassa teferrüat üzerimde ehem- Ha etle durmalıdır. Bence teferrüat - &::ı üzüm mahsulünü kıymetlen - ı"nireb.î ıınt'ılıalır vardır.kUıümllerin ürutulmuş olara şelmesi TMutlaka Jâzımdır. Üzüm mrgğprinde ton kâğıt ve tente kullanılması şart- Ş hı"k'["“lr_e slak gelen üzü: daima . ıığ:ım :e n!:aseıinı k’aybe':iyur - ' aatimce kongreyi İzmirde top- l"ğ»nk lâzımdır. Üzüm, İzi demeklîî'. Üstahsili bu kongreye iştirak etti Ü ek zararlı neticeler verebilir. Yal- hllib:r mintakanın üzümünü bir tip o].,:de ahıcılara takdim etmek doğru Meselâ Manisa üzümü biraz in- asabanın üzümleri bundan da- standardizasyon ! '.İD halinde ortaya konulabilir. Kontrol ticesinde veritecek vesikanın — Avrupa | alıcılarına behemehal ilzam — edic! kuvvet olacağı muhakkak değ Müuühtelif tiplern tesbiti Tayda v Esasen tipler arasında fark olursa bu fark ihracatçının şahsi zararı olur.» Görülüyor ki ihracat taci J ayni noktalar üzerinde bir! cak tiplerin tesbiti kontrol ekte, ân. Kongre bu ayrılıkları ortadan kald: racaktır. Adnan Bilget Kastamonuda avcılar k'lü açıldı Kastamonu (Hususi) — Vali Avni Doğan salı gecesi 120 kadar avcının | tirakile avcılar klübünü açmıştır. Av- ilerek rupadan Setter köpekleri getl tazıların yerli cinsi ıslah edilecek! Klübe ecnebi üye alınmamıştır. t nebiler bir iki dela sürek avına iştirak edebileceklerdir. Aidat asgari 10 ku ştan başlamaktadır. Daimiler, amı- törler olmak üzere avcı âzası iki grupa ayrılmışlardır. Klübün başkanı Avni Doğan bütün sürek avlarına iştirak edecektir. İdare heyeti şunlardır: İnhisarlar di | şektörü Hadi, meclisi umum! âzası Sa- lim, Bedri, operatör Cezmi, İbrahinı, Edirnede kar yağıy r Edirne, (Hususi) — Bu sabah bir- denbire soğuyan hava, Edirneye yeni. den kış getirmiştir. şehir beyaz bir kar tabakası ile örtül -| meğe başlamıştır. Bursada iki tayin Bursa (Hususi) — Kadastro me k murlarından Müzeyyen İstanbula tâyin | mircilik ve sair san'atlara işçi yetiştir- kalındır. Bunlar paçal edilerek bir|edilmiş, yerine Ankaradan Nimet gel- miştir. sleri hemen üzerinde | ayrı ayrı mütalealar ileri sürmektedir. Kar başlamış ve bunları giymiş.. Ayşe ile bahçeye çıka- rak makineyi besleme kızla ayar etmiş.. İsonrs, makinenin düğmesine nasıl ba” sılacağını ona öğretmiş.. eline boruyu alarak makinenin karşısına geçmişti. Hemen karanlık odaya koşarak ca- mı yıkadığı zaman, sevincinden çılgın haline gelmişti. Klişe, mükemmeldi. Klişeyi kâğıda çekmek uzun sürmemiş- ti. O zaman, banyo küvetinin içinde.. hafif dalgalarla yüzen kâğıdın üzerin- de.. ince, narin, fesi sağ kaşının üzeri- ne doğru eğrilmiş; elindeki boru, göğ- sünün hizasından ileri doğru yüksel - miş bir (bahriye sübyan neferi) (1) tersim etmişti. Resim, o kadar güzeldi. ve © kadar da Susdın hoşuna gitmişti ki; babası- nin mektepten dönüşünü sabırsızlıkla beklemiş.. Hilmi Efendi kapıdan girer | girmez : — Bak, baba.. bu kim?. Tanıyabi- lirseniz aşkolsun. Demişti. Hilmi Efendi, resmi uzun uzun tet- kik ettikten sonra; — Bu çocuğu gözüm ısırıyor, am- ma.. iyice tanıyamadım... Tığ gibi bir sübyan neferi.Yalnız bunda bir sakat« hk var. Saçları ne kadar uzun görü - nüyor. Nizamnameye mühaliftir. Na sıl olmuş da zabitlerinin gözlerinden kaçmış?.. S Diye cevap vermişti. -| Suat, bir kahıkaha basmış; — Ay, tanıyamadın mı; baba,. be- nim,. ben... Diye bağırmıştı. () Evvele bahriyede, terzilik, de - mek için kimsesiz çocuklardan müvek- ll | kep bir (Sübyan taburu) vardı. Üsküdar ve Kadıköyünde mülk Sahibiolanların derdi Bir okuyucumuz yazıyor: İstanbuldaki bina kıymetleri 1390 — yi- fanda tahrir edilmiştir. Aradan bir hayli zaman geçtiği için 1932 senesinde bu tah- yir işi tekrürlanmıştır. Bu arada bir ta- kım şikâyetler de yapılmıştır. Bumun ü- terinedir ki 2802 ve 2870 numaralı ka- nunlar vücuda getirilmiştir. Ba kanunlar neticesinde, bina — sahip- teri, vergilerini yeni tahrir üzerinden ver- mekte va yüzde yirmi beş kadar bir isti- fade temin eylemektedir. Halbuki — Kadı- köy ve Üsküdar hâlkı, bina vergilerini 1330 yılının tahriri üzerinden vermekte- dirler. Meselâi benim — Kızıltoprakta otur- duğum eve 1330 yılında 913 Hra gayrisafi varidat takdir edilmiştir. Bugün (129) li- Ta vergi veriyorur. (1932) — senesinde ya- pılan tahrirdo (450) llra gayrl safl vari- temin edilmiş olmasına biz Kadıköy ve Üsküdar halkı bu kanun- lar ahkâmından istifade edemiyorus. A- Yâkadarların daha yi vaziyeti kavrama- darı için her iki kantnun suretini kayde- #iyorum. Belki, hakikatın —anlaşılmasına bir medarı olur. cD. 3035 numoralı Resmi Gazetede neşro'unan 2802 numaralı 21/6/35 tarihli kanunun sureti: Madde 1-— 1837 sayılı bina vengisi ka- Bununun 24 Gneü maddesi aşağıdaki şe- kilde değiğirilmistir. Bu kanun mücibince yeniden tahrir dat takdir ettiler, Yarı yarıya bir istifade rağmen temyiz muamelesinin bitmemiş olduğu — beyanile bittiği tarihi takip eden mali seneden tti- baren yeni iradlar üzerinden vergi tahak- kuk ettirilir. Bu muamelelerin bittiği Ma- üye Vekâletince ilân olunur. Tahmin olunan irad temyiz netleesin- de azaldığı takdirde vergi miktarı tashih ve fazla tahsil olunan para mal sahibine fade edilir. Muvakkat madde: 1934 mali yılı sonuna kadar tahrir muamelesi ve istinaf tetki- Fatı bitea yerlerin 1038 mali yılı vergi ta- hakkukları yeni iradlar üserinden hesap edilir. Madde 2 — Bu kanun neşri tarihinden muteberdir. Madde 3 — Bu kanunun hükümlerini icraya Maliye Vekili memurdur. 3193 numaralı Resmi Gazetede neşrolunan 2870 numaralı ve 26/12/ 38 tarihli kanunun suretidir. Madde: 1 — 14 Razirân - 1326 - tarihli mülga müsakkafat ve & Temmuz 1931 ta- Çihli ve 1837 numaralı bina vergisi ka- gunlarına göre 1340 - 1932 mali yılları t. jinde umumi tahririne başlanmış - olan tehir, kasaba ve köylerdeki binaların (bu- lundukları cüzttamlardaki tahrir ve tii- çaz Ldlert bitmiş olsun olmasın) kat'ileşe miş iradlardan yüzde yirmi beş - Indirilir. Şu kadar ki yukarıda yazılı senclerde tah- tirine başlanmış olan binalardan iradla- Tuum tahmininde 1933 veya 1934 ve ya- hut 1935 seneleri raytoinin nazarı llibara alındığı Didayek veya istinaf ve yahut temyiz karadlarında taszih -edilenler ve kesbi Kal'iyet etlikten sonra iradlarınıda gadilât yapılmuş olanlar bu tenzilden İslle fade edemezler. (Devamı 15 inci sayfuda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: