28 Nisan 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

28 Nisan 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kâhin kadın esrarlı bir VErSısınCas cinayeti meydana çıkardı Dört kişinin ölümüyle neticelenen karanlık bir cinayetin failini, İspanya harbini evvelden haber veren kâhin bir Fransız kadını buldu Amerikada dört kişinin öldürülmesi- 10 neticelenen bir cinayetin sırrını, A- merikada bulunan bir Fransız kadını sırf ruhi bilgilere istinaden meydana Ççıkarmağa muvaflak olmuştur. Son Posta ile şehrimize gelen fransızca Pa- ris - Soir gazetesi bu hâdise hakkında şüu malümatı vermektedir: , «Paskalya tatillerinde bir cumartesi günü Nevyorkta modellik eden 22 ya- şında genç ve güzel Veronica Gedeon evinde katledilmiş - olarak bulunuyor, Yandaki odada ayni âkıbete annesi uğ- ramıştır. Ve oturduğu apartımanın ki- Tacılarından biri de onların deiresinde öldürülmüştür. 3 Nevyok polisi üç kişinin ölümiylene- Gicelenen bu cinayetin sırrımı bir türlü çözemiyor, uğraşıyor, tahkikala girişi- jyor. Fakat en ufak bir ipucuna bile des tires olamıyor. g İşte © sıralarda Nevyorkta bulunan bir Fransız kadını ortaya çıkıyor. «Siz yanılıyorsunuz... Bu cinayette üç kişi değil, dört kişi ölmüştür. diyor! Dördüncü maktul ortada yok.> Amerikada ortaya çıkarak, &ayıptan | haber veren insanlar eksik olmadığı için bu kadının sözlerine kimse aldırış etmiyor. Fakat biz Fransızlar bu kadı- ni çok iyi tanırız. İsmi Genevieve Goepffeldir. Paris ispirtizma merkezi cemiyeti müdiresi - dir. Şimdiye kadar akıllara hayret ve- recek kehanetlerde bulunduğunu her kes bilir. Ve herkes bilir ki, İspanya harbini, Habeş hailesini, Amerikadaki tuğyanları, ve Kral Sekizinci Edvardın terki taç edeceğini çok evvelden söyle- Mmişti, Polis suçluları taharrt ederken mak tul Veronica Gedeon'un babasını tev- kâif etmişti. O sırada Genevieve Zaepffel : — İşte şimdi katili yakaladılar de - miş. Fakat ortada delil bulunmadığı i- çön kühin kadının sözleri, Adliyece kav- 1i mücerrette kalmıştı. Bir gün de kendisinden özür dilene- rTek Bay Gedeon tahiiye editdi. Şurasını da okuyucuların nazarı dik- katine vazedelim ki kâhin kadın o ta- Tihte Godeon'un kim olduğunu, ne şe- kilde bir insan olduğunu bilmiyordu. Yalnız içine öyle bir Şşey gelmiş: — Bu cinayeti işleyen bu kızın ba- basıdır demişti. Adam tahliye edildikten sonra, bir Bgün Genevitve Goepffel'in eline bir ga zete geçti. Bu gazetede ihtiyar Godeo- Kâhin kadın Genevieve Zaepffel m'uf resmi vardı. Ve tahliye edilmiş 01; duğür yaztliyordu. Genevieve Gocpffe! l0 -resimi görür görmez. Birat düşündü. Yüzü gözü kızardı ve tekrâr ısrar ile: — İşte dedi, katil budur!.. Bu hâdiseyi duyan gazetecilet der - hal faaliyete geçtiler. Genevieve Zoepffel kendisile meş - gul olan güzetedilerden İrving Hoft jman'a: — Azizim, dedi. Ben kanaatimi yüz- ide yüz isabetle söyleyebilmek ıçin bir tecrübe daha yapacağım. Bana binler- ce ufak tefek eşya getiriniz, bu eşya- dan bir tanesi de Gedeon'a ait olsun, ilkağızda o binlerce eşya arasından o- »»un malını çıkarabilirsem, xanaatlerim de yanılmadığımı yüzde yüz bir kat'i- yetle anlayacağım, Irving Hoffman bu eş: mek için karakola giti bir adamı tokatlıyarak kapı d yordu. Meğerse bü adam da: «Ben kâhinim ve caniy! keşfetlim» da bulunu- yormuş. Bunun üzer ng cesaret edip içeri giremiyor. Faket hâdiseden bir müddet sonra, Steven isminde başka bir gezeteci me- selesi haber alıyor. Bu eş Genevieve Zaepffel'e gı Godeon'un bir yaka düğmesini bularak dimağında kurduğu hâdiseyi şöyle an- latıyor; «Cani, ailenin yakınlarından, hattâ çok yakınlarından biridir. Size daha sa xih söyliyeyim. Bu Göodeon'un ta ken- disidir, Evde caniye ait olduğu zannedilen bir beyaz eldiven, cani tarafından, Ad- B tahkikatı işkâl etmek kasdile sureti Mmahsusada evin içinde C1 Eldivenin sahibi genç bir çocuktur, ve bu ailenin dostudur. Ölen Veronlayı GÖNÜL İŞLERİ ! “Karımı Memleket dışına Nasıl yollayayım ?,, Bana bu suali İstanbulda oturan bir okuyucum sordu, hülâsaten di - yor kk — « Altı yıl evvel yabancı kandan bir kadınla evlendim. Tamamen Mes'udum. Karım bana yabancılı - ğinı asla hissettirmedi, memleketle yakından alâkadar oldu. Kederile kederlendi, sevincile neşelendi. Esa- sen Türk tabiiyetine geçmişti, türk- çeyi de bir Türk kadar iyi öğrendi, kyndisine tam bir Türk vatandaşı gağqıe T;I:ıbü'ırlm. ize vuruşum! a Tti Uşumun sebebine ge- — İki çocuğumuz oldu, ikisi de tam bir Türk terbiyesi ile büyü - mektedirler. O deretede ki karım benim bütün ısrarıms rTağmen ço - Cüklara kendi dilini de öğretmekten imtina etti. Bugün sadece türkçe bi- liyorlar. Bu cihetten de memnu - num. Yalnız, karım altı yıldanberi memleketini — görmemişti, görmek bevesini izhar da etmiyordu. Fakat geçende bir mektup aldı, annesi has- talanmış, ölmeden evvel kızını ve torunlarını görmek istiyor. Karım için diyeceğim yok. Kendi- sin; yollıyacağım. Fakat çocuklar beahsinde tereddüt geçirdim. Hatırınıza fena bir ıhtimal gelme- sin: Karımın çocuklarla birlikte ge- ri döneceğinden bir dakika bile şüp: he etmiş değilim. Fakat işte bu öyle bir mesele ki, ün önüne gelin- ©© irkiliveriyorum. Bir defa size so- Tayım, dedim,» * Çocukların birlikte yollanmasına muvafakat edilmemesi kadını inci - tebilir. Kalbinde kendisinden şüphe edildiği düşüncesini doğurabilir, fe- hadır, Diğey taraftan bir babanın iki çocuğunu birden yabancı bir mem - lekete yollamaktan çekinmesi, bi - zim alışkın olduğumuz zihniyete Bö- re, gayet tabildir. Karar vermekte bizzat alâkadarı kadar ben de mü - tereddlidim, Fakat mademki bir fe - dakârlık ihtiyar edilecektir, o hakde akuyucum bu sahada bir adım daha ileri göderek bu seyahati birlikte Yyaz pamaz mı? TEYZE “|sevmektedir. Dördüncü | ili Bir apartımanın yarı açık kapısınım önünde bir çöp arabası durmuştu. Çöp- çü yere çömelmiş, devriimiş bir çöp te- nekesini yeniden doldurmakla meşgul- dü, Kendi kendine birşeyler söylüyor- du: Ona görünmeden bir kenare çekil- dim. Ve söyelediklerini birer birer not ettim. — Bu kediler de, dedi, herkesin sır- rını ortaya koyarlar. Acaba bu çöpçü deli mi idi? devam ediyordu: — Dördüncü katın tenekesi.. Bu te- nekede bugün bir acaiplik var. Yerden bir rakı şişesi aldı, Şişeyi e- linde evirdi, çevirdi. — Bay rakı içmiş. Rakının iyi cins- ten oldüğuna bakılırsa dün akşam eve neşeli gelmiş olacak. Şişeyi, tenekeye attı. leri karıştırdı: — Bayan da neşeli imiş.. Güzel gü- zel mezeler hazırlamış. Raki içildikten sonra... Vah, vah, vah... Acaba çöpçü neden. vah vah demiş- ti: Yerdeki çöp- — Kavga etmişler.. Hem de epey şid detli bir kavga.. Hir garx saç demetini yerden alıp tenekeye bıraktı: — Kadıncağızın gene saçını yolmuş, Kırık kadeh parçalarımı do topladı: — Kadın da pek geri kalmamış. Ka- dehi tutunca kocasına fırlatmış. Kırıkları dikkatle gözden geçirdi: — Parçalarda kan iekesi yok. Biraz kireçlenmiş. Anlaşılan kadeh atılınca Bay eğilmiş; kadeh duvara çarpmış. Makasla parça parça kesilmiş bir el- .bise gördü: — Şimdi kavganın sebebi de anla- şıldı: Bayan yeni bir elbise istemişti. Bay; olmaz; dedi. Kav başlangıcı bu.. Tabil Bayan kızıp elbiseyi kesince saç saça baş başa geldi Çöplerin arasında birşeyler aramış, fakat bulamamıştı: — Bayla Bayan ayrı odada yatmış- iar.. Birükte olsalardı; Bayın cigara tablası da çöp tenekesine dökülürdü. Çöpçünün omuzuna vurdum: — Söyle bakalım hemşeri - dedim; burlar ayrılacaklar mı? Yoksa barışa- caklar mı? Çöpçü yüzüme baktı: — Bugün birşey diyemem, dedi; ya- rın sabah gene buraya geleceğim, E- ğer merak ediyorsan sen de gel., Tene- keyi beraber karıştıralım. Ayrılacak - lar mı, yoksa barışacaklar mı sana söy- lerim. İMSET kendisinden mukabele gi gençtir. Cesedi nehre atılmıştır. Ve ce- set şimdi Şark tarafında bir yerde ça- murlara saplanmıştır. Filhakika polis tahli Ve kadınm tarif ettiği yerde gencin ce sedi meydana çıkıyor. Ve ihtiyar Gede ön bu ifşaat ve kehanet üzerine tekrar tevkif ediliyor. Genevieve de vapura binerek Fran- 84Ya geliyor, Kâhin kadın Amerika po- lisine bu kadar ipucu verdiği halde da- vanın safhaları bundan ö yormuş. Ve Amerikan polisi veni ke- hanet ve ifşaatta bulunması için Ge- nevle'in tez Amerikaya dönmesi için Fransaya müracaat edecekmiş, ikatını yapıyor. Irak ve Türkiye Münasebetleri (Baştaralı 2 nci sayfada) fik duygusu, Ganbi Asyada, her mille- tin kendi hudutları ve kendi istiklâli dairesinde yaşaması şartiyle yarleşme- si matlüp olan âhenk ve vifakın en bü- yük teminatıdır. Türkiye ile Irak, bi- rübirlerine karşı.bu kadar samimi duy- gularla mütehassis oldukça, bugün Su- riyede esmekte olan fena havadan do- layı hiç mütessir olmaya lüzum yoktur. Haricin kasden zehirlediği bu hava da bir gün temizlenecek ve Garbi Asya ai- Zefi elbet büyüyüp kuvvetlenpcektir. Türkiye ile Irakın, bu sahadaki şuurlu elbirliği herşeyi temine, her d :_e her tehlikeyi bertaraf etmeğe kâfi- lir, Muhittin Birgen — İmuştur? Vatman Kâmil, tedbirsizlik, dik- ile siyah bir karanfildir. Karısını dos uile birarada görüp öldüren İzzet — bir yıl 11 ay hapis yatacak Geçen sene haziranının dokuzunda, Tepebaşında arka « daşı şoför Yunu « #un evinde, onunla ayni odada ve açık saçık bir halde gör. döğü karım Fatma, yı tabanca kurşuni. le öldürmekşen ve arkadaşı Yunusu öl dürmeğe tam teşeb. büsten suçlu 1311 doğumlu — tramvay girketi otobüs şofö- rü İzzet Çakır hak- kındaki karar, ağır cezada, dün akşam üstü tebliğ edildi. Kararda, mevkuf olarak duruşması ya- pilan suçlunun, karısını üç yerinden yara- hyarak öldürdüğü, Yunusa da iki kurşun sıktığı ve bu kurşunlardan birisinin, kaçan Yunusun başıma rastgeldiği, ancak derhal hastaneye kaldırılarak tedavisine başlanıl- mak suretile hayatının kurtanılabildiği latılıyordu. Gene kararda anlatıldığına gö- re, Yunus, apartımanın. cümle — kapısına Çakır İzzet doğru koşmuş, bu sırada yaralanarak yere düşmüştür. Diğer iki kurşun da duvarda delik açmıştır. Çakir İzzet, - hüviyet cüzdanındaki kay- da nazaran - karısı olan Fatmayı, odanın içerisindeki yatakta çırılçıplak görmlüş ve kendisine kapıyı açan Yunus da yalnız ten fanilâsile bulunuyormuş. Yerde içinde he- nüz yıkanmış gömlek bulunan leğen duru- yormuş, odanın ortasındaki masanın üstün- de de içki ve meze mevcutmuş Vaziyet- ten, memnu hareketin henüz vaki olduğu anlaşılıyormuş. Reis Refik, Aza Cihad ve Abdurrah- man Şerel, dava mevzuunu, Beyoğlu be- Jediye hastanesi, Emniyet Müdürlüğü ve adliye raporlarile, Hatice, Yusuf, Sait, Ni- yazi ve daha başka şabitlerin — ifadelerile sabit görerek, suçlu Çakır İzzeti, karım Fatmayı öldürmekten ceza kanununun 449 uncu maddesile 18 seneye mahküm etmişler, 462 inci maddeyle cezayı ağır ha pisten hapse tahville memnu — vaziyette görüp öldürdüğünden, müddeti sekizde bir nisbetinde tenzil edip 2 sene, 3 aya indir- mişlerdir. Yunusun, Çakır İzzetin «samimi arkadaşı olmasını, karısını başka — birisile fena bir vaziyetce görse, bundan men'i İâ- zım gelirken, bilâkia onunla temas etmesi- mi ve bunun daha evvelden vaki olmasını, kadının onun odasına gidip gelmesinin de takdiri tahfif sebebi mahiyetinde saymış- lardır. Bu noktadan da cezadan üçde bir nisbetinde tenzilât yapmışlar, | sene, 6 ay mahkümiyet kararlaştırmışlardır. Diğer taraftan, Yunusu öldürmeğe tam teşebbüstan de 10 sene hapis karatı vere- rek, gene ayni sebeplerden sekizde bir ten- zille bu müddeti bir seneye, üçte bir ten- zille de 3 ay 10 güne indirip, her iki ceza- yı birleştirmişler ve neticede, suçlu Çakır İzzetin, | sene 11 ay hapse konulması kararını ittifakla ortaya koymuşlardır. Suç- hanun tabancası müsadere — edilmiş, 2,000 küsur kuruş duruşma masrafını ödemesi de karay altına alınmı; Vatman Kâmil iki yıl hapis yatacak : Pangaltıda Hamam denilen mıntaka- da olan ve bir çocuğun feci ölümile neti- celenen tramvay kazası davasında ağır ce- zada dün akşam geç vakit karar bildirildi. Tramvay altında kalarak ölen Hikmet gçocuktur. Yaralanan Ekrem çocukla her £- ; kisinin babası Mehmet, davacı yerine gol- mişlerdi. Suçlu vatman Kâmil de, —salıve- rilmiş olarak, hazırdı. 53 Omumaralı vatman — Bayram oğlu — Kâmilin, — tramvayla — 24/4/36 akşamı, geç vakit Kurtuluştan Hamama — doğru — gelirken, — Saksı s0- kağından caddeye çıkan Hikmeti altına a- larak başından yaraladığı ve çocuğun has- tanede ciltihabı sehayav dan öldüğü, Ek- Tem çocuğun da yaralanarak sakat kaldı- ğ raporlar, keşifler ve müşahitlerle sabit görülmüştür. Tramvayın hızlı sürüldüğü ve çocukların görülmesi lâzım gelirken görül- miyerek, 40 metre sürüklendikleri sabit ol katsizlik ve nizamlara eayetsizlikle iki 90 cuğa karşı suç işlemekten 2 sene 4 200 lira para cezası ile keşif ve durusmt | masrafları ödemeğe mahküm edilmiştir . — Çocukların babasının, tramvay tirk€ ne noterlikte tazminat aldığı şeklinde ği ibraname verdiği kaydile de şirketin 'd' len mes'ul olamıyacağı kaydile, — dAYRÜ Mehmedin bu husustaki isteği nAdof:d_i muştur. Davacı Mehmet, ';j kabul etmiyor, aldığı paranın kendisine Ü | davi ücreti diye verildiğini ve bu ibri menin de makbuz diye imzalattırıldığım! ” L vazgeçme' de, ısrarla duruyordu. Birihtilâs suçlusu mâhküm oldu ” Ağırcezada, ihtilâstan maznun ve MüÜ- kuf, belediye münadilerinden Salih Fâhi min, 62 Hira 86 küruğ ihtilâs ettiği sübut © tecesinde görülmüştür. Üç sene, on ıyğ mi gün hapsine, kırk sekiz lira para cSt ödemetni, iki buçük Sane”” Memurlekiğ mahrum kalmasına karar verilmiştir. — Elektrik Şirketi ıloıhınüld D dava bugün başlıyor 1 Elöktrik” $irketi tarafindan Aııdvl'g kasında kullanılmak üzere mukavile Mtf bince gümrükten muaf olarak getirilip ” tanbul-ve Beyoğlu — cihetinde knll-“*_'; malzemeden dolayı şirketin bu id-v':*yl kadar bazı erkâni hakkında adli takib? icrası kararlaşmıştı. B Alâkadarlardan sabık umumi — mü Hanssens vefat ettiğinden hakkındaki İ kibat sukut etmiştir. Diğer — alâkadar! “ muhakemelerine bugün öğleden evvel Bsas mahkemesinde bakılacaktır. w Muhakemede idari müdür Lâzyanı vazım müdürü Sadi, baş mühendis H-"g rü ve mühe! Silâhtarağa fabrikası m d sorguya çekileceklerdir. — Suçlulardan at y muhasebe müdürü Piyos hâlen Ati Suçlular müdafaa vekili olarak avuk yi dettin, Sadi Rıza, Kenan Ömer ve R: tutmuşlardır. A Bu işleri tahkik etmiş olan Gün'b—::u Inhisarlar müfettişi Rüknettin ve el ile Nafia Vekâleti hukuk müşaviri, ihti mahkemesi müddeiumumisi ile temasa £ lerek tahkikatları hakkında izahat verFif lerdir. Evvelce verilen fezlekeye bir î»* ve edilmiştir. Suçlular hakkında altı © de üzerinde takibat yapılması istenmişliy SAA RER ü ._'“3/' leri sürüyor, tazminattan Mevsimlik tayyör (Şampanya) renginde m"îg;g tayyör. Bluz (batist) ten, ceketİ . dandır. Siyah (panama) şapk y nitürü şampanya renginde bit *

Bu sayıdan diğer sayfalar: