24 Haziran 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

24 Haziran 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hatıgl: tahrik Araplara mütemadiyen ve tecavüzler silâh dağıtılıyor (Baştarafı t inci sayfada) Arap köylülere mütemi n silâh da-l #ıtıilmakta ve bunlar Türkler aleyhine kışkırtılmaktadırlar. Halepten 300 kişilik | bir fedal kafilesi Hataydaki Türk köyle-| rine doğru yeia çıkarılmış bulunmakta -| dir. 'Türk köylerine tecavüz Kuziyer tarallarında Araplara Halep - ten mütemadiyen silâh verilmekte — ve 'Türk köylüler aleyhine kışkırtılmakta - dır. Bir kaç gün evvel Karbeyaz köyüne yapılan tecavüzde Türk köylülerin mı Jarı yağma edilmiştir. Bu küö ki müracaatları dinlenmemiştir. Vaziyet vahametini muhalaza etmekte- dir. Köyler endişe içindedir, Şoförlerin grevi bitti Şoförlerin grevi hitam bulmuştur. Ma- halli hükümet şoförlere lecavüzlere uğra- mıyacaklarına dair kat'i teminat ver - miştir. Hatay teşkilâtı esasiye kanunu Antakya 23 (Hususi) — Kanunu esa- t&inin ve yeni rejime ait beyannamenin ilânı beklenmekte idi. Bütün intizarlar boşa çıkmış ve ilân yapılmamıştır. Şam meclisinin iki cepheye ayrıldığı, bir kısmının lehte, bir kısmının aleyh « te bulunmasının Suriye kabinesinin mev- kllni tezelzüle uğrattığı anlaşılmalra - dir. Vatanilerin mevkilerinin zaafa uğra- daığı, (Elhizbüldüstüri) partisinin faali - yete geçmesile de tebarüz etmektedir. Şu bir kaç gür içinde Cenev: muahedesi tasdik olunmadığı takdirde Vatanilerin düşecekleri muhakkak sayılmaktadır. Bu itibarla Hatayın teşkilâlı — esa: Kkanununun ayın yirmi beşine kadar ilâ- nı kuüvvetle umulmaktadır. Mücahidler (') birbirlerine düşlüler Şam, 20 (Hususi Muhabirimiz Yazı- yor) — Mücahidler arasında çatışma ve münakaşa, benim tahminlerimden çabuk başladı. Bir taraftan Vatanilerle Doktor Şehbender arasında ayrılık alâ- metleri göründü, Doktor Şehbender milli birlik fikrini milli birlikcilerin iânhisar altına almalarına razı olmuyor. Bütün milletin milli bir mefküre uğ runda birleşmesi fikri ile Milli Blok e bir fırka ve hizip teşkili arasında bü- yük bir fark bulunduğunu izah eden Doktor Şehbender kendisinin Millf Bloken değil, hakikaten milletin bir - Jeşmesi tarafdarı bulunduğunu açıkca söylemiştir. Bunun için Vataniler bu ftaraftan mühim bir darbe yemiş bulu- nuyorlar, te taraftan Emir Şekib Aslan da bir hâdise çıkardı. Halebin büyük camli: de, irad ettiği yeni bir nulukta milli ol- miyan Arabların vatanperver olamıya- caklarından bahsetti. Suriye ve Lüb - nanın bütün Hıristiyan Arabları tara - fından şiddetle tenkid edilen Emir Şe-! kib, bilâhara bir tekzibname neşrede - rek kullandığı — «mulhid» kelimesinin Hıristiyan demek değü, dinsiz. demek olduğunu iddia etti. Fakat, buna rağ - men Doktor Şehbender de onun bu nutkunu ve bu fikrini şiddetle tenkid etti. Hıristiyan Arablara gelinde, onlar da Emir Şekibin bu sözlerini cenebi bir devlet mümessilinden aldığı talimat e- seri olduğunu iddia ediyorlar ve tek - ziblerin samimiliğine inanmıyorlar. Hülâsa, Suriyedeki tarhana çorbası manzarası giltikce artıyor. * « 3 temmuz günü için hazırlık ehem - miyetle devam ediyor. Şamın her sem- tünde iane tophyacak komiteler seçili- yor; Suriyenin her köşesinde ayn; tarz- da teşkilât yapılıyor, 3 temmuz günü burada yeniden büyük bir hareket ve heyecan günü olacaktır. Çeteler Suriyeden silâh alıyorlar Halep 23 (Hususl) — Arap çeteleri Cesrisuurda hazırlanmaktadırlar. Hedef- Jeri Ordu ve Kasir nahiyelerinde Türk köylerine saldırmaktır. Bu hazırlığı ta- mamlamak iç'n Suriyeden silâh almakla- dırlar. Ordu ve Kasir köylerinin ileri ge- lenleri vaziyetten mahalli hükümete şi - kâyette bulunmuşlardır. Arab köylüleri teslih ediliyorlar tir. Bu tahsısatın hedefi Sancaktaki Arap köylülerini teslih etmektir. Arablar arasında müsademe Hama 23 (Husust) — Keferalpte ve Cam köylerinde şapka taraftarı Araplar- la şapka alayhtarları arasında çarpışma 'olmuştur. Müsademede iki taraftan 10 ki- şi yaralanmıştır. Yaralananlardan bir ka- çının hayatı tehlikededir. Bir aşiret hududda bekliyor Humus 25 (Hususi) — Aneze aşireti| reisi Hacim oğlu Halil Antakyaya git - miştir. Arap taraftarları tarafından kar- glanmıştır. Aşiret kafileleri Sancak hu- dutlarındadırlar. Hareket için şeyhlerin- den emir beklemektedirler. Suriye heyeti Ankaradan geçerken selâmlanacak Ankara 23 (Hususi) — Suriye fevkalâ- de komiseri ile Suriye heyeti Paristen dönerken Ankara istasyonunda hükümet namına selâmlanacaklardır. Burada kala- şak görüşmelerde bulunacaklarına dair kararlaşmış bir vaziyet yoktur. Tuncelinde Sükün (Baş tarafı 1 inci sayfeda) Hükümete teslim olmuş bulunan aşi - retler ahalisi köylerinde iş ve güçlerile meşgüldürler. Yusufhan aşireti kâmilen inkıyat etmiş bulunmaktadır. * Elâziz 23 (Sureti mahsusada gönderdi- şgaline geçen arazideki ekinlerin kema- le erdiği görülmüştür. Muhalefete geçe- zek Kutuderesini işgal edenlerin bera - berlerinde kaçırdıkları zahireler tüken- miştir. İaşesizlik dehşet verici bir hal al- mıya başlamıştır. Nafia işleri kıtaatın İlert hareketile hemahenk olarak inkişaf etmektedir. Ba- sit çeteler halinde Kutuderesine sığınan muzır unsurlar kapana düşmüş bulun - maktadırlar. Seyit Rızanın fesat ortağı, eski Koçgi- ri isyanının &mili olan Alişar da fesatçı- lar meyanındadır. Sürprizlerle dolu hâdisat efkârı umu - miyeyi memnun edecek bir şekilde inki- şaf etmektedir. Neveşhirde imar faaliyeti Nevşehir (Hususi) — Nevşehir yedi bin evli, 20 bin küsür nüifuslu bir kâ- sabadır. Kasabanın en mühim ihtiyaç- larından biri olan elektrik tesisatı iki ay sonra tamamlanmış olacaktır. Tam merkezi vaziyette olan kalenin tami - rinden sonra burada bir saat kulesi in- sı ve su deposunun bürada yapılması düşünülmektedir. Yakın zamanda şeh- rin çehresi tamamen değişmiş olacak- | tır. Postane ile hükümet konağı arasın- daki yol yeni baştan yaptısılmış ve bu- rası muntazam bir şöse haline konul - muştur. Dünya Boks şampiyonluğu Braddock, Joe Lowis Chicago, 23 ÇALA.) — Dünya ağır siklet şampiyonluğu: Joe Louis, dünya boks şampiyonu .yutulur bir lokma sayılmamak icap eder. SON POSTA Güneş mi galip gelecek ? .. Güneş Rasihi Paristen getirti - yor, Beşiktaş ta uzun bir istira- hat devresinden sonra maça ha - zırlıklı olarak çıkıyor Milli küme maçlarının son oyunlarına tesadüf eden mühim maçlardan biri Be- şiktaşla - Güneş arasında bu hafta ya - pilacak olan maçtır. Milli küme maçlarında haklı olarak pek büyük bir ümide kapılmış bulunan | Güneş takımının hiç hesapta - olmıyan mağlübiyet ve berabere kalışları Güneş klübünün geri kalan üç maçı için yeni- den büyük bir ümit beslemesine mâni ol- makla beraber futbol çayırında namü - tenahi sürprizlerin mevcudiyetini göz ö- nünde tutarsak milli kümede başta giden diğer takımlar gibi Güneş klübünün de haklı olarak bir heyacana kapılmasını tabii göcebiliriz. İstanbul şampiyonasında hiç bir takım karşısında kolay kolay boyun eğmemiş plan Beşiktaşın İzmirde yaptığı maçlar- da hiç beklenmiyen neticeler alması ile başlıyan garabet Ankara ve İstanbul maçlarında devam etmiş ve nihayet bu kuvvetli takım bugün bu likte müşkül vaziyete düsmüştür. Şampiyona yolundan bir hayli uzak - Taşmış bir vaziyette bulunan Beşiktaşın Bimiz muhabirimizden) — Kıtastımızın | “8*T takımlar gibi bütün ümidini İstan- bul takımlarile yapacağı maçlara bağla- makta, bu sehepten hakkı vardır. Diğer takımların düşündüğü gibi Be - Şiklaş ta sıra ile Güneşi, Fenerbahçeyi, nihayet Gaiatasarayı mağlüp edebildiği taktirde bugünkü —müşkül vaziyetten kurtularak şampiyonada ümit ettiği de- receyi alabilecektir. Milli küme fikstürünün ilk sene oldu- ğu için aceleye gelmek suretile bir par- ça yolsuz ve hesapsız tertip edilmesi yü- zünden maçların başlangıcında on — bir imaçı her hafta üstüste yapmak suretile büyük bir sıkmtı çeken Beşiktaş bugüne kadar kırk gün beklemek suretile hem sakat oyuncularını tedavi etmiş, hem de takımını uzun boylu dinlendirmiştir. Sona kalan üç maç için her türlü ted- birleri alarak tam formu üzerinde bulu- nan Beşiktaşın bu hafta yapacağı maç iş- te bu bakımdan ayrı ve hususi bir e - hemmiyet arzetmektedir. Milif küme şampiyonasını yI yolunda her türlü fedakârlığı ;:lpn:m tan çekinmiyen klüpler sarfettileri Bay - ret ve gösterdikleri fedakârlıktan sonra bu sahada bekledikleri iyi neticeleri al- Faak için akıllara hayret veren işlere Birişmişlerdir. Güneş takımının - Ankarada — yaptığı maçlar için Paristen getirdiği kıymetli merkez muhacimleri Rasihi son maçlar için gene uzun bir yolculuk külfetine katlandıracaktır. İstanbulda en hırçın bir müdafaaya sa- Jp olan Beşiktaşa mukabil Rasihle, Sa- Tâhaddinle, Rebii ile €n kuvvetli şekli- ni alacak olan Güneş hücum hattının ko- Jay tutulur bir hat olamıyacağını şimdi - den kabul etmek lâzımdır. Güneş müdafaasının zayıf olduğu da gizlenir bir mesele olmadığına göre Rıd- van, Hakkı, Şereften teşekkül edecek Beşiktaş hücum hattı da Güneş için kolay Güneşin birbirinden kuvyetli oyuncu- lardan terekküp eden hücum hattına mu- kabil, Beşiktaşın atak hücum hattı baka- dm bu pazar günü ne yapabilecek. Ve Balibiyet ibresi hangi takımın lehine dö- necek? M.R. Şehremininde bir dükkân yıkıldı Şehremininde Millet caddesinde 311 numaralı nalband dükkânının yanında- ki arsada kazılan temelin derin kazıl- masından nalband dükkânının duvarı çökmüş, nalbandın 15 yaşındaki çırağı Şükrü toprak altında kalarak yaralan- Şam 23 (Hususi) — Sancak muhalızı-|James Braddock'u sekizinci ravundda |Mış, tedavi edilmek üzere Guraba has- nn emrine yeniden tahsisat gönderilmiş- , nakavt etmek suretile yenmiştir. Mi * çe slkâ A tanesine kaldırılmıştır. Kim he derse desin; âmme vicdanını nın mahküm edemediği insanı, kanun ve mahkemeler, mahküm edemiyor. Fransada geçen 24 kânunuevvelde ce- reyan eden bir dava yukarıda söylediği- miz sözlerin bariz bir misalidir. Fransız adliye gazeterinden aldığımız şu satırlar bu garıp vak'ayı izah etmek- tedir: «Paul 23 yaşında serseri bir delikanlı- dır ve ağirceza mahkemesinin huzurun- da babasının katili olmakla maznun bu- lunmaktadır. Paulun babası 50 yaşlarında bir şarap rüccarıydı. Karısı öldükten sonra sefiha- we bir hayata başlamış ve barların birin- de tanıdığı 25 yaşlarında genç bir kadını da metres tutmuştu. Şu garip tesadüfe takın ki Paul da bir müddet sonra ayni barda ayni kadınla tanışmış ve onu sev- meğe başlamıştı. Bir kadının ik! erkeği idare etmesi çok 20r bir şeydir. Ve bu zorluk ta vak'a da Amil olmuştur. Anlatalım: Günün birinde hâdisa patlak weriyor, Janet Paul'un babasile evinde bulunduğu zaman Paul da Janeti gür- meğe geliyor. Janet onu içeri almak istemiyor, kağı- nın önünde biraz didişiyorlar, nihayet Paul genç kadını iterek içeri giriyor, Kapının önündeki gürültüleri duyan Panl'un babası da o sırada sofaya çıktığı için, baba oğul karşılaşıyorlar. Baba, evvelâ itidalini muhalaza etmek istiyor. Wiyanet ettiğini görünce deli gibl oluyor, çileden çıkıyor, tabancasını çekerek hem babasımı, hem de Janeti öldürüyor. * Paul'un vekâletini Paris - barosunun meşhur avakatlarından biri deruhte et. —mişti. Tahkikatın her safhasında bulundu ve nihayet son #öz kendisine verildi. Suçlunun müdafaasını yapacaktı. Müddeiumumi, baba katilinin idamını istemişti, delikanlının hiç kurtulmak im- kânı yoktu. İki taraftan suçlu idi. Hem baba katili olmak itibarile idam edile- cekti, hem de öldürdüğü insan babası ol- masa bile, ikı kişinin katili almak ta ida- z müstelzemdi, herkes: — Delikanlının kafası kiyotinden kur- tulmaz diyorlardı. Reisin sesl duyuldu. Avukata: — Müdafaanızı yapınız, dedi. Avukat saatini çıkardı. Saat tam bir- di. Buna içaret ettiklen sonra: — Müuhterem heyeti hâkime dedi, ve müdafaaya başladı. Sözlerine evvelâ Paulun anasile babası- gan izdivacından başladı, sözlerinin ara- sına garip fıkralar sıkıştırıyor, sözlerini uzatıyordu, reis bir iki ihtarda bulunmak istedi. Avukat hak müdafaasına taallük ettiğini ileri sürerek söylemekte srar etti. Saat on olduğu zaman avukatı hâlâ söylüyordu. Bugün suçlu olan çocuk he- nüz doğmuştu.. Nihayet saat on ikiye iki kala, birdenbire sustu, ve davanın daha içine bile girmeden jüriye hitap etti. 24/25 kânuünuevvel olduğu için noeldi, Sayfa 11 |(S£SPORS&.| Babasını, sevdiği kadın Beşiktaşmı, yoksa| ile yakalayan delikanlı her ikisini de öldürdü İdamına karar verilmesi bekleniyordu, fakat avukatının kurnazlığı sayesinde yedi sene hapisle kurtuldu © sırada bütün kilise çanları çalmağa bap Jadı, Dışarıda lâpa lâpa kar yağıyordu. Avukat sesini titrete titrete jüriye döndü: — Böyle bir akşamda, İsanın doğ « duğu böyle bir günde cinayet işlemek- ten, bir insan öldürecek bir karar vem mekten hazrediniz dedi. Çanları dinleyiniz! İsa bugün doğdu, © hayata, merhamet, iyilik, şefkat, getirdi. Jüri heyeti, bu tablodan fevkalâde mü» tehassis olmuştu. Avukat ta davayı ka- zanmıştı, idama mahküm olacağı muhalk- kak addedilen delikanlı, birçok sebepsiz, mubaffif sebepler yüzünden başımı bi çaktan kurtarmış, yedi sene hapse mah- küm edilmişti. Soyadı almıyanların Cezaları affedilecek (Baştarafı T inci sayfada) )&nux-;. muayyen müddet içinde soy â- du almamış olanlar hakkında beş liradan ,yirmi beş liraya kadar ve bu parayı ver- miyenler için de beher liraya mukabil bir gün hapis cezasını tayin etmiştir. Kanunün bu hükümleri tatbik edil e mekle beraber bir çok vatandaşların bü- tün isteklerine rağmen saffet veya başka sebeplerden dolayı ellerinde olmıyan ma«- - zeretlere mebni soy adı alamadıkları ane laşılmıştır. Duyduğumuza göre soy adı almamış ©- ian vatandaşların cezaları, müruru zama» na uğramış addedilerek kendileri ceza- dan kurtulacaklardır. Bu kararcdan istifade edecek vatan » daşların sayısı oldukça mühim bir ye- kün tutmaktadır. Burada vatandaşlara da düşen bir vazife vardır ki, hemen nüfus idarelerine koşarak soy adı almaları lâ « zımdır. Kararm tatbikatına pek yakın « da başlanacaktır. v

Bu sayıdan diğer sayfalar: