28 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- ee Y AU e— - ——— Hergün İrak ve Türkiye Münasebetleri Yazan: Muhittin Birgen ı rak Hariciye Veziri Ankarada bu- lunuyor. İki memleket arasında- ha dostluk ve kardeşlik münasebetleri- ne yeni bir düğüm vurmak maksadile pelen Naci Asili, Türk milletinin bir fikir adamı sıfatiyle hararetle selâm- famak ilk vazifemizdir. * Irak, üç eski medeniyetin Türk, İran ve Arap medeniyetlerinin biribirine karışıp, biribirine aşlanıp yeni, öriji- nal bir medeniyet vücude getirdikleri sahanın kendisidir. Hazün El Reşid'in Bağdadı, üzun bir tarih devrinin cilve- lerinden soönra, bugün gene müstakil bir devletin Baş Şehri olmuş bulunu- yor. Bugünkü milli Türkiye, Osmanlı İmparatorluğunun bütün milli mesele- derinin tamamen tasfiye edilmiş oldu- ğunu görmekle ne kadar mes'ut ise, bil ' hassa İrakın müstakil bir devlet olarak teessüs etmiş bulunduğunu görmek ve onün Hariciye Nazırın: Ankarada se- lâmlamakla da kendisini o kadar bah- tiyar duyar. Çok eminiz ki bu hislerin derin samimiliğine, baştan başa, bütün Irak kanidir. Orada, bugün Irakın mu- kadderatını idare eden insanlar, Os- manlı imparatorluğunu kurtarmak için, Türklerle birlikte fedakârane çalışmış olan sadık yürekli dostlarımızdır. Her şeyden evvel Arap olan bu dostlarımı- zın, eğer Türklerden belli başlı bir şi- kâyetleri olsaydı, elbet bu tarzda ha- reket etmezler ve başlarının çarelerini aramak üzere bizimle mücadele eder- lerdi. Onlar, bizim aramızda ve bizim- le beraber Osmanlı İmparatorluğunu müdafaa ederlerken, ayni zamanda kendi İraklarının istiklâllerini de mü- dafaa etmiş oluyorladı. İrakın bugün- kü vaziyeti, o günkü vazivyetinden çok daha iyidir. Nitekim, Türkler de Os- manlı İmparatorluğu içindeki zahiren parlak vaziyetlerine bugünkü milli var- lıklarını her bakımdan müreccah görü- yorlar. Bunun için her izi tarafı da bi- ribirinden hissen uzaklaştırmamış ©o- lan uzun bir tarih devrinden sonra her iki tarafı da memnun eden bugünkü neticeler ve bugünkü vaziyetler karşı- &ında, İrak ta, Türkiye de, elde edilen neticelerden dolayı biribirlerini teb - rik edebilirler. * Türklerin, kendilerine dostluk göster- miş olan milletlere karşı dostluklan ve hattâ kardeşlikten başka hiç bir şeyle mütehassis olmadıklarını, İIrak kadar canlı bir şekilde isbat eden ibir misal daha bulmak müşküldür. Osmanlı im- paratorluğu devrinde aramızdaki mü- nasebetler ne kadar kardeşce idiyse bu gün de öyledir. Türklerin başka millet- leri Türkleştirmek istedikleri iddiası bir masaldır; bu sözümüze inanmıyan- lara Iraklıları şahit gösteririz; Türkle- rin Türk olmıyanlara düşmen oldukları yalandır; buna inanmıyanlar, Iraklıla- rın tecrübelerine müracaat edebilirler. Suriye gazetelerinin yazmakta alduk- ları bütün şeyler, yani Türklerin Arap- lara düşman oldukları, Türklerin Os - manlı imparatorluğunu yveniden kur - mak istedikleri, Türkiyenin bunun için Almanya ve İtalya ile anlaşmış bulun- duğu gibi sözler kâmilen hezeyandır; buna inanmıyanlar, bu hususta Iraklı - ların fikirlerini sorsunlar, onların vere cekleri cevabı biz, tereddirtsüzce, en â- dilâne hüküm olarak şimdiden kabul ederiz. Dünkü Irak ile Anadolu arasın- da doştluktan başka bır mesele yoktu; bugünkü Irak ile Türkive arasında, bir kardeş komşuluğundan başka birşey yoktur, çünkü bunun başka türlü ol- ması hem tarihin hissi ve kültür an'a- nelerine, hem de iki milletin menfaat- lerine muhalif olur. Bütün bunları, Naci Asilin ziyareti ıı_ı_ünasebetile, bu sütunlarda bir kere söylemek fırsatını bulmak bizim için lıîıkikaten sevinç ve iftihar veren bir hâdisedir. * İki devlet Hariciye Nazırının Anka- rada kardeş milletler namına nutuk söylediklerini görmekle ne derin duv- gular duyduğumuzu söylemeğe bile lü zum yoktur. Garbi Asva ailesinin iki temel direğini teşkil eden Türkiye ile Irak arasındaki bu yakınlık ve kardeş- (Devamı 6 ncı sayfada) İl SON POSTA ge— ——— Resimli Makale: M En büyük kusur (F — Sözün Kısası ne kadar servet, bilgi, kudret, vasıta yerde kalmıya mahkümdur. Nefse itimatsızlık bir insanda mevcut olabilecek ku- surların en büyüğüdür. Nefsine itimadı olmıyan adam sun kendisinde ileri atılma kudretini bulamaz, Durduğu sahibi olursa ol - le yapmak arzusu Nefse itimat servet, bilgi, kudret, vasıta noksanlığını büyük mikyasta telâfi eder, insana yıkılmaz bir azim ve irade kuvveti verir, mütemadiyen ileri atılmak, ham- aşılar. Hayatta muvaffak olan adam- lar hep nefislerine itimadı olanlardır. S5ÜzZz Dünyanın en sıkıcı Vazifesi nedir ? KA -— Dünyadaki vazifelerin en sıkıcısı f.ner bekçiliği zannolunurdu halbuki fener bekçiliğinden daha sıkıcı bir va- zifenin mevcut olduğunu bize bir İn - giliz gazetesinde Con Vilyams isimli bir amele söylemektedir. Amele diyor ki: — Ben bir kibrit fabrikasında çalı- şıyorum. Vazifem kibritleri — kontrol etmektir. Her gün 20 kutu kibrit alır rım, ve kutulardaki kibritleri teker te- ker sonuna kadar yakarım, fener bek- çileri hiç değilse ufukları seyrederler, ben kibrit alevlerinden gözlerimi çe- viremiyorum. Rüzgüârdan elektrik istihsali Sovyet mühendisleri rüzgârdan e- lektrik istihsaline karar - vermişslerdir. Kırımda 158 metre yüksekliğinde bir kule inşa edilecek, bu kuleye 68 in ci metrede bir, 158 inci metrede de bir olmaak üzere iki tane pervane takıla- caktır. Bunlar rüzgârla döndükçe on bin kilovatlık elektrik istihsal oluna - caktır. | Lehistanda kayıptan haber veren bir genç kız Lehistanda bir çok insanları etrafı- na toplayan bir genç kız, eğer erkek olaymış kendisine muhakkak Mesih denecekmiş. Fakat bir kız olduğu için şimdi halk ne diyeceklerini — şaşırmış. Yukarı Silezyada ufak bir şehirde otu- ran ve tamamile ümmi olduğu malüm bulunan bir kız, ana lisanından başka bir çok yabancı lisanlarını da konuşu- yormuş. Kız cezbeye kapılıyor, o za- man bildiği her şeyi unutuyor, ve ara sıra kayıptan haber veriyormuş, Kerametleri de varmış, dünyanın ARASINDA * ( HER GUN BİR FİKRA İlham menbaıt den biri bir türlü karısiyle geçine- mezdi. Karısı şunu ister, bunu ister, mizah muharriri almaz.. Bu yüzden (aralarında her gün kavga çıkardı. |Mizah muharriri ikide bir arkadaş- larına karısının halini anlatır: ai Bu kadınla geçinmek ne güç görüyorsunuz ya! şikâyet ediyordu. Arkadaşlarmdan biri: — Yahu, dedi, ikide hir şikâyet e- deceğine bu kadından ayrılsan ol- maz mı? Mizah muharriri içini çekti: — Peki ama o zaman biribirlerile geçinemiyen karı kocalar hakkında yazacağım fıkraları bana kim ilham edecek? ; * A Yeni bir oyun mu? SAA geç Şu resme bakınca yeni -bir soyun görüyorsunuz zannedersiniz. Halbuki bu oyun alelâde bir bilâr- do oyunudur. Şu farkla ki bilârdo ma- sası camdan mamuldür ve resim aşa- gidan alınmıştır. İğneyi uzunlamasına delen adam Fransada bir iğne fabrikasında çalır- şan bir amele bir dikiş iğnesini boru haline getireceğini iddia etmiş ve bu iddiasını ispat etmiştir. Amele uğraşa uğraşa nihayet iğnenin bir ucundan öbür ucuna kadar içinden bir saç teli geçebilecek kadar ince bir delik açmış- tır. Şimdi hükümetin mümanaatine Tanınmış mizah muharrirlerin - l Derdi. Bir gün gene karısından | | İngilterede de Kız kaçırıyorlar Mis İrene Filmore isminde Lon- Aralı bir daktilo on beş gündenberi or- tadan kaybolmuştur. Zabıta taharriya- ta başlarken kızın ebeveynine bir mek liz lirası istenmiştir. Kız 22 yaşındadır. 1,85 boyunda fevkalâde güzeldir ve nişanlıdır. İngilterede bir asırdanberi ilk defa vukua gelmiş bu hâdise hayretle kar- şılanrımıştır. Kadın ve yaş * Birleşik Amerika hükümetlerinden Orengon'da 65 yaşını ikmal etmiş bu- lunan ihtiyar ve muhtaç kadınlara her ay maaş verilmesi hakkında bir karar verilmiştir. Bu karar günlerce gazetelerde ilân edildiği halde: a— Yaşım 65 i geçmektedir.» diye müracaat eden kadınların miktarı 17 i geçmemiştir. Bu haberi veren Alman ayni zamanda şu malümatı ilâve et- mektedir: Örengon eyaleti, memleketinde 26000 ihtiyar ve muhtaç kadının mevcudiye- tini tesbit etmiştir. Konuşan kumbaralar Amerikada çocuklar için yeni tarz bir kumbara yapılmıştır. Bu kumbara- ya çocuk para atınca kumbaradaki u- İSTER İNAN İstanbul belediyesi bina, tanzifat ve tenvirat resimle- rinden borcu olan bazı binaların gelirlerine haciz koy- du. Fakat son ay içinde yapılan teftişten anlaşıldı ki, bazı şübe memurları bu gibi hacız'altına almman gelirleri İSTER İSTER İ İNAN toplamakta gecikmişler ve bu gibi binalarda müstecir. olan bazı kimseler de ne hükümete, ne de mal sahibine para vermeden kiractılık etmişlerdir. İSTER İNANMA! yıkılacağını, yakında — harp olacağını| rağmen hergün de binlerce insan kizın | facık hoparlör: söylüyormusş. ziyaretine geliyormuş. — Teşekkür ederim. diyormuş. t . NANMA! tup gelmiştir. Bu mektupta 600 İngi- | Vrle zaman ' kapanarak yerini yen; Tü 1 H Akılfı olsaydım! | | E. Talu aaf ’Vazı arkadaşlarımdan dördü: (* vat Fehmi, Naci Sadullah, 5i lâhattin Enis ve İsmet Hulüsi gazett mizde hoş bir yazı serisi tutturdulâ! Gün aşırı yahut ki iki, üç günde b? her biri, «şu veya bu olsaydım..» baş lığı altında, o mefruz vaziyette olsalâ! ne yapacaklarını anlat!ıyorlar. | Dün de, bu cümleden olarak, Ceved’? «Deli olsaydım..» adındaki makaleS Çıkttı. Deli olmak.. Şüphesiz ki, insan, Hâ yatının bazı güç safhalarında b-: ihti mali aklına getiriyor, ve hattâ bunu t€ Mmenni bile ediyor. Tevckkeli şair: Yarap, ne eksilirdi deryayi izzetinden, ki Peymanei vücude zehrap dolmasaydı? Azade ser olurdum âsibi derdü gamden, Ya dehre gelmeseydim, ya aklım olma.sarld'ı , Dememiş. Evet, delilik hesapça İ9İ bir şey olacak. Fakat, acaba, birtakiili ruhiyat mütehassıslarının da iddia &X ledikleri gibi, hepimiz esasen az, deli değil miyiz? Bugünkü insanlık yaşadığı gürültülü, üzüntülü hayat 531' Jarı içinde sinirlerinin metanetini, ŞU" (ürunun müvazenesini hakkiyle muhâ' faza edebilmiş midir? Ben, kendi haf kımda bu hüsnüzannı pek besleyeme' diğim içindir ki, insanların tamüşşuüfi müvazenelerinin mükemmel, âsaplar” ,na hâkimiyetleri tam, duvguları mute* dil bulunduğu devrin hasretile zamar ".zaman içimi çekerek: — AÂH! akıllı olsaydım!. Diyorum. | Evet: Akıllı olsaydım.. Feleğin hef türlü cefasını belki de tabil ve maktii görür, talihin cilvelerini tebessümli karşılar, maküs hâdiseleri muhakemt ile halle çalışırdım. | Lâkin, o vakit te, bilmem, aklım #” kadar tazyika dayanır mıydı? Kocatepe İngiltereye gitti (Baştarafı 1 inci sayfada) Heybeli önlerinde demirli bulunan â“ na donanmayı veda toplarile selâmlâ” ,ış, bilâhara Haydarpaşa önlerinde d? mirlemişti. Kocatepe torpidosu dün 5? &at 16 da Haydarpaşa önünden kalkâ” /.rak İngiltereye müteveccihen harekt?' Torpido buradan doğruca Cebelüttâ” ,rık boğazına gidecektir. Orada üç gü kalınacak ve geminin ihtiyacı olan m& ,Zot almdıktan sonra Patit Gale liman” na geçilecektir. İngiltere Kralının tâf giyme merasiminde Reisicumhur Atâ” türkü temsilen bulunacak Başvekil İS” 'met İnönü Mayısın ilk günlerinde İs” tanbuldan trenle Petit Gale limanınâ gidecektir. Başbakanın Pöti Galede? Kocatepe ile Londraya geçmesi mul'| temeldir. Merasimi müteakıp Kocate-* 'pe İngilterede on beş gün kadar kal&' taktır. Bilâhara Cebelüttarık boğazılf dan Maltaya geçilecek, mazot almdlıff tan sonra İstanbula gelineektir. Torp' donun İngiltete seyahati takriben yür mi gün kadar sürecektir. Emniyet Müdürü de Londraya gidecek Ankara, 27 (Hususi) — lstanh"J Emniyet Müdürü B. Salih Kılıç, Batf” vekil İsmet İnönünün Londra seyah" tine iştirak edecektir. ——0 Biliyor musunuz ? | — Türkiyede şer'iye mahkemel’;; adliyesine bırakmıştır? | 2 — Anadoluda Selçukiler ne zamag* teessüs etmişlerdir? WJ 3 — Uluslar Kurumu kaç yıl evv” hangi ayda kurulmuştur? (Cevapları Yarm) * w Dünkü Suallerin Cevapları: | | — Türkler Altay topraklarınddî Çine İsanın doğuşundan 7000 yıl öj girmişlerdir. bati 2 — Meşhur Navarin deniz 3 Türklerle Fransa, İngiltere ve R“Sjıw donanmasi arasında 1827 de yapıl tır. 3 — Patrona Halil meşhür Lâle dev | rini 1730 yılında yıkmıştır. |

Bu sayıdan diğer sayfalar: